LEE- Proje ve Yapım Yönetimi-Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Taş, Elçin Filiz" ile LEE- Proje ve Yapım Yönetimi-Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeA model proposal using big data for external stakeholder management in the construction industry(Graduate School, 2024-06-03) Bulğan, Jıbid ; Taş, Elçin Filiz ; 502172405 ; Project and Construction ManagementThis thesis focuses on stakeholder management in construction projects. It first defines the gap in research in this area, stating the neglect shown to external stakeholders. It discusses the incapability to effectively reach and communicate with external stakeholders. Concluding that stakeholder dissatisfaction results in project failures, the thesis delves into looking for solutions for inclusive external stakeholder management. It resolves that external stakeholder management can be improved by using Industry 4.0 technologies, such as big data.
-
ÖgeYapım sürecinde fiziksel olmayan israfların yönetimine yönelik süreç analiz modeli(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2020) Can, Gizem ; Taş, Elçin Filiz ; 502142459 ; Proje ve Yapım Yönetimi ; Project and Construction ManagementÜlkelerin ekonomik durumları ile doğrudan etkileşim içerisindeki sektörlerden biri olan inşaat sektörü, birçok alt sektöre öncülük etmektedir. Ülke ekonomilerinin büyümesine bağlı olarak, daha fazla büyüme kaydedebilen sektör; benzer şekilde ekonomilerin daralması ile de olumsuz yönde etkilenmekte ve kendisine bağlı diğer sektörleri de etkilemektedir. Ülke ekonomisi ve diğer sektörler ile entegre biçimde yol alan inşaat sektöründe, bu dalgalanmaları daha kontrollü bir şekilde yönetmek önemli ve gereklidir. Küçülme dönemleri, kriz dönemleri olarak da düşünüldüğünde; sektörün bu gibi durumlar karşısında, mevcut durumunu en iyi şekilde koruyabilecek, büyüme dönemlerinde ise ivmesini artırabilecek uygun strateji ve yönetim biçimlerine ihtiyacı bulunmaktadır. Doğru ve uygulanabilir stratejiler ve yönetim metotları neticesinde, kriz dönemleri fırsata çevrilebilmekte ve faydalı sonuçlar elde edilebilmektedir. Bu durumun en somut örneği, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren Toyota'dır. Firma, 1980'li yıllara gelene kadar tarihinde önemli krizlere tanıklık etmiş, uyguladığı strateji ve yöntemler sayesinde de kriz dönemlerini fırsata çevirebilmiştir. Hatta Toyota, büyüme süreçlerinin en parlak dönemlerinde bile, "kriz yoksa, kriz yaratın" ve "sorun yoksa, sorun vardır" yaklaşımlarını benimsemekte, geliştirdiği strateji ve yöntemlerini uygulamaya devam etmektedir. Bu strateji ve yöntemlerin temelinde ise, israflardan arınarak değeri artırmayı esas alan "yalın düşünce" bulunmaktadır. Yalın düşüncenin, üretim sektörüne kazandırdığı faydalar sonucunda, bu düşüncenin inşaat sektörüne de uygulanabileceği fikri ile; israfları uzaklaştırarak, proje hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve bina üretim süreçlerinin etkili şekilde yönetilmesi gündeme gelmiş, "yalın inşaat" kavramı ortaya çıkmış ve inşaat sektöründe yalınlaşma çabaları başlamıştır. İnşaat sektöründe yalınlaşabilmenin en önemli adımlarından birisinin, "israf" kavramını doğru anlayarak, israf