FBE- Kimya Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 481
  • Öge
    Gazlaştırma yoluyla elde edilen sentez gazından kimyasal üretimine yönelik proses simülasyonu
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Kurucu, Oğuz Alp ; Okutan, Hasancan ; 641447 ; Kimya Mühendisliği Anabilim Dalı
    Simülasyon ve modelleme çalışmaları; sistemin deney yapmak için elverişli olmaması veya tasarım aşamasında olması, gerçek sistemin çalıştırılmasının çevre ve insan sağlığı açısından tehlike teşkil etmesi, işletme ve yatırım maliyetlerinin yüksek olması ve zaman kısıtlaması gibi nedenlerden dolayı tercih edilmektedir. Gerek çevresel kaygılar gerekse yapay zekanın öneminin giderek artması endüstride simülasyonların kullanımının daha yaygın hale geleceğini göstermektedir. Aspen-HYSYS; kimyasal proses simülatörü olarak dünya çapında yaygın olarak kullanılan Aspentech simülasyon paket programlarından biridir. Aspen-HYSYS®, petrol ve gaz endüstrisi, rafineriler ve bazı ayırma endüstrileri gibi uygulama alanlarına sahiptir. Buna ek olarak HYSYS, üniversiteler ve kolejlerde özellikle kimya mühendisliğinde giriş ve ileri düzey derslerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Organik karbonlu maddelerin gazlaştırılmasıyla CO ve H2 'den meydana gelen sentez gazı ve enerji elde etmek için gerçekleştirilen termokimyasal dönüşüm yöntemlerinden biri olan gazlaştırma, gerek çevre dostu olması gerek üretilen sentez gazının farklı rotalar izlenerek çeşitli ürün ve enerji üretimine olanak tanıması gerek diğer termokimyasal dönüşüm yöntemlerine göre birçok avantaja sahip olması dolayısıyla cazip bir teknolojidir. Gazlaştırma veya çeşitli yollarla üretilip, enerji ve değerli kimyasal eldesi için alternatif bir yol olarak dikkat çeken sentez gazı; değişken miktarlarda karbon monoksit(CO), hidrojen(H2), karbondioksit(CO2), metan(CH4) ve diğer istenmeyen gazlardan oluşan bir gaz karışımıdır. Sentez gazından; sıvı yakıt (dizel, benzin), biyoyakıtlar (biyoetanol, biyometanol, biyodizel), alkoller (metanol, etanol), dimetileter, amonyak, metan, parafin, oksijenatlar ve olefin gibi çeşitli kimyasallar üretilmektedir. Fischer-Tropsch prosesi ile sıvı yakıt ve değerli kimyasallar elde edilmektedir. Fischer-Tropsch teknolojisi sayesinde değerli kimyasallardan biri olan hafif olefin üretimi de mümkündür ve bu proses Fischer-Tropsch-Olefin (FTO) prosesi olarak adlandırılmaktadır. FTO prosesi açısından katalizör ve reaktör tasarımı büyük önem arz etmektedir.
