FBE- Çevre Kontrolü ve Yapı Teknolojisi Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Mimarlık Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, sadece yüksek lisans düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Yazar "Akşit, Şule Filiz" ile FBE- Çevre Kontrolü ve Yapı Teknolojisi Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeEnerji Etkin Bina Tasarımında Isıtma Enerjisi Harcamalarını Azaltmaya Yönelik Bir İyileştirme Çalışması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02-28) Gazioğlu, Ayça ; Akşit, Şule Filiz ; 424789 ; Çevre Kontrolü ve Yapı Teknolojisi ; Çevre Kontrolü ve Yapı TeknolojisiDünya genelindeki sanayileşme ve kentleşmenin etkisiyle birlikte, artan nüfus için gerekli enerjiyi sağlamak giderek daha zor bir hale gelmiştir. Pek çok ülkede fosil yakıtların büyük bir bölümü binalar tarafından harcandığından, binalar yüksek miktardaki karbon dioksit salınımından da sorumlu tutulmaktadır. Aşırı fosil yakıt kullanımı sonucu doğal kaynakların tükenme noktasına gelmesi, çevre kirliliği ve sera etkisi, iklim değişikliklerine sebep olan küresel ısınmanın başlıca sorumlularından biridir. Bu nedenle günümüzde, var olan alternatif enerji kaynaklarının en etkin şekilde kullanılması büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de tüketilen enerjinin büyük bir bölümü ithal edilmekte ve her sene enerji bakımından diğer ülkelere daha da bağımlı hale gelinmektedir. Toplam tüketilen enerjinin oldukça büyük bir bölümü yerleşmelerde, özellikle binaların ısıtılmasında kullanılmaktadır. Tasarım aşamasında enerji etkinliği açısından doğru değerlendirilmemiş binalar ise, gereğinden fazla enerji ve kaynak tüketmektedir. Mimarlar, enerjiyi daha etkin kullanabilmek için, binaların farklı iklim koşulları altındaki gereksinimlerini değerlendirerek iklimsel konforu etkileyen binaya ilişkin değişkenlerin değerlerini optimize etmelidirler. Özellikle tasarım aşamasında yapılacak bu değerlendirme, binanın ömrü boyunca harcayacağı enerji miktarını belirlemede yardımcı olacaktır. Bu çalışmada henüz inşa edilmemiş bir binanın, tasarım kararlarının daha enerji etkin bir hale dönüştürülmesi hedeflenmiştir. Böylece, tasarım aşamasındaki bir binada sadece binaya ilişkin tasarım değişkenlerin değerlerini değiştirerek ısıtma enerjisi harcamaları azaltılabilecektir. Bu amaçla tasarım aşamasındaki bir bina referans olarak seçilip, yönetmeliklere uygunluğu kontrol edilmiştir. Daha sonra, pasif tasarım değişkenlerine ilişkin ısıtma enerjisi harcamalarında azalma gerçekleştirecek farklı bina alternatifleri önerilmiş ve bu alternatifler ısıtma enerjisi harcamalarının önemli olduğu ılımlı-nemli, ılımlı-kuru ve soğuk iklim bölgelerini temsil eden İstanbul, Ankara ve Erzurum illerine uygulanmıştır. Çalışma altı bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, yaşanan enerji sıkıntısına zemin hazırlayan gelişmeler özetlenmiştir. Sanayi devrimi etkisiyle gerçekleşen hızlı kentleşme ve nüfus artışı ile birlikte enerji gereksinimindeki artış, enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılan fosil yakıtların çevreye verdiği zarar ve küresel ısınma hakkında bilgi verilmiştir. Binaların enerji etkinliğinin önemi ve konuyla ilgili yapı sektöründe yapılan çalışmalar açıklanmıştır. İkinci bölümde, günümüzde zorunlu hale gelen enerji etkin bina tasarımında etkili olan pasif tasarım değişkenleri açıklanmış ve bu değişkenler, kullanıcıya, iklime ve binaya ilişkin olmak üzere üç başlık altında incelenmiştir. Kullanıcıya ilişkin değişkenler aşağıdaki gibi; - metabolizma düzeyi, - giysi türü ve - kullanıcının mekandaki konum ve