yönetiminin yapılması gerektiği düşünülmektedir. Bina üretim sürecinde israf; sadece malzeme, ekipman israfları şeklinde fiziksel olarak ortaya çıkmadığı gibi, fiziksel olmayan israflar olarak da meydana gelebilmektedir. İşte bu noktada; süre, maliyet ve kalite israfları olarak ifade edilen fiziksel olmayan israfların, özellikle bina üretim sürecinin, üretim adı altında geniş yer kaplayan yapım süreci kapsamında, anlaşılması ve yönetilebilmesi önemlidir. Böylece, israfların sektörün hassas noktalarından birisi olduğunu bilerek ve inşaat sektörü açısından sistematik bir şekilde değerlendirerek; israf sorununun çözümü için uygun çözüm yöntemleri aramanın ve bu yöntemleri sektörde uygulanabilir hale getirmenin son derece önemli, kazançlı ve motive edici olacağı düşünülmektedir. Yapılan doktora tez çalışması ile birlikte; yalın düşünce ve yapılan araştırmalar çerçevesinde bina üretim süreci için "israf" kavramı yeniden ele alınmış ve yalın düşünceye göre, bina üretim süreci israflarına ait sınıflandırma sistemi oluşturulmuştur. Fiziksel olmayan israflar, yapım süreci kapsamında değerlendirilmiş ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren ana yüklenici firmaların, yapım sürecindeki fiziksel olmayan israflarını yönetebilmeleri için, süreç analiz modeli oluşturulması amaçlanmıştır. Ayrıca; ülkemizde henüz böyle bir modelin bulunmaması ve yurt dışındaki mevcut çalışmaların da çoğunlukla fiziksel israflar kapsamında üretilmesi sebebiyle; ortaya konulan tez çalışması ile birlikte, fiziksel olmayan israflar ve bu israflara yol açan israf nedenlerinin belirlenmesi ve analiz edilmesi de hedeflenmiştir. Söz konusu amaca ulaşabilmek için gerçekleştirilen doktora tezi toplamda altı bölümden oluşmaktadır. Tezin ilk bölümünde; problemin tanımlanması yapılarak, tezin amaç ve kapsamı ile yöntemine yer verilmektedir. Tezin ikinci bölümünde; yalın düşünce, yalın inşaat, israf kavramı ile israf nedenlerine yönelik literatür araştırması yapılmaktadır. Tezin üçüncü bölümü ise, alan araştırmasının yapıldığı bölümdür. Bu bölümde, inşaat sektöründeki fiziksel olmayan israflara yol açan ve yapım sürecini etkileyen tasarım süreci israf nedenleri ile yapım süreci israf nedenlerinin tespit edilmesi ve israfların yönetimine ihtiyaç olup olmadığına dair sektördeki mevcut görüşün tespit edilmesi amacıyla anket çalışması gerçekleştirilmektedir. Anket çalışmasının ardından, anket bulguları açıklanarak değerlendirmeler yapılmaktadır. Tez çalışmasının dördüncü bölümünde sırasıyla; Delphi tekniği, israf kütüğü ve kök-neden analizi olmak üzere üç farklı yöntem kullanılarak, israf nedenleri analiz edilmektedir. Her analiz sonucunda, ilgili analize ait bulguların istatistiksel analizleri ve gerekli değerlendirmeleri yapılarak, bir sonraki analize geçilmektedir. Analizler neticesinde belirlenen kritik israf nedenlerine ait kök nedenlerin ortaya konması ile, dördüncü bölüm tamamlanmaktadır. Beşinci bölümde ise, yapım sürecinde fiziksel olmayan israfların yönetimine yönelik süreç analiz modeli oluşturulmaktadır. Tezin son bölümünde ise, yapılan çalışmalar özetlenerek, tez kapsamında ortaya konan model ve çalışmalara ait anahtar bulgulara, değerlendirmelere ve önerilere yer verilmektedir.
