LEE- İşletme-Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Göç, Kubilayhan" ile LEE- İşletme-Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeSürdürülebilir insan kaynakları yönetiminin uygulanırlığı: Türkiye örneği(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-07-05) Göç, Kubilayhan ; Küskü Akdoğan, Fatma ; 403122014 ; İşletmeSürdürülebilir İKY kavramı, araştırmacılar tarafından, örgütsel uygulamaların olumsuz dışsallıklarını açıklamada, sosyal konuların anlaşılmasını sağlamada ve sürdürülebilir bir toplum hedefine ulaşmada bir araç olarak kullanılmaktadır (bkz. Mariappanadar, 2012). Bu tezin temel amacı, Sürdürülebilir İKY kavramının Türkiye bağlamında uygulanırlığının, söylem ve eylem boyutlarıyla incelenmesidir. Böyle bir incelemeye gidilmesinin arkasındaki temel neden, İKY politikalarını geliştiren ve uygulayan kişilerin, çelişkili/karmaşık baskılar altında faaliyet göstermesidir (Kramar, 1992). Uygulayıcılar; ulusal bağlama ilişkin farklılıklar, uygulamaların maliyeti, kurumsal baskılar, paydaş beklentileri ve bunların firma için arz ettiği önem derecesi gibi bir çok faktörü göz önünde bulundurarak karar verdikleri için, söylem ve eylem arasında farklılıklar olması beklenmektedir. Sürdürülebilir İKY'nin temel boyutlarının neler olduğu ve nasıl ele alınması gerektiğine dair yazında farklı değerlendirmeler bulunmaktadır. Ancak "sürdürülebilirlik" kavramının üç temel ayağı olarak bilinen "ekonomi-çevre-toplum" boyutlarını birleştiren çalışmalar çok azdır. Yazında sıkça vurgulanan (Ehnert ve diğ, 2016) bu eksiklik nedeniyle, bu çalışmada, sürdürülebilirlik kavramının ruhuna uygun olarak, bu üç boyutu da kapsayacak bir kavramsallaştırma anlayışı benimsenmiştir. Ayrıca, ilgili yazında var olan yöntemsel eleştiriler de dikkate alınarak (bkz. Anlesinya ve Susomrith, 2020) hazırlanan bu tezin üç araştırma aşaması bulunmaktadır. Söylemin tespit edilmeye çalışıldığı ilk iki aşamada nitel, eylemin tespit edilmeye çalışıldığı üçüncü aşamada ise nicel araştırma yöntemlerinden yararlanılmıştır. Araştırmanın birinci aşamasının amacı, Türkiye bağlamında, firmaların gerçekleştirdiklerini iddia ettikleri (söylem) Sürdürülebilir İKY uygulamalarını tespit etmektir. Bu aşamanın analizi iki adımda gerçekleştirilmiştir. İlk adımda, firmalar için sürdürülebilirlik standartları getiren, Küresel Raporlama Girişimi GRI-G4 Kılavuzu ve Uygulamalar El Kitabı, İKY açısından incelenmiş ve analiz için "Sürdürülebilir İKY uygulamaları rehberi" oluşturulmuştur. İkinci adımda ise, firmaların sürdürülebilirlik raporları, oluşturulan rehber doğrultusunda içerik analizine tabi tutulmuş ve veriler endeksleme yöntemi ile sayısallaştırılmıştır. Bu aşamada yapılan analiz, Borsa İstanbul (BIST) Sürdürülebilirlik Endeksine dâhil olan firmaların 2014-2015 ve 2015-2016 dönemlerinde yayımladıkları sürdürülebilirlik raporlarını kapsamaktadır. Toplamda 44 sürdürülebilirlik raporu yayımlanmış, ancak 36'sına (%82) erişilebilmiştir. İçerik analizi ile, firmaların seçilen Sürdürülebilir İKY uygulamalarını ne oranda raporladıkları tespit edilmiştir. Raporlar değerlendirildiğinde, firmaların daha çok ekonomik ve sosyal boyut uygulamalarına yer verdiği anlaşılmıştır. Çevresel boyuttaki uygulamalara yer verme oranları daha düşük olsa da, firmaların raporlama düzeyinde bu boyutu da ihmal etmedikleri anlaşılmıştır. Ayrıca firmaların ilk raporlama dönemlerinde raporlarında daha ayrıntılı veriler/değerlendirmeler sundukları, sonraki dönemlerde