LEE-Mühendislik Yönetimi-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Ceylan, Cemil" ile LEE-Mühendislik Yönetimi-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDetermination of critical success factors in agile project management within software development sector: A meta analysis(Graduate School, 2023-02-27) Eski, Mert ; Ceylan, Cemil ; 507191213 ; Engineering ManagementMeta-analysis is used as a method in this thesis, which aims to investigate and determine the critical success factors (CSFs) affecting agile project management success. Meta-analysis provides the opportunity to examine and interpret studies with a comprehensive and systematic perspective based on the findings. In order to achieve this, the researcher conducted a meta-analysis study on studies conducted in the field of software development's agile project management and determined CSFs that affect agile project management success. This process, which started with the literature review, continued with the development of the coding form after the determination of the study criteria to be included in the meta-analysis and the coding of the studies that fit the criteria in a way that could be included in the analysis. Afterward, data analysis was made and the obtained findings were evaluated. In order to include studies that met the eligibility criteria in the analysis, the researcher reached the descriptive statistical information of each study in order to define the data. Due to the nature of the meta-analysis method, only studies containing quantitative data were included in this study, which aimed to systematically review experimental studies. For this research, it is aimed to reach all studies that were made between 2005-2022 and suitable for the research problem. For this, Emerald, ProQuest, Elsevier, IEEExplore, ScienceDirect, Springer and YÖK (Higher Education Council) National Thesis Center databases were scanned and Google Academic search engine was used. None of the study from Turkey was taken in meta-analysis because of the lack of matched study, but this study will be one of the pioneer study and shed light on Turkey. In order to get insight into the quality of the studies included in the study, the reliability values of the studies were examined and seen that cronbach alpha reliability test results were appropriate in all studies which are gathered for meta-analysis. In the course of analysis, Comprehensive Meta-Analysis (CMA) program was chosen to conduct meta-analysis. The included studies were merged using the meta-analysis technique. Directions and magnitudes of the effects were computed. According to the fixed-effects model, the total effect size of these investigations was calculated to be 0.634. Heterogeneity tests were conducted in CMA program. Principal component analyzes were conducted to determine the critical success factors of agile project management success. In order to reach the findings related to publication bias in principal component analysis, the Funnel & Forest Plots were examined and interpreted in this way. As a consequence of these detailed tests, it was determined that publication bias did not exist. Moreover, 3,287 research which indicate CSFs negatively impact on agile project management success to be added to the existing sample in order to reject the conclusions from the 14 studies that were part of the meta-analysis in the current study. To conduct this study, dependent variables (critical success factors) were analyzed and independent variable decided as agile project management success. In this study, 19 dependent variables are agile-oriented configuration management process, project team commitment, client consultation, commitment to agile methodology, communication, correct integration test mechanisms, customer colloboration, delivery strategy, team capability, planning and controlling, project mission, employee participation, organizational culture, team composition, sustainability, regular software delivery, shared leadership, team size and requirement change. Meta-analysis results show the 19 relationships over 14 articles. Each correlation value of CSFs was taken from the CMA program. There is strong relationship between shared leadership (r = 0.630), commitment to agile methodology (r = 0.588), team capability (r = 0.577), organizational culture (r = 0.563), team composition (r = 0.552), communication (r = 0.543), delivery strategy (r = 0.533), planning and controlling (r = 0.532), employee participation (r = 0.526), project team commitment (r = 0.511), project mission (r = 0.501), regular software delivery (r = 0.441), sustainability (0.415) and agile project management success. There is a weak relationship between customer colloboration (r = 0.357), agile-oriented configuration management process (r = 0.354), correct integration test mechanism (r = 0.316), client consultation (r = 0.307), requirement change (r = 0.300), team size (r = 0.255) and agile project management success.