-
ÖgeYaşam döngüsü etki değerlendirmesi son nokta ağırlıklarının ayrık seçim deneyi ile saptanması(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-02-23) Subaşı Bayazıt, Ayşe ; Taş, Elçin Filiz ; 502162452 ; Proje ve Yapım YönetimiEnerji kullanımı ve emisyon salınımları açısından toplam enerji kullanımının ve toplam emisyonların üçte birine sahip olan yapı sektörünün en önemli gündemi sürdürülebilirliktir. Yapılı çevrede sürdürülebilirliği sağlamak üzere yeşil bina sertifikaları, bina enerji kimlik belgeleri, binalarda yenilebilir enerji kullanımı teşvikleri ve yeşil ürün etiketleri gibi uygulamalar geliştirilmekle birlikte en önemli katkı yapıların tasarım evresinden itibaren çevreye olan etkilerinin ölçülmesi ve izlenmesi olmaktadır. Çevreye verilen olumsuz etkileri belgeleyen çevresel ürün beyanları ve yapılan yaşam döngüsü değerlendirme analizleri de bu noktada devreye girmektedir. Çevresel ürün beyanları orta nokta etki kategorilerine ait bilgileri yayınlamaktadır. Orta nokta etki kategorilerinin sayısı yedi ile onsekiz arasında değişmekte ve her biri ayrı birim ile ölçülmektedir. Son nokta etki kategorisi sayısı da metodolojiden metodolojiye değişmekte ve en az üç olduğu görülmektedir. Bu nedenle ağırlıklandırma olmadan yaşam döngüsü sonuçlarıyla en çevreci alternatifi seçmek mümkün olamamaktadır. Bu tez çalışması sürdürülebilir yapılı çevre hedefine ulaşmak adına, son nokta etki kategorisi ağırlıklarının hesaplanmasını amaçlamaktadır. Tez kapsamında ortaya atılan araştırma sorularının ve sonuçlarının her biri ayrı bir bölüm ve ayrı bir yayın olarak kurgulanmıştır. Öncelikle tez kapsamında yapılan çalışmaların ilkinde (bölüm 2) yaşam döngüsü üzerine yapılan çalışmalar incelenmekte ve Türkiye ile dünyadaki durum karşılaştırılmaktadır. Türkiye'de orta nokta etki kategorisi ağırlıklandırmasına yönelik bir tez olduğu anlaşılmakla birlikte son nokta etki kategorilerine ait çalışmaya rastlanmamaktadır. Orta nokta etki kategorisi ağırlıklandırmaları zarar etki yolu vasıtasıyla analizlere dahil edilen bilimsel veri safhasını atlayarak doğrudan ağırlıklandırma yaptığından son nokta etki kategorileri ağırlıklarına nazaran daha öznel bulunmaktadır. İkinci araştırma konusu (bölüm 3) yapılı çevrede yaşam döngüsü analizlerinde tek skor ihtiyacı üzerinedir. Bunun için on iki çatı kaplama malzemesi üzerinde yaşam döngüsü analizi yapılarak karşılaştırılmakta ve sonuçlar orta nokta etki kategori cinsinde incelenmektedir. Orta nokta etki kategorilerinin on iki malzeme için aynı sıralamayı vermediği gözlemlenmektedir. Üçüncü bölüm bulgularında ağırlıklandırma yöntemleriyle çalışmanın tekrar edilmesi önerildiğinden tezin dördüncü bölümünde, tek skor YDED analizlerini elde etmede farklı ağırlıklandırma yöntemleri ve katsayıları kullanılmaktadır. Panel ağırlıklandırma ve parasal ağırlıklandırma yöntemleri ile elde edilen tek skor YDED analiz sonuçları karşılaştırıldığında, farklı yöntemlerin farklı sıralamalara işaret ettiği gözlemlenmektedir. Panel ve parasal ağırlıklandırma yöntemleri ile elde edilen sonuçların tutarlı olmadığı, sıralamaların değiştiği görülmektedir. Ayrıca orta nokta ağırlıklandırma yöntemleri, çevreye olan zararların formüle edilmesi evrelerini içermediğinden son nokta etki kategorilerinin ağırlıklandırılması yöntemi tezin kapsamı olarak belirlenmektedir. Son nokta etki kategorileri olan İnsan Sağlığı (İS), Ekosistem Kalitesi (EK) ile Doğal Kaynaklar