FBE- Kentsel Tasarım Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece yüksek lisans düzeyinde eğitim vermektedir.
Araştırma Konuları:
Kentsel Dokuda Çevresel Kalite,
Kentsel Tasarım Standartları,
Kentsel Yenileme,
Kentsel Koruma,
Kentsel Sağlıklaştırma,
Yeni Yerleşme Alanları Tasarımı,
Kentsel İmaj ve Kimlik,
Bilgisayar Destekli Kentsel Tasarım,
Kamusal Alanların Değerlendirilmesi ve Tasarımı
Gözat
Konu "akıllı kentler" ile FBE- Kentsel Tasarım Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeBüyük Veri İle Kentsel Ritmin Ölçülmesi: İstanbul Örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-06) Gökçe, Pınar ; Terzi, Fatih ; 302365 ; Urban and Reigonal planningKentlerin sahip olduğu zamansal özelliği ifade eden kent ritimleri kent aktivitelerinin zaman ile ilişkisini kent mekânında görmemize yardımcı olmaktadır. Özellikle sanayi devriminden ve internetin icadından itibaren artan hareketlilik ile birlikte kentlerin ritimlerinin analiz edilmesi karmaşıklaşmış ve hareketliliğin kayıt altına alınmasının zorluğu ile birlikte kentin dinamik yapısı yeterince anlaşılamamıştır. Statik bir süreç gibi düşünülen kentsel planlama ve tasarım anlayışına koşut olarak, artık hareketli kent yaşamına uyum sağlaması açısından dinamik bir süreç olarak kent planlamasında, tasarımında ve yönteminde ihtiyaç duyulan anında müdahale ve hızlı operasyonel müdahaleler için kentsel ritim çalışmaları bir gereklilik haline gelmektedir. Büyük verinin yükselişi ile beraber, gelişen bilgi keşfi süreci, kentsel bilişim alanında yarattığı yenilikler mekânsal analizlerde de gelişme sağlamış ve kentsel ritim çalışmaları için de bir fırsat sunmaktadır. Ritmin sahip olduğu karmaşıklığı Lefebvre polyrhthm olarak tanımlarken, Crang kentsel ritimleri birbirine benzer ritmik alanların olduğunu öne sürmektedir. Bir başka görüş olan pacemaker ise çeşitli aktivitelerin kentsel ritimler üzerinden değişiklik yarattığını vurgulamaktadır. Zaman ve mekânnın temel olduğu bu yaklaşımlar temelde mekânın konumu itibari ile sahip olduğu özelliklerin yanında zamansal olarak da bazı niteliklere sahip olduğunu savunmaktadır. Mekanların zamansal olarak birbirine benzemesi ya da zamansal olarak birbirinden ayrışması mümkündür. Kentlerin bu dinamik yapısını takip etmek günümüze kadar kent bütününde zordu. Planlama ve tasarım araçlarının gelişmesi ve kentlerin okunabilirliği için önemli bir nokta olan kentin dinamik yapısını okuma, yani yılın belirli döngüsel periyotlarına ve sosyal aktivitelerine bağlı olarak artan ve azalan ritim, gelişen teknoloji sayesinde kent bütününde izlenebilir bir hal almıştır. Dijital ayak izleri olarak da geçen bu kayıtlar, insanların mekânda gerçekleştirdikleri aktiviteleri sanal ortamda kayıt ederek bu izlerin gözlemlenebilir bir olguya dönüştürmektedir. Kentsel ritmin önemli bir katmanı olan kentsel hareketliliğin değişimi kentlerin büyümesi ve yayılması ile birlikte çeşitlenmiş ve zamansal farklılaşmalar ortaya çıkarmıştır. Ulaşım kartları gibi çeşitli teknolojiler sayesinde bu hareketliliğin izlenmesi bir fenomen olmaktan çıkmıştır. Bilgisayarların kent mekanına ve kent yönetim süreçlerine girmesi ile birlikte başlayan kentsel bilişimin gelişmesi akıllı kent yaklaşımlarını geliştirmiştir. Akıllı kentlerin sunduğu siber fiziksel sitemler ve oluşturduğu güçlü bağlantılar sayesinde artan kentsel büyük veri, yeni veri odaklı yaklaşımları geliştirmekte ve daha net sonuçlar sunmaktadır. Kentsel bilişim doğrultusunda geliştirilen yaklaşımlar kent yönetimi, kaynak kullanımı, politika gelişme süreçleri gibi birçok alanda gelişme sağlamıştır. Yaşanan bu gelişmeler ile birlikte büyük veri teknolojilerinin de gelişimi sayesinde kentsel büyük verinin analizi planlama ve tasarım alanın kentsel mekân kalitesini arttırmaya yardımcı olacak bir dizi analiz fırsatı sunmaktadır. Kentsel büyük verinin sunduğu ve sunacağı imkanlar göz önüne alındığı vakit kentsel büyük verinin nasıl ele alındığı, işlendiği ve büyük veriden nasıl yarar sağlandığı önemli ve kritik bir hal almaya başlamıştır. Büyük veriden elde edilecek faydaların hızlı ve pratik olması yönündeki ihtiyaç kent plancısı ve tasarımcısını bu konuda çalışmaya itmektedir. Plancı ve tasarımcının günümüz teknolojisine adaptesi kent yönetimleri açısından önemli olmaya başlamıştır. Bu tez kapsamında İstanbul bütününde büyük veri yardımıyla kentsel ritim modeli geliştirilmiş ve bu model üzerinde mekânların sosyal ve döngüsel takvimlerden nasıl etkilendiği bilgi keşfi yaklaşımı ile ortaya koyulmuştur. 