FBE- Katı Cisimlerin Mekaniği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Son Başvurular
1 - 5 / 68
-
ÖgeNanoteknolojide eğri eksenli çubukların düzlem dışı davranışları için bir sonlu eleman formülasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-06-04)Nano boyuttaki malzemelerin, gelişmiş fiziksel, kimyasal ve elektriksel özelliklere sahip olduğunun farkedilmesiyle daha üstün özelliklere sahip nano boyutta yapıların üretilmesi, günümüzde nanoteknolojiyi ilgi odağı haline getirmektedir. Kuvvet ve yerdeğiştirme ilişkileri kullanılarak, nano boyuttaki sistemlerin fonksiyonel ve elastik karakteristiklerini inceleyen nanomekanik, nanoteknolojinin en önemli çalışma alanlarından biridir. Nano ölçekteki cihaz ve makinalarda yaygın olarak kullanılan yapı elemanlarından biri nanoçubuklardır. Bu çubuk elemanların mekanik davranışlarının tam olarak bilinmesi, nano boyuttaki makinaların geliştirilmesi için önemlidir. Nanoçubukların modellenmesinde, klasik elastisite teorisi yerine, yerel olmayan elastisite teorisi kullanılmaktadır. Klasik elastisite teorisinin tanımının boyuttan bağımsız olması nedeniyle, mikro yapılarla birlikte nano yapıların davranışlarının incelenmesinde sorunlar ortaya çıkmaktadır. Boyutlar küçülmeye başladıkça, malzeme içindeki boşlukların etkisi, cismin boyutları yanında ihmal edilemez seviyeye gelmektedir. Bu durumda, moleküller arasındaki boşluklar önem kazanmakta ve klasik elastisite teorisi ile elde edilen sonuçlar gerçekten uzaklaşmaktadır. Bu nedenle, mikro/nano boyutlardaki yapılarda boyut etkisini göz önünde bulunduran yerel olmayan elastisite teorisi kullanılmaktadır. Ayrıca, yerel olmayan elastisite teorisinin üstünlüğü, sadece nano malzemelerin statik, dinamik ve burkulma davranışları üzerinde boyut etkisini göz önüne alması değil, diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında analizlere uygulanmasının da kolay ve ucuz olmasıdır. Bu çalışmada, yerel olmayan elastisite teorisi ile eğri eksenli nano çubukların düzlem dışı statik ve dinamik davranışlarını ifade eden ve kayma deformasyonu ile eğilme ve burulma dönme eylemsizliklerini de göz önüne alan denklemlerin kesin analitik çözümüne dayanan bir sonlu eleman formülasyonu geliştirilmiştir. Eğri eksenli düzlemsel çubukların düzlem dışı statik ve dinamik problemlerin çözümünde kesin analitik çözümden elde edilen değerler, şekil değiştirme büyüklükleri olarak kullanılmakta, rijitlik ve kütle matrisleri oluşturulmaktadır. Geliştirilen formülasyonun sonuçları, literatürdeki statik örneklerle karşılaştırılmıştır. Birinci bölümde, nanoteknolojinin önemine ve nanoyapıların tasarım yaklaşımlarına değinilmiştir. Ayrıca, yapılan çalışmanın literatürdeki mevcut çalışmalardan hangi nitelikler bakımından farklı ve üstün olduğu da vurgulanmıştır. İkinci bölümde, nanoçubukların statik ve dinamik problemlerinin incelenmesi konusunda yapılan çalışmalar verilmiştir. Yapılan literatür taramasında, genellikle yerel elastisite teorisi kullanılarak yapılan çalışmalar yer alırken, yerel olmayan elastisite teorisi kullanılarak yapılan az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmaların çoğunda eğilme etkisi, kayma deformasyonu, eksenel ve kesme kuvvetleri gibi bir veya birkaç etki göz ardı edilmiştir. Ayrıca, bu konudaki çalışmaların çok azında eğri eksenli nanoçubuklar ele alınmıştır. Düzlemsel eğri eksenli çubukların düzlem dışı davranışlarının incelendiği çalışma ise yok denecek kadar azdır. Literatürde, nanoçubuklar için sonlu eleman formülasyonu