ve Ekosistem Hizmetleri (DKEH) tez kapsamında ele alınana koruma alanlarıdır. Orta nokta etki kategorilerinin her bir koruma alanına olan zararı diğer bir deyişle olumsuz etkisi bilimsel yollarla formüle edilerek son nokta etki kategorilerine dönüştürülmektedir. Sonrasında ise son nokta etki kategori ağırlık katsayıları ile tek skor YDED analizleri elde edilmektedir. Bu nedenle koruma alanları olan İS, EK ve DKEH arasındaki önem derecelerine göre hesaplanacak ağırlık katsayıları için uygun yöntemin insanların tercihlerini tanımlayan alt niteliklerin önemini analiz eden Ayrık Seçim Deneyi (ASD) yöntemi olduğunda karar verilmiştir. Beşinci bölümde, ASD anketlerinin çevre bilimlerindeki yeri araştırılmaktadır. Ayrıca ASD anketinin tasarlanmasına veri sağlamak üzere ASD anket bileşenleri analiz edilerek araştırmacılara yol göstermesi hedeflenmektedir. ASD bileşenleri olarak referans senaryonun varlığı, soru kartındaki seçenek (senaryo ya da profil) sayısı, nitelik sayısı, her niteliği betimleyen seviye sayısı, her bir katılımcıya gösterilen soru kartı sayısı, analizlerde kullanılan geçerli cevap sayısı ve anket yöntemleri kıstasları seçilmektedir. 553 ASD anketi arasında 175 anket referans senaryo kullanırken, 155 ankette referans senaryo bulunmazken, 223 ankette hiçbiri seçeneği yer almaktadır. Her soru kartında yer alan seçenek sayısı 2 ile 10 arasında değişmekle birlikte, 553 ASD anketinin ortalama seçenek sayısı 3,17, medyanı ve modu 3 olarak hesaplanmaktadır. Senaryoları tanımlayan nitelik sayısı 2 ile 16 arasında değişirken, 553 anketin ortalama değeri 5,35, modu ve medyanı ise 5'tir. Her niteliğin aldığı asgari değer sayısı, diğer bir deyişle minimum seviye sayısı 1 ile 7 arasında değişirken, azami değer sayısı, diğer bir deyişle maksimum seviye sayısı 2 ile 12 arasında değişmektedir. Asgari seviye sayısı ortalaması 2,65 iken azami seviye sayısı ortalaması 4,88'dir. Asgari seviye sayısı medyan ve modu 2 iken, azami seviye sayısı medyanı 5 modu ise 4'tür. ASD anketlerinde kullanılan soru kartı sayısı 1 ile 50 arasında değişirken, ortalaması 8,05, medyanı 8 modu ise 6'dır. Analizlerde baz alınan cevap sayısı (örneklemde cevapları analizde kullanılan katılımcı sayısı) 39 ile 10.573 arasında değişmekle birlikte ortalaması 702,27, medyanı 479 ve modu 500'dür. ASD anketleri %45,75 oranında çevrimiçi olarak uygulanmaktadır. Onu %40,15 ile sahada yüz yüze görüşme izlemektedir. Bu analizler ışığında altıncı bölüm için tasarlanan ASD anketinde referans senaryo bulunmakta ve her koruma alanı (son nokta etki kategorisi) için güncel değeri göstermektedir. Her soru kartında biri referans senaryo olmak üzere toplamda üç seçenek bulunmaktadır. Her seçenek diğer bir deyişle senaryo 3 nitelik ile tanımlanmaktadır. Bir önceki ASD bileşen analizinde ortalama seçenek sayısı 3,17'dir. Bu ASD anketinde nitelikler İS, EK ve DKEH'dir. Her bir nitelik %25'lik dilimler halinde "-%100" ile "+%100" arasında toplam 9 seviyeye sahiptir ve referans senaryo 0 (sıfır) ile temsil edilmektedir. Her bir katılımcıya gösterilen soru kartı adedi 9 iken bir önceki bölümde soru kartı ortalaması 8,05'tir. Anket uygulanma yöntemi çevrimiçi ve yüz yüze şeklinde karma olarak kullanılmaktadır. Analizlerde kullanılan geçerli cevap sayısı ülke gelir grubuna göre 513 (düşük-orta), 795 (yüksek), 940 (düşük) ve 950 (yüksek-orta) katılımcı ile ASD bileşen analizi bölümünde bahsedilen ortalamadan (702)'den