FBE- Kimya Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Sustainable Development Goal "none" ile FBE- Kimya Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAntrakinon türevli çinko ftalosiyanin tabanlı florometrik voltametrik ve çift kanallı eser miktar su sensörünün geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Yıldırım, Mustafa Semih ; Yılmaz, ismail ; 634594 ; Kimya Ana Bilim DalıFtalosiyanin bileşiği, 1907 yılında asetik asit ve ftalimit'ten o-siyanobenzamidin sentezi sırasında yan ürün olarak ilk kez ortaya çıktığı günden beri çok sayıda alanda ve konuda çalışma yapılmıştır. Merkezindeki kavite birçok metal atomu ile kompleks yapabilecek kadar genişlikte ve dört adet azot atomu içeren iminoizoindolin birimlerinden oluşan makro halkalı yapı, simetrik olup pirol üniteleri doğrudan kompleksleşmede yer alır. Ftalosiyaninlerin uzun ömürlü olmaları fotofiziksel ve fotokimyasal açıdan kararlı makro halkalı yapı olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu halkalı yapının konjuge18-π elektron sistemi sayesinde görünür bölgede şiddetli bir şekilde ışıma ve emilim özellikleri mevcuttur. Ayrıca halkalı yapının çevresel ve çevresel olmayan konumlarına çeşitli sayıda ve özellikte fonksiyonel gruplar takılarak, ayrıca merkez metal atomu değiştirilerek fotofiziksel ve fotokimyasal özellikleri hassas bir şekilde ayarlanabilir. Kinon türevleri zengin elektrokimyasal özelliklere sahip organik bileşiklerdir. Canlılar içinde fotosentez ve solunum gibi süreçlerin elektron transfer mekanizmalarında hayati rollere sahiptirler. Tersinir elektrokimyasal süreçlere sahip olmaları bu bileşiklerin birçok alanda kullanılmasına sebep olmuştur. Ayrıca kinon türevlerine takılan elektron çekici ve verici gruplarla potansiyel değerleri kontrol edilebilir. Organik çözücüler için en yaygın safsızlık sudur. Petrokimya, ilaç, organik sentez vb. endüstriyel üretimler başta olmak üzere suyun varlığı ve miktar analizi büyük önem arz etmektedir. Geleneksel olarak kullanılan yöntem Karl-Fisher metodu olmakla beraber son dönemde özellikle floresan spektroskopisine dayalı birçok su sensörü geliştirilmiştir. Karl-Fisher metodu süre alan, karmaşık ve toksik çözeltiler gerektirmesi bu alana yönelimde etkili olmaktadır. Buna bağlı olarak, bu tez çalışması kapsamında çift kanallı hem floresan hem de voltametrik olarak su analizi yapabilen sensör geliştirilmiştir.
-
ÖgeFlor modifiye tiyenotiyofen ve ditiyenotiyofen moleküllerinin elektropolimerizasyonu, elektronik ve optoelektronik özelliklerinin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Topal, Sema ; Sezer, Esma ; KimyaKeşfi ile literatürde çığır açan iletken polimerler, pek çok araştırmacının odak noktası haline gelmiş, bu konudaki çalışmalar ivmelenmiştir. Kimyasal ve elektrokimyasal yöntem ile elde edilebilmeleri, farklı fonksiyonel gruplarla özelliklerinin iyileştirilebilmesi iletken polimerlerin farklı alanlarda kullanılabilir olmasını sağlamıştır. Işık saçan diyotlar (LED, OLED), fotovoltaik hücreler, süperkapasitörler, biyosensörler, antistatik kaplama ajanları, yapay kas çalışmaları, korozyon inhibitörleri gibi farklı alanlarda kullanımı bulunan iletken polimerler, fonksiyonel gruplarına göre farklı emisyon ve absorpsiyon bantları göstererek, değişen kapasitif davranışlara sahip olabilmektedir. Son zamanlarda, özellikle enerji ve optik alanında yapılan çalışmalar farklı iletken polimerlerin