FBE- Peyzaj Mimarlığı Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "Coastlines" ile FBE- Peyzaj Mimarlığı Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Ögeİstanbul Doğu Karadeniz kıyı alan kullanımlarındaki değişimin saptanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012) Şatıroğlu Akyol, Elif ; Yıldızcı, Ahmet Cengiz ; 374055 ; Peyzaj Mimarlığı ; Lanscape ArchitectureDünya üzerinde kıyıların, gerek ekonomik, gerek kültürel anlamda en çok tercih edilen yerleşim alanlarından biri olması, toplumların ekonomik ve sosyal gelişmesine olanak sağlayarak, ülkelerin kalkınmasında rol oynamaları ve en hızlı değişime uğrayan birimler olması dolayısı ile ; bu alanlar üzerindeki faaliyetler ve talepler her geçen gün artmaktadır. Kıyılarımızın özellikle son 25 yıl boyunca, iç ve dış turizme bağlı olarak yoğun bir nüfus baskısı altına girmesi, ikinci konut baskısı, kumsallar, çözüm adına getirilen uygulamalar kıyılarımızın günümüzde büyük baskı altında olduğunu göstermektedir. Kıyılar, yalnızca kara ile denizin birleştiği yer değil, kent yaşamında "bir kültür"ün kaynağı, yaşam kuşağıdır. Bu nedenle kıyı ve suyla bütünleşen, peyzajın, kültürün simgesi olan kıyı ve onun arka alanındaki doğal yapıyı ve özgün kimliği koruyan bir planlama yaklaşımının benimsenmesi gerekmektedir. Kıyı alanları üzerindeki değişimlerin tespit edilmesi; kıyı çevresinin korunması, kıyı alanlarında bulunan tarihi ve doğal kaynakların etkin bir şekilde yönetimi, sürdürülebilir kıyı gelişimi ve planlaması açısından önemlidir. İstanbulşda gerek demografik ve ekonomik yapı ile mevcut mekansal gelişme eğilimleri gerekse alana yönelik projeksiyonlar; İstanbulşun yakın gelecekte kendi yaşam destek sistemlerini geri dönüşü olmayacak şekilde bozma ve nihayetinde yok etme sürecinde olduğunu göstermektedir. Söz konusu eğilim İstanbulşun mevcut çarpık kentleşme ve çevresel sorunları ile beraber ele alındığında; Metropolşün kendine yeterliliği konusundaki kaygılar artmakta, tüm doğal kaynaklarda yaşam kalitesine yansıyan değişimlerin olumsuz sonuçları yansımaktadır. Yaşam destek sistemleri olan doğal alanlar ve insan yaşamının kalitesi arasındaki ilişkinin İstanbulşun kırılgan coğrafyasında daha da güçlü bir şekilde ortaya çıkması acil, çok yönlü ve bütüncül önlemleri gerektirmektedir. Bu süreç, İstanbul için genelde sürdürülebilirlik ve özelde de çevresel sürdürülebilirlik arayışını bir zorunluluk haline getirmektedir. istanbulşun yaşam destek sistemleri olan doğal alanlarının, doğal risk alanlarının , insan yapısı altyapısının ve kıyı alanlarının iyileştirilebilmesi , kent yönetiminin çevresel sürdürülebilirlik hedefine ulaşabilmesi için; gerekli çevresel süreçlerin, politik yaklaşımların, yönetsel ilkelerin ve teknik önlemlerin Metropol ölçeğinde tanımlanması ve mekansal sürdürülebilirlik değerlendirmesinin yapılması büyük önem taşımaktadır. Doğal, kültürel ve sosyal çevrenin korunarak geliştirilmesi, sınırlı ve koruyucu kıyı planı ilkeleri doğrultusunda kıyı alanlarının, turizm amacıyla kullanıma açılması, planlamanın genel hedefi olmalıdır. Özellikle doğal alanlar, orman ve tarım alanlarının korunması ve iyileştirilmesi, geleneksel tarım yerleşmelerinin gelişime açılmaması öncelik taşımalıdır.İnsan yerleşimi için çekici yerler olmaları kıyılar üzerindeki baskıyı ve buralardan yararlanma isteğinin ortaya çıkardığı çatışmayı artırarak onarılması güç sorunları da beraberinde getirmiştir.Turizm amacıyla konaklama sınırlı tutulurken, koruma kullanma ilkesi çerçevesinde, günübirlik kullanımlara daha fazla olanak yaratılmalıdır. Çalışma alanı olan şstanbul Doğu Karadeniz Kıyı Alanlarının, sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerlerin sürdürülebilirliğinin sağlanarak ekonomik açıdan öncelikli kullanılabilmesi, yerleşmede önem kazanan potansiyellerdir. Alanın özgün doğal yapısı, arkeolojik ve doğal sit alanları, tarihi ve kültürel değerleriyle çeşitli turizm dallarının gelişebileceği ve bu yolla sosyal ve ekonomik açıdan kalkınmanın sağlanabileceği imkânları barındırmaktadır. Ancak tüm