-
ÖgeEnflasyon hesaplamasında kartlı ödeme sistemlerinin kullanılması: Türkiye örneğinde bir yöntem denemesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-10-27) Çalışkan, Ahmet ; Ceylan, Cemil ; 507191202 ; Mühendislik YönetimiEnflasyon kelimesi ilk kullanıldığı zaman olan 1800'lerden, günümüze kadar geçen zaman içerisinde genel geçer olarak mal ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli artışı olarak tanımlanmaktadır. Ancak, Klasik, Keynesyen, Monetarist, Yapısalcı gibi farklı iktisadi ekoller tarafından hem enflasyonun tanımı hem de enflasyona dair görüşler farklılık göstermektedir. Ülkelerin gelişmik düzeyleri ile yakından ilişkili olan enflasyon; gelir dağılımı, istihdam, yatırım, kaynakların verimsiz kullanımı gibi makro ve mikro ölçekte pek çok alanda ekonomik ve sosyal olumsuzluklara neden olabileceğinden oldukça önemlidir. Enflasyon, devletlerin kurumları tarafından hesaplanır ve kamuoyuna her ayın ilk haftalarında ilan edilir. Enflasyon hesaplaması fiyat endeksleri üzerinden aylık, yıllık, kümülatif şekilde yapılır. Enflasyon hesaplayan kurumların genelde kullandıkları yöntem ise ülkedeki hanehalkının yaşamı için harcadığı gider dağılımını tespit etmek, giderler için alışveriş yapılan yerleri geneli yansıtacak şekilde örneklem metodu ile fiyat toplamak, bu fiyatları aylık olarak inceleyerek fiyat artışlarını tespit ederek genel enflasyonu hesaplamaya çalışmaktır. Kullanılan tüm bu enflasyon hesabı yöntemlarinde, fiyat toplamanın çok kıstılı bir örneklem üzerinden yapılmasından dolayı, elde edilen sonuçların genel çerçeveyi net olarak yansıtamadığı görülmüştür. Bunun yanı sıra, ekonominin nasıl gittiğine dair önemli bir gösterge olan enflasyonun hesaplanmasında, siyasi ve politik nedenlerle manipüle edilebilir bir hesaplama sisteminin kullanılmaktadır. Ayrıca, enflasyon hesaplanırken kullanılan bireylerin harcama alışkanlıklarının ölçümünde, gerçek harcama rakamları yerine sezgisel ve hatırlamaya dayalı anket yönteminin kullanıldığı bilinmektedir. Geleneksel enflasyon hesaplamasında yaşanılan temel sorunların ilki fiyat toplamanın örneklem üzerinden yapılmasından dolayı genel fiyat artışının yansıtılıp yansıtmaması üzerine şüphelerin oluşmasıdır. İkincisi ise devlet tarafından yayımlanan enflasyonun, siyasi bazı politikalardan dolayı olması gereken oran olarak yayımlanmama durumudur. Üçüncü ve son olarak ise insanların harcama alışkanlıkları geneneksel enflasyon hesabında anket ile belirlenmemesi ve insanlar aylık harcamalarını düzenli bir şekilde raporlayıp akıllarında tutmadıkları için harcama dağılımın düzgün tespit edilememesidir. Kartlı ödeme sistemleri nakit taşıma sorununu azaltması, önce alıp sonradan ödeme imkanı, harcamaların nereye yapıldığı ile ilgili bilgilendirmeyi sunabilmesi, bir sadakat programı sunması, hızlı ve hijyen bir ödeme yöntemi olmasından dolayı oldukça fazla kabullenir olmuştur. Kartlı ödeme sistemleri insanlar tarafından oldukça fazla benimsenmiş ve hanehalkının yaptığı harcamaların \%42'si kartlı ödemelerden geçmeye başlamıştır. Geri kalan %48'ın ise çoğunluğu kartlı ödeme imkanın olmadığı barınma gibi