LEE- Peyzaj Mimarlığı-Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "landscape architecture" ile LEE- Peyzaj Mimarlığı-Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgePeyzaj mimarlığı literatüründe doğal afetlerdünya ve Türkiye karşılaştırması(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-12-06) Kalkan, Nebahat ; Başkaya Türer, Fatma Ayçim ; 502152603 ; Peyzaj MimarlığıBu tez, doğal afetler ve çevresel değişim konularında peyzaj mimarlığı literatüründe gözlemlenen eksikliklere dikkat çekmektedir. Scopus veri tabanında yapılan analizler, küresel düzeyde iklim değişikliği ve doğal afetlerin giderek daha fazla araştırıldığını, ancak peyzaj mimarlığı disiplininin bu konulara katkısının sınırlı olduğunu göstermiştir. Türkiye ölçeğinde yapılan lisansüstü tezlerin de bu eksikliği yansıttığı ve sel, taşkın gibi afetlere yönelik çalışmalarda belirgin bir yetersizlik olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgular, peyzaj mimarlığı disiplininin doğal afetler ve çevresel riskler bağlamında daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini göstermektedir. Gelecekte, daha fazla araştırma, disiplinler arası işbirlikleri ve yerel sorunlara odaklanan özgün çalışmalar, bu eksikliği gidermeye yönelik önemli adımlar olacaktır. Peyzaj mimarlığının çevresel afetlere yönelik bilimsel katkıları artırılarak, hem Türkiye'de hem de küresel düzeyde daha dirençli ve sürdürülebilir çevrelerin oluşturulması mümkün hale gelecektir.
-
ÖgeUlusal peyzaj mimarlığı ortamında kuram ve pratik ilişkisine yorumlayıcı bir bakış(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-03-14) Koyun Demirel, Çisem ; Gürler Erbaş, Ebru ; 502172606 ; Peyzaj MimarlığıPeyzaj mimarlığında kuram ve pratik arasındaki ilişki, tarihi, kültürel, politik ve kurumsal olmak üzere çeşitli çevresel karmaşıklıkların disiplini şekillendirdiği bağlamlarda özellikle 2000'ler sonrasında önemli bir araştırma ve eleştiri konusu olmuştur. Bu bağlamda çalışma da bu keşfe bir katkıda bulunmak niyetiyle Türkiye peyzaj mimarlığı ortamındaki kuram ve pratik arasındaki dinamik etkileşimin gündeme yansımasını araştırarak, mesleğin son 15 yıldaki evriminin ayrıntılı bir incelemesini sunmaktadır. Araştırma, bu ilişkinin kritik araçları olan kentsel tasarım ve peyzaj mimarlığı yarışmaları ve mesleki ortamda önemli bir görünürlük etkisi olan Ulusal Peyzaj Mimarlığı Ödülleri başta olmak üzere çeşitli politikalar, kültürel dinamikler ve gündemi etkileyen diğer aktörlere odaklanarak, kuramsal söylemi ve pratikteki çıkarımlarını etkileyen faktörleri aydınlatmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın amacı, temelde Türkiye'deki peyzaj mimarlığının mesleki ortamını önemli ölçüde etkileyen aktörlerin anlaşılması ve bu bağlamda kuram ve pratiğin döngüsellliği içerisinde sağlıklı bir gündem okuması yapabilmek için uygun olabilecek bir yöntem kurgusu yapılmasıdır. Bu bağlamda disiplinin tarihsel gelişimini eleştirel bir şekilde değerlendirilerek, önemli dönüm noktaları ve bunların güncel ortamla ilişkisi vurgulanmaktadır. Akademik literatürde genellikle yeterince araştırılmayan yarışmalar ve ödüller, kuramsal ve pratik gelişmelerin yansımaları olarak analiz edilmektedir. Çalışma ayrıca kurumsal çerçevelerin ve politikaların profesyonel uygulamaları şekillendirmedeki rolünü sorgulayarak, bu faktörlerin daha geniş disiplin eğilimleriyle nasıl etkileşime girdiğine dair içgörüler sunar. Çalışmanın akademik literatüre en önemli katkılarından biri yöntemsel yeniliğinde yatmaktadır. Sosyal