kullanımının önünü açmaktadır. Artan enerji ihtiyacını karşılamak üzere son yıllarda yüksek güç ve enerji yoğunluğuna sahip malzemelere olan ihtiyaç artmıştır. Yüksek konjugasyona ve düşük bant aralığına sahip organik iletken polimerler, enerji alanındaki bu ihtiyaca cevap verebildikleri için sıklıkla tercih edilmektedir. Tiyenotiyofen ve ditiyenotiyofen moleküllerinin pek çoğu iletken polimer forma sokulabildiği için geniş uygulama alanlarına sahip olmaktadır. Bu tez çalışması kapsamında özellikle enerji ve optik çalışmalarda oldukça önemli bir yere sahip olan ikili ve üçlü kaynaşık tiyofen halkalarından oluşan tiyenotiyofen ve ditiyenotiyfen moleküllerinin fenilin para pozisyonunda bulunan florla fonksiyonlandırılmış iki molekülü paralel karakterizasyon çalışmalarıyla incelenmiştir. Enerji ve optik alanında kullanımları ile ilgili detaylı bilgiler elde edilerek raporlanmıştır. Tiyenotiyofen (TT) ve ditiyenotiyofen (DTT) molekülleri yüksek π konjugasyonuna ve kükürt üzerinde yüksek elektron yoğunluğuna sahip olmaları ile donör karakter sergilemeleri, kolay fonksiyonlandırılabilmeleri gibi avantajlarıyla enerji ve optik alanında kullanılabilecek önemli alternatif malzemeler arasındadır. Bu tez çalışmasında fenil TT ve fenil DTT monomerleri flor ile modifiye edilerek sırasıyla FTT ve FDTT molekülleri elde edilerek elektrokimyasal polimerizasyon yöntemi ile polimerleştirilmiştir. Elde edilen P[FTT] ve P[FDTT] polimerleri voltametri, elektrokimyasal empedans spektroskopisi, spektroelektrokimyasal ölçümler, galvanostatik şarj-deşarj ve elektrokimyasal kuvars kristal mikroterazi (EQCM) yöntemleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Döngülü voltametri yöntemiyle redoks davranışları incelenmiş ve P[FTT]'nin ince film davranışına, P[FDTT]'nin ise difüzyon kontrollü polimerleşme mekanizması sahip olduğu gözlenmiştir. Her iki monomerin ITO yüzeyinde elde edilen polimer filmlerinin spektroelektrokimyasal ölçümlerinde turuncu-mavi arası renk değişimi gözlenmiş, P[FTT]'nin P[FDTT]'den daha düşük bant aralığına sahip olduğu belirlenmiştir. P[FTT] ve P[FDTT] psedokapasitif özelliklerinin belirlenmesi amacıyla döngülü voltamogramları ve EIS ölçümleri ile karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve her iki yöntemle elde edilen sonuçların uyumlu olduğu gözlenmiştir. P[FTT] için 1,0 V ve P[FDTT] için 1,2 V potansiyellerinde en iyi kapasitans değerleri elde edilmiştir. Ayrıca galvanostatik şarj-deşarj ölçümleri ile de malzemelerin pseudokapasitif davranışlarına ait bilgiler desteklenmiştir. Şarj-deşarj eğrileri kullanılarak polimerlerin enerji ve güç yoğunluğu değerleri hesaplanarak karşılaştırılmış, enerji ve güç depolama cihazları için oldukça umut vaad eden sonuçlar elde edilmiştir. Tez çalışması kapsamında ayrıca elektrokimyasal polimerizasyon mekanizması ve elde edilen polimer filmleri redoks davranışları EQCM yöntemi ile de incelenmiştir. FDTT düzenli bir şekilde polimerleşirken FTT'nin polimerizasyonu sırasında frekans düşüşlerinin düzensiz olduğu ve dolayısıyla çözeltide oluşan oligomer ve yan reaksiyonların polimerizasyona engel olduğu düşünülmektedir. Elde edilen bütün sonuçlara göre P[FTT] ve P[FDTT]'nin enerji ve optik uygulama alanlarında kulllanılmaya uygun olduğu bulunmuştur. Çalışmanın devamında, P[FTT] ve P[FDTT]'in elektrokromik ve kapasitör cihaz denemelerinin yapılması ve sensör uygulamalarının test edilmesi planlanmaktadır.
