LEE- Endüstri Mühendisliği-Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Çevikcan, Emre" ile LEE- Endüstri Mühendisliği-Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeOtonom bakım sisteminin aksiyomlarla tasarımı(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-05-08) Müftüoğlu, Hakkı Süleyman ; Çevikcan, Emre ; Müftüoğlu, Hakkı Süleyman ; Endüstri Mühendisliğiİnsan unsurunun yanısıra aralarında ekipmanın da bulunduğu birçok bileşenden oluşan karmaşık üretim sistemlerinin, kısa sürede, başlangıçta hedeflenen performans kriterlerlerine uygun bir biçimde hayata geçirilmesi, şüphesiz önemli bir rekabet avantajıdır. Ayrıca, sistemin devreye alındıktan sonra performans kriterlerinde geriye düşmemesi yani yaratılan avantaj ve yapılan yatırımın korunması gerekir. Bu çalışmada, bir ekipman bakım stratejisi olan Toplam Verimli Bakım ana bileşenlerinden olan Otonom Bakım (OB) gerçekleştirme projeleri için başarıyı ve sürdürülebilirliği teminat altına almayı amaçlayan bir tasarım sunulmaktadır. Tasarım yöntemi olarak, bu tür sistemlerin tasarımında kanıtlanmış olan Aksiyomlarla Tasarım yöntemi kullanılmıştır. OB günlük ekipman bakımı işlerini, merkezi bakım bölümünden alarak üretim bölümüne yani işgörenlere aktaran bir iş