LEE- Şehir ve Bölge Planlama-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Konu "dijitalleşme" ile LEE- Şehir ve Bölge Planlama-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDigitalization, culture and urban space interaction: A design fiction approach(İTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025-06-16) Aydın, Zeynep Gülce ; Terzi, Fatih ; 502221854 ; Şehir PlanlamaÖzellikle son birkaç on yıldır yaşadığı hızlı gelişmeler ile hayatımızın neredeyse her alanına dahil olan dijital ortamlar, toplumsal normları ve insanlar ile dijital entegrasyonun yapay ürünleri arasındaki ilişkiyi derinden etkilemiştir. Günlük yaşamımızın birçok yerinde kullandığımız cep telefonları, bilgisayarlar ve diğer dijital cihazlar işlerimizi yürütmemizde ve ihtiyaçlarımızı karşılamamızda sanal mekânlara yönelme alışkanlıklarını da beraberinde getirmiştir. Fiziksel mekâna alternatif olarak ortaya çıkan yeni mekân türleri, "sanal" ve "gerçek" arasındaki ayrımı bulanıklaştırmış, bireylerin kimlik algılarının, yaşam pratiklerinin ve sosyal etkileşim biçimlerinin değişmesine yol açmıştır. Bu değişimler, geleneksel olarak fiziksel ortamda yürütülen kentsel mekân kullanım biçimlerini aşarak, faaliyetlerimizi dijital ortamlara kaydırmış ve dijital platformlar aracılığıyla kentsel yaşamı yeniden şekillendirmiştir. Dijitalleşmenin hayatımıza katmış olduğu temel değişimler, bilgi ve sanallık ile temsil edilen ve alışılmış gerçeklerin dışında kültürel pratikler üreten yeni bir toplumun ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Dijital çağ kentsel mekânlar, kültürel yapı ve sosyal etkileşimler arasındaki ilişkiyi kökten dönüştürmektedir. Toplumsal süreçler ve yeni etkileşim biçimleri farklı gelişmeler çerçevesinde kentsel mekânı yeniden yapılandırmaktadır. Dijitalleşme, toplumun çevresi ile olan ilişkisini yeniden tanımlamakta, yeni deneyim alanları sunmakta ve bunun sonucunda kentsel yaşam ve kentsel mekânı değiştirme ve dönüştürme potansiyeli doğurabilmektedir. Fiziksel mekân ve sanal mekân tamamen bağımsız ve zıt uçlarda konumlanan iki kavram gibi gözüküyor olsa da karşılıklı etkileşim ve yıkım ilişkileri sonucu hibrit mekân olarak adlandırılan yeni bir mekân türünün tanımlanmasını sağlamaktadır. Fiziksel hareket ile ağ etkileşimini eş zamanlı olarak deneyimlememizi sağlayan hibrit mekânlar, kentsel mekânların hizmet etmekte olduğu faaliyet karakterlerini değiştirmektedir. Kısacası, dijitalleşme bireyler arası iletişim ve etkileşim biçimini yani geleneksel kültürel yapıyı etkilerken kentsel mekânı deneyimleme biçimini de çok katmanlı bir hale getirmektedir. Bu nedenle, dijitalleşmenin kentsel mekân kullanım kültürü üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak adına farklı sosyo-demografik toplulukların teknoloji ile olan mevcut bağını ve gelecek beklentilerini keşfetmek, mekân ile aralarındaki etkileşimi ortaya çıkarmak, geleceğin kentsel problemlerine çözüm üretmek açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, dijital teknolojilerin kentsel ve kamusal mekânların yeniden yapılandırılması ve kültürel uygulamalar üzerindeki etkisini analiz etmektir. Kentsel dinamikleri şekillendirmede fiziksel ve dijital ortamların melezleşmesini inceleyerek gelecekteki kentsel zorlukları ele alma potansiyellerini değerlendirmektedir. Araştırma, dijitalleşmenin kentsel mekânlar üzerindeki potansiyel etkilerini modellemek için "tasarım kurgusu yaklaşımı ile hazırlanmış senaryo tabanlı anket" tekniği de dahil olmak üzere karma yöntemli bir yaklaşım kullanmaktadır. Zaman, mekân ve toplum arasındaki etkileşimli ilişki göz önüne alındığında, mekân tercihi, çeşitli dinamikler ile birlikte şekillenen bir olgudur. Demografik yapı, teknoloji kullanımı ve geleceğe ilişkin beklentiler bireylerin mekân tercihleri üzerinde potansiyel rol oynamaktadır. Bu nedenle çalışma, dijitalleşmenin mekân tercihleri üzerindeki etkisini incelerken bunu sosyo-demografik değişkenler ve teknoloji kullanım düzeyi ile ortaya koymayı amaçlamakta ve ayrıca geleceğin kentsel senaryolarının keşfedilmesine dair spekülatif bir kentsel geçiş perspektifi sunmaktadır. Çalışma kapsamında ileri sürülen ilişkileri incelemek ve hipotezleri test etmek üzere çevrim içi bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Anket çalışması, temel araştırma sorusuna girdi sağlaması amacıyla sosyo-demografik veriler, teknoloji kullanımı ve senaryo tabanlı yaklaşım olmak üzere 3 bölümden oluşmaktadır. Örneklem alanı İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya olan çalışmada, katılımcıların belirlenebilmesi için nitel araştırma örnekleme yöntemlerinden amaçsal (monografik) örnekleme yöntemi ve kartopu örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Çevrim içi anket çalışması için belirlenen 5 il, araştırma bulgularının güvenilirliğini sağlamak için yüksek demografik ve sosyoekonomik çeşitliliğe sahip, dijital erişim ve teknoloji kullanımı açısından yeterli temsiliyeti bulunan ve sektörel farklılıkları içeren bir yapı doğrultusunda belirlenmiştir. Çevrim içi anket çalışmasının sonucunda 391 katılımcı sayısına ulaşılmış ve elde edilen veriler hem betimsel analiz yöntemleri ile hem de istatistiksel analiz yöntemleri ile incelenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre, 20 yıl sonraki kentsel yaşam bağlamında farklı sosyo-demografik grupların kentsel mekân kullanım tercihlerine dair beklentileri farklı özellikler göstermektedir. Genç yaş grubunda, lisans eğitim düzeyine sahip, kadın ve öğrenci katılımcıların günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmek için sanal ve hibrit mekânlara yöneldiği; orta yaş aralığında, yüksek eğitimli, erkek ve çalışan katılımcıların ise günlük yaşam aktivitelerinde henüz yaygınlaşmamış teknolojilere ilgi duyduğu ve mekânı dijital araçlar ile birlikte deneyimleme istekleri gözlemlenmektedir. Daha ileri yaş ve düşük eğitim düzeyine sahip katılımcılar ise günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirirken yüz yüze etkileşime önem vermekte ve fiziksel mekânları tercih etmektedir. Bulgular, dijital kültürün özellikle genç kuşakların kentsel mekân kullanım alışkanlıklarını dönüştürdüğünü ortaya koymaktadır. Söz konusu sosyo-demografik grupların gelecek kentsel mekân kullanım eğilimlerine göre 3 temel yaklaşım ortaya çıkmaktadır: Zaten var olan bir dijital dünyanın içine doğarak bu geleneği sürdürenler, kentsel mekânı dijital araçlar ile birlikte deneyimleme fikrine açık olanlar ve benimsenen kentsel kullanım değerlerine sahip çıkanlar. Çalışmanın bir diğer bulgusu, günlük internet kullanım süresi ile farklı günlük aktiviteler için sanal ve hibrit mekân tercihleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. İnternet kullanım süresi arttıkça, özellikle market alışverişi ve spor aktivitelerinde sanal ve hibrit mekânlara eğilim artmaktadır. Bu durum, dijitalleşmenin bu iki alandaki kent yaşamı pratiklerini dönüştürdüğünü ve ilgili hizmetlerin fiziksel olduğu kadar dijital altyapılarla da desteklenmesi gerektiğini göstermektedir. Son olarak, sanal mekân kullanım sıklığının, sanal mekânlarda gerçekleştirilen aktivite türüne göre farklılaştığı görülmüştür. Katılımcılar, iletişim, alışveriş, eğlence ve sosyalleşme gibi dijital araçlara yoğun ihtiyaç duyulan alanlarda sanal mekânları daha sık kullanırken; sağlık, kültür-sanat ve eğitim gibi alanlarda kullanım sıklığı daha düşüktür. Dijitalleşmenin mekânsal pratikler üzerindeki etkileri bağlamında yapılan değerlendirmeler, genç nesil ve gelecekteki kuşakların sanal ve hibrit mekânları tercih etme eğiliminde olduğunu ortaya koymakta; bu durum, kentsel mekânların işlevsel ve yapısal olarak yeniden düşünülmesini gerekli kılmaktadır. Bu çalışma, mevcut literatürdeki senaryo tabanlı araştırmalara Türkiye'den bir vaka çalışması ile katkı sunmakta ve fiziksel, sanal ve hibrit mekân tercihlerine ilişkin geleceğe dönük eğilimleri ortaya koymaktadır. Elde edilen bulgular, dijitalleşmenin kent yaşamı üzerindeki etkilerini anlamaya yönelik önemli ipuçları sunmakta; özellikle şehir planlama disiplininde dijital davranış biçimlerinin dikkate alınması gerektiğine işaret etmektedir. Bu kapsamda çalışma, teknolojik altyapı planlamalarından kamu politikalarına ve yerel yönetim uygulamalarına kadar pek çok alanda kullanılabilecek nitelikte veriler sağlayarak, dijital dönüşüm sürecinde kentsel mekânın yeniden tasarlanmasına yönelik tartışmalara katkıda bulunmaktadır.