-
ÖgePreparation of functional surfaces and protein polymer conjugates via light induced tetrazine click reaction(Institute of Science and Technology, 2020) Özbek, Nagihan ; Kahveci, Muhammet Ü. ; 633554 ; Department of ChemistryClick reactions have been essential tool for fabrication and modification of functional materials from the beginning of the twenty-first century. After this milestone, several click approach including cycloaddition reactions (Huisgen 1,3‐dipolar cycloaddition, also the Diels-Alder (DA) reactions), nucleophilic ring‐opening reactions, reactions of some carbonyl compounds, thiol‐ene chemistry and Michael additions have been developed. The valuable features including quantitative yields under mild conditions, not producing offensive byproducts and tolerant to many chemical functionalities make this chemistry elegant toolbox in material science and macromolecular engineering. Additionally, some of these reactions are employed in chemical biology and considered as bioorthogonal reactions, since they can occur inside of living systems without interfering with native biochemical processes. Amongst these reactions, Inverse Electron Demand Diels-Alder (IEDDA) Reaction has come into prominence recently, due to its remarkable kinetics and biorthogonality. Polymer chemists endeavor the synthesis of macromolecules, which have advanced architectures (e.g. homopolymers and block copolymers). Combinations of DA "click" reactions with live/controlled polymerization methods are effective solutions to create various architectures, which qualify reversible added fragmentation chain transfer polymerization (RAFT), nitroxide-mediated radical polymerization, atom transfer radical polymerization (ATRP), ring-opening polymerization (ROP). With its high selectivity and super-fast kinetics, the tetrazine-mediated IEDDA Click Reaction is an essential modification technique, which is used in this thesis study. The addition of tetrazine portions to the polymer chains requires a post-polymerization step leading to multi-stage synthetic routes and functional polymeric materials. Such approaches result in the decomposition of the polymer and the molecule, which are specified for modification. In this study, the modification of glass surfaces was made by using the light-induced version of the DA reaction
-
ÖgeSodyum ditiyonit - iyonik likit kombinasyonuna dayanan çok amaçlı, çevre dostu nitro ve karbonil gruplarının indirgenme reaksiyonları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019-12-11) Kılıçlar, Hüseyin Cem ; Sirkecioğlu, Okan ; 509161272 ; Kimyaİndirgenme reaksiyonları organik kimyanın en önemli reaksiyon sınıflarından birisidir. Şimdiye kadar organik kimyada yüzlerce indirgeme bileşimi rapor edilmiştir. Bunlar arasında sodyum ditiyonit hem indirgeme etkinliği bakımından, hem de pek çok grubun indirgenmesinde kullanılabiliyor olması bakımından ayrı bir önem arz etmektedir. Redüksiyon potansiyeli nötral pH civarında -0.66 Volt olduğundan, keton, aldehit, nitro, nitroso, kinon, alkil halojenür ve azo gruplarını kolayca indirgeyebilmektedir. Ancak bu bileşiğin yalnız suda çözünebiliyor olması önemli bir dezavantajdır ki bu nedenle suda pek az da olsa çözünebilen organik bileşiklerin indirgenmesinde kullanılabilir. Suda çözünmeyen organik bileşiklerin indirgenmesinde kullanılamaz. Çünkü bu takdirde indirgenme ya çok düşük verimlerle gerçekleşir ya da hiç gerçekleşmez. Projede sodyum ditiyonitin iyonik sıvıdaki çözeltisinin suda çözünmeyen organik bileşiklerin indirgenmesinde de kullanılabileceği kanıtlanmıştır. Oldukça yakın geçmişte ortaya çıkan iyonik sıvılar organik kimya alanında da ilgi çekmişlerdir. Bunun nedeni özellikle iki fazlı reaksiyonlarda faz transfer katalizi gerektirmeden inorganik reaktiflerin organiklerle reaksiyonlarını mümkün kılarlar. Bazı iyonik sıvıların, inorganik tuzları % 30'lara varan oranlarda çözebilmesi, suyla karışmayan organik bileşiklerin, sulu inorganik çözeltilerle şimdiye kadar başarılamayan reaksiyonlarını mümkün kılar. İyonik sıvıların bu potansiyelinin görülmesinden sonra, konunun bir proje kapsamında yapılacak çalışmalarla ayrıntılı olarak incelenmesine karar verilmiştir. Projede ditiyonit-iyonik sıvı çözeltisinin her tip organik bileşiğe uygulanabilen üniversal bir indirgeme formülasyonu olarak geliştirilmesi hedeflenmiştir. Diğer metalli indirgenme reaksiyonları gibi dışarıya toksik metal tuzları salınımı bulunmamaktadır. Ayrıca uçucu organik solventler de kullanılmadığı için geri soğutucuya dahi gerek duymaksızın bir kap içerisinde reaksiyon gerçekleştirilebilir ve oldukça güvenli bir reaksiyondur. Laboratuvara ve çevreye solvent buharı salınımı yapmadığı için ve iyonik sıvının içeriğinde bulunan formik asit ve etanolamin doğal yollarla elde edilebilen ve uçucu organik solventlere nazaran daha masum kimyasallar oldukları için daha temiz bir indirgenme reaksiyonunu mümkün kılmaktadır. Bu özellik gelecekte kullanılabilecek ilaç etken madde moleküllerinin sentezinde önem arz edebilir. Organik fonksiyonel grupların yarıdan çoğunu indirgeyebiliyor olması, diğer indirgenlere kıyasla oldukça saf indirgenme ürünü vermesi ve ucuz olması nedeniyle sodyum ditiyonit caziptir. Sodyum ditiyonitin yine ucuz olan bir iyonik sıvı ile kombinasyonu onu daha da cazip hale getirmektedir. Yapılan çalışmalar bu doğrultularda incelenmiş ve sonuçlar elde edilmiştir.
