Dıjıtal uzamda kamusal mekanın üretımı: Twitter verilerine dayali bir model önerisi
Dıjıtal uzamda kamusal mekanın üretımı: Twitter verilerine dayali bir model önerisi
dc.contributor.advisor | Özener, Ozan Önder | |
dc.contributor.author | Özpolat, Gizem | |
dc.contributor.authorID | 721207 | |
dc.contributor.department | Mimari Tasarımda Bilişim Bilim Dalı | |
dc.date.accessioned | 2025-03-06T08:59:56Z | |
dc.date.available | 2025-03-06T08:59:56Z | |
dc.date.issued | 2022 | |
dc.description | Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022 | |
dc.description.abstract | Dijitalleşme ile birlikte bilgi teknolojileri olarak adlandırılan araçlar her geçen gün toplumsal hayatın daha büyük bir parçası haline gelmekte, özellikle yeni medya araçları, iletişim alanında devrimsel nitelikte dönüşümlere neden olmaktadır. Her an erişilebilirlik, bilgiye ulaşma ve yayma, konuma bağımlı olmaksızın çevrimiçi ortamda "bir arada" bulunabilme gücü sayesinde bu araçlar, iletişimin ötesinde farklı işlevleri de beraberinde getirmektedir. Çevrimiçi sosyal ağların iletişim ve etkileşim olanakları, öz-örgütlenme, katılım ve etki için yeni yollar açabilmektedir. Yeni nesil kitle iletişim ağı üzerine inşa edilen bu ortam, yeni bir çeşit kamusal alan düzlemi haline gelmekte, mekândan öte, çeşitli kültürel kodların ve anlamların üretilebildiği, toplumsal yapının bir uzantısı olarak konumlanmaktadır. Tarihsel süreçte fiziksel mekân ile ilişkilendirilen kamusal alan, dijitalleşme ile birlikte bir tür paradigma kayması yaşamaktadır. Sanal ile gerçek, özel ile kamusal arasındaki sınırların bulanıklaştığı dijital çağda uzamlar arası bir melezleşme söz konusudur. Yakın geçmişte yaşanan küresel çapta toplumsal olaylarda somut örneklerinin görüldüğü üzere sosyal ağların -daha genel anlamda siber uzamın- olanaklılığı dijital kamusal alan tartışmalarını gündeme getirmektedir. Asıl kuruluş amacı olarak siyasi-politik bir rol atfedilmemesine rağmen iletişim ve etkileşimsel doğası sebebiyle çevrimiçi sosyal toplumsal "infilak" anlarında kamusal alan olarak işlevselleştirilebilmektedir. Bu anlamda sosyal ağlar nihai rolü açısından kamusal alandan ziyade kamusal alanın ortaya çıkma potansiyeli barındıran, kolektif olarak üretilen kamusal mekân olarak değerlendirilmelidir. Kentsel kamusal mekâna alternatif oluşturması açısından söz konusu mekansallaşmalar, mimarlık ve tasarım disiplinleri için kritik bir deney alanı sunmaktadır. Kamusallığın iletişimsel doğası, kültürel kodları üretme ve aktarmadaki rolü dikkate alındığında iletişim teknolojilerinin kamusallığı, dolayısıyla kamusal alanı ve kamusal mekânı dönüştürdüğü görülmektedir. Günümüzde sosyal ağlarda geçirilen süre hızlı biçimde artmakta, gündelik yaşamın pek çok pratiği siber uzamda gerçekleştirilmektedir. Toplumsal yapının temellerinden kamuoyun oluşturulmanın da birincil platformu artık internet ortamıdır. Hızla ve üstel biçimde gelişen süreçleri eski teori ve kavramlarla açıklamak zor ve/veya yetersizdir. Bu noktada kökleri Antikite'ye uzanan kamusal alan kavramının dijital çağın sosyal gerçeklerini betimleyebilmesi için yeniden ele alınmış tanım ve kavramlar çerçevesinde düşünülmesi gerekmektedir. Modern kamusal alan geleneksel birleşik/tek kamusal alandan çok uzaktır. Küresel bilgi akışlarıyla donatılan kamusal alan daha çok "farklı boyutlarda, örtüşen ve birbirine bağlı kamusal