FBE- Restorasyon Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "anıt" ile FBE- Restorasyon Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeÜküdar'ın Vakıf Eser Kültür Mirası Ve Korunması İçin Öneriler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-09-20) Ekimci, Betül Gelengül ; Ahunbay, Zeynep ; 437387 ; Restorasyon ; RestorationÜsküdar antik döneme uzanan tarihiyle İstanbul’un Anadolu yakasındaki en önemli yerleşmelerinden biridir. Osmanlı döneminde Üsküdar İstanbul’un üç yönetim merkezinden biri olarak Boğaz siluetini ve İstanbul’u taçlandıran tarihi çehresini 15. ve 19. yüzyıllar arasında kazanmıştır. İstanbul’un Anadolu ile bağlantısını sağlayan iskele civarında ve kervan yolu üzerinde, başta sultanlar ve aileleri tarafından cami, medrese, imaret, kervansaray, hamam, han ve dükkânlardan oluşan hayır tesisleri kurulmuş, zamanla üst düzey yöneticiler ve kentin ileri gelenlerince yaptırılan vakıf tesisler ile Üsküdar imar edilmiştir. Üsküdar’ın günümüze ulaşan tarihi anıtlarının çoğu vakıf yoluyla yapılmıştır. Üsküdar tarihinin önemli bir bileşeni olan vakıf kökenli kültür mirası daha iyi bakılmayı ve yönetilmeyi hak etmektedir. Vakıf eser kültür varlıklarının ayrıntılı olarak ele alınmaları, taşıdıkları ulusal ve evrensel değerlerin ortaya konması, korunmaları ve sürdürülebilmeleri yönünde önemlidir.Bu çalışmada Üsküdar’daki Osmanlı dönemi vakıf eserlerin yapıldıkları dönemden itibaren geçirdikleri değişimleri anlamaya çalışmak ve günümüzdeki durumlarını belgelemek amaçlanmıştır. Günümüze ulaşan örnekler tek tek yerinde incelenerek değişimin boyutları ortaya konmaya çalışılmış ve eserlerin özgünlükleri değerlendirilmiştir. Üsküdar, üzerine sayısız kitaplar yazılmış olmasına karşın, belli bir dönemdeki yüzünü, dokusunu ve evrimini kavramaya çabaladığımız anda karşımıza cevap bekleyen sorular ve yeni araştırma konuları sunan zengin bir coğrafyadır. 15. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan tarih aralığında, çeşme gibi küçük yapılardan, anıtsal külliye yapılarına uzanan vakıf eserlerin geniş yelpazesi içinde, Üsküdar’ın değişen yüzünü okumaya çalışmak şaşırtıcı deneyimleri birlikte getirmiştir. Üsküdar’ın tarihi mirasını temsil eden, kent dokusunun gelişimine yön veren vakıf eserlerin geçirdikleri süreç, onlara yapıtı ortaya çıkaran koşullardan ve yapıldıkları dönemden bağımsız bir kimlik kazandırmıştır. Ama uzun tarih yolculuğu içinde değişen var olma koşulları, yapıların önemini hiç hafifletmiyor. Tamamen yok olan veya bütünüyle yenilenen örnekler bir yana bırakıldığında, yapılar üzerinde geçmişin izleri hala varlığını koruduğundan, geçmişi ve geleceği birleştirmek, birbirini izleyen, birbirini içeren, değişimleri korumakla mümkün olabilir. Fakat diğer taraftan, yapının tarihi, fiziksel ve hatta sosyal yapısını zedeleyen niteliksiz kabukları doğru ayıklamak, özgün mimari karakterlerini ortaya çıkarmak, vakıf eserleri, bundan sonraki süreçte yeni müdahalelerle zedelenmeyecek evrensel bir maddi varlık olarak kabul etmenin ilk adımı.