sundukları bilgide nispeten azalma olduğu görülmüştür. Araştırmanın ikinci aşamasında, Sürdürülebilir İKY kavramının yöneticiler /uygulayıcılar tarafından nasıl algılandığı incelenmiştir. Bunun için, BİST Sürdürülebilirlik Endeksine kote firmaların yönetici/uzmanlarından açık uçlu sorular ile veri toplanmıştır (2016-2017 Sürdürülebilirlik endeksine dâhil olan 43 firmanın 17'sinden, toplam 26 yönetici/uzmandan veri toplanabilmiştir). Toplanan veriler içerik analizine tabi tutularak çeşitli tema ve kategoriler altında kodlanmıştır. Bu aşamada, yöneticilerin/uzmanların Sürdürülebilir İKY hakkında ne düşündükleri, bu kavramı nasıl algıladıkları ve işyerlerindeki uygulama niyetleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Böylece, yönetici ve uzmanların bakış açısından Sürdürülebilir İKY'nin öncülleri, uygulamaları ve sonuçlarına ilişkin kavramsal bir çerçeve geliştirilmiştir. Sürdürülebilir İKY'nin gerçekleştirilmesinde sorumluluk sahipleri, önündeki engeller ve çözüm önerileri tespit edilmiştir. Türkiye bağlamında Sürdürülebilir İKY'nin tanımı yapılmış ve bu tanımların mikro, mezo ve makro boyutlarda ele alındığı tespit edilmiştir. Eylem boyutunun saptanmaya çalışıldığı araştırmanın üçüncü aşamasında ise, temel olarak "Türkiye bağlamında firmalarda Sürdürülebilir İKY uygulamaları ne denli uygulanmaktadır" sorusunun yanıtı, örgütlerde çalışanların algıları temelinde belirlenmeye çalışılmıştır. Bunun için daha önceki aşamalarda ortaya çıkan değişkenleri kapsayacak şekilde oluşturulan Sürdürülebilir İKY yapısı ve öncülleri temelinde özgün bir soru formu kullanılmıştır. Bu aşamanın anakütlesini 2014 - 2018 yılları arasında BİST Sürdürülebilirlik Endeksinde yer alan 48 firmanın tüm çalışanları oluşturmaktadır. Daha geniş kitleye ulaşabilmek için online veri toplama yolu tercih edilmiştir. Nihai olarak, 36 farklı firmadan (toplam firmaların %75'i), toplam 414 kişiden gelen yanıtlar örneklem olarak incelemeye dahil edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda, raporlarda oluşturulan üç boyutlu (ekonomik, çevresel, sosyal) Sürdürülebilir İKY yapısının uygulamada daha ayrıntılı boyutlara ayrıldığı anlaşılmıştır. Çevresel boyut, diğer Sürdürülebilir İKY boyutlarından değişkenler alarak kavramsal anlamda genişlik kazanmıştır. Buna göre, ekonomik boyuttan "kurum dışına yönelik sosyal sorumluluk harcamaları" ve sosyal boyuttan "toplumsal ilişkiler" değişkenleri çevresel boyutla birleşmişlerdir. Bu durumda çevre ifadesi hem doğal çevreyi hem de toplumsal ögeleri içinde barındıran bir gösterge olarak anlam kazanmıştır. Sonuç olarak, Türkiye bağlamında Sürdürülebilir İKY faaliyetleri 5 boyut altında toplanmıştır: Sunulan ekonomik imkânlar, çalışma koşulları ve insani düzenlemeler, toplumsal duyarlılık ve ekolojik yönelim, sürdürülebilir istihdam ve çalışanların geliştirilmesi. Söylemin saptanmasına yönelik safhalarda (araştırmanın birinci ve ikinci aşaması) elde ettiğimiz bilgi/bulgular ile eylemin saptanmasına yönelik safhada (araştırmanın üçüncü aşaması) elde edilen bilgi/bulguları kıyaslayarak söylem ve eylem arasında fark olup olmadığını anlamaya çalıştık. Söylem boyutu nitel, eylem boyutu nicel araştırma ile incelendiğinden, bulguları istatistiksel yöntemlerle kıyaslama şansımız elbette ki bulunmamaktadır. Bu nedenle, bulguları yorumlayarak kıyaslama yapmaya çalıştık. Söylem ve eylem aşamalarında elde edilen bulguların kıyaslanması sürecinde ortaya çıkan en önemli durumlar şöyle özetlenebilir: Genel