ihtiyaçlar olmuştur. Pandemi ile birlikte kartlı ödemelerin kullanım ivmesinde oldukça fazla artış olmuştur. İnsanların e-ticaret üzerinden alışveriş yapma zorunluluğunda kalmaları ve hijyen bir ödeme yöntemi olarak kartların temassız özelliğini kullanması kullanım ağını daha da genişleterek hanehalklarının toplam harcamalar içindeki payını artmasını sağlamıştır. Tespit edilen enflasyon hesaplama problemleri doğrultusunda çalışmanın ana amacı bireylerin aylık kartlı ödeme tutarları verisini kullanılarak enflasyon oranını gerçek veriler üzerinden hesaplayabilmek veya geleneksel enflasyon hesabının daha doğru ölçülmesi sağlayabilmektir. Çünkü enflasyon, ekonomideki tüm öngörülerin en önemli anahtarı iken ekonomi içerisindeki tüm fiyatların belirlenmesini sağlayandır. Enflasyonun doğru hesaplanamaması ekonomi içindeki tüm fiyatlama akışlarının bozulmasına sebebiyet verirken bu durum ekonomideki gelir dağılımda ciddi bozulmalara ve ülke para birimlerinin diğer ülke para birimlerine göre fiyatlamasının da bozulmasına sebebiyet verecektir. Bu bağlamda tez çalışmasında yöntem olarak niceliksel araştırma modeli kullanılmıştır.Araştırma'da veri seti olarak; 2014 yılının başından 2022 yılının Nisan ayına kadar 25 ayrı harcama kategorisinde aylık olarak kartlı ödeme işlem adetleri ve kart harcama tutarları kullanıldı. Bu çalışmada kullanılan veri seti, BKM'nin 2014-2022 yılları arasında aylık olarak toplarladığı, 'kartlı harcamalar pazar verileri'nin işlenmesi ile elde edilmiştir. Oluşturulan bu veri setinin, araştırma özelinde geliştirilen enflasyon endeks formülü çerçevesinde 4 ana adımda analizi yapılmıştır. (1) Araştırma kapsamında belirlenen 25 ana harcama kategorisine göre, 2014-2022 yılları arasındaki her ayın işlem tutarı, işlem adedine bölünmüştür.Bu işlem sonraında 2014-2022 yılları arasında aylık olarak, 25 harcama kategorisinin her biri için birim fiyat belirlenmiştir. (2) Araştırma kapsamında incelenen sekiz yıllık periyotta, her ay için belirlenen birim fiyatların yıllık ortalamaları alınmıştır. (3) Her bir harcama kategorisinin, yıllık toplam harcama içerisindeki ağırlığı bulunmuştur. (4) Son olarak, enflasyonun hesaplanması istenen yıl için, her harcama kategorisinin bulunan ağırlıklığı (enflasyon hesaplanması istenen yıl ) ile harcama kategorisi bazlı yıllık birim fiyat değişimleri çarpılmış ve elde edilen tüm sonuçlar toplanarak genel enflasyon elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde; çalışma kapsamında geliştirilen endeks hesaplamasının gerçekleşen enflasyon arasındaki 6 aylık hareketli ortalamalı korelasyon katsayısının için %75 oranında yüksek ilişkili olduğu tespit edilmiştir. 2022 yılının Nisan ayı enflasyonu ile kartlı harcamalar üzerinden hesaplanan enflasyon oranı arasındaki ilişkide bozulmalar başlamış ve 2022 Nisan enflasyonunun daha düşük hesaplanmış olabileceği çıkarılmıştır. Çalışmanın sonucunda hanehalkının harcamalarınının nerdeyse %50'sinin geçtiği kartlı harcamalar ülke ekonomisindeki en önemli göstergelerden olan enflasyonu tahmin edebilir olduğu veya enflasyon hesabı için bir girdi olarak kullanılabileceği ortaya konmuştur.
