Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Konu "19. century" ile Lisansüstü Eğitim Enstitüsü'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge19. yüzyıl İstanbul mimarlık ortamında Rum Ortodoks kiliselerinin yapım ve onarım süreçleri(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2020-10-15) Pulat Sönmez, Ece ; Mazlum, Deniz ; 502142202 ; Restoration ; Restorasyon18. yüzyılda batı ile etkileşimi artan Osmanlı Devleti 19. yüzyıl ile birlikte idari, sosyo-kültürel ve ekonomik alanda birçok değişim yaşamıştır. Yaşanan bu değişimler kentsel düzene ve mimariye de etki etmiş, kent içinde yeni yapı tipleri ve yeni mimari üsluplar görülmeye başlanmıştır. Bu çalışma ile söz konusu değişimlerin Rum Ortodoks kiliselerinin yapım ve onarım süreçlerine nasıl etki ettiği ele alınmıştır. Özellikle Tanzimat ve Islahat fermanları ile eşitlik olgusunun vurgulanması ve gayrimüslim kesimin yeni haklar elde etmesi, kilise mimarisi için de yeniliklere sebep olmuştur. İstanbul kent merkezinde bulunan tüm Rum Ortodoks kiliselerinin ön çalışma olarak izlenmesi ve onlara dair envanter fişleri oluşturulması ile başlanan bu tezin ana kaynaklarını da Osmanlı arşiv belgeleri oluşturmaktadır. Osmanlı Arşivi dışında, kilise vakıflarına ait arşivlerde ve bazı özel arşivlerde yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen belgelerin gün ışığına çıkarılması amaçlanmıştır. Bu belgeler ile seçilen Rum Ortodoks kiliselerinin onarım ve yapım süreçlerindeki, idari işleyiş ve mimari teknik bilgiler incelenmiştir. Onarımlarda kullanılan yapı malzemeleri, çalışan meslek grupları, yapım teknikleri, kullanılan ölçü birimleri, görev alan kurum ve kuruluşlar gibi bilgiler arşiv belgelerinden öğrenilmektedir. Bu belgeler aracılığı ile geçmiş dönem restorasyon uygulamaları ile ilgili bilgi edinmek gelecekteki müdahaleler için yol gösterici niteliktedir. Çalışma sırasında İstanbul'da bulunan 96 adet Rum Ortodoks kilisesi için ön araştırma ve inceleme yapılmıştır. Tüm bu kiliseler için Osmanlı Arşivi'nde bulunan belgeler tespit edilmeye çalışılmıştır. Kiliselerin tarihî ve mimari özelliklerine, eski fotoğraf ve haritalardaki varlıklarına ve haklarında yapılan detaylı çalışmalara yer verilen envanter fişleri hazırlanmıştır. Arşiv belgelerinin niteliğine göre şekillenen bu tezde Galatasaray Panayia Kilisesi'nin genişletilmesi, Şişli Metamorfosis Kilisesi'nin yapımı, Kumkapı Panayia (Elpida) Kilisesi'nin ve Gedikpaşa Ayia Kiryaki Kilisesi'nin yeniden yapım süreçleri detaylı olarak ele alınmıştır. Örnek incelemelerinden önce 19. yüzyılda İstanbul'da mimarlık ve kültür ortamının nasıl olduğu; kent dokusunda, toplumsal ve kültürel alanda yaşanan değişim ve dönüşümler, İstanbul'daki gayrimüslimler ve mimarlık etkinlikleri, gayrimüslimler içinde Rumların yeri alt başlıkları ile ele alınmıştır. 19. yüzyıl İstanbul'unda yapım ve onarım faaliyetleri ise; anıtsal yapıların yapım ve onarım süreçleri, idari yapılanma, yasal süreçte yaşanan değişimler, Rum Ortodoks kiliselerinin yapım ve onarım süreçleri alt başlıkları ile aktarılmıştır.
-
Öge19. yüzyıl İstanbul'unda tarihî camilerin ihyası, örnekler ve arşiv belgeleri üzerinden bir tespit ve araştırma(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-02-25) Çiçek Ünal, Özlem ; Mazlum, Deniz ; 502082207 ; Restorasyon ; Restoration19. yüzyılda İstanbul'da çok sayıda tarihî cami ve mescit; yaşanan yangınlar, 1894 depremi, bakımsızlık ve imar faaliyetleri gibi nedenlerle kullanılamaz duruma gelmiş ve yeniden inşa/ ihya edilmiştir. O dönemde imparatorluğun Batı ile gelişen ilişkileri, değişen mimari beğeniler, yaşanan maddi sorunlar ve İstanbul'da yaşanan değişim ve dönüşümler yeniden inşa faaliyetlerinin ölçek ve niteliğini etkilemiştir. İstanbul'un artan nüfusu ile orantılı fiziki büyümesi imar hareketlerini beraberinde getirmiş; yeni ulaşım ağları, rıhtımlar, meydanlar gibi düzenlemeler hız kazanmıştır. Üst üste yaşanan yangınlar, pek çok kayba neden olmanın yanında, sonrasında getirilen yeni düzenlemelerle Batılı bir kent görünümüne kavuşmak için fırsat sunmuştur. Yangınlar ve 1894 depremi sonrası pek çok yapının aynı anda hasar görmesi, gerekli onarımların ve inşaatların yapılabilmesi için kaynak bulunmasını güçleştirmiş ve kimi durumlarda yapıların ayakta tutulabilmesi için gerekli olan müdahaleler gecikmiştir. Osmanlı arşivinde bulunan; yangınlar sonrasında hasarlı yapılar ve bağlı bulundukları vakıfların maddi durumları hakkında hazırlanmış defterler yaşanan sorunları ortaya koymaktadır. Vakıf yapısı olan tarihî cami ve mescitler, vakıfların yönetimindeki bozulma ve suistimaller neticesinde düzenli bakım ve onarımları için gereken ödeneklerden mahrum kalmış; yangın ve deprem gibi ani hasarların yanında kimi zaman geçen zaman içinde gelişen hasarların onarım bedellerini de karşılayamayacak duruma gelmiştir. Bu durumun önüne geçebilmek için vakıf yönetimleri ve bütçelerini tek bir çatı altına toplamak için idari adımlar atılsa da yaşanan maddi sorunların önüne geçmek kolay olmamıştır. Sonuç olarak kentteki tarihî cami ve mescitler hem bağlı oldukları vakıfların sorunları hem de içinde bulundukları kentte yaşanan afetler ve değişimler neticesinde ayakta tutulamayarak ihya edilmişlerdir. Tez kapsamında yapılan ve selâtin camilerini kapsam dışında bırakan araştırma, 1780-1920 zaman aralığında İstanbul'da 153 cami ve mescidin çeşitli nedenlerle kısmi ya da bütüncül olarak yeniden inşa edildiğini ortaya koymuştur. Gerçekleşen bu ihyalarda yapıların tarihî kimlikleri değil vakıf kimlikleri önde tutulmuştur. Genel olarak ihyalarda amaçlanan hedef vakfedilen işlevi uzun süre yerine getirebilecek sağlam bir yapı elde etmektir. 19. yüzyılda Batı'da gelişen anıt eser ve koruma kavramları Osmanlı'da gecikmeli olarak yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında tartışılmaya başlanmıştır. Batının etkisiyle antik eserler üzerinde oluşan ilk ilgi zaman içinde daha geç dönem eserlerine kaymıştır. Çoğu vakıf yapısı olan, anıt niteliğindeki eski eserlerin onarımları yaşanan afetler nedeniyle 19. yüzyılda da gerçekleştirilmiş; önemli eserlerin uygulamalarında dönemin genel pratiklerine uygun olarak yabancı ya da yurt dışında eğitim almış mimarlar ağırlıklı olarak görevlendirilmiştir. Yapılan yasal düzenlemelerle onarımların uzman kişilerce ve denetim altında yapılması sağlanmaya çalışılmıştır. Osmanlı arşiv belgeleri; gerçekleştirilen ihyaların nedenleri, ihya kararının alınması, yapıları ihya ettiren kurum ve kişiler, ihya bedellerinin belirlenmesi ve karşılanması, ihya uygulamalarında izlenen süreç ve ihyalarda kullanılan yeni mimari üsluplar konusunda bilgi vermektedir. Yapıların ihyasında yukarıda sıralanan konular her yapının kendi koşulları ve hasar durumu özelinde değişebilmektedir. Yapılar kimi zaman kısmen ayakta tutularak, kullanılabilir durumdaki mevcut malzemesi ile ihya edilirken kimi zaman ise ihya edilecek yapı tamamen ortadan kalktığı için yeni baştan bir yapı inşa edilmektedir. Yapıların ihyasında bunun gibi değişkenlik gösteren durumları ortaya koyan örnekler tez çalışması içinde detaylı olarak aktarılmıştır. Kelime olarak "yeniden canlandırma" ve "diriltme" anlamına gelen "ihya" koruma biliminde rekonstrüksiyon (yeniden yapım) eylemine karşılık gelmektedir. 19. yüzyılda gerçekleştirilen ihyaların amacı yapıyı yaşatmaktan çok vakfedilen işlevi ve vakfedenin adını yaşatmaktır. Bu nedenle yapı tamamen değişse bile adı ve işlevi değişmemektedir. Cami ve mescitlerin, kendi arsalarında yeniden inşa edilmiş olmaları nedeniyle, konumları sabit kalmakta böylece kent tarihinde değişmeyen noktalar olarak günümüze ulaşmaktadırlar. Her ne kadar ihyalarda zamanın ihtiyaç ve yönelimlerine göre; üslup, malzeme, teknik ve ek işlevler değişebilse de yapının adı, işlevi ve konumu korunarak vakıf hizmeti yeniden canlandırılmakta ve devam ettirilmektedir. Rekonstrüksiyon koruma alanında tartışılmaya başlandığı günden itibaren belli sınırlar ve kurallar koyulmaya çalışılan bir uygulamadır. Çoğu zaman maksadını aşan bu uygulama; özellikle ani eser kayıplarına neden olan savaş ve afet gibi durumlarda, toplumun hafızasının devam edebilmesine ve iyileşmesine yönelik olarak başvurulabilir bir uygulama olarak tanımlanmakta ve sınırlandırılmaya çalışılmaktadır. Günümüzde koruma için neredeyse bir problem haline gelen rekonstrüksiyon; toplumsal iyileşme ve kültürel devamlılık gibi nedenlerin dışında; eski eser-turizm ilişkisinin getirdiği ekonomik kazanç, yapılaşma kısıtlaması olan tarihî yerleşimlerde inşaat yapma fırsatı ve simge yapıların hizmet edeceği politik çıkarlar gibi motivasyonlarla uygulanabilmekte, hatta kültür varlıklarının kaybını telafi edebilen bir müdahale olarak değerlendirilmektedir. Bu tezin, günümüzde moda bir tabir ve uygulama olan "ihya"nın koruma tarihimizdeki gerçek yerini anlamaya katkıda bulunması ve incelediği örneklere yapılacak olası müdahalelere ışık tutması umulmaktadır.
-
ÖgeThe role of the visual culture on the formation of architectural design taste "Examining the representation of interiors in the illustrated periodicals from mid-19th to the late 20th century"(Graduate School, 2022-07-06) Kurtuluş, Şeyma ; Görgül, Emine ; 418181006 ; International Master of Interior Architectural DesignThis thesis study aims to examine the evolution of interior design practice with a more holistic understanding by analyzing the role that the visual culture plays in the emergence of taste, which canalizes the design culture directly. The visual culture comes out of the image-based mediums that act as ideological tools utilized by various actors in all political, sociological, and disciplinary realms. Also, the undeniable presence of spatial representations in these mediums provides a substantial source to trace the relations between all these domains. Thus, it enables us to detect the effect of these multi-dimensional relations on the interior architectural discipline regarding continuities and discontinuities between diverse disciplines, as well as the cultural interactions. In other words, the fact that the space phenomenon turns into a notion generated by the visual tools and the ideological reasons underlying them, besides being a physical phenomenon represented by the same visual mediums, constitutes the main motivation of this study. When analyzing the representation process of space in image-based publications, it can be seen that space has simultaneously appeared with the production of images in printings. The reason behind this simultaneity is that space hasn't been only the practice of construction directed by professionals from the design practice, but also it is an evolving notion as part of advancing techniques, and ideational shifts. As the way of thinking and living of individuals and societies change, the space phenomenon goes into change. Especially after the 19th century, which can be regarded as the period of changes, alterations began to occur both in the economic realm that is related to the advancements in technology and production systems and included many social and political transformations that had taken place globally. This multi-dimensional aspect of the evolutions in the world's history dating to a certain period was demonstrated physically and concretized with several tools, two of which are space phenomenon and printed media. Therefore, these multi-dimensional alterations make it possible to investigate the interiors through visual representations, which is the foremost communication tool of the age, while transforming the space by ideological concerns and physiological advancements. Furthermore, from the late 19th century to the end of the 20th century, before the digital publishing era, periodicals not only work as interfaces of social practices but also enable to create, shape, promote, and disseminate the ideologies beyond just being communication tools for communities and individuals. Therefore, the definition of ideology in this study refers to a twofold terminology that gathers either communal acceptance as well as being a top-down process acted by political power. However, ideologies as a set of ideas, that determine the behavior of political, or social groups and individuals, need physical references to be expressed or represented in this new spreading media. The space phenomenon has taken part among the references reflecting ideologies in the new communication realm as already in the physical environment. On the other hand, interior space images existing in the non-disciplinary field are not often integrated within the scope of interior design historiography. However, before the specialization in the 20th century, designing interiors was an actual practice performed by people from the upper-middle class and manufacturers. Thus when we trace the formation of interiors in other genres out of the disciplinary realm, the gap in the historical timeline of interior space appears as a significant threshold. Accordingly, this thesis study proposes that the history of interior design practice, which is read in a major framework over the architectural profession, should be examined from a wider perspective that includes all the joined disciplinary inputs. When analyzing the periodicals, several parameters were specified to categorize the mediums according to the repetitive motives that became visible in publications. For instance, ideological concerns, technical and technological advancements, gendered discourse, and interior space with its components as part of professional recognition appear as repetitive motives in the illustrated periodicals. Accordingly, the publications divided into three main historical processes, which are pre-war, inter-war, and post-war period, have been classified into three main themes that are the political atmosphere of each period focusing on dominant ideology, a public realm that mainly includes gendered discourse, and professional recognition. Also, ideological concerns that emerge as a prerequisite of this transmission process will be clarified within the framework of request for an egalitarian society and assertions of rights by the public, the realization of modern identities, and standardization of the taste created on a global scale in connection with consumer society. As an output of the study, it will be revealed the relation of visual representations as being ideological tools with the evolution process of design practice over interiors. This research also supports the thesis that interior space has a higher autonomy to reshape itself rapidly in terms of responding to changing trends, styles, as well as production mechanisms, and promotion. Moreover, this thesis will provide alternative historiography of interior design practice by analyzing the depictions of interiors on printed periodicals spreading over almost 130 years period.