LEE- Deniz Ulaştırma Mühendisliği-Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "Fuzzy logic" ile LEE- Deniz Ulaştırma Mühendisliği-Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeFuzzy logic system applied to the optimization of BWMS with emphasis on stakeholders' management( 2020) Da Silva Jorge, Sara ; Satır, Tanzer ; 625761 ; Deniz Ulaştırma Mühendisliği Ana Bilim DalıThe International Convention for the Control and Management of Ships' Ballast Water and Sediments (IMO, 2018 Edition) was adopted in 2004 and came into force on 8 September 2017, aiming to produce global regulations to monitor and control the transfer of potentially invasive species. Large efforts have been made by the maritime industry in creating reliable strategies for the installation of systems on board (Register, 2014). Environmental considerations (INTERTANKO, 2018) and optimization of the management systems (IMO, 2017 Report) are the main factors considered to tackle this matter. These factors are translated into a wide range of solutions for retrofitting and new building services, which is evidenced through the substantial amount of data disclosed and analyzed by different parties showing that optimization processes will have an important role for management systems. The analysis of a BWMS project in terms of implementation involves a series of requests in both the initial and concept phases, which are operationally and technically based. The project feasibility, as the market becomes more competitive, is a major aspect to managing projects of this order with the highest levels of monitoring and process control. At a time when engineering processes are reliant on large sources of data, and multienvironmental constraints cannot be neglected, consistent analysis must be studied and applied in the maritime industry. The project management, on the sub field of stakeholders' management, (Bourne, 2016) brings a myriad of shipping agents connected to ballast water management matters with different levels of knowledge, experience and commitment - according to the engineering perspective. From an engineering perspective, categorizing the agents involved and assessing the outcomes are important matters. The stakeholders' expertise is considered at the BWM Convention and its amendments set an important call, in terms of deliverables, to the industry. Avoiding any delay in operation is not the only answer to this call; setting up an optimized and sustainable operation after the installation project for a BWMS is also important. A consistent implementation strategy must be stated before the BWM system installation project starts – the management of stakeholders' is an important aspect of this process. This relies on their expertise, which in turn results in a high level of engagement and supports the implementation plan into the organizations. Another aspect to be taken into account for this analysis is the oil tankers' unique characteristics of purpose and operation, which can be amplified by their hazardous atmosphere. This brings the application of specific classification areas and explosion proof to the system to be installed on board. In this thesis, this type of vessel isxxii highlighted, due to its high levels of regulation, compared to other segments, for example, bulk carriers. In the introduction, the establishment of a framework of management systems to be optimized, with the location of the main constraints, is addressed. Frameworking the process doesn't mean restricting the process, as the research is a dynamic entity, subject to revisions as the investigation advances. The framework provides an understanding of the research and the overall picture as to what it includes and where it starts and finishes. The study of the technical solutions for the management systems available is the first objective of the data analysis in this thesis. Understanding how the makers are presenting solutions according to the BWM Convention is important, because most of the consultants in the market are presenting their analysis for installation based on rankings offered by the same range of data (IMO provides a list of final approved makers). As the research progressed, the stakeholders' management analysis became the main point, where the expertise of the key stakeholders about the BWM Convention is measured, analyzed and translated into a group of coefficients, which are central to the optimization process. The data analyzed was obtained from a series of interviews made from January/2019 to August/2019. Then, the use of Fuzzy Logic principles (Mamdani) – as an instrument of evaluation from the rankings obtained by multi-criteria analysis (from the database of makers) accomplishes the main objective of this thesis, where the peculiarities about oil tankers' modelling are demonstrated through the analysis of 2 optimization case studies (Suezmax and Aframax)
-