yapılaşmalar bu bölgelerin de kontrolsüz gelişen konut alanları ve bilinçsiz yapılaşma baskısı altında yok olup gidecegi tehlikesinin varlığını güçlendirmekte, özellikle alan kullanımlarında bozulmalara neden olmaktadır. Bu bozulmalar, genel olarak alan kullanımı ve arazi örtüsü değişiklikleriyle ortaya çıkmaktadır. Çok zamanlı yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri ile uzaktan algılama; kent, orman, tarım ve kıyı alanlarındaki değişimin belirlenmesinde kullanılan önemli bir teknolojik araç haline gelmiştir. Yersel çalışmaların aksine uydu görüntüleri ile çalışmak zaman ve maliyet açısından büyük avantajlar sağlamaktadır. Bunun da ötesinde yersel çalışmalarla elde edilebilecek verilerin çok ötesinde bir özellik olarak, uydu görüntüleri ile periyodik veri akışı söz konusudur. Böylelikle zamansal değişimlerin analizinin yapılmasına olanak tanınmaktadır. Uydu görüntüleri kullanılarak klasik yöntemlerle oluşturulmuş güncelliğini yitirmiş harita ve benzeri altlıkların yenilenmesi yapılabilmektedir. Uzaktan algılama ile oluşturulan tematik haritalar yerel ve merkezi yönetimler için planlamaya yönelik vazgeçilmez birer araçtır. Bu araştırma İstanbul Doğu Karadeniz Kıyı Alanlarının Anadolu Feneri ve Ağva dahil olmak üzere kıyı köylerini kapsayan, kıyı alanında 1975-1990, 1990-2005 yılları arasında meydana gelen değişimlerin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Zamansal değişimin belirlenmesi, geçmişe ait veriler ile güncel verilerin karşılaştırılması ile mümkün olmaktadır. Yüksek çözünürlükteki uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları, özellikle geniş kıyı alanlarında meydana gelen zamansal değişiklerin belirlenmesinde yararlanabilecek en önemli veri kaynaklarındandır. Araştırmada kıyı alan kullanımı ve arazi örtüsündeki değişimin belirlenebilmesi için Landsat uydu görüntüleri kullanılmıştır. Çalışma alanına ait görüntüler, En Yüksek Olasılık (Maximum Likelihood) algoritmasına göre sınıflandırılmıştır. İki aşamada gerçekleştirilen sınıflandırılmış görüntüler kullanılmıştır.Sınıflandırma sonrası Karşılaştırma Tekniği kullanılarak, alan kullanım ve arazi örtüsündeki değişimler irdelenerek yeni planlama kararlarına ışık tutması amaçlanmıştır. İlk aşamada kontrolsüz sınıflandırma uygulanmıştır. Bu aşamada, çalışma alanı olan istanbulşa ait 1990 ve 2005 yılları Landsat verilerinden üretilmiş olan Geocover verileri incelenmiş, çalışma sonuçlarının geocover verileri ile uyumlu olması amacıyla Geocover da yer alan sekiz sınıf elde edilmiştir. Sınıflar belirlendikten sonra ikinci aşama olan kontrollü sınıflandırma işlemine geçilmiştir. Tespit edilmeye çalışılan sınıflar; su, yerleşim, tarım, çalı- çimen, su, yaprak döken ağaç, yaprak dökmeyen ağaç ve boş alanlardır. 1990 - 2005 yılları arasındaki arazi örtüsü değişimlerinin belirlenmesinde raster tabanlı sınıflandırılmış görüntülerin karşılaştırılması yöntemi uygulanmıştır. Bu yöntemde görüntülerin sınıflandırılması ile, arazi örtüsü sınıflarının alan bilgisi elde edilmiştir. Karşılaştırma yapılırken kullanılmak üzere "den - e" dönüşüm bilgileri ayrıca matrisler şeklinde elde edilmiştir. Sınıflandırma sonrası Karşılaştırma Tekniği kullanılarak, alan kullanım ve arazi örtüsündeki değişimler irdelenerek yeni planlama kararlarına ışık tutması amaçlanmıştır. Ayrıca şstanbul Doğu Karadeniz Kıyıları, mevcut durumları ve potansiyel özellikleri gözetilmek suretiyle hazırlanan 1/5.000 Ölçekli Nazım Planı kapsamında; Kentsel Baskı Altındaki Köyler ile Balıkçı Köyleri Kümesi, Beykozşda Doğa Turizmi ve Ekolojik Tarımın Geliştirileceği Küme, şile Batı Sahil Kümesi, şile Merkez ve Çevresi Kümesi ve son olarak Doğu Sahil Kümesi olmak uzere 5 kümeye ayrılmıştır. I Noşlu küme; Beykoz şlçesişne bağlı Poyraz ve Anadolu Feneri, Köylerişnden oluşmaktadır. II.Noşlu küme; Riva, Bozhane ve Göllü Köylerişni , III Noşlu küme; Karakiraz, Kurna, Sahilköy (Domalı), Doğancılı, Alacalı, Sofular Köylerişni , IV Noşlu küme; Şile Merkez ve çevresi kümesi, V. Küme Doğu sahil kümesi Şileşnin doğu sahillerini kapsamaktadır.