  • Öge
    Parasetamol üretimi atıksuyunun anaerobik arıtılabilirliğinin incelenmesi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Gürvardar, Sedef ; Deveci, Nuran ; 66705 ; Kimya Mühendisliği
    Parasetamol üretimi atıksulan yüksek organik yüke sahiptir. Bu atıksulann doğaya deşarjından önce arıtılması zorunludur. Yapılan bu çalışmada parasetamol üretimi atık suyunun anaerobik antılabilirliği incelenmiştir. İlk olarak 14500 mgO2/l KOİ değerine sahip sentetik parasetamol çözeltisinin anaerobik arıtımı sağlanmış. Bu sonuçla, parasetamol üretimi atıksuyunun arıtım çalışmalarına başlanmıştır. Seyreltilen atıksudan KOİ konsantrasyonları 17500 ve 19500 mgO2/l olan çözeltiler anaerobik arıtmaya tabi tutulmuştur. KOİ konsantrasyonu 17500 mg02/l olan çözeltide anaerobik arıtım sağlanırken, diğerinde arıtım gerçekleşmemiştir. Sabit organik yüke sahip (KOİ= 19000 mgO2/1) atıksu çözeltilerine artan konsantrasyonlarda nikel iyonu (100, 200 ve 300 mg/1) ilave edildiğinde her üç çözeltide de anaerobik arıtım sağlanmıştır. Bunlardan en iyi arıtımı sağlayan konsantrasyon (300 mg/1) seçilerek parasetamol atiğinin antılabileceği en yüksek organik yük.(2200Ö mg02/î) tesbıt edilmiştir
  • Öge
    Fosforil diazo asetaldehitleri sentez yöntemleri
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Hocaoğlu, Sibel ; Sezer, Özkan ; 83073 ; Kimya Mühendisliği
    Diazo bileşikleri, karben-karbenoid ara ürünleri üzerinden birçok siklopropanların, heterosikliklerin ve birçok doğal bileşiğin sentezinde kullanılan önemli çıkış bileşikleridir. a-Diazo-P-oksoaldehitler, çok sayıda doğal bileşiğin sentezinde, antibiotiksentezlerinde ve primer amin ile kondenzasyonu vasıtasıyla triazollerin sentezinde çıkış bileşiği olarak kullanılan diazo bileşikleridir. 1994 yılma kadar yalnızca üç örneği bulunan ct-diazo-p-oksoaldehitlerin sayısı, nötral-asidik ortamda piridinyum tuzlanyla diazo transferi ve Vilsmeier- Haack Formilasyonu uygulanmak suretiyle çoğaltılmıştır. Fosforlu diazo bileşiklerinin sentezleri 1970'li yıllarda başlamıştır. Literatürde, fosforu diazo metan, fosforil diazo alkil-aril keton bileşiklerinin sentezi var olmasına rağmen triazol sentezini de mümkün kılabilecek fosforil diazo asetaldehitlerin sentezi mevcut değildir. Bu çalışmada, dietil- ve dimetilfosforil diazo metan bileşiklerine Vilsmeier-Haack-Arnold Formilasyonu uygulanmak suretiyle dietil- ve dimetilfosforil diazo asetaldehit bileşikleri sentezlenmiştir. Fosforil diazo metan bileşikleri, primer aminlerin nitröz asitle diazolanması sonucu elde edilmiştir. Kullanılan primer aminler Gabriel Sentezi ile elde edilmişlerdir.
  • Öge
    Radikal etkili katyonik polimerizasyon
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Tuna, Aslı Okan ; Yağcı, Yusuf ; 66679 ; Kimya Mühendisliği
    Isı veya ışık etkisiyle oluşturulmuş radikallerin,asetilenik bileşiklere vinil katyonu oluşturmak üzere eklendiği bilinmektedir. Çalışmamızda, benzoin alkil eterleri, alkoksi asetofenonlar gibi fotokimyasal yolla radikal veren, resist ve kaplama teknolojisinde kullanılan bileşikler yardımıyla difenil asetilenden vinilik radikaller oluşturulmuştur.Oluşan vinil radikali onyum tuzu yardımıyla vinil katyonuna yükseltgenmekte ve polimerizasyonu başlatmaktadır. Polimerizasyonlar, difenil asetilenin ve trifenil sûlfonyum tuzunun ışığı absorblamadığı fakat radikal kaynaklarının absorbansının olduğu dalga boyunda gerçekleştirilmiştir. Radikal kaynaklannın içinde en iyi sonucu veren benzoin olmuştur. Onyum tuzlan ile gerçekleştirilen katyonik polimerizasyonlar, kaplama, baskı mürekkebi ve resist teknolojisindeki kullanımlarından dolayı endüstride büyük yer tutmaktadır. Diaril ryodonyum, triaril sûlfonyum, piridinyum tuzlan siklik eter ve alkil vinileterlerin katyonik polimerizasyonunda kullanılmaktadır. Geliştirilen yöntemle, varolan onyum tuzlarından daha aktif olarak çalışacak, değişik sübstitüentlere sahip allil piridinyum tuzlan sentezlenmiş ve etkinliği incelenmiştir. Kullanılan tuzların radikal varlığında başlaücı etkinlikleri ise; N- allil piridinyum, N-[2-fenil]-piridinyum, N-[2-metil]-piridinyum seklinde olduğu görülmüştür. Aynca kullanılan değişik radikal kaynaklannın etkinliği ise; PAT (fenil azotrîfenilmetan), BPO (benzoilperoksit), ADBN (2,2'- azobisizobutironitril) sıralamasındadır.