duruş şekli olarak sınıflandırılabilir. İklime ilişkin değişkenler, dış ve iç iklimsel değişkenler olarak ikiye ayrılmaktadır. Dış iklimsel değişkenler; güneş ışınımı, dış hava sıcaklığı, dış hava nemliliği ve rüzgardan oluşurken; iç iklimsel değişkenler, iç hava sıcaklığı, iç yüzey sıcaklığı, iç hava hareketi ve iç hava nemi olarak açıklanabilir. Binaya ilişkin değişkenler ise binanın bulunduğu yer, yönlendiriliş durumu, diğer binalara göre konumu, formu ve bina kabuğunun optik ve termofiziksel özellikleri olarak sınıflandırılmıştır. Bu değişkenlerin tasarım aşamasında doğru değerlendirilmesinin enerji etkin bina tasarımı için öneminden ve enerji etkin bina tasarımında gelişmenin gerekliliğinden bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde, enerji etkinliğine ilişkin gelişmelerden bahsedilmiştir. Enerji etkinliği ile ilgili dünya genelinde ve Türkiye’de kullanılan teşvik vb. uygulamalardan, Kyoto Protokolü ve Binaların Enerji Performansı Yönergesi’nden bahsedilmiş, konuyla ilgili yasa, yönetmelik ve standartlar özetlenmiştir. Daha sonra, günümüzde giderek popüler hale gelen gönüllü yeşil bina değerlendirme sistemlerinden örnekler verilmiş, BREEAM, LEED, Green Star, CASBEE, DGNB ve SbTool gibi yaygın olarak kullanılan değerlendirme sistemlerinin çalışma prensipleri, mevcut türleri, değerlendirme kategorileri, sertifikalandırma süreçleri ve verilen sertifikalar açıklanmıştır. Dördüncü bölümde, enerji etkin bina tasarımında ısıtma enerjisi harcamalarını azaltmaya yönelik bir iyileştirme çalışması sunulmuştur. Bu çalışmada öncelikle, çalışmanın uygulanacağı referans binanın sahip olması gereken özellikler tanımlanmaktadır. Referans binanın, Türkiye’de geçerli olan TS – 825: Binalarda Isı Yalıtım Kuralları’na uygun, henüz inşa edilmemiş bir bina olması gerekmektedir. Daha sonra referans binanın bulunduğu yer, diğer binalara göre konumu ve bina kullanıcılarının aktivite düzeyi, giysi türü, mekandaki konum ve duruş şekli ve kullanıcı sayısı belirlenmelidir. İklimsel koşullar için ise, çalışmada kullanılan hesaplama için hem ısıtmanın istendiği döneme ilişkin dış iklimsel veriler hem de iç hava sıcaklığı gibi iç iklimsel verilerin göz önünde tutulmasına ihtiyaç vardır. Son olarak da referans binanın bina kabuğuna ilişkin değişkenler belirlenmelidir. Bu değişkenler; - Opak bileşenin dış yüzeyinin yutuculuk katsayısı - Saydamlık oranı - Saydam bileşenin toplam ısı geçirme katsayısı - Opak bileşenin toplam ısı geçirme katsayısı - Opak bileşen katmanlaşma detayları olarak sıralanabilir. Referans bina ile ilgili özellikler belirlendikten sonra, seçilen bir simülasyon programı (DesignBuilder) ile referans binanın mevcut durumunun ısıtma enerjisi harcamaları hesaplanmalıdır. Çalışmanın devamında, ısıtma enerjisi harcamalarını azaltmak için tasarım aşamasında hangi pasif tasarım değişkenlerinin göz önünde bulundurulması gerektiğinden bahsedilmektedir. Önerilen iyileştirme alternatifleri ile ısıtma için harcanan enerjinin önemli olduğu iklim bölgelerinde, ısıtmanın istendiği dönemde ısıtma enerjisi harcamalarını azaltmak amaçlanmaktadır. İyileştirme alternatifleri; - Binanın bulunduğu yer - Bina formu - Saydamlık oranı - Opak bileşenin toplam ısı geçirme katsayısı - Saydam bileşenin toplam ısı geçirme katsayısı gibi pasif tasarım değişkenlerine ilişkin olarak belirlenmiştir Daha sonra, referans binanın ve iyileştirme alternatiflerinin ısıtmanın istendiği dönemde ısıtma enerjisi harcamaları hesaplanırken, hangi adımların kullanılacağı açıklanmaktadır. Bu adımlar aşağıdaki gibidir; 1.Adım: Mevcut bina ve önerilen diğer bina formları, önerilen saydamlık oranları ile belirlenen temsili iller için DesignBuilder’da modellenerek ısıtmanın istendiği dönem için ısıtma enerjisi harcamaları hesaplanır. 