ile ilgili çok az sayıda çalışma mevcuttur. Bunların da neredeyse tamamı doğru eksenli çubuklarla ilgilidir. Bu çalışmalarda, yer değiştirmeler için çeşitli yaklaşık fonksiyonların kullanıldığı görülmüştür. Üçüncü bölümde, Eringen tarafından sunulan yerel olmayan elastisite teorisinin bünye denklemleri, silindirik koordinatlarda yazılarak klasik çubuk teorisine uygulanmış ve değişken eğrilik yarıçapına ve değişken kesit alanına sahip çubuklar için elde edilmiş denklemler verilmiştir. Çubuk kesitinin çift simetrik olduğu varsayılmakta, böylece, düzlem içi ve düzlem dışı davranışı ifade eden büyüklükler ayrı denklemlerde bulunmaktadır. Denklemlerde, kuvvet ve momentlerin yerel olmayan etkileri dikkate alınmıştır. Başlangıç değerleri yöntemi kullanılarak, düzlemsel eğri eksenli çubukların düzlem dışı statik davranışlarını ifade eden denklemlerin kesin analitik çözümü verilmiştir. Dördüncü bölümde, değişken eğrilik ve değişken kesit kabulü yapılarak düzlemsel eğri eksenli çubuğun, düzlem dışı statik ve dinamik davranışlarını ifade eden, yerel olmayan elastisite teorisi ve tüm yerel olmayan etkilerin dahil edilmesi ile elde edilen denklemlerin kesin analitik çözümleri kullanılmış, sonlu eleman formülasyonu yapılmıştır. Düzlem dışı statik problemler için sonlu eleman formülasyonunda rijitlik matrisi oluşturulmuştur. Elemana ait rijitlik matrisi elde edilmiş ve birleştirilerek global rijitlik matrisi oluşturulmuştur. Düzlem dışı titreşim problemleri için sonlu eleman formülasyonunda rijitlik matrisinin yanı sıra kütle matrisine de ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bölümde, elemana ait kütle matrisi elde edilmiş ve birleştirilerek global kütle matrisi oluşturulmuştur. Ayrıca, Hamilton prensibi kullanılarak da rijitlik ve kütle matrisleri elde edilmiştir. Beşinci bölümde, eğri eksenli nano çubukların düzlem dışı statik ve dinamik problemleri için geliştirilen sonlu eleman yöntemi ile çeşitli örneklerin çözümlerine yer verilmiştir. Hesaplamalarda, kayma deformasyonu ile eğilme ve burulma dönme eylemsizlik etkileri dahil edilmiştir. Elde edilen sonuçlar analitik çalışmalar ile karşılaştırılmıştır. Altıncı bölümde, bu çalışmada elde edilen sonuçlar ve sonuç bölümü tartışılmıştır.
-
ÖgeEffects of drawbeads in sheet metal forming(Institute of Science and Technology, 2005)Kırışma, yırtılma, aşın incelme, yüzey bozunması ve geri yaylanma gibi kusurlar sac malzemede şekillendirme esnasında meydana gelen en bilindik kusurlardandır. Bu tür kusurlar genellikle sac malzemenin kalıp boşluğuna kontrolsüz ve istenmeyen bir oranda akışından kaynaklanmaktadır. Bir dizi yöntem sac malzemenin kalıp boşluğuna akışım kontrol etmede kullanılabilir: değişken potçemberi kuvveti uygulaması ve kalıp ile sac yüzeyleri arasındaki sürtünmenin azaltılması gibi. Fakat, bu yöntemler sadece sac malzemenin bütününün genel akışım düzenleyebilir. Sac malzemede meydana gelen kusurları azaltmak ve yok etmek için malzeme akışının belirli bölgelerde düzenlenmesi gerekmektedir. Bu, malzeme akış yollarını gerekli bölgelerde engelleyen bir tür yerel kontrol mekanizması olan süzdürme çubuğunun kullanılması fikrini doğurmuştur. Bu çalışmada, süzdürme çubuklarının kullanımının sac şekillendirmeye etkileri incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde süzdürme çubukları hakkında genel bilgiler sunulmuştur. Süzdürme çubuklarının çalışma prensipleri, metal şekillendirmede kullanılan tipleri ile kullanım yerleri ve bazı dezavantajları bu bölümde sunulmuştur. Üçüncü