genel itibariyle yüksek olup, sadece düşük-orta gelir seviyesi ülkelerindeki sayı (513) bu ortalamadan (702) düşük ancak mod (500) ve medyan (479) değerinden yüksektir. Tezin altıncı bölümünde ASD anketi tasarlanmış önce pilot olarak çevrimiçi ve yüz yüze uygulanmış sonrasında ise nihai olarak ana anket Şubat, Mart ve Nisan 2023 dönemlerinde farklı ülkelerde uygulanmaktadır. Ekonometrik yaklaşım ve ÇKKA kümelenme yaklaşım yöntemleri kullanılarak ASD anketiyle elde edilen katılımcı tercihlerinden koruma alanları önem dereceleri hesaplanarak ağırlık katsayıları elde edilmektedir. Buna göre, ekonometrik yaklaşım yönteminden elde edilen küresel ağırlık katsayıları İS için 0,42, EK için 0,31 ve DKEH için 0,26'dır. Yüksek gelir grubu katsayıları ise İS için 0,34, EK için 0,41, DKEH için 0,25'tir. Yüksek-orta gelir grubu ağırlık katsayıları İS için 0,36, EK için 0,36, DKEH için 0,28'dir. Düşük-orta gelir grubu ülkeleri ağırlık katsayıları ise İS, EK ve DKEH için sırasıyla 0,36, 0,32 ve 0,32'dir. Düşük gelir ağırlık katsayıları ise, İS için 0,54, EK için 0,24 ve DKEH için 0,22'dir. ÇKKA Kümelenme yaklaşım yönteminden elde edilen küresel ağırlık katsayıları İS için 0,41, EK için 0,32 ve DKEH için 0,27'dir. Yüksek gelir grubu katsayıları ise İS için 0,36, EK için 0,39, DKEH için 0,26'dır. Yüksek-orta gelir grubu ağırlık katsayıları İS için 0,39, EK için 0,33, DKEH için 0,28'dir. Düşük-orta gelir grubu ülkeleri ağırlık katsayıları ise İS, EK ve DKEH için sırasıyla 0,39, 0,31 ve 0,31'dir. Düşük gelir ağırlık katsayıları ise, İS için 0,48, EK için 0,27 ve DKEH için 0,25'tir. ÇKKA Kümelenme yaklaşımı ikincil bir yaklaşım olarak sonuçların test edilmesi için kullanılmakta olup, YDED tek skor analizleri için ekonometrik yaklaşım yöntemiyle hesaplanan ağırlık katsayılarının tercih edilmesi tavsiye edilmektedir. Türkiye yüksek-orta gelir grubunda olduğunda Türkiye için yapılacak YDED tek skor analizlerinde ekonometrik yaklaşım ile elde edilen İS için 0,36, EK için 0,36, DKEH için 0,28 ağırlık katsayılarının kullanılması önerilmektedir. Tezin yedinci bölümünde ayrık seçim deneyi yöntemiyle hesaplanan ağırlıklar, malzeme ölçeğinde yapılı çevredeki kullanı örneklendirilmektedir. Bölümler arası sonuçların birbiri ile karşılaştırılması adına yine aynı on iki çatı kaplama malzemesi yaşam döngüsü analizlerine uygulanmaktadır. Analiz sonuçlarında ağırlıkların bir önceki bölümdeki EVR yöntemi ve EI99 yöntemi ile benzerlik gösterdiği görülmektedir. Sekizinci bölümde ise genel değerlendirme yapılarak çalışmanın limitlerinden bahsedilmiş, gelecekteki çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur. Sonuç olarak bu tez kapsamında küresel uzlaşı amacıyla oluşturulmuş çok disiplinli bilim insanlarının ortak çalışma yaptığı bir proje kapsamında (GLAM) küresel ve gelir seviyelerine göre 4 grup ülke için son nokta ağırlık katsayıları hesaplanmakta ve yapılı çevrede kullanımı örneklendirilmektedir. Doktora tezi kapsamında Türkiye ilk kez pilot ülke olarak çalışılmaktadır. Diğer önemli bir husus da örneklem büyüklüğünün bilgi dahilinde şimdiye kadar yapılan çalışmalar açısından en büyüğü olmasıdır. Ayrıca tez düşük gelir ülkelerini de dahil eden ilk çalışma olması nedeniyle önemlidir. ASD yönteminin ekonometri dışında çevre değerleme alanında kullanılması, güncel referans değerleri kullanılması ve Türkiye'de son nokta etki kategorileri alanında yapılan ilk çalışma olması nedeniyle özgündür.