Müzikoloji ve Müzik Teorisi Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Dişiaçık, Nilgün Doğrusöz" ile Müzikoloji ve Müzik Teorisi Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeTürk makam müziğinde farklı dinleyici grupları ve hesaplamalı modellerden elde edilen melodik gruplama sınırlarının karşılaştırmalı incelemesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016) Yazıcı, Zeynep Funda ; Dişiaçık, Nilgün Doğrusöz ; 414072007 ; Müzikoloji ve Müzik TeorisiGünümüzde, müzik psikolojisi alanında sürdürülen bir kısım inceleme ve araştırmaların „insandaki algısal sistemin müziksel öğeleri nasıl grupladığı‟ sorusuna odaklandıkları görülmektedir. 1980‟li yıllardan günümüze kadar, müzikte algısal gruplama üzerine odaklanan önemli kuramlar geliştirilmiş ve bu kuramlardan bazıları sayısal ortama aktarılmıştır. Bu çalışmalardaki en temel varsayımlardan biri, dinleyicinin herhangi bir ezgiyi dinleme aşamasında, o ezgiyi oluşturan perdeleri birbirinden ayrı ve yalıtılmış birimler olarak değil, bu birimler arasında kurduğu algısal ilişkiler sonucu, bir bütünü ifade eden gruplanmış birimler halinde algıladığıdır. Bu çalışmalar, temelde Gestalt prensiplerinden esinlenerek, müziksel yüzeyin ayrı katmanlarındaki değişimleri ya da süreksizlikleri, gruplama sınırları ile ilişkilendirmişlerdir. Bu bağlamda, belirli bir zaman penceresi içinde art arda gelen müziksel öğelerin bitişik segmanlar halinde gruplanarak bir müziksel yüzeyi yapılandırmasına “gruplama” ya da “segmantasyon” denilmektir. Bir segmanın son öğesi ile hemen ardından gelen segmanın ilk öğesi arasındaki değişim ya da süreksizliklerin belirlenmesi ise, “gruplama sınırı” olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmanın esas amacı, makamsal bir ezginin yüzey özelliklerine göre gruplanmasında lokal düzey Gestalt prensiplerinin etkin olduğu varsayımından yola çıkılarak, Türk makam müziği repertuarından seçilmiş olan sekiz fragmanı, Gestalt yakınlık ve benzerlik prensiplerini müziksel yüzeye uyarlamış olan üç hesaplamalı modelde analiz etmek ve bu modellerden elde edilen sınır tahminlerini, üç katılımcı grubu ile yapılan algısal bir deneyden elde edilen sınır verileri ile karşılaştırmaktır. Bu karşılaştırmanın amacı, hem hesaplamalı modellerin kuramsal varsayımlarını test etmek hem de farklı müziksel ve kültürel geçmişi olan dinleyicilerin algısal gruplama sınırları üzerinde etkin olan müziksel boyutları incelemektir. Bu alanda, özellikle makamsal müziğin kullanılmış olduğu benzeri çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda, davranışsal sınır verilerinin sadece profesyonel müzisyenlerden oluşan katılımcı gruplarından ve çevrimdışı bir ortamda toplanmış olduğu, dolayısıyla bu çalışmalardaki analizlerin, uzman olmayan ve farklı kültürel geçmişe sahip katılımcıları da kapsayacak biçimde şekillenmediği görülmüştür. Bu çalışmada, hem makam müziği eğitimi ve kültürlenmenin etkilerini gözlemleyebilmek ve kontrol edebilmek için Türkiyeli müzisyen ve müzisyen olmayan katılımcılar ile Batılı katılımcılardan oluşan üç farklı grup ile çevrimiçi algısal bir deney gerçekleştirilmiş, hem de katılımcıların en doğru sınır işaretlemelerini belirleyebilmek amacıyla daha önceki çalışmalarda kullanılmamış olan yeni bir deneysel düzenek hazırlanmıştır. Katılımcı gruplarından elde edilen sınır verilerini değerlendirme aşamasında aynı zamanda bir Türk makam müziği uzmanından, algıladığı sınırları nota üzerinde işaretlemesi istenmiştir. Bu analitik yaklaşımın nedeni, uzmanın “gerçek zamanlı dinleme” ortamındaki baskıya maruz kalmadan gruplama sınırlarını işaretlemesi ve deneysel prosedürü yerine getirmekle yükümlü katılımcılar ile karşılaştırıldığında göreceli bir özgürlüğe sahip olmasıdır. Bu nedenle, uzmanın işaretlediği gruplama sınırları, katılımcıların sınır işaretlemelerinin değerlendirilmesi açısından deneysel ortam içinde oluşan hatalardan daha arınmış bir ölçüt olarak kabul edilmiştir. Bu çalışmada, Türk makam müziği repertuvarından seçilmiş olan fragmanlar esas alındığı için, kuramsal altyapısı test edilmek istenen modellerin de bu hedefe uygun olması gerekmektedir. Algısal gruplama üzerine geliştirilen modellerin bir kısmı, özellikle tonal müzik geleneği esas alınarak tasarlanmış oldukları için, seçilen modellerin gruplama sınırlarına yönelik önerdikleri parametrelerinin farklı müziksel yüzeylere göre ayarlanabilir, yani esnek olması ve aralık