12 adımlı kentsel hareketlilik ritim modeli geliştirilerek sosyal ve döngüsel ritimler değerlendirilmiştir. 2 ana aşamadan oluşan kentsel hareketlilik ritim modelinin ilk aşaması büyük hacimdeki veriyi çalışmanın amacına uygun olarak bir veri özeti sistemi geliştirmektedir. Çeşitli veri dönüşümleri ve bilgi özetleme pratikleri ile birlikte veri hacminde %99,9 oranında bir azalma sağlanarak İstanbul bütününde yıllık, mevsimlik, aylık, haftalık, günlük ve saatlik ritim analizlerinin yanında sosyal taksimler olan, bayram dönemleri, eğitim başlangıç ve bitiş tarihlerinde kentsel ritim analizleri gerçekleştirilmiştir. İstanbul ölçeğinde 2018 yılı kentsel ritim sonuçlarında kent merkezinde yoğun olan hareketlilik Zincirlikuyu aktarma istasyonun noktasal bir birikme gösterse de kentin en hareketli bölgesi Tarihi Yarımada olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında kentin ana bir arteri olan metrobüs hattı boyunca yığılma göstererek kentsel ritim, kentin yeni arterleri hakkında da ipuçları vermektedir. Çeperlerde azalmakta olan kentsel ritim, kentin doğusunda bulunan Gebze bağlantısında dikkat çekmektedir. Gebze ile bir ekonomik-sosyal koridora sahip olan İstanbul, kentsel ritim açısından da sınırda da bir artış göstermektedir. Mevsimlik ritim analizi sonuçlarına göre İstanbul’da %11’ik bir ritim azalışı görülmektedir. Yaz aylarında insanların kent dışına çıktığını veya dışarı çıkmayı daha az tercih ettiğini gösteren bu analiz sonucunda turistik bölgelerin yaz aylarında kentsel ritim artışı olduğu elde edilmiştir. Zaman ölçeği daraltılıp aylık analizler yapıldığında kent ritminin en çok azaldığı ay ağustos ayı, en çok yükseldiği ay ise kasım ayı olarak karşımıza çıkmaktadır. Zaman ölçeği hafta ölçeğinde daraltıldığı zaman hafta içi ve hafta sonu ritim farklılıkları karşımıza çıkmaktadır. Hafta içi benzer kentsel ritme sahip olan şehir cumartesi günü düşüşe geçmekte ve pazar günü en düşük kentsel ritim değerine gelmektedir. Hafta için sabah 6:00–9:00 saatleri arasında iş ve okula gidiş saatleri olarak kabul edilen zaman dilimi kentin en hareketli zaman dilimi olurken akşam 17:00 ve 19:00 saatleri arası insanların eve dönüş zaman dilimini oluşturduğu görülmektedir. Sabah saatlerinde konut bölgelerinde başlayan kentsel ritim öğlen saatlerinde kent merkezinde yoğunlaşırken akşam saatlerine konut bölgelerine yeniden dağılmaktadır. Döngüsel takvimlerin rutinlerinde etkilerini görebildiğimiz sosyal takvimler kent hareketliliğinde değişiklik yaparak kentsel ritmi değiştirmektedir. Eğitimin başlangıcı ile birlikte artan kentsel ritim, bayramlarda bütün kent ritmi değişirken ve futbol maçı gibi etkinlikler daha bölgesel yerlerde ritim değişikliklerine neden olmaktadır. Sosyal takvimlerin oluşturduğu mekânsal ritmik değişiklik döngüsel ritimlere göre daha fazla hissedildiği görülmektedir. Geçmişe yönelik döngüsel ve sosyal takvimler bazında kentsel ritim analizi değerlendirildiğinde kentin dinamik sistemi anlaşılmakta ve gelecekteki etkinliklerde nasıl bir tepki vereceği tahmin edilebilir duruma gelmektedir. Yapılan bu döngüsel ve sosyal zaman dilimlerine bağlı analizlerden insanların dönemsel ve saat olarak hangi bölgelerde yoğunlaştığını, sürekli bir hareket içinde olan kent yaşamının nerelerde yoğunlaştığını statik olmaktan çok dinamik bir biçimde gözlemleme imkanını bize sunmaktadır. Statik planlamanın yanında dinamik planlama için bir zemin sağlama potansiyeli olan kentsel ritim çalışmaları kentin yeniden yorumlanmasına ve zamansal olarak nasıl müdahaleler gerektirdiği açısından plancılar ve kent yöneticileri için yeni bir bakış açısı sunması önemli bir konu haline gelmektedir. Dinamikleşen kent sisteminin çözümlenmesi ve izlenebilmesi için şehir plancısı artık geleneksel yöntemlere ek olarak kenti okumanın yeni bir yolunu aramaya girmiştir. Kent yönetiminin artık operasyonel bir sistem bütününde işletilmesi gerekliliği plancıyı/tasarımcıyı kendi çerçevelenmiş rolünden çıkarıp yönetimin ve uygulamanın her alanında yön gösterici bir rol biçmeye itmektedir. Dinamikliği artan kentlerin yeni yönetim anlayışında operasyonel müdahale biçimleri için anlık olarak kenti izleyip analiz edebilme yeteneği kent planlama sistemlerinin göz ardı edilemez bir parçası haline gelmektedir. Geliştirilen kentsel ritim modeli ile birlikte İstanbul’un hareketlilik üzerine dinamik yorumlaması gerçekleştirilebilmektedir. Bu tez çalışması, mevcut analizlerle kentleri izlemenin bir alternatifi olarak dinamik kent yapısını izleme adına başvurulacak uygulamalar için bir yol gösterici niteliktedir.