alanların gelişen ve karmaşık bir mozaiğidir" (Keane, 1995:1 akt. Salikov, 2018). Ağlaşmış kamular ya da ağ bağlantılı kamular olarak ifade edilen yapılar idealize kamusal alan karakterini -hatta kimi zaman fazlasını- yansıtan, çoklu kamuların oluşumuna izin veren, bir görünürlük alanı ve diyalog ortamı olarak siber uzamın imkanlarıyla üretilebilmektedir. Bununla birlikte siber uzamın kendisi, belirli/somut bir yeri olmayan ancak diğer taraftan, ürettiği ilişkiler ağı nedeniyle bir mekân/bir mevki algısı yaratan bir fenomen olarak karşımıza çıkar. Aynı anda hem "sanal" hem "gerçek" dünyada bulunma halinin getirdiği çoklu bir mekân, zaman, kimlik algısı taşıması bakımından siber uzam, gerçeklik ile ilişki içerisinde bulunan ve fakat bu gerçekliğin dışında kendine özgü formlarla yeni bir mekân, zaman ve gerçeklik üreten "başka yer" şeklinde tanımlanabilir. Dijital ortamdaki etkileşime dayalı ilişkiler ağı, siber uzamın yarattığı mekân algısı ile birlikte yeni kamusal oluşumlara olanak sağlamaktadır. Çalışma sosyal ağların kamusal karakterine vurgu yaparak çevrimiçi ilişkilerin dijital çağda kamusal mekânı ürettiğini savunmaktadır. Lefebvre'nin "Bizzat mekânın kendisi toplumsal ilişkilerin ürünü ve bu (toplumsal) ilişkilerin üreticisidir" şeklinde tanımladığı kamusal mekâna benzer şekilde siber uzamda üretilen ilişkiler ağı yine bireyler arası iletişim ve etkileşimin bir ürünüdür. Bununla birlikte kamusallığın politik doğası göz önünde bulundurulduğunda kamusal mekân tarihin her döneminde karşı-kamular arasındaki mücadeleye sahne olmaktadır. "Kent hakkı" bağlamında kamusal mekânın egemen ve karşı kamular arasındaki sahiplik mücadelesinde üretildiği söylenebilir. Bu ele alış Lefebvre'nin heterotopya ve izotopya kavramları ödünç alınarak dijital uzamda çoklu kamuların görünür hale geldiği, kamusal mekânın üretim sürecini okumak üzere işlevselleştirilebilir. Bu düşünceler doğrultusunda dijital çağda yeni kamusallık ve kamusal mekân kavrayışını yeniden düşünülmüş tanımlar kapsamında değerlendirilmek gerektiği açıktır. Söz konusu dönüşüm, yalnızca güncel dinamikler ile açıklanamayacak kadar uzun bir tarihe ve pek çok değişkene sahiptir. Toplumsal bir ürün olarak teknolojik süreçlerin kamusallık ve mekâna ilişkin etkileri geniş bir sosyo-politik perspektifle çözümlemek gerekir. Aksi halde teknolojik determinist ve indirgemeci bir yaklaşımla sınırlanmış olacaktır. Çalışmanın amacı kolektif bir ürün olarak kamusal mekânın dijital çağda çevrimiçi ilişkiler tarafından üretildiğini ve bu ilişkiler ağının siber uzamda bir mekansallaşma yarattığını ortaya koymaktır. Sosyal ağlar yapı ve imkanları vasıtasıyla sağladıkları verinin büyüklüğü bakımından toplumsal hayata dair pek çok bilgi içerebilmektedir. Teknolojik gelişmelerle yaygınlaşan iletişim ve etkileşime dayalı ağlar, dijital kamusal mekânın üretimini tartışmak için de zengin bir kaynak sunar. Bu çerçevede çalışma öncelikle kamusallık ve kamusal mekân kavramlarının sosyo-politik doğası ve öne çıkan tanımlarına başvurur. Bu sayede dijital uzamda çevrimiçi etkileşimle üretilen mekânsal kurgunun toplumsal ve politik bir kuramsal çerçeve içine taşınması ve irdelenmesi için gerekli altyapı oluşturulup elde edilen çıkarımlar güncel durumu okumak üzere bir şablon olarak kullanılır. Dijitalleşme etkisinde kamusal mekân bölümünde kamusal mekânın teknolojik gelişmelerle