-
ÖgeThe analysis of food additives and inorganic anions in bread by ion chormatographic method with conductivity detector(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Arkan, Zeynep Melis ; Yılmaz, Gülçin ; 636972 ; KimyaIn this thesis, preservative food additives such as benzoate, formate, propionate, sorbate, ascorbate, and lactate used in bread and inorganic anions such as chloride, nitrite, nitrate, and sulfate transmitted by environmental factors were simultaneously determined by ion chromatographic system. Nutrition is one of the most basic needs of human beings to sustain their lives. Bread, which is so important for human health, is the food that people consume most regardless of their income and status, ethnic and age groups. Bread is a basic foodstuff because of its simple production technology, being cheaper and easier to provide than other foodstuffs, high nutritious and satisfying properties. Bread is the leading grain consumption in our country. 400 - 450 g of bread is consumed per person per day and 50 % of daily energy is supplied from bread and cereal products. According to the report, while 1 out of every 10 bread waste produced in Turkey, economic loss is reported to amount to $ 700 million annually. The report says that the most important factor in the disposal of bread is stale, and as a reason for stale was not stored in appropriate conditions. In the production of bread, the use of various additives is becoming more and more widespread in order to eliminate defects arising from raw materials and processes, to improve bread qualities, to delay staling and to save time. Today there are over 8000 food additives. The number of food additives approved by the FDA to date is around 2800. In the European Union, the number of permitted food additives is 297. As the consumption of these substances increases, there is also evidence of links to certain disorders. The most common diseases are eczema, asthma, headache, allergic itching, gastric disorders, diarrhea, hyperactivity, and hypersensitivity. The number of preservatives that are allowed to be used in bread is limited and these additives are expressed in food packages with E codes. Lactic, propionic, formic, sorbic, benzoic and ascorbic acids are the most commonly used bread preservatives. And the inorganic anions such as chloride, nitrite, nitrate, sulfate are contaminated from the environment. According to the World Health Organization (WHO) data, in 2018, 18.1 million people were diagnosed with cancer, while 9.9 million people died of cancer. In another study conducted by WHO, it was found that 15% of cancer formation was caused by genetic factors, 35% by nutrition and 50% by environmental factors. Prevention of this disease, which is so common, is only possible by eliminating the factors that cause it. Therefore, food inspections need to be made more stringent. Gas chromatography, high performance liquid chromatography, capillary electrophoresis, and ion chromatography are the most frequently used methods for these inspections. Ion chromatography is the development of ion-exchange chromatography that arose during the Manhattan project, which was developed to separate rare earth cations that are very similar to each other with cation exchange resins. This study, which provides theoretical foundations for ion-exchange separations, It was expanded after World War II to be applied to many other items. Nowadays, ion chromatography is widely used in many areas such as food and beverage analysis, separation and purification of charged molecules, quality assurance and control, sample purity determination, quantitative analysis of ions. There are many studies in the literature for the determination of food additives. Analytical techniques most commonly used in determining additives in foods; gas chromatography (GC), high performance liquid chromatography (HPLC), capillary electrophoresis (CE) and ion chromatography (IC). But each method has its advantages and disadvantages. Compared to other methods, ion chromatography has many advantages such as sensitive results at mg / L level, nature friendly, high selectivity in complex matrix samples, ion species analysis, In this work, the ion chromatography method was used for the analysis of organic acid anions of these preservatives and inorganic anions. As the first stage of sample preparation, the bread samples collected from various markets were cut into small pieces (approximately 15 mm) and then, dried in the oven at 45 centigrade degrees for one day. The bread samples were weighed and then, diluted 100 times with water. The sonication process was applied to the diluted bread samples for 15 minutes. Then, this was centrifuged at 13500 rpm for 5 minutes to separate from its solid parts. To eliminate organic substances, the supernatants were passed through the C18 SPE cartridges. Finally, the solutions were filtered with PES filters prior to IC analyses. The separation of these analytes from bread samples were accomplished by using an anion exchange column with an optimized multistep gradient eluent program that utilized 3 mM to 32 mM NaOH. Ten analytes were completely separated within 35 minutes. All the calibration curves showed good linearity (r2 ≥ 0.999) within the calibration ranges. Under optimized conditions, device's the limits of detection (LODs) were between 0.0087 and 0.215 μg L−1. To evaluate the recovery test, three different concentrations of standard solutions were added to a bread sample and the average recoveries found between 95.34 and 101.37 %. Precision (RSD%) was evaluated by continuously performing three replicates each day within 3 days for the determination of the samples. The relative standard deviations (RSDs) were less than 5.69 %. The results indicated that this method was simple, rapid, sensitive, and accurate for the simultaneous determination of lactate, propionate, formate, sorbate, benzoate, ascorbate, chloride, nitrite, nitrate, and sulfate in various bread samples. In 1473, Paracelsus stated the importance of the dose, saying that "All substances are poison, no non-toxic substances. It is the dose that separates the drug from poison." As Paracelsus says, it is very important to quantify the amount of food additives used. A variety of techniques have been tried in the literature for this. However, there are no studies analyzing 10 analytes simultaneously. In this project, a new method was developed for the analysis of bread additives with the IC using conductivity detector for simultaneous and short time analysis without any derivatization. Thus, it is aimed to develop a method that can be applied easily and quickly in the routine analysis of bread, which is one of the most consumed food items, and can analyze all additives at once and at once.