2.Adım: En az ısıtma enerjisi harcamasını gerçekleştiren alternatif için, opak ve saydam bileşenin toplam ısı geçirme katsayısına ilişkin iyileştirme alternatifleri geliştirilerek tüm hesaplamalar tekrarlanır. Referans binanın mevcut durumu ve binanın bulunduğu yer, bina formu, saydamlık oranı, opak ve saydam bileşenin toplam ısı geçirme katsayıları gibi değişkenlere ilişkin geliştirilen iyileştirme alternatifleri, seçilen bir simülasyon programında modellenerek, ısıtmanın istendiği dönemde ısıtma enerjisi harcamaları hesaplanmalıdır. En az ısıtma enerjisi harcamasını gerçekleştiren alternatifler, farklı iklim bölgelerinin temsili illeri için ayrı ayrı belirlenmelidir. Belirlenen alternatiflerin ısıtma enerjisi harcamaları referans bina harcamaları ile karşılaştırılarak, il il gerçekleştirilen iyileşme yüzdesel olarak ifade edilebilir. Son olarak da, referans bina için geliştirilen en iyi alternatifin sağladığı iyileşme yüzdesinin, mevcut bir gönüllü yeşil bina değerlendirme sistemindeki puanlama sisteminden alacağı puan hesaplanmalıdır. Beşinci bölümde, yukarıda açıklanan çalışmanın uygulama kısmı yer almaktadır. Referans bina seçilip ısıtma enerjisi harcamaları hesaplanmıştır. Daha sonra, temsili iller olarak seçilen İstanbul, Ankara ve Erzurum için ısıtmanın istendiği dönemler belirlenmiş, buna göre iyileştirme önerileri ve belirlenen adımlar referans binaya uygulanmış ve elde edilen bulgular, çizelgeler yardımıyla karşılaştırılmıştır. Altıncı bölümde ise, yapılan çalışmanın sonuçlarının değerlendirmesi yer almaktadır. Simülasyon sonuçlarına göre, ısıtma enerjisi harcamalarının özellikle önemli olduğu iklim bölgelerinde, tasarım aşamasında yalnızca pasif tasarım değişkenlerine yönelik önlemler alınarak, ısıtmanın istendiği dönemde ısıtma enerjisi harcamalarında %20’lere varan iyileşme sağlanabildiği görülmüştür.
-
ÖgeGeleneksel Ve Modern Bağ Evi Örneklerinin Soğutma Enerjisi Korunumunda Etkili Olan Tasarım Değişkenleri Açısından Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-09-12) Balcıoğlu, Aslı ; Akşit, Şule Filiz ; 10015470 ; Çevre Kontrolü ve Yapı Teknolojisi ; Çevre Kontrolü ve Yapı Teknolojisiİlk insandan itibaren var olan yerleşme ihtiyacının temelinde, dış ortamın zorlayıcı iklim koşullarından korunma ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç doğrultusunda insanlar yerleşim yerlerini belirlerken su, güneş ve rüzgar gibi çevresel unsurlardan optimum yararlanmayı ana ilke olarak belirlemiştir. Öncelikli amaç yılın her döneminde (ısıtmanın istendiği ve istenmediği dönemlerde) konfor koşullarının sağlanmasıdır. Binalarda enerjinin çoğunluğu işletim döneminde iç mekânda kullanıcı konforunun sağlanması amacıyla kullanılmaktadır. İç mekân konfor koşullarının sağlanabilmesi için yapıların dış ortam koşullarının göz önünde bulundurularak tasarlanmış olması en büyük gerekliliktir. Anadolu’da farklı karakteristik özelliklere göre belirlenmiş iklim bölgelerindeki tasarımlar incelendiğinde; ısıtmanın istendiği ve istenmediği dönemin baskınlığına göre tasarımda etken dönem belirlenmiş ve tasarımlar bu şekilde geliştirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda zaman içinde şekillenen tasarımlar bulundukları bölgelere ait optimum durumları sağlamıştır. Sıcak nemli ve sıcak kuru iklim bölgelerinde ısıtmanın istenmediği dönem hâkim olup, ılımlı nemli ve ılımlı kuru iklim bölgelerinde ısıtma istenen döneme göre tasarımlar öncelik kazanmıştır. Ancak ılımlı