-
Ögeİky uygulamalarının farklı kuşak gruplarının işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisi: Organizasyonel bağlılığın aracı rolü(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-13) Barlık, Anıl ; Ceylan, Cemil ; 507201203 ; Mühendislik YönetimiGünümüz kuruluşları için çalışan faktörü, her zaman olduğundan daha önemli bir hale gelerek kurumların odak noktasına yerleşmiştir. Buna yönelik olarak da organizasyonel çalışmalarla ilgili bireyin rolünü inceleyen çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Çalışanın örgüte karşı gösterdiği bağlılık, yöneticisi ve çalışma kültürüyle olan ilişkisi gibi birçok araştırma konusu mevcuttur. Bunun yanı sıra hem çalışanın kendisi hem de iş veren açısından büyük öneme sahip işten ayrılma niyeti derinlemesine anlaşılması gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. İşten ayrılmalar kuruluşlar için farklı maliyetlere sebep olmaktadır. Yeniden işe alma, eğitim, devir gibi süreçler yüksek oranda işten ayrılmanın olduğu kurumlar için büyük bir sorun haline gelmektedir. Özellikle işe alımda rekabetin yoğun olduğu sektörlerde işten ayrılmalar kuruluşlar tarafından istenmeyen bir durum olarak görülmektedir. İşten ayrılmaların kuruluşlar için yaratacağı negatif sonuçların farkında olan organizasyonlar, bunu azaltmaya yönelik çeşitli çalışmalarda bulunmaktadır. Bu noktada yapılan araştırmalara bakıldığında birçok farklı değişkenin işten ayrılma niyetine doğrudan etkisi olduğu görülmüştür. Bu çalışmada, insan kaynakları yönetim pratikleri değişkeni ele alınarak, organizasyonların çeşitli faaliyetlerini bir araya getirerek işten ayrılma niyeti üzerindeki etkisi incelenmiştir. Literatüre bakıldığında, insan kaynakları yönetim pratikleri altında birçok farklı kavram incelenmektedir. Yapılan araştırmalar sonucu, çalışmada ilerleme/terfi için fırsatlar, eğitim ve geliştirme, ödeme ve ödüllendirme memnuniyeti, istihdam güvencesi ve performans değerlendirme kategorileri çalışmanın kapsamına alınarak incelemesi yapılmıştır. İKY pratiklerinin, çalışanların işten ayrılma niyetine olan ilişkisinin doğrudan incelenmesine ek olarak, modele organizasyonel bağlılık kavramı moderatör değişken olarak eklenerek modelin güçlendirilmesi sağlanmıştır. İşten ayrılmayı düşünmenin, istemenin ve planlamanın bilinçli istekliliği olarak tanımlanan işten ayrılma niyeti öznel bir kavram olmakla beraber kişinin örgüte karşı tutumunu yansıtmaktadır. Bu noktada, çalışanların içinde bulunduğu örgütün amaç ve hedeflerine inanması, bu hedeflere ulaşması için çaba sarfederek örgüte karşı hissettiği güçlü duygu olarak tanımlanan organizasyonel bağlılık değişkeni model ile ilişkilendirilmiştir. Organizasyonlar için oldukça önemli olan organizasyonel bağlılık kavramı, bu çalışmada Meyer & Allen (1991) modeli üzerinden incelenmiştir. Bu modelde organizasyonel bağlılık, duygusal, devam ve normatif bağlılık olarak üç kategoride araştırılmıştır. Kategorik değişken olarak kuşak farkı modele alınmıştır. Z kuşağının günümüzde yavaş yavaş kurumsal hayata geçiş yapmasıyla beraber organizasyonların kendini Z kuşağının isterlerine göre şekillendirme niyeti ile, kuşak farkı organizasyonel konularda yapılan çalışmaların önemli noktalarından biri haline gelmiştir. Çalışmada öncelikle modelde kullanılacak olan kavramların açıklaması ve kavramların önceki çalışmalardaki rolü ile ilgili literatür araştırması yapılarak çalışmada kullanılan her kavram tanımlanmış, önceki çalışmalara ait referanslar verilmiştir. Kavramlar doğrultusunda çalışmanın modeli oluşturulmuş ve modele ait hipotezler belirlenmiştir. Bu aşamadan sonra çalışma, anket aracılığıyla veri toplanması ile devam etmiştir. Çalışan bireylere yapılan, 368 verilik anket aracılığı ile önce AMOS yazılım programı ile doğrulayıcı faktör analizi uygulanmış, bu analiz sonucu modelden bazı soruların çıkartılarak daha doğru bir sonuç elde edileceği tespit edilerek model yeni haline getirilmiştir. Bunun sonrasında ise hipotezlerin test edilmesi amacıyla Hayes (2018) tarafından önerilen "SPSS Process Makro" eklentisiyle "düzeltilmiş önyükleme" (bias-corrected bootstrapping) yöntemi uygulanmıştır. Son bölümde ise yapılan hipotez testi ve program çıktıları ile ilgili bulgulardan ve gelecek çalışmalara yönelik önerilerden bahsedilmiştir.