boyutlarındaki herhangi bir değişimi hesaplayabilmesi, dolayısıyla komalı ses birimleri arasındaki mesafelerin kesin ölçümünü yapabilmesi birinci ölçüt olarak belirlenmiştir. ikinci ölçüt ise, seçilen modellerin sayısal ortama aktarılmış olmalarıdır. “Lokal Sınır Tespit Modeli” (Cambouropoulos, 2001), “Zamansal Gestalt Birimi Modeli” (Tenney ve Polansky, 1980) ve Lartillot Modeli (2013), hem bu ölçütlere uygun olan hem de kuramsal altyapısını bütünüyle temsil eden modeller oldukları için bu çalışma kapsamına alınmışlardır. Lartillot modeli, aynı zamanda diğer iki modelin zayıf noktalarının geliştirilerek sentezlenmesinden oluşturulmuş ve bilgimiz dahilinde kuramsal altyapısı ilk kez bu çalışmada test edilmiş olan yeni bir modeldir. Üç katılımcı grubu ile yapılan algısal deneyden elde edilen tüm sınır verileri, ilk aşamada belirli metotlar kullanılarak analiz edilmek üzere hazırlanmıştır. Bu aşamada ayrıca her nota birimi için katılımcı gruplarının işaretlediği sınır sayısı, katılımcı grubunun örneklem büyüklüğüne bölünerek, katılımcı gruplarının sınır yönelimleri belirlenmiştir. Böylece, katılımcı grupları arasında olası örneklem büyüklüğü farkları kontrol edilmiş ve yüzde 30 oranının belirli bir yönelim yoğunlaşmasını yansıttığına karar verilmiştir. ikinci aşamada, katılımcı grupların üçüncü gruplama denemesinde işaretledikleri sınırların pozisyonları arasındaki örtüşmeler, milisaniye ve nota bazında analiz edilmiş ve yapılan değerlendirmeler grafikler ile desteklenmiştir. Üçüncü aşamada, sırasıyla uzmanın işaretlediği sınırlar ile üç katılımcı grubunun; uzmanın işaretlediği sınırlar ile hesaplamalı modellerden elde edilen tahmini sınırların; ve üç katılımcı grubu ile hesaplamalı modellerden elde edilen tahmini sınırların isabet ve yanlış uyarı oranları hesaplanarak, betimsel ve çıkarsamalı karşılaştırmalı analizleri yapılmıştır. Son aşamada, uzman ve üç katılımcı grubu tarafından işaretlenen sınırlara karşılık gelen perdelerin önce müziksel yönden önem taşıyan konumlarda olup olmadıkları, daha sonra bu sınır konumlarında hangi müziksel boyutların etkin olduğu ve son olarak tüm katılımcılar tarafından işaretlenen sınırlarda yoğunlaşma olup olmadığı ve böylelikle örtüşen ve örtüşmeyen sınır miktarında değişim olup olmadığı tespit edilmiş ve elde edilen bulgular, tablolar ve diyagramlar yoluyla desteklenmiştir. Önce uzman ve daha sonra üç katılımcı grubundan elde edilen sınır verileri ile üç hesaplamalı model ve iki müziksel boyut için hesaplanan isabet yüzdeleri aralarındaki farkları karşılaştırmak için yapılan çıkarsamalı analiz sonucunda, Lartillot modelinin başlangıç aralığına dayalı sınır tahminlerinin, uzman ve üç katılımcı grubunun işaretlediği sınır konumlarını doğru tahmin etmesi açısından en yüksek performansı sergilediği, dolayısıyla uzman ve katılımcıların işaretledikleri sınırlarda Gestalt zamansal yakınlık prensibinin etkin olduğunu gözlenmiştir. Son aşamada yapılan fragman temelli karşılaştırmalı analizler sonucunda ise, öncelikle grup içi ve gruplar arası sınır işaretlemelerinde sınır yoğunlaşmaları olduğu ve hatta belirli konumlarda işaretlenmiş olan sınırların yapısal olarak da örtüştükleri görülmüştür. Sınır yoğunlaşmaları ve yapısal yönden de örtüşen sınırlar dikkate alınarak, önce sadece üç katılımcı grubunun işaretledikleri sınırlar ve daha sonra uzman ile katılımcı grupların işaretledikleri sınırlar, hem tüm fragmanlar üzerinden hem de her fragman temelinde karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu incelemeler sonucunda, üç katılımcı grubu arasındaki örtüşme oranının, uzman ve katılımcılar arasındaki örtüşme oranından daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Özellikle kalış hissiyatının daha az olduğu fragmanlardaki belirli sınırların sadece uzman ve müzisyenler tarafından işaretlenmiş olması nedeniyle, bu fragmanlarda müzik eğitiminin sınır algısı üzerinde az da olsa etkili olduğu, ancak genel olarak kültürlenmenin önemli bir etkisi olmadığı gözlenmiştir. Bununla birlikte, uzman ve üç katılımcı grubu tarafından işaretlenen sınırlara karşılık gelen perdelerin özellikle müzikte yapısal yönden önem taşıyan konumlara karşılık geldiği tespit edilmiştir. Bu bağlamda, makamsal bir ezginin gruplanmasında hem lokal düzey Gestalt zamansal yakınlık prensibinin, hem de daha üst düzey gruplama süreçlerine iĢaret eden hiyerarşik algı süreçlerinin etkin olduğu gözlenmiştir.