LEE- Şehir ve Bölge Planlama Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Konu "bölgesel planlama" ile LEE- Şehir ve Bölge Planlama Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeŞehirlerin optimum nüfus büyüklüklerinin belirlenmesine yönelik yeni bir metod: Şehir-kitle indeksi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-20) Özdemir, Murat ; Ayataç, Hatice ; 502982813 ; Şehir ve Bölge PlanlamaYaşam alanlarımızı oluşturan şehirlerimiz gerek kendi doğal nüfus artışlarıyla gerekse kırsaldan aldıkları göçlerle büyümekte ve gün geçtikçe daha yoğun hale gelmektedirler. Şehirde üretilen ekonomi üzerinden yapılan planlama yaklaşımları da bu eğilimi arttırıcı yönde sonuçlar doğurmaktadır. Ancak artan şehirleşme, fırsatlarla birlikte bazı problemleri de beraberinde getirmektedir. Hava ve su gibi çevresel kaynakların kirlenmesi, güvenlik problemleri, yaşam maliyetinin yükselmesi, stres ve trafik gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Şehirleşmenin yaygınlaşması ve şehirsel büyüme ile oluşan temel problemlerden bir tanesi de, ülke nüfusunun şehirlerdeki dengesiz dağılımı ve bunun sonucu olarak da ülkede bölgeler ve şehirler arası yatırım/büyüme/gelişme/kalkınma farklılıklarının oluşmasıdır. Oluşan bu farklılıklar belli bölgelerde şehirleşme eğilimini arttırmakta, bu da dengeyi git gide daha da bozmaktadır. Günün sonunda da, hakça paylaşılması ve genel refahı arttırması beklenen ülke kaynakları belli bir bölgede kullanılır olmaktadır. Oysa bu kaynakların ülkenin geneli için dengeli bir şekilde kullanılabilmesinin sağlanması, sürdürülebilir kalkınma ve toplum huzuru için önemlidir. Bu çalışma ile mevcut literatürde çoğunlukla sosyoekonomik dinamikler üzerinden ele alınan şehirsel büyümenin, yerleşim yerlerinin gerçekteki doğal ve fiziki şartları ile ilişkisinin nasıl kurulması gerektiği ana sorusuna temellenerek uygulanabilir yeni bir yöntem önerisi yapılmıştır. Bu yöntem ile ülke nüfusunun, şehirlerin kendi dinamikleri ile belli yerlerde yoğunlaşması yerine, dengeli dağılımının teorik altyapısını oluşturmak, şehirlerin olması gereken nüfuslarını müstakil olarak değil ama genel ülke sistemi içerisinde değerlendirerek şehir-kitle indeksi ve "obe-city" skalasını literatüre kazandırmak amaçlanmıştır. Genel olarak şehirlerin oluşumları ve gelişimleriyle ilgilenen coğrafya, ekonomi, siyaset ve şehir planlama disiplinleri, ilgilendikleri şehri müstakilen değerlendirerek, şehri maksimum kapasite kullanımı ile maksimum fayda üretme üzerine kurgulamaktadırlar. Oysa şehirler müstakil mekânlar olmayıp, ülkenin dengeli gelişmesi ve kalkınması adına ülke bütünlüğü içerisinde diğer şehirlerle birlikte bir sistemi oluşturmaktadırlar. Şehirlerin fonksiyonları ve büyüklükleri de bu sistem içerisinde belirlenmelidir. Bir mekânda var olan şehirlerin fonksiyonlarını ve kapasitelerini öncelikli olarak belirleyecek ve sınırlayacak olan bu mekânın özellikleridir. Bu nedenle her yerleşim yerinin coğrafi özellik ve doğal şartlarından yola çıkılarak ve sistemi oluşturan diğer yerleşim yerleri ile birlikte etkileşimi modellenerek yerleşim yerlerinin alması gereken nüfusun tespit edilmesine çalışılmıştır. Bu doğrultuda, yerleşim yerlerinin nüfus alma kapasitelerinin belirlenmesinde; "Yerleşim yeri alanı, Topoğrafik koşullar, İklim özellikleri, Su kaynakları potansiyeli, yerleşim yeri Ekonomik Faaliyet potansiyeli, Afet riski, Ulaşım ve Erişilebilirlik olanakları" dikkate alınmıştır. Bu özelliklerin yerleşim yeri seçimindeki ağırlıkları, yapılan uzman anketi ile belirlenmiştir. Türkiye örneğinde 81 il, bu özelliklerine bağlı puanlanmış, ağırlık katsayıları ile çarpılıp, toplanıp, oranlayarak illerin nüfus alma kapasiteleri (rijitlikleri) hesaplanmıştır. Hesaplanan bu rijitlikleri üzerinden ülke nüfusundan almaları gereken nüfus miktarı hesaplanmış, hesaplanan bu nüfus miktarları ile halihazırdaki nüfus miktarları karşılaştırılarak şehirlerin nüfus yükleri belirlenmiştir. Bu belirlenen nüfus yüklerine göre iller, geliştirilen şehir-kitle endeksine göre; "Seyrek Yoğunluklu", "Düşük Yoğunluklu", "Dengeli Yoğunluklu", Yoğun" ve "Aşırı Yoğun (obe-city)" olarak sınıflandırılmışlardır. Bir ülke için esas olanın, şehirler ve bölgeler arası gelişmişlik ve yoğunluk farklarını çok olmaması, dengeli olmasıdır. İllerin hesaplanan nüfus alma kapasiteleri ile nüfus yükleri birlikte değerlendirilerek, nüfus alma kapasitesi yüksek olmasına rağmen bu kapasitesini kullanamayan iller ile kapasitesinin üzerinde nüfusu olan iller tespit edilmiştir. Nüfus yükü az olan illerde yerleşilebilir alan üreterek, nüfus yükü fazla olan illerden buralara nüfus hareketini planlamak ve teşvik etmek ülke genelinde nüfus ve kalkınmanın daha dengeli olmasını sağlayacaktır. Seçilen yerleşilebilir alan kabullerine göre Türkiye illerinin yaklaşık %70'i Seyrek ve Düşük Yoğunluklu, %22'si Dengeli Yoğunlukta ve Yoğun çıkmıştır. Bir kabule göre 6, diğer kabule göre de 4 ilimiz Aşırı Yoğun (obe-city) çıkmıştır. Bu çalışma ile bu dengenin ne yönde bozulduğunun tespiti ve hangi şehirlerde nüfusu ve istihdamı arttırıcı politikaların geliştirmesi gerekeceği, hangi şehirlerde yatırımlara öncelik verileceği konularında yön gösterici olunması amaçlanmıştır. Özellikle bölgesel stratejik mekânsal planlama kararlarının alınmasında bu tespitler altlık olarak kullanılabilir. Bu kapsamda öncelikle kapasitesini kullanamamış olan illerin kapasitelerini kullanma ve arttırmalarına yönelik ekonomik, sosyo-kültürel, altyapı ve üst yapı yatırımları planlanmalıdır. Geliştirilen bu metod, farklı kriterler ile farklı şekilde modellenebilir, özelleştirilebilir ve genişletilebilir niteliktedir.