LEE- Denizcilik Çalışmaları-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Çıkarma tarihi ile LEE- Denizcilik Çalışmaları-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAHP metodu kullanılarak Karadeniz bağlamında deniz güvenliğinin dinamiklerinin belirlenmesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-25) Durukan, Özcan ; Bolat, Pelin ; 423191003 ; Denizcilik ÇalışmalarıKüresel ticaretin neredeyse tamamına yakını daha ucuz olması, daha büyük tonajlarda yükün tek seferde taşınmasına müsaade etmesi ve dünyanın yaklaşık dörtte üçünün denizler ile kaplı olmasından dolayı denizcilik ile gerçekleştirilmektedir. Küresel ticarete ek olarak ülkelerin de denizlerden faydalanma yolları farklılaşmakta ve denizler; turizm, deniz kaynaklarından faydalanma gibi çeşitli faaliyetlerde kullanılmaktadır. Denizlerin bu yaygın kullanımı, onu deniz ticaretine ve ülkelere karşı olan tehditler için bir numaralı hedef haline getirmiştir. Denizcilik faaliyetlerini hedefleyen tehditler sebebi ile denizde gerçekleştirilen faaliyetlerinin güvenliğinin sağlanabilmesi için uluslararası boyutta görüşmeler yapılıp çeşitli anlaşmalar imzalanmıştır. Bu anlaşmalarda deniz güvenliği kavramı farklı açılardan ele alınıp genel hatlarıyla tanımlansa da bu tanımlar deniz güvenliği için kapsamlı ortak bir tanım niteliğinde olmamıştır. Öte yandan, mevcut olan bu tehditler teknolojik, ekonomik ve siyasi gelişmelerin etkisi ile nitelik ve nicelik olarak günden güne artışını sürdürmüştür. Bu durum deniz güvenliği kavramının öneminin ülkeler açısından artmasına sebep olmuştur. Ek olarak bazı ülkeler bulunduğu bölgede öne çıkan deniz güvenliği bileşenlerini araştırıp, buna göre uygun deniz güvenliği stratejilerini ve politikalarını belirlemektedir. Neticede deniz güvenliği kavramının sahip olduğu karmaşık yapı sebebiyle genel bir tanımda uzlaşı sağlanamamıştır. Literatürdeki çalışmalar bu kavramın dinamiklerini tanımlamış ve dinamikleri ile bu kavramın çerçevesini belirlemiştir. Dolayısıyla bu dinamikler, deniz güvenliğinin ülkelerin durumlarına ve bölgelerine göre değerlendirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada daha önce deniz güvenliği boyutları arasında herhangi bir çalışma yapılmamış olan Karadeniz Bölgesi ele alınmıştır. Karadeniz Bölgesinde oluşturulacak deniz güvenliği stratejileri ve politikalarında hangi boyutlar üzerinde daha fazla durulması gerektiği belirlenmek istenmiştir. İlk olarak, deniz güvenliği, deniz güvenliği boyutları ve Karadeniz Bölgesi için deniz güvenliği konularında literatür araştırması yapılmıştır. Araştırma neticesinde Karadeniz için deniz güvenliği alanında çok fazla çalışmaya rastlanamazken, incelenen diğer çalışmalardan deniz güvenliği kavramına ait ana boyutlar; uluslararası işbirliği, deniz hukukunun işlevselliği ,deniz alanlarını izlemeye yeterli donanma ve sahil güvenlik gücü, mavi ekonomi ve yasadışı faaliyetler olarak belirlenmiştir. Daha sonra bu ana boyutlar özelinde yapılan araştırmada alt boyutlar belirlenmiştir. Deniz güvenliği kavramının ana boyutları için belirlenen alt boyutlar sırasıyla, uluslararası işbirliği için; uluslararası anlaşmalar, ihlaller ve anlaşmazlıklar; deniz hukukunun işlevselliği için; denizcilik politikalarının uygulanabilirliği, gereksiz idari ve bürokratik engeller ve yargı standartı; deniz alanlarını izlemeye yeterli donanma ve sahil güvenlik gücü için; deniz alanlarının coğrafyası, kıyı devriye unsurları ve donanma kapasitesi; mavi ekonomi için; balıkçılık, deniz ve kıyı turizmi, denizcilik taşımacılığı ve denizcilik ve deniz kaynakları; yasadışı faaliyetler için; deniz haydutluğu ve denizde silahlı soygun, yasadışı göç ve yasadışı deniz ticareti şeklindedir. Boyutlar arasında önem sıralaması yapılabilmesi için seçenekler arasında en güvenilir ve en uygun tahminin yapılmasına olanak veren Analitik Hiyerarşi Süreci Metodu kullanılmıştır. AHP; Bir dizi faaliyetin veya kriterin göreli önemini belirlemek için kullanılan bir yöntemdir. Diğer karar analizi yöntemlerinden farkı çok kriterli ve aşamalı, karmaşık ve grup katılımlı sorunları aşamalı olarak biçimlendirebilmesidir. Bu yöntem ile karar verirken önemli olan niteliksel ve niceliksel etmenler beraber ele alınabilmektedir. Analitik