nemli ve ılımlı kuru iklim bölgelerinde her ne kadar ısıtma istenen dönem tasarımda etken dönem olarak belirlense de, bu bölgelerde yaz aylarının aşırı sıcak etkisi göz ardı edilmemekte ve ısıtmanın istenmediği dönemlere de tasarımlarda önem verilmektedir. Son yıllarda özellikle ısıtmanın istenmediği dönemde, iç çevrede istenen iklimsel koşulların dış çevredekinden çok farklılık göstermesi sebebiyle soğutma enerjisi kullanımına duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. Bilindiği gibi, kullanıcının iklimsel konfor durumunda bulundurulmasının kullanıcı performansı ve iş verimi açısından önemi büyüktür. Bina içinde konfor koşullarının gerçekleştiği durumlarda insanın fizyolojik, fiziksel ve entelektüel performansı maksimum düzeye erişir. Bu nedenle, ısıtmanın istenmediği dönemde, soğutma enerjisinin kullanımında görülen artışa karşın; soğutma sistemlerinin ilk yatırım maliyetinin çok yüksek olması ve elektrik enerjisi kullanımının ve üretim maliyetinin yüksek boyutlara ulaşması yapma soğutma enerjisi harcamalarının minimum düzeye indirgenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluk karşısında, ilk yatırım ve kullanım maliyetini minimuma indirgeyen pasif yollara başvurulmalıdır. Anadolu’da iklim ve topografyayla uyumlu geleneksel binalarda görülen iklimsel tasarım örnekleri, günümüzün enerji etkin binalarının tasarlanmasına yardımcı olmalı ve binalarda konfor koşullarının sağlanmasında büyük paya sahip enerji kullanımının azaltılmasını sağlamalıdır. Ülkemizde farklı iklim bölgelerindeki geleneksel yerleşimler incelendiğinde; binalarda mimari tasarım ilkelerinin ve kullanılan malzemelerin bölgeden bölgeye farklılık gösterdiği, ancak geçmişten gelen bu tasarım bilincinin yakın geçmişte inşa edilen binalarda görülmediği tespit edilmiştir. Anadolu’nun diğer bölgelerinde olduğu gibi, iklim, topoğrafya ve sosyal yaşantıya paralel olarak inşa edilen geleneksel Kayseri bağ evleri; büyük onarımlar gerektirmesi, bu işlemlerin pahalı ve zor olması gibi nedenlerden dolayı korunamamakta ve gün geçtikçe varlıklarını yitirmektedir. Geleneksel bağ evleri korunmamasına rağmen, yaz aylarında bağ evinde yaşama kültürü devam etmekte ve bu kültür yeni bağ evleri inşa edilerek sürdürülmektedir. Bu çalışma, Kayseri bağ evlerinin pasif soğutma ilkelerinin değerlendirilmesi açısından önem kazanmaktadır. Bu bağlamda geleneksel bağ evlerinin sahip olduğu değerin bina sahipleri ve yerel yönetim tarafından anlaşılması ve korunmasının sağlanması, diğer yandan Kayseri’de hızla yapımı devam eden modern bağ evi tasarımlarına enerji etkinliği açısından ışık tutması beklenmektedir. Pasif soğutma ilkelerinin Kayseri bağ evleri üzerinden değerlendirilmesinde öncelikle benzer kullanım amaçları doğrultusunda inşa edilmiş, geleneksel ve modern bağ evleri seçilmiştir. Bağ evlerinin seçimi ile birlikte, belirlenen hacimlerde ölçme yöntemi kullanılmış ve ısıtmanın istenmediği dönemde saatlik sıcaklık ölçümleri yapılmıştır. Ayrıca her iki bağ evi dijital ortamda modellenmiş ve belirlenen hacimlerin soğutma yükleri hesaplanmıştır. İki bağ evi için elde edilen ölçümler ve soğutma yükleri karşılaştırılmıştır. Sıcaklık ölçümlerinden gelen mevcut verilere göre iki bağ evi arasındaki ilişki irdelenmiş ve bu doğrultuda modelleme ile elde edilen soğutma yükleri sonuçlarına göre karşılaştırılarak değerlendirme yapılmıştır. Sonuç olarak, geleneksel bağ evinin bina kabuğunun istenen konfor şartlarını sağlayacak özelliklere sahip olduğu, modern bağ evinin bina kabuğunda ise iyileştirmeler yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
-