bölümde süzdürme çubuklarının oluşturduğu kuvvet değerlerinin belirlenmesinde kullanılan bir dizi analitik süzdürme çubuğu modeli ele alınmış ve bu modellerde yapılan kabuller ile bunların doğruluk dereceleri gösterilmiştir. Dördüncü bölümde ise bu analitik modellerden en yaygın kullanılanları üzerinde durularak süzdürme çubuğu kuvvetlerine proses değişkenlerinin etkisi incelenmiştir. Beşinci bölüm süzdürme çubuklarının sayısal modellenmesini içermektedir. Süzdürme çubuğu kuvvetlerinin belirlenmesinde 3B düzlem gerilme ve 2B düzlem şekil değiştirme sonlu elemanlar modelleri oluşturulmuştur. Çözüm süresini ve optimizasyon çevrimini azaltmak amacıyla sonlu elemanlar uygulamalarında sıkça kullanılan ve gerçek süzdürme çubuklarının yerine kullanılan eşdeğer süzdürme çubuğu modeli de bu bölümde ele alınmıştır. Analitik ve sayısal sonuçlar litaratürdeki deneysel verilerle karşılaştırılarak sunulmuştur. Altıncı bölümde ise süzdürme çubuğu kullanımının metal şekillendirmeye etkisi ile eşdeğer süzdürme çubuğu modelinin doğruluk derecesi iki ayrı sonlu elemanlar uygulamasına yer verilerek gösterilmiştir. Uygulamalar gerçek süzdürme çubuğunun olduğu ve olmadığı durum ile eşdeğer süzdürme çubuğunun olduğu durum ele alınarak çözülmüştür.
-
ÖgeA Heavy Duty Diesel Engine Exhaust Manifold Thermo Mechanical Fatigue Test Rig Design, Analysis And Verification(Institute of Science and Technology, 2015)Son dönemde otomotiv endüstrisinde her anlamda çok önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bilimsel ve teknolojik ilerlemenin sonucunda elde edilen yeni yöntemler, yazılımlar ve donanımlar için otomotiv her zaman iyi bir uygulama alanı olmuştur. Günümüzde farklı sınıf ve özellikteki araçlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Gelişen ve büyüyen rekabetçi otomotiv piyasasında önemli bir rol sahibi olmak isteyen üreticiler de değişen çevre ve müşteri taleplerine göre sürekli kendilerini yenilemek ve geliştirmek için çalışmalarını sürdürmektedirler. Başlangıçtan itibaren motor bir aracın en önemli bileşenidir ve temel araştırma-geliştirme faaliyetleri burada yoğunlaşmıştır. Motor üreticileri her zaman daha yüksek performanslı motorlar yapmaya çalışırken aynı zamanda rakiplerine oranla maliyetlerini de daha düşük seviyede tutmaya çalışırlar. Öte yandan özellikle Avrupa ülkelerinin başını çektiği egzoz gazı emisyon oranlarını sağlamak ve çevreyle dost bir motor yapmak da artık bir gereklilik haline gelmiştir. Motor üreticilerinin temel amacı sessiz, düşük maliyetli, hafif, emisyon seviyesi ve yakıt tüketimi düşük ancak yüksek performanslı uzun ömürlü çevre dostu ürünler ortaya çıkarmaktır. Bu konuda gerek akademik gerekse de uygulamalı olarak dünyanın her yanında çalışmalar halen devam etmektedir. Çalışmaların belirgin sonucunu olarak son 20 yıldaki motorların emisyon, yakıt tüketimi ve performans çıktılarına bakarak görebiliriz. Daha yüksek performanslar beraberinde daha yüksek yanma sıcaklıkları ve basınç değerleri getirmektedir. Motorda oluşan yüksek sıcaklık, malzemelerin mekanik davranışını ciddi oranda etkilemektedir. Bu yüzden daha önceden kullanılan malzemeler artık bu sıcaklık ve çalışma şartlarına cevap veremediği için özel alaşımlı malzemeler kullanılmaya başlanmıştır. Sıcaklık farklılıklarından dolayı oluşan yorulmaya termal-mekanik yorulma (Thermal Mechanical Fatigue-TMF) denir. Motorlarda meydana gelen TMF durumu genelde kısa ömürlü yorulma olarak nitelendirilir ve etkiledikleri parçaların ömürleri 103-104 çevrim