FBE- Yapı Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.Yüksek lisans ve doktora programları İngilizce olarak eğitim vermektedir.
Gözat
Konu "2006 Türk Deprem Yönetmeliği" ile FBE- Yapı Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeMevcut Betonarme Binaların Deprem Performanslarının Belirlenmesinde Doğrusal Ve Doğrusal Olmayan Yöntemlerinin Karşılaştırılması Üzerine Sayısal Bir İnceleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kaya, Melek Pınar ; Özer, Erkan ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringYüksek lisans tezi olarak sunulan bu çalışmada, ülkemizdeki orta yükseklikli mevcut betonarme binaları temsil etmek üzere seçilen taşıyıcı sistem modelleri, çeşitli tarihlerde ve günümüzde yürürlükte olan deprem yönetmeliklerine göre boyutlandırılmışlar, daha sonra bu sistemlerin ve bunların çeşitli alternatiflerinin, 2006 Türk Deprem Yönetmeliği’ nde tanımlanan doğrusal ve doğrusal olmayan hesap yöntemleri ile deprem performanslarının belirlenerek her iki yöntem ile elde edilen sayısal sonuçlar karşılaştırılmıştır. İncelen taşıyıcı sistem modellerinin 2006 Türk Deprem Yönetmeliği’ nde yer alan doğrusal ve doğrusal olmayan hesap yöntemleri ile belirlenen kesit hasar bölgeleri önemli ölçüde benzerlik gösterirken, iki yöntemin sonuçlarının farklılık gösterdiği elemanlardaki değişim genel olarak bir hasar bölgesi aralığı mertebesindedir ve doğrusal olmayan hesap yöntemi ile belirlenen kesit hasar bölgeleri genelde daha elverişli sonuçlar vermektedir.
-
ÖgeMevcut Betonarme Binaların Deprem Performanslarının Değerlendirilmesinde 2006 Türk Deprem Yönetmeliği Ve Fema 356 Yaklaşımlarının Karşılaştırılması Üzerine Sayısal Bir İnceleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Yılmaz, Hazar Evren ; Özer, Erkan ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, ülkemizdeki orta yükseklikli mevcut betonarme binaları temsil etmek üzere taşıyıcı sistem modelleri seçilmiştir. Bu modeller, geçmişte ve zamanımızda yürürlükte olan deprem yönetmeliklerine göre boyutlandırılmıştır. Taşıyıcı sistem modellerinin deprem etkileri altındaki doğrusal olmayan davranışları malzeme bakımından doğrusal olmayan teori çerçevesinde incelenmiş, deprem performanslarının belirlenmesi amacıyla yapılan hesaplamalarda performans noktası ve plastik mafsalların dönme değerleri 2006 Türk Deprem Yönetmeliğinde tanımlanan Artımsal Eşdeğer Deprem Yükü Yöntemi yardımı ile elde edilmiştir. Plastik şekildeğiştirmelerin değerlendirilerek kesit ve eleman hasar bölgelerinin belirlenmesinde ise, 2006 Türk Deprem Yönetmeliği ve FEMA 356 ön standardında öngörülen yaklaşımlar uygulanmış ve her iki performans değerlendirme yaklaşımına ilişkin sonuçlar karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Her iki yaklaşım ile belirlenen kesit hasar bölgeleri önemli ölçüde benzerlik gösterirken, sonuçların farklılık gösterdiği elemanlardaki değişim genel olarak bir hasar bölgesi aralığı mertebesinde kalmaktadır.
-
ÖgeMevcut Çelik Yapıların Deprem Performanslarının Belirlenmesi İçin Bir Yaklaşım(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Sezer, Bora ; Özer, Erkan ; Yapı Mühendisliği ; Structural EngineeringBu çalışmada, moment aktaran çerçevelerden oluşan orta yükseklikli çelik yapı sistemlerinin deprem performanslarının belirlenmesine katkı sağlamak üzere, 2006 Türk Deprem Yönetmeliği’nde verilen genel ilkeler ve öngörülen doğrusal ve doğrusal olmayan yöntemler ile FEMA 356 Önstandardı’nda çelik yapı sistemlerinin performans değerlendirmesine ilişkin olarak verilen esaslar çerçevesinde iki yaklaşım önerilmiş ve bu yaklaşımların esas alındığı sayısal incelemeler gerçekleştirilmiştir. Sayısal incelemelerde, orta yükseklikteki çelik binaların pratikteki olası uygulamalarını temsil etmek üzere seçilen taşıyıcı sistem modelleri, çeşitli tarihlerde yürürlükte olan deprem yönetmeliklerine göre boyutlandırılmıştır. Bu sistemlerin ve bunların çeşitli alternatiflerinin, bu çalışmada önerilen doğrusal ve doğrusal olmayan yaklaşımlar ile deprem performansları belirlenmiş ve her iki yaklaşım ile elde edilen sayısal sonuçlar karşılaştırılmıştır.