birlikte dönüşüm güncel yaklaşımlar altında yeniden değerlendirilerek sosyal ağların sunduğu mekânsal yapı ve anlamın kamusal alan yaratma potansiyeli sorgulanmıştır. Sunduğu altyapı ve araçsallıklar ile toplumsalı şekillendiren ve toplumsal tarafından şekillendirilen -yeniden ve yeniden üretilen- siber uzamın kendine has mekânsal örüntüsü sentaktik veya semantikten ziyade ilişkisel olarak tanımlanmıştır. Dönüşen kamusallık ve ağ toplumu kavramından hareketle sosyal ağlarda oluşan sanal cemaatler ve ağlaşmış kamuların siber uzamın mekânsal pratikleri içinde konumu tartışılmıştır. İlişkisel anlamda sosyo-mekânsal pratikler kendilerini yeniden üretecek yeni platformlar tanımlamaktadır: dijital uzamda kamusal mekân. Bu ilişkileri ve ürettiği mekânsallığı temsil etmek adına popüler bir sosyal medya aracı olan Twitter kullanılmıştır. Önerilen veri temelli modelde kullanıcıların belli konular hakkında #Hashtag kullanarak yaptığı paylaşımlar bi tür kamuoyu oluşturma, görünür olma halidir. Konum, zaman, takipçi sayısı gibi parametrelerle alınan veriler, kamusal mekânı simüle eden bir temsil modeline dönüştürülmüştür. Böylelikle kamusal mekân olarak dijital uzamın toplumu ilgilendiren bir konu hakkında herhangi bir zaman aralığında kamusal alan oluşturma potansiyeli ortaya konulmaktadır. Sonuç bölümünde dijital uzamda ağlar oluşturan kamusal yapıları ilişkisel olarak okumak üzere bütüncül bir yaklaşım sunularak sosyal ağların kamusal mekânı üretme potansiyelinin çeşitli alanlarda kullanımına ilişkin önerilere yer verilmektedir. Mimari disiplinler açısından bir diğer önemli nokta ise siber uzamın kendine özgü mimarisi ve gerçekliği ile birlikte mekansallık ve kamusallık nitelikleri kadar fiziki dünya ile nasıl bir ilişki içerisinde bulunduğudur. Son on yılda yaşanmış toplumsal olaylar iki uzam arasındaki hibritleşmeyi somutlaştırması yönüyle ilham vericidir. Bu çalışma sanal-gerçek, dijital-fiziksel(maddi) arasındaki muğlak ilişkiyi mekânsal açıdan bütünleştirici bir ilişkisellikte ele almayı önermekte, veri temelli bir model ile bu bütüncül yaklaşıma katkı sunmaktadır. Sınırın her geçen gün bulanıklaştığı iki uzamı birlikte düşünmek sosyal yaşam kadar tasarım pratikleri için de işlevlendirilebilir bir araç olmadır. Bu çok boyutlu bağlam mevcut durumda çeşitli disiplinlerin hem siber uzamda mekânın içsel dinamikleri hem de fiziki dünyanın mekanla ilişkisi hakkında bütüncül bir teorik çerçeveyi gerekli kılıyor. Çalışma bu doğrultuda tümüyle teknolojik olarak belirlenimci bir söylem yerine, sosyo-eleştirel bir bakış açısı sunuyor. Geleceğin kamusal mekânı hakkında varsayımlarda bulunuyor ve mimari disiplinlerin sosyal medya verilerini araçsallaştırma potansiyelini ortaya koyuyor. | |
dc.description.degree | Yüksek Lisans | |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11527/26570 | |
dc.language.iso | tr | |
dc.publisher | Lisansüstü Eğitim Enstitüsü | |
dc.sdg.type | Goal 3: Good Health and Well-being | |
dc.subject | ||
dc.subject | Model seçimi | |
dc.subject | Kamusal mekanlar | |
dc.subject | Kamusal mekan | |
dc.subject | Dijitalleşme | |
dc.subject | Kentsel mekan | |
dc.title | Dıjıtal uzamda kamusal mekanın üretımı: Twitter verilerine dayali bir model önerisi | |
dc.title.alternative | Production of public space in digital space: A model proposal based on twitter data | |
dc.type | Master Thesis |