mertebesine kısaltırlar. Araç çalışmaya başladıktan sonra çalışmaya devam ettiği süre boyunca parçalar bu sıcaklıklara maruz kalır sonrasında araç durduğunda ise ortam sıcaklığına geri dönerler. Aracın her çalışıp durması bir çevrim olarak nitelendirilir. Hem termal-mekanik yorulma durumuna dayanıklı hem de yüksek performans taleplerine cevap verebilecek yeni nesil egzoz manifoldları için yüksek silisyum ve molibden (HiSiMo) alaşımlı sünek dökme demir en çok kullanılan malzemelerin başında gelir. Geliştirmeler sonucunda "Grade 3" olarak adlandırılan özel alaşım bu çalışmada incelenen ağır ticari dizel motorun egzoz manifoldunda da kullanılmıştır.Bu manifold yüksek sıcaklıklarda meydana gelen genleşmeleri sönümleyecek şekilde üç parçalı olarak tasarlanmıştır ancak parçaların kendi içinde birden fazla bağlantı noktası olması sebebi ile birim şekil değişimleri ciddi gerilmeler meydana getirmektedir. Yorulma analizlerinde karşılaşılan önemli sorunlardan biri de malzeme modellerinin oluşturulmasıdır. Malzeme modellemesi ile ilgili çok sayıda yaklaşım yapılmıştır. Yaklaşımlarda dikkate alınan faktörler artıkça malzeme modellerinin gerçeğe olan yakınlıkları da artmaktadır. Ancak modelin dikkate aldığı faktör sayısının artması aynı zamanda modeli oluşturmak için yapılacak deney sayısını ve maliyetini artırmaktadır. Özellikle malzemelerin sıcaklığa bağlı yorulma modellerinin oluşturulması oldukça uzun ve maliyetli bir iş olduğu için sadece belli başlı malzemelerin modelleri mevcuttur. Seri üretimde motor kafa-blok, egzoz manifoldu, pistonlar gibi kritik parçaların dayanımından ve TMF ömründen emin olmak çok önemlidir. Bu tarz uzun ömürlü parçaların genelde aracın ömrü boyunca çalışması beklenir. Ancak ekonomi, hafiflik ve uzun ömürlülük kriterlerinin bir arada istendiği durumlarda optimum tasarımların yapılması önem kazanır yani parçanın öngörülen çevrim sayısına yakın bir değerde hasara uğraması başarılı bir tasarım olarak kabul edilir. Bu durumda parçaların ömürlerinin tahmin edilebilmesi önem kazanır. Farklı yaklaşım ve kabuller eşliğinde uzun yıllar mertebesinde olan çalışma ömürlerini haftalar içinde yapılan testlerle belirlemek mümkündür. Testlerin gerçekçi olması için en iyi seçenek gerçek araçlar ile özel yolların ve koşulların sağlanması veya motor dinamometrelerinde testlerin koşulmasıdır. Ancak bu yöntemler oldukça pahalı ve yüksek ilk yatırım maliyeti gerektirmektedir. Ayrıca test etmek istediğimiz parçanın ait olduğu araç veya motor hazır değilse test yapılamayacaktır. Test yapmak istediğimiz kritik parçanın hasara uğraması tüm testi sonlandıracağı için motor üreticileri motor bloğu, piston, krank mili, egzoz manifoldu gibi parçalarını tasarım geliştirme esnasında tekil olarak test edecekleri özel düzenekler kullanırlar. Parçaya veya sisteme ait bu test düzenekleri ile çok farklı koşullar altında farklı malzeme ve tasarıma sahip parçalar diğer değişkenlerin etkilerinden bağımsız olarak test edilebilir. Parçaya veya sisteme özel test düzeneklerinin gerçek çalışma şartlarını yansıtabilmesi için minimum dahil edilmesi gereken yardımcı sistemlerin ve oluşturulacak koşulların tespiti ve uygulanması kritik öneme sahiptir. Bu tez kapsamında ağır ticari dizel motor egzoz manifoldu TMF ömür testleri için Ford Otosan Kocaeli Fabrikası bünyesinde bulunan test merkezinde kurulacak test düzeneğinin tasarımları ticari modelleme yazılımı olan CATIA kullanılarak yapılmıştır. Tasarımlarda daha önceden Ford Otosan ve İTÜ'nün ortaklaşa kurdukları motor