olarak değerlendirildiğinde, sürdürülebilir istihdam ve ekonomik imkânlar hariç, diğer boyutların (çalışma koşulları ve insani düzenlemeler, toplumsal duyarlılık ve ekolojik yönelim, çalışanların geliştirilmesi) beyan edilenden (söylemden) daha düşük algılandığı görülmektedir. En yüksek farkın ise, çalışanların geliştirilmesi boyutunda olduğu görülmüştür. Söylem düzeyindeki önemli tespitlerden biri, ikinci aşamada yapılan görüşmelere göre, Türkiye bağlamında, firmaların sürdürülebilirliği gündeme almasında etkili unsurların "üst yönetim, dış paydaşlar, yönetim kurulu üyeleri ve İKY uzmanları" olmasıdır. Sürdürülebilir İKY'nin gerçekleştirilmesinde ise temel sorumluluğun üst yönetime ait olduğu söylemi hâkimdir. Öne çıkan görevler ise, sürdürülebilirliği genel örgüt stratejilerine dahil etme, sürdürülebilirlik faaliyetlerine destek olma, liderlik etme ve sahip çıkma olarak belirtilmektedir. Buradan yola çıkarak, yöneticilerin Sürdürülebilir İKY'nin yürütücüsü olduğu ifade edilebilir. Ancak, eylemin belirlenmeye çalışıldığı araştırma sonuçları incelendiğinde, yöneticilerin sahip oldukları sürdürülebilirlik duyarlılığının firmaların Sürdürülebilir İKY uygulamalarını benimsemesinde etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu durum, yöneticilerin, sürdürülebilirliği, duyarlılıktan ziyade, rasyonel amaçlar nedeniyle firmalara entegre etme amacında olduğunu göstermektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde, ABD ve Asya ülkelerindekine benzer şekilde (bkz. Taylor ve Lewis, 2014; Debroux, 2014), ekonomik kaygılar ve vadettikleri uygulamalar arasında sıkışan örgütlerin, genellikle klasik örgüt anlayışıyla hareket ederek odak noktasına ekonomik kaygıları aldıkları anlaşılmaktadır. Bu nedenle, sosyal olgulara yönelik birçok araştırmada vurgulandığı gibi (örnek: Kuşat, 2013; Vatansever, Kılıç ve Dinler, 2019; Küskü, Aracı ve Özbilgin, 2020), sürdürülebilirlik kaygısını örgütlerin gündeminde tutabilmek için, ülkemizde, sadece piyasa koşullarının yönlendirmesini beklemek yerine, yasal düzenlemeler yapılarak firmaların sürdürülebilirliğe teşvik edilmesi/itilmesi doğru olacaktır. Bu çalışma, akademik katkıları yanında, örgütler ve örgütlerdeki yöneticiler için de bazı faydalar sunmaktadır. Dönemsel sürdürülebilirlik raporları hazırlanırken, firmaların İKY ve sürdürülebilirlik yöneticileri, çalışmada yer alan rehberlerden yararlanarak, hangi İKY konularına dikkat etmeleri gerektiğine dair fikir edinebilir, dikkatlerini bu uygulamalara yönlendirebilirler. Benzer şekilde, tespit edilen Sürdürülebilir İKY uygulamaları, Sürdürülebilirlik endeksinde olmayan ancak BİST'te işlem gören firmalarda ya da KOBİ'lerde, örnek Sürdürülebilir İKY uygulamaları olarak kullanılabilir. Bu çalışma ile İnsan Kaynakları Yönetimi faaliyetlerinin "sürdürülebilirlik" odaklı gerçekleştirilmesinin önündeki en büyük engeller / eksiklikler / sıkıntılar ve bunların çözümüne yönelik öneriler sıralanmıştır. Bu bilgiler, İKY ve sürdürülebilirlik yöneticileri için önemli bir yol gösterici olabilir. Son olarak şunu da mutlaka belirtmeliyiz. Bu çalışmanın sonuçları BİST sürdürülebilirlik endeksine (ya da benzeri uluslararası endekslere) dâhil firmalar açısından genellenebilir olup, bu endekste olmayan firmalar için genellemeler yapmak hatalı olabilir. Çünkü Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan KOBİ'lerin örgütsel amaçları, hassasiyetleri, zorunlulukları, iç ve dış paydaşlarının oynadıkları roller farklılık gösterebilir.