-
ÖgeSüreç madenciliği yaklaşımı kullanılarak süreç geliştirme metodolojisi: Devlet üniversitesi elektronik belge yönetimi sistemi örneği(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-06-15) Başkurt, Hüseyin ; Ceylan, Cemil ; 507181210 ; Mühendislik YönetimiGelişen teknoloji ve artan rekabet ortamı özel şirketler ve endüstrilerin yanı sıra tüm kurum ve kuruluşların da bu değişime adapte olma ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Süreç ve Süreç yönetimi gibi kavramların da yıllar içinde öneminin artmasıyla birlikte süreçlerle yönetim anlayışı gelişmiştir. Bu durum beraberinde süreçleri kontrol etme ve takip etme ihtiyacı doğurmuştur. Tüm bu gelişmeler ışığında verilerin gitgide önem kazanması şirketlerin süreçleri, bu veriler yardımıyla en iyileştirmeye ya da popüler tanımıyla optimize etmeye sevketmiştir. Gelişen teknoloji ile birlikte şirketlerde gelişen kurumsal kaynak planlama sistemleri ve mantığı gitgide yaygınlaşmıştır. Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) ile birlikte departmanlar arası işbirliği, verimlilik ve düşük risk sağlanmış ve standart süreçler oluşturulmuştur. Bu süreçlerin oluşturduğu sistemlerin olduğu kurumlarda yetki, sorumluluk ve iş tanımları da aynı zamanda standartlaşmıştır. İşlerin sevk ve idaresi kolaylaşmış, verimlilik artmıştır. Şirketlerin varlık amacı olan karlılığın sağlanması açısından önem arzeden tüm bu süreçlerin modernizasyonu, takibi ve ölçümlenmesinde ERP'den elde edilen verilerin önemi artmıştır. Bu verilerin temel olarak ERP gibi veri ambarlarından elde edilmesi ve işlenebilir hale getirilmesi ile veri bilimi gelişmiştir. Makine öğrenmesi, İş akış yönetimi (WFM), İş Süreç Yönetimi (BPM) gibi kavramarın da gelişmesi ile de süreç madenciliği bu verilerin işlenmesini olanaklı hale getirmiştir. Literatürde süreç madenciliği ile ilgili çalışmalar gitgide artmakla birlikte çeşitli endüstrilerde çok farklı organizasyonlar için süreç madenciliği çalışmaları yapılmaktadır. Literatürde, yükseköğretim kurumlarında yazılım geliştirme çalışmalarında süreç madenciliği çalışmaları yapılmıştır ve bu bağlamda bu çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı da düşülmektedir. Süreç madenciliği ve süreç haritalama birbiri ile oldukça ilintilidir. Süreç haritalama süreç madenciliğinin bir parçası, süreç madenciliğinin içinde bir kavramdır. Bu tez çalışması kapsamında süreç madenciliği yazılımından faydalanarak süreç haritalama yapılmıştır. İTÜ EBYS diğer bir adıyla Papirüs verileri; işlenerek süreç madenciliği çalışmasına uygun hale getirilmiş sonrasında ise gerekli analizler yapılarak üniversite bünyesindeki süreçler çıkarılmıştır. Çıkarılan bu süreçler İTÜ ERP projesi olan UNIVERP geliştirme çalışmalarında yazılıma ait modülleri önceliklendirme ve genel şablonun belirlenmesi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu tez çalışması 5 ana başlıktan oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde literatüre genel bir bakış ve konuya giriş yapılmıştır. Ayrıca çalışmanın amacı da ilk bölümde belirtilmiştir. Çalışmanın İkinci bölümünde ise Süreç kavramı ve özellikleri, süreç madenciliği kavramları üzerinde durulmuş ve tüm bu süreç madenciliği çalışmalarında kullanılabilir yazılımlar ve