bilimlerde araştırma yöntemleri ve felsefe kuramlarından yararlanılarak seçilen hermeneutik, Aktör-Ağ Kuramı ve Gömülü Kuram yaklaşımları tutarlı bir analitik döngüye tabi tutularak ulusal peyzaj mimarlığı ortamında kuram ve pratiğin gündemi nasıl şekillendirdiğinin anlaşılması amaçlanmıştır. Bu yaklaşım, çalışmanın geleneksel metodolojileri aşmasına olanak tanır ve kuram ve pratik arasındaki karmaşık dinamikleri anlamak için önemli bir mercek sunar. Hermeneutik (yorumbilim) yaklaşım, peyzaj mimarlığı disiplinini etkileyen sosyo-kültürel bağlamların nüanslı bir anlayışını sağlayarak çalışmanın veri setini oluşturan yarışma şartnameleri ve Ulusal Peyzaj Mimarlığı Ödülü alan projelerin metinlerini gündemsel dinamikler ekseninde anlamlandırmayı sağlar. Gömülü Kuram, özellikle bu yazılı metinlerden ve çevresel etmenlerden doğrudan bir veri analiz yöntemi sunarak kuram ve pratiğin eş zamanlı ilerlediği bir ortamda gizli kalmış örtük kuramsal yapıların tanımlanmasını kolaylaştırır. Aktör Ağ Kuramı ise profesyonel camiada kuram ve pratiği şekillendiren ağlara ışık tutarak insan olan ve insan olmayan aktörler arasındaki ilişkileri araştırır. Bu karma yöntem deseni, Türkiye'de çağdaş peyzaj mimarlığı ortamının evrimini yönlendiren süreçlerin kapsamlı bir şekilde incelenmesini sağlar. Araştırma, öncelikle Türkiye'de peyzaj mimarlığının tarihsel evrimini ele alarak disiplinin sosyo-kültürel ve politik bağlamları tarafından nasıl şekillendirildiğini ortaya koymaktadır. Bulgular, Türkiye'de peyzaj mimarlığının erken dönemlerinin Osmanlı bahçe geleneklerinden ve bunların erken Cumhuriyet dönemindeki modernleşme çabaları sırasında yeniden yorumlanmasından derinden etkilendiğini vurgulamaktadır. Bu etkiler, geleneksel ve Batılı stilleri harmanlayan bir temel oluşturmuş, ancak genellikle tutarlı bir kuramsal çerçeve oluşturmakta zorlanmıştır. Bu dönemde yapılandırılmış bir mesleki kimliğin ve kurumsallaşmış uygulamaların eksikliği, disiplinin erken evriminde önemli bir zorluk olarak tanımlanmıştır. Yarışmalar, Türkiye'de peyzaj mimarlığı mesleğinde yenilikçiliği ve deneyi teşvik etmek için önemli bir platform olarak ortaya çıkmaktadır. Yarışma arşivlerinin analizi, bu etkinliklerin çeşitli kuramsal bakış açılarının bütünleştirilmesini teşvik ettiğini ve disiplinler arası iş birliğini desteklediğini göstermektedir. Ancak bulgular, yıllar içinde yarışmaların temalarında ve değerlendirme kriterlerinde tutarsızlıklar da ortaya koymaktadır. Yarışmalar akademik kuramlar ile pratik uygulamalar arasındaki boşluğu kapatma potansiyeline sahip olsa da sistematik arşivleme ve eleştirel değerlendirme eksikliği, mesleki söylemi şekillendirmedeki uzun vadeli etkilerini sınırlamaktadır. Ulusal peyzaj mimarlığı ödüllerinin incelenmesi, meslekteki hakim kuramsal ve pratik eğilimlerin göstergeleri olarak rollerini ortaya çıkarmaktadır. Ödül kazanan projeler sıklıkla ekolojik sürdürülebilirlik, kültürel mirasın korunması ve yenilikçi tasarım yaklaşımlarına vurgu yapmaktadır. Ancak bulgular ayrıca bu ödüllerin genellikle sosyal ve ekolojik etkilerin daha kapsamlı değerlendirmeleri yerine estetik başarıları önceliklendirdiğini de göstermektedir. Bu seçici odak, kuram ve pratiğin disiplin içinde nasıl kesiştiğine dair daha geniş anlayışta boşluklar yaratmaktadır Araştırmada elde edilen en önemli bulgulardan biri, politikaların ve kurumsal yapıların Türkiye'deki peyzaj mimarlığı uygulaması üzerindeki etkisidir. Bu bağlamda yapılan bütüncül okumada ulusal politikaların tarihsel olarak