-
ÖgeYüksek çözünürlüklü sürekli ışın kaynaklı moleküler absorpsiyon spektrometrisi ile brom tayini için yöntem geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Turhan, Neslihan ; Özcan, Mustafa ; 637234 ; Kimya Ana Bilim DalıDoğada elementel halde bulunmayan brom (Br), doğal organo-brom ve bromür olarak da bilinen inorganik bileşikleri halinde toprakta, tuzlarda, hava ve deniz suyunda bulunmaktadır. Brom, pestisitlerde, ticari fırın ürünleri ve unlarda katkı maddesi olarak, çeşitli amaçlarla kullanılan boyalarda, kozmetiklerde, çeşitli ilaçlarda, farmasötikler ve kimyasal ara ürünler gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Polibromlu difenil eter (PBDE'ler), polibromlu bifeniller (PBB'ler), tetrabromobisfenol A (TBBPA) ve heksabromosiklododekan (HBCD) gibi bromlu bileşikler en yaygın alev geciktirici (bromlu alev geciktiriciler, BFR) olarak kullanılmaktadır. Çeşitli mobilya, elektronik aletler, yapı malzemeleri ve otomobil parçaları gibi birçok malzemenin yapısına katılarak olası bir durumda tutuşmalarını yavaşlatmaktadır. Bromun pH ve sıcaklık değişimlerine karşı yüksek toleransı birçok arıtma ve dezenfeksiyon işlemi için kullanımının uygun olmasını sağlamaktadır. Çeşitli kullanım alanlarına sahip olan brom ve brom bileşikleri insan sağlığı ve çevre için zararlıdır. Oldukça kararlı olan brom bileşikleri çevreye hızla yayılıp, zamanla gıda zincirlerinde birikebilmektedir. Yüksek dozda broma maruz kalmak (bromizm) üst solunum yolu, cilt, sinir sistemi, kardiyolojik, üremik ve lenfoma gibi çok çeşitli hastalıklara neden olmakta ve DNA'ya zarar vermektedir. Doğaya salınımları ve toksik özelliklerinden dolayı birçok alanda brom bileşiklerinin kullanımı kısıtlanmıştır. Bromun kalitatif ve kantitatif tayini ve yönetmelikler tarafından belirlenen sınır değerlere uygunluğunun araştırılması oldukça önem kazanmıştır. Dolayısıyla hassas, doğru ve güvenilir brom tayini için en uygun yöntemin seçilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Bromun atomik absorpsiyon rezonans hattı 148,86 nm'de havanın temel bileşenlerinin (O2, N2) absorplandığı vakum UV bölgesinde bulunmaktadır. Ayrıca broma spesifik oyuk katot lambası (OKL) bulunmadığı için atomik absorpsiyon spektrometresi (AAS) ile tayini doğrudan yapılamamaktadır. Ancak brom tayini, grafit fırında üretilen brom içeren diatomik türlerin moleküler absorpsiyonu yoluyla yüksek çözünürlüklü sürekli ışın kaynaklı elektrotermal atomik absorpsiyon spektrometresi (HR-CS ETAAS) kullanılarak yapılabilmektedir. Bu amaçla yüksek lisans tez çalışması kapsamında, HR-CS ETAAS ile molekül oluşturucu element olarak ilk defa baryum (Ba) kullanılmasıyla oluşturulan diatomik BaBr'nin moleküler absorpsiyon spektrumu yardımıyla brom tayini için yöntem geliştirilmiştir. Yöntemin koşulları sıvı ve doğrudan katı örneklemeli HR-CS ETAAS ile optimize edilmiştir.