ÖgeMobil Binaların Enerji Etkinliği Açısından Değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-07-11) Parlak, Hatice Hilal ; Akşit, Şule Filiz ; 10007138 ; Çevre Kontrolü ve Yapı Teknolojisi ; Çevre Kontrolü ve Yapı TeknolojisiFosil kaynakların hızla tükeniyor olması günümüzde enerji korunumunu zorunlu hale getirmiştir. Dünya genelinde toplam enerji tüketiminin büyük bir kısmından inşaat sektörü sorumludur. Konut sektörü de inşaat sektörünün önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Geleneksel sabit konutlarla karşılaştırıldığında, mobil konutlar yaşam döngüsü ele alındığında; yapım öncesi, yapım, kullanım-işletim ve dönüştürme evreleri boyunca daha az enerji harcamaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, mobil konutların, çevreye minimum zarar veren, iklimsel verilere uygun, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, esnek kullanıma olanak tanıyan, kullanıcı istadiğinde büyüyüp küçülebilen, enerji etkin binalar olarak üretilmesinde tasarımcılara yol gösterecek bir model önerisi geliştirmektir. Bu amaç doğrultusunda mobil binaların enerji etkinliği açısından değerlendirilmesi için, öncelikle tarihi sürece yönelik literatür analizi yapılmıştır. Tez kapsamında yapılacak olan analiz yaşam döngüsü sürecinde binanın kullanım evresini ele almaktadır. Bu sebeple enerji etkinliği; enerjinin, suyun ve malzemenin etkin kullanımı başlıkları altında anlatılmıştır. Bu örnekler incelendikten sonra, enerji etkin mobil bina önerisi geliştirilmiştir. Bu öneri, İstanbul’da konut olarak tasarlanan 4 kişilik, tek katlı bir mobil bina modelidir. Bu mobil bina modeli, genel tasarım kararları, enerjinin, suyun ve malzemenin etkin kullanımı başlıklarıyla öncelikle tasarım sürecinde ele alınmıştır. Tasarım sürecinde ortaya çıkan binanın kabuğu ile ilgili alternatifler denenerek daha az enerji harcanması amaçlanmıştır. Bu alternatifler Ecotect programı aracılığıyla simüle edilmiş ve elde edilen verilerle binanın nihai kabuğu belirlenmiştir. Ecotect programıyla simülasyon sonucunda elde edilen ısıtma, soğutma ve elektrik enerjisi yüklerinin güneş enerjisi ile karşılanması amaçlanmıştır. Bu tez kapsamında yapılan enerji etkin mobil bina tasarımıyla, tasarımcılar ve kullanıcılara bir rehber oluşturabilmek, konut üretiminde harcanan enerji miktarını azaltabilmek, mobil bina üretiminin benimsenmesini sağlayabilmek amaçlanmıştır.
-
ÖgeTürkiye’de Enerji Verimliliği Açısından Pv Sistemlerin Performansının Değerlendirilmesinde Kullanılabilecek Bir Yaklaşım(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-11-23) Gemicioğlu, Ayşe Gül ; Akşit, Şule Filiz ; 405830 ; Çevre Kontrolü ve Yapı Teknolojisi ; Çevre Kontrolü ve Yapı TeknolojisiBu çalışmada, binalarda güneş enerjisinden yararlanmada kullanılan pasif ve aktif sistemler enerji verimliliği açısından değerlendirilmiştir. Aktif sistemlerden, güneş ışığını elektrik enerjisine çeviren PV sistemler hakkında detaylı bilgi verilerek, bu sistemlerin binalarda kullanım şekilleri; çatılarda, cephelerde ve farklı bina bölümlerinde kullanımı örneklerle açıklanmıştır. Binalarda enerji verimliliği açısından büyük önem taşıyan PV sistemlerin, güneş ışınımı kazancının çok yüksek olduğu Türkiye koşullarındaki performanslarının değerlendirilmesinde kullanılabilecek bir yaklaşım geliştirilmiştir. Bu yaklaşım Türkiye’de farklı iklim bölgelerinin pilot illerinde oluşturulan PV sistemler üzerinde uygulanmıştır. PV sistemler yıllık üretilen enerji miktarlarına ve verimliliğine göre değerlendirilmiş, farklı iklim bölgelerinin ve farklı enlemlerin PV sistem performansı üzerindeki etkisi karşılaştırılmıştır.