çağdaş kuramsal çerçeveleri entegre etmede geride kaldığını, genellikle uzun vadeli ekolojik ve kültürel sürdürülebilirlikten ziyade kısa vadeli planlama hedeflerine odaklandığını göstermektedir. Kurumsal yapılar, mesleki gelişim için bir temel sağlarken, akademi, uygulama ve politika yapıcı organlar arasında sınırlı koordinasyonla parçalı olarak tanımlanmaktadır. Bu kopuk yaklaşım, mesleğin hızla değişen sosyo-çevresel zorluklara uyum sağlama yeteneğini engellemektedir. Araştırma kapsamında elde edilen bulgular, Türkiye peyzaj mimarlığı ortamını şekillendirmede kuram ve pratik arasında pratiğe yönelik (kriz-çözüm odaklı) yaklaşımlarla kuram arasında hızlı bir etkileşim olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle yarışmalar ve ödüller, akademik kuramlar ile pratik uygulamalar arasındaki boşluğu gizli söylemlerle kapatarak deney ve yenilik için hayati platformlar olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak analiz, bu platformların uzunlamasına çalışmalarının potansiyelini sınırlayan sistematik arşivleme eksikliğinin yarattığı zorlukların da farkedilmesini sağlamıştır. Bulgular ayrıca, geleneksel kuramsal çerçevelerin disiplinin karşı karşıya olduğu hızla gelişen sosyo-çevresel zorlukları ele almakta zorlandığını göstermektedir. Mesleki ortamda gömülü kalan kuramsal izlerin takibi, bu "katı kuramsal yapılar"a kıyasla esnek, bağlama özgü çözümlerle karakterize edilen bir kuram sonrası yapının varlığını göstermektedir. Disiplinler arası işbirliği, çalışmada elde edilen bulgular kapsamında peyzaj mimarlığı disiplininin kuramsal derinliğini ve pratik önemini arttırmanın bir yolu olarak vurgulanmakta, ancak bu çeşitliliğin aynı zamanda mesleki ortamdaki dinamikleri okumada ve tanımlada bir zorluk yarattığı da gözlenmektedir. Bu bağlamda bir çokluk ortamında varolma çabası, ulusal gündemde mesleğin en önemli odaklarından biri olarak görülmektedir. Çalışma bu bağlamda belirlenen zorlukların ele alınmasında bu çokluk ortamı içerisinde görünür olabilmek adına arşiv temelli bir kuramsal desteğin önemini de vurgulamaktadır. Ödül alan projelerin, açılan yarışmaların, mesleği etkileyen politikaların ve diğer gündemsel etkenlerin sistematik arşivlenmesi ve belgelenmesi, uzun vadeli eğilimlerin daha derinlemesine anlaşılmasını teşvik etmek için kritik bir zorunluluk olarak görülmektedir. Özellikle kuram sonrası bir süreçle ilerleyen mesleğin çeşitli sosyo-ekolojik zorluklara yanıt verme kapasitesini arttırmak amacıyla bu varolma sorununun yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlerle çözülmesi gerekli görülmektedir. Araştırma, Türkiye peyzaj mimarlığındaki kuram-pratik ilişkisinin eleştirel ve kapsamlı bir incelemesini sunarak hem tarihsel ve çağdaş boyutlarının ayrıntılı bir analizini hem de potansiyel yörüngelerine ilişkin ileriye dönük bir bakış açısı sunmaktadır. Kuram ve pratik arasındaki ilişkileri yalnızca peyzaj mimarlığı alanında değil, tüm tasarım disiplinlerinde kullanılabilecek bir model önerisiyle farklı metodolojileri sürece entegre ederek ve disiplinin yeterince keşfedilmemiş yönlerini ele alarak, çalışma yalnızca akademik anlayışı ilerletmekle kalmayıp aynı zamanda alanın gelişen manzarasında gezinen profesyonel tasarımcılar ve planlamacılar için pratik araçlar da sağlamaktadır. Bu bağlamda çalışma, analiz ve yorumlama yaklaşımı doğrultusunda Türkiye'deki peyzaj mimarlığının dinamik ve gelişen doğasını vurgulayarak, benzer zorluklarla boğuşan diğer bağlamlar için bir model olma potansiyelini göstermektedir.