kafa-blok TMF test donanımı önemli bir referans olmuştur. Mevcut doğalgaz brülörü ve 3 eksenli titreşimli sallayıcıyı kullanacak şekilde test odasındaki fiziki şartları dikkate alındı ve sallayıcının ağırlık kapasitesi içinde kalacak şekilde tasarım gerçekleştirildi. Tasarlanan sistemin statik ve titreşim karakteristiği HyperMesh ticari sonlu elemanlar programıyla hesaplandı ve tasarımlar hedefleri yakalamak için güncellendi. Tasarım çalışmaları sırasında sallayıcı ekipmanın kapasite sınırları dolayısıyla egzoz manifoldunun normalde bağlandığı motor kafa-blok yapısı kullanılamamıştır. Onun yerine içinde soğutma kanalları olan bir yapı tasarlanmıştır. Egzoz manifoldunda normal çalışma şartlarında meydana gelen sıcaklık dağılımının test sırasında da gerçekleşmesi için her bir egzoz manifoldu girişine kontrollü debide yanmış gaz verecek şekilde valf sistemi yerleştirilmiştir. Egzoz manifoldunun bir görevi de turboyu taşımak olduğundan üzerinde ciddi gerilmeler oluşan bir parçadır. Bu yüzden egzoz manifoldu, turbo, egzoz boruları muffler (susturucu) kısmına kadar test sistemine dahil edilmiştir. Tasarımı yapılmış test düzeneğinde temel hedeflerden birisi egzoz manifoldu üzerinde oluşacak sıcaklık haritasının gerçek araç üzerindeki çalışma koşullarında meydaha gelen sıcaklık haritası ile mümkün olduğu kadar benzer olmasıdır. Bu sebeple tek bir doğal gaz yakıcısından altı silindir bağlantısına ayrılan gaz hattındaki debilerin homojen olması için hesaplamalı akışkanlar mekaniği (Computational Fluid Dynamics - CFD) programı yardımı ile tasarım optimizasyonu yapılmıştır. Ayrıca manifold portlarına giden kanallar üzerindeki valfler sayesinden egzoz manifoldunun gerçek çalışma koşullarındaki sıcaklık haritası yakalanmaya çalışılmıştır. Tasarlanmış TMF test sisteminin çok sayıda test sonrasında da işlevini koruması gerektiği için ilk yorulma analizleri test sistemi için yapılmıştır. Sistemin ağırlık hedeflerini aşmayacak şekilde yorulma ömrü yüksek bir sistem tasarımı yapılması amaçlanmıştır. Öte yandan gelişen teknoloji ve bilgisayar yazılımları sayesinde TMF ömür hesaplaması konusunda da başarılı analizler yapılabilmektedir. Bu analizlerin başarısı çalışma sıcaklıklarına göre değişen malzeme özelliklerinin çok iyi belirlenmesinden ve gerçek çalışma şartlarına uygun olarak sistemin çok iyi modellenmesine bağlıdır. Özellikle ilk defa analizi yapılacak parçalar ve malzemeler için fiziksel testlerin varlığı çok önemlidir. Fiziksel testlerden alınacak sonuçlar analizlerle karşılaştırarak ileri seviyede güvenilir analiz modelleri oluşturulabilir. Sonraki süreçte oluşturulan analiz yöntemi ile tasarımdaki değişikliklerin ve yükleme şartlarındaki değişimlerin etkisi fiziksel olarak parçalara gerek duymadan çok düşük maliyetler ile hızlıca tespit edilebilir. Ticari CFD analiz yazılımı olarak STAR CCM+ egzoz manifoldu içerisinden geçen sıcak gazın oluşturduğu sıcaklık dağılımını tespit etmek için kullanıldı. Elde edilen sıcaklı dağılımları sonlu elemanlar yazılımı ABAQUS kullanılarak egzoz manifoldu geometrisinde meydana gelen şekil değişimleri ve gerilme değerleri tespit edildi. TMF ömür hesabı yapılabilmesi için yani parçanın kaç çevrimde hasar göreceğinin tespiti için ticari analiz yazılımı olan nCODE DESIGNLIFE kullanılmıştır. Bu program yapısal analiz programlarından farklı olarak söz konusu malzemenin sıcaklığa bağlı malzeme özelliklerinin çevrim sayısı ile değişimini gösteren eğriler kullanmaktadır. Bu eğriler, etkiyen yüklerin zamana ve çevrim