özellikleri tablo halinde özetlenmiştir. Ayrıca ikinci bölümde literatürdeki çalışmalara daha derinlemesine detaylı bir bakış yapılmıştır. Literatürdeki süreç madenciliği çalışmalarının çok farklı alanlarda olduğunu ve gitgide genişlemekte olduğu anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın üçüncü ve dördüncü bölümünde metodoloji ve uygulama açıklanmıştır. İstanbul Teknik Üniversitesi, kurum içinde gerçekleşen yazışmaları ve dokümanları EBYS'de tutmaktadır. EBYS aracılığıyla veri başlıkları, veri içerikleri, ilişkili kişiler ve tarihler gibi bilgiler görüntülenebilir. Gerektiği zaman vaka özelinde çalışmalar yapılsa dahi tüm EBYS verilerinin etkin bir kullanımı şuan için söz konusu değildir. EBYS verilerinin işlenmesi ile birlikte kurumsal kaynak planlama (ERP) yazılımının kullanımına geçilmesi planlanmaktadır. ERP ile projelere, muhasebeye, risklere ve mevzuata uyan sistemler tasarlanabilir. Yeni sistemle birlikte süreçlerde yeralan verimsizlikler büyük ölçüde azaltılarak bir standarda bağlanması mümkün olacaktır.EBYS'den alınan veriler ve departmanlardan gelen iş akışları, süreçler ile birbirine bağlanır. Veriler ve süreçler arasında ise kullanıcılar bağlantı sağlar. Böylece süreçler ve çalışanlar sisteme entegre hale gelir. İlk aşamada İTÜ BDB' dan alınan ham veri incelenmiş ve işlenmeye başlanmıştır. Veriler hem içerik hem de biçim bakımından düzenlenmiştir. Olay günlüklerindeki gürültüler tespit edilmiş ve temizlenmiştir. Veriler işleneceği uygun görülen DISCO süreç madenciliği yazılımına uygun hale getirilmiştir. Uygun formata gelen veriler DISCO üzerinde incelenmiş uygun filtreler kullanılarak. İşlenmiş veri setindeki her bir gruba ait alt kırılımınların süreç haritası oluşturulmuştur. Bu bölümde süreç haritaları oluşturulurken iki şeye dikkat edilmiştir. Birincisi olay günlüklerindeki frekanslara göre pareto analizi yapılmıştır. Yani 80-20 kuralı olarak da bilinen pareto analiziyle veri grupları önceliklendirilmiştir. Sonrasında ise önceliklendirilen veri gruplarının alt kırılımları da aynı kural kapsamında yeniden önceliklendirilmiştir. İkincisi ise alt kırılım süreç haritaları çıkarılırken İTÜ Kovanda bulunan verilerden de faydalanılmıştır. İTÜ UNIVERP yazılım geliştirme ekibinin yaptığı toplantılar İTÜ'de bizzat ERP'ye geçirilecek süreçleri elle yapan idari personellerin iştirakleriyle yapılmıştır. Ve bu toplantılarda süreçlerin elle yapılması aşamasında genel geçer olarak nasıl yapıldığına dair bilgiler toplanmış ve Microsoft Visio üzerinden akışlar çıkarılarak Kovan üzerine arşivlenmiştir. Bu tez çalışması kapsamında da DISCO yazılımına yüklenmiş olan işlenmiş veriler aracılığıyla süreçlerin haritalanması yapılırken bu verilerden faydalanılmıştır. Böylelikle İTÜ' de Papirüs üzerinde kişi/kurum'lara yapılan tebliğ/tebellüğ işlemleri sırasında oluşan olay günlükleri anlamlandırılarak evrak hareketliliğine dair süreçler çıkarılmıştır. Son Olarak, olay günlüklerinin istatistiklerinden faydalanarak çeşitli analizler yapılarak, ERP geçiş'te genel bir hat ve önceliklendirme işlemleri yapılmasına katkı sağlanmış ve verinin doğasından gelen nicelikler -gönderim yöntemi gibi- yardımıyla incelemeler yapılmış ve outlier(aykırı değer ve akışlar) tespit edilmiştir.