  • Öge
    Boksit ve rAl2 O3'in sodyum borat çözeltilerinde çözündürülmesi
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Çatalbaş, Sema ; 66779 ; Kimya Mühendisliği
    Bu çalışmada boksit cevherinden alümina üretimi için Bayer prosesine alternatif bir prosesin uygulanabilirliği araştırılmıştır. Önerilen proses, boksitin sodyum hidroksit çözeltisi yerine, sodyum borat çözeltilerinde ekstraktif çözündürülmesinden sonra, çözünmeyen katıların çökeltme ve filtrasyonla ayrılmasını, elde edilen berrak çözeltinin soğutulmasıyla sodyum boratların kristalizasyonu sonucu Al(OH):,'in çöktürülmesini ve ince partiküller halinde çöken Al(OH)3'in iri sodyum borat kristallerinden hidrolik olarak ayrılmasını içermektedir. Kristalizasyonla elde edilen sodyum borat kristalleri, boksitin ekstraktif çözündürülmesinde tekrar kullanılmak üzere, yeniden çözülerek çözünürleştirme kademesine beslenecektir. Önerilen proseste, sodyum borat kristallerinin yeniden çözülmesi için gereken enerji Bayer Prosesi'nde sodyum hidroksit çözeltisinin evaporasyonu için gerekli enerjiden daha az olacağından, prosesin ekonomik olarak daha avantajlı olacağı düşünülmüştür. Ancak böyle bir prosesin teknolojik olarak geliştirilebilmesi için sodyum borat çözeltilerinde boksitin çözünme veriminin yüksek olması gereklidir. Bu nedenle bu çalışmada, y-AKO? ve böhmitik yapıdaki boksitin çeşitli sodyum borat çözeltilerindeki çözünürlükleri farklı çözelti derişimlerinde ve farklı sıcaklıklarda incelenmiştir. Düşük sıcaklıkta yürütülen deneyler, 1000 cm3 hacimli, karıştırmak ceketli bir cam reaktörde gerçekleştirilmiş, sıcaklık kontrolü ise bir termostat vasıtasıyla sağlanmıştır. Yüksek sıcaklıklardaki çözündürme deneyleri için ise, 40 cm3 kapasiteli teflon hazneli çelik otoklavlar kullanılmış ve çalışma sıcaklığı 185-230 ve 240°C olarak değiştirilmiştir. Deney sonuçlarının kinetik değerlendirilmesi, difuzyon kontrollü çözünme hızı eşitliğinden türetilen İn- - =k'.t C*-C eşitliğine göre yapılmıştır. Deney sonuçlan hem, y-Al^O?, hem boksit için çözünürlüğün sodyum borat bileşiğinin yapısına ve çözeltinin derişimine bağlı olduğunu göstermiştir. Ayrıca kalsiyum minerallerinin boraks çözeltilerinde çözünmesine benzer olarak, çözünmenin iki farklı mekanizmayı ( komplekslenme ve difîizyon kontrollü çözünme) içerdiği belirlenmiştir. Y-AI2O3 ve boksit için çözünürlük sodyum pentaborat - boraks - sodyum metaborat sırasında artmakta ve hem doygunluk hem komplekslenme derişimleri çözelti derişiminin artmasıyla önce artmakta sonra azalmaktadır. Ancak bu etki sodyum pentaborat için çok düşük seviyededir. IX Her üç sodyum borat bileşiği için de, çözünürlük verimleri çalışılan koşullarda önerilen proses için yeterli olmamakla birlikte, özellikle sodyum metaborat çözeltilerinde çözünürlük verimlerinin birtakım önlemlerle artırılabileceği düşünülmektedir.