karakteristiğine bağlı değişimini dikkate aldığından parça veya sistemlerde kritik bölgelerin kaç çevrim sonrasında hasara uğrayabileceğini söyleyebilmektedir. Yapısal analizler sonucunda tespit edilen kritik bölgeler ile ömür analizinde en düşük çevrim sayısında hasara uğrayacağı tespit edilen belgeler büyük benzerlik göstermektedir. Ayrıca fiziksel testlerde tespit edilen çatlakların konumu ile analizler ile tespit edilen kritik bölgeler de yaklaşık benzer konumlardadır. Bu benzerlikler analizlerin güvenilirliğini ve yüksek doğruluğa sahip olduğunu ifade etmektedir. Bu çalışmadaki temel hedef termal-mekanik yorulma ömrü hesabı için bir yöntem geliştirmek, bir dizel motor egzoz manifoldu için gerçek çalışma şartlarını yansıtan termal-mekanik yorulma test donanımı tasarımı yapmak, tasarımı yapılan sistemin test numunesinden ömür olarak çok daha iyi durumda olduğundan emin olmak için modal, satitik ve yorulma analizleri ile tasarım doğrulaması ve egzoz manifoldu için test sonuçlarıyla tutarlı bir analiz methodu geliştirmektir. Test ve analizlerin sonuçlarına göre parça için TMF yorulma ömrü belirleyerek parçanın tasarımının doğrulanması amaçlanmaktadır. Parçaya özel test düzeneğinin düşük maliyetinin yanında ayrıca çevre dostu olması da ön plandadır. Haftalarca süren araç veya motor dinamometre testlerinde çok fazla benzin/mazot tüketimi gerçekleşir ancak tasarımı yapılan sistem ile egzoz gazını temsil edecek olan yüksek sıcaklıktaki gaz, doğal gazın yakılması ile elde edilecektir. Hesaplanan yorulma ömürleri deney sonuçları ile karşılaştırılmış ve yaklaşık %15 hata payı ile sayısal sonuçların doğru olduğu bulunmuştur.
-
ÖgeÇift Fazlı Çeliklerin Deformasyon Davranışının Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015)Bu çalışmada ticari saflıktaki bir DP600 çift fazlı çelik sacın haddeleme yönüne göre 0-45-90 derece açılarda hazırlanan çekme deneyi numuneleri ile çekme testleri yapılmış, elde edilen mühendislik ve gerçek gerilme-genleme eğrilerinin yardımıyla şekil değiştirme davranışı belirlenmiştir. Malzemenin iç yapısı ve faz morfolijisinin tayinini yapabilmek için DP600 çelik sac üzerinden alınan örnek bir numune zımparalama ve parlatma işlemlerinin daha rahat bir şekilde yapılabilmesi amacıyla bakalit kalıba alınmıştır. Zımparalama, parlatma ve uygun dağlayıcı ile dağlama işlemi yeterli düzeyde yapıldıktan sonra optik ve SEM mikroskobu vasıtasıyla incelemesi yapılmıştır. DP600 malzemesinin içyapısına dair en iyi görüntü %4 Nital ve %10'luk Sodyummetabisülfit dağlayıcıları kullanıldıktan sonra SEM mikroskobunda 5000 büyütme sonucunda elde edilmiştir. Elde edilen bu görüntü Autocad çizim ve tasarım programına aktarılarak malzemenin sahip olduğu iki ana faz, yani adacıklar şeklinde gözüken martenzit fazı ile sürekli olan ferrit fazı sınırları, objeler şeklinde 2 boyutlu olarak çizilmiştir. Aktarılan görüntü üzerinde martenzit ve ferrit fazının toplam alan oranı ve martenzit adacıklarının toplam alanın, fazların toplam alanına oranı belirlenmiştir. DP600 çeliğinin mikroyapısı ile makro boyuttaki şekil değiştirme davranışı arasındaki ilişkiyi açığa çıkarmak amacıyla sonlu elemanlar analizleri gerçekleştirilmiştir. Oluşturulan iki boyutlu üç farklı katı model kullanılarak yapılan sonlu elemanlar analizleri ile fazlar arası yük paylaşımının şekil değiştirme süresince nasıl değiştiği incelenerek malzemenin mekanik performansına ve içyapısındaki fazlarının davranışlarına ait belirlenmesi oldukça güç olan bir çok ayrıntı irdelenmiştir.
-
Ögeİç nokta algoritması kullanılarak muharebe tankı süspansiyonun çok amaç fonksiyonlu pareto optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015)Optimizasyon çalışmaları insanoğlunun en iyiye ulaşma içgüdüsü için çok önemli bir araç olması bakımından geçmişten günümüze oldukça önem verilen konular arasında yer almıştır. Optimizasyon çalışmalarının gelişim süreci içerisinde özellikle doğada gerçekleşen ve sonucunda optimuma ulaşılan birçok olaydan faydalanılmış, doğadaki bu davranışlar matematik olarak modellenerek benzer biçimde en iyiyi elde etme çalışmalarında kullanılabilecek algoritmalar haline getirilmiştir. Sonuç olarak bilgisayar teknolojisinin de bu gelişime dahil olması ile birçok farklı tipte optimizasyon probleminin çözümü için birçok farklı algoritma geliştirilmiş, bu algoritmalar bilimin arzu edilen her dalında en iyiyi elde etme çalışmalarda kullanılır hale gelmiştir. Otomotiv endüstrisi optimizasyon çalışmalarına oldukça ihtiyaç duyulan alanlardan biridir. Özellikle araçların sayı olarak yüksek adetlerde üretilmeleri herhangi bir optimizasyon sonucunda elde edilecek düşük miktarda bir iyileşmenin dahi ekonomik anlamda çok büyük fayda elde edilmesine olanak sağlamaktadır. Ekonomik getirilerin dışında optimizasyon çalışmaları bu araçların içerisinde bulunan canlıların huzuru ve sağlığı açısından da önem arz etmektedir. Araç süspansiyon sisteminin optimizasyonu huzur ve sağlığı ilgilendiren en önemli konulardandır. Bu tez çalışmasında muharebe tankı süspansiyon sisteminin optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ilk aşamasında üzerinde optimizasyon çalışması gerçekleştirilmiş olan, Manuel F.R. Afonso'nun "ride dynamic analysis of tracked vehicles" adlı çalışmasında M113 zırhlı personel taşıyıcı araç için geliştirmiş olduğu, aynı zamanda çok tekerlekli zırhlı araçlar ve muharebe tankları için de kullanılabilecek olan matematik modeller sunulmuştur. İkinci aşamada optimizasyon metoduna giriş, günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olan bazı optimizasyon algoritmaları hakkında temel kavramlar, bilgiler ile çalışmada kullanılan algoritma hakkında kısa bilgi verilmiştir. Üçüncü aşamada zırhlı aracın matematik modellerine ait olan diferansiyel denklemlerin çözümü hali hazırda araç üzerinde kullanılan parametreler kullanılarak gerçekleştirilmiş, aracın dinamik davranışları elde edilmiştir. Elde edilen diferansiyel denklem çözümü tasarım değişkenleri içeren hedef fonksiyonları olacak şekilde çok hedef fonksiyonu kullanılarak iç nokta algoritması içine gömülüp araç dinamik davranışının sürüş konforu açısından optimize edilmesi sağlanmıştır. Sonuçta hem başlangıç parametreleri ile hem de optimize edilmiş parametrelerle elde edilen araç dinamik davranışı, gövde kütle merkezi düşey deplasmanı, düşey ivme ve açısal ivme yönünden karşılaştırılmıştır. Hem diferansiyel denklemlerin çözümünde hem de optimizasyon işleminin gerçekleştirilmesinde Matlab yazılımı kullanılmıştır.