Hiyerarşi Süreci yöntemi ile oluşturulan ve belirlenen deniz güvenliği ana ve alt boyutlarının ikili karşılaştırılmasına olanak sağlayan bir anket, Türkiye'de bulunan 11 adet deniz güvenliği uzmanına uygulanmıştır. Anketlerin analiz edilmesi sonucunda elde edilen bulgularda, deniz güvenliği kavramının en önemli ana boyutu uluslararası işbirliği olarak belirlenirken, sırasıyla ikinci önemli ana boyut deniz güvenliği alanlarını izlemek için yeterli deniz ve sahil güvenlik kuvvetleri olmuştur. Üçüncü olarak deniz hukukunun işlevselliği ve mavi ekonomi ana boyutları eşit olarak tercih edilmiştir. Karadeniz için son önemli ana boyut yasadışı faaliyetler olarak görülmüştür. Ek olarak alt boyutların önem sıralamasında, en önemli alt boyut deniz hukukunun işlevselliği olurken, ikinci olarak donanma kapasitesi, üçüncü olarak uluslararası anlaşmalar ve dördüncü olarak deniz haydutluğu ve denizde silahlı soygun olarak sıralanmıştır. Bu bağlamda, yapılan değerlendirme sonucunda belirlenen hiyerarşik sıralama ile Karadeniz Bölgesi'nde en önemli deniz güvenliği boyutunun denizcilik politikalarının uygulanabilirliği olduğu belirlenmiştir. Karadeniz Bölgesi'nde uluslararası ticaretin tamamına yakını denizcilik alanında gerçekleştirilmektedir. Denizcilik politikalarının bölgeye uygun, mevcut şartları iyileştirici, ticari faaliyetlerde bulunanların haklarını savunucu ve koruyucu nitelikte olması, deniz yolu ile gerçekleştirilen ticaretin güvencesi olma niteliğindedir. Ek olarak izlenen denizcilik politikaları ülkeler arasında sınır görevi gören Karadeniz Bölgesi'nde komşuluk ilişkilerini iyileştirici ve güçlendirici bir öneme de sahiptir. Bu bölgede takip edilecek denizcilik politikalarının belirtilen dinamiklere göre belirlenmesi, denizcilik politikalarının uygulanmasında meydana çıkabilecek güçlükleri azaltarak, deniz güvenliği kaygılarını önemli ölçüde gidereceği düşünülmektedir. Donanmanın kapasitesi ikinci önemli boyut olarak ortaya çıkmıştır. Donanma deniz ve kıyı güvenliğini sağlama görevi bakımından çoğu kaynakta deniz güvenliği kavramı ile doğrudan ilişkilendirilmektedir. Altı ayrı ülkenin kıyılarının bulunduğu Karadeniz Bölgesinin sahip olduğu stratejik üstünlük, doğal kaynaklar, deniz ticaretinde önemi gibi olanakları da altıya bölünmektedir. Bu paylaşımın zaman zaman kabul görmediği ve uluslararası anlaşmalarla çözülemediği durumlarda hakların korunmasında fiili olarak kullanılan donanmanın, caydırıcılığı da orta yolun bulunmasında önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim bölge tarihine bakıldığında sıkıntılı süreçlerden geçildiği, günümüzde de devam eden ve dünya medyasında da sıkça bahsedilen anlaşmazlıklar görülmektedir. Öte yandan donanmanın, caydırıcı etkisinin yanı sıra, ortak yürütülen tatbikatlar vasıtası ile ülkeler arasında iş birliği, bilgi alış verişi ve dolayısıyla barış ortamının tesis edilmesinde de etkili olduğu görülmektedir. Üçüncü önemli boyut uluslararası anlaşmalar olarak belirlenmiştir. Uluslararası anlaşmalar ülkeler arasında yaşanan problemlerin çözülmesinde, yapılacak ortaklıkların tesis edilmesinde, vb. durumlarda, tarafların birlikte kabul edeceği bir orta yolda buluşması için kullanılan yaygın bir uygulamadır. Karadeniz de farklı ülkelerin sınırlarının birleştiği bir iç deniz olması ve çeşitli zenginliklere sahip olması bakımından üzerinde anlaşmalar yapılan bir bölgedir. Ülkelerin bölgede yürüttükleri faaliyetleri için komşu ülkelerle anlaşmalar ile mutabık kalması, Bölgede barış ortamının sürekliliğinin sağlanması için kilit öneme sahiptir. Yine halihazırda mevcut olan anlaşmazlıkların da askeri güçlere başvurulmadan anlaşmalarla çözülmesi bölgede yüzyıllardır komşuluk yapan ülkelerin ileriki ilişkileri için kurtarıcı olduğu düşünülmektedir. Sonuç itibari ile bölgedeki deniz güvenliği uzmanlarının bağımsız fikirleriyle belirlenen bölgeye özgü deniz güvenliği dinamiklerinin önemli bir bilgi olduğu düşünülmektedir. Bu görüş doğrultusunda Karadeniz bölgesine özgü bir deniz güvenliği tanımının, bölgedeki problemlerin ve faaliyetlerin daha net anlaşılmasına katkı sağlayacaktır ve Karadeniz için oluşturulacak politikalar, stratejiler ve uygulamaların daha etkili olmasına sebep olacaktır.