ÖgeGemilerde demirleme operasyonlarının emniyet optimizasyonu için model önerisi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-05-23) Tunçel, Ahmet Lütfi ; 512192007 ; Deniz Ulaştırma MühendisliğiTicari yük gemileri deniz ticaretinin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyan deniz araçlarıdır. Taşınan yük tiplerine göre çeşitli isimler ile anılan ticari yük gemileri, kendi aralarında daha pek çok farklı sınıflandırmaya tabi tutulmaktadırlar. Bu bakımdan akaryakıt, kimyasal madde, konteyner, genel yük ve dökme yük gibi daha pek çok farklı yükün taşınmasında kullanılan çeşitli türden ticari yük gemilerinin varlığı bilinmektedir. Bu gemileri hemen hemen dünyanın tüm denizlerinde seyir yaparken ya da farklı demirleme alanlarında demirde beklerken görebilmek mümkündür. Bu durum bu tür gemilerin deniz ticaretinde oldukça yaygın bir biçimde kullanıldıklarını göstermektedir. Yük gemilerinde yükleme ve tahliye operasyonlarının yanı sıra çeşitli türden operasyonlar gerçekleştirilebilmektedir. Bu operasyonlar bazen gemi kreynlerinin yük operasyonları için kullanıma hazırlanmasına yönelik olabilirken, bazen de gemi makinelerinin seyir için hazırlanmasına yönelik gerçekleştirilebilir. Ayrıca bu özel gemi operasyonları, gemilerin belirli demirleme sahalarında beklemeleri için yapılan demirleme operasyonları şeklinde de gerçekleştirilebilir. Her ne kadar gerçekleştirilme amacı ve şekli birbirlerinden farklı olsa da bu operasyonlar sırasında emniyet kurallarına riayet etmek ortak özellik olarak ortaya çıkmaktadır. Gemi operasyon türünden bağımsız olarak bu kurallara uyulması can, mal ve çevre emniyeti açısından büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde, emniyet kurallarının ihlali sonucunda çok ciddi sonuçlar ile karşılaşılabilmektedir. Yapılan bu çalışma özel bir gemi operasyon türü olan gemi demirleme operasyonlarının daha emniyetli bir biçimde gerçekleştirilerek olası istenmedik olayların yaşanmasının önüne geçilmesine yönelik hazırlanmıştır. Bu bağlamda hem demirlemenin operasyonel süreçlerinin hem de hemen ardından gerçekleştirilen demir vardiyalarının etkili bir biçimde yönetilmesi için geniş çaplı araştırma gerçekleştirilmiştir. Hatalı demirleme operasyonları ve uygunsuz demir vardiyaları sonucunda karşılaşılan en kritik deniz olaylarından birisinin demir tarama olayı olduğu bilinmektedir. Bu bakımdan çalışma 500 groston ve üzeri yük gemilerinde demir tarama olaylarının yaşanmasına yol açan potansiyel risk faktörlerinin belirlenmesini amaçlamaktadır. Ayrıca, demir tarama olayının ortaya çıkması sonucu gelişebilecek farklı deniz olay ve kazalarının modellenmesini hedeflemektedir. Böylece ortaya çıkan risk faktörlerinin ortadan kaldırılarak daha emniyetli demirleme operasyonlarının gerçekleştirilmesi sağlanacak ve böylece yaşanabilecek kazaların önüne geçilmiş olacaktır. Çalışmanın hedeflerine ulaşılabilmesi için sistematik bir yol izlenmiştir. Bu bağlamda ilk olarak araştırma için ihtiyaç duyulan verilerin elde edilme sürecine başlanmıştır. Bu bakımdan 2000 ve 2022 yılları arasında demir taraması ile ilişkili olarak meydana gelen deniz kaza raporları incelenmiştir. Ayrıca gemilerin demir taramasına yol açan diğer potansiyel risk faktörlerinin elde edilmesine yönelik temel seviyede 5 farklı simülasyon çalışması gerçekleştirilmiştir. Daha sonra Bulanık Mantık, Papyon tekniği, Başarı Olasılığı İndeksi Yöntemi (Success Likelihood Index Method-SLIM) ve Kesim Kümeleri Önem Ölçümü (Cut Set Importance Measurement-CS-I) yaklaşımlarından yararlanılarak geliştirilen risk analizi yöntemi ile elde edilen veriler analiz edilmiştir. Papyon tekniğinin hata ağacı analizi kısmında gemilerin demir taramasına yol açan potansiyel risk unsurlarının değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Öte yandan Papyon tekniğinin olay ağacı analizi kısmında ise gemilerin demir taraması sonucu gelişebilecek çeşitli türden olaylar ve buna bağlı karşılaşılabilecek sonuçlar incelenmiştir. Çalışmada insan hataları kaynaklı ortaya çıkan risk unsurlarının meydana gelme olasılığı SLIM yaklaşımından yararlanılarak elde edilmiştir. Ancak, insan hataları dışında ortaya çıkan risk unsurlarının oluşum olasılıkları ise Bulanık Mantık tekniği ile hesaplanmıştır. Ayrıca, gemilerin demir taramasında en fazla etki değerine sahip risk kombinasyonlarının elde edilmesinde CS-I tekniğinden yararlanılmıştır. Böylece gemilerin demir tarama riski hem kalitatif hem de kantitatif açıdan değerlendirilmiştir. Çalışmanın hata ağacı kısmına yönelik gerçekleştirilen analizler sonucunda yük gemilerinde demir tarama olayının oluşum olasılığı 0,0731 olarak elde edilmiştir. Bu bağlamda bu istenmedik olayın ortaya çıkma olasılığını en fazla artıran 3 risk fatörü sırası ile şiddetli rüzgarlar, güçlü akıntılar ve deniz tabanının uygunsuz yapısı olarak bulunmuştur. Gemilerin demir taramasında oldukça fazla etki değerine sahip diğer risk faktörleri ise sırasıyla suya yeterli miktarda çıpa zincirinin kaloma edilmemesi, gemi demirleme sistemlerinin limitlerinin anlaşılmaması ve aşırı gelgit aralığı olarak bulunmuştur. Ayrıca çalışma kapsamında gemilerin demir taramasında etkili olan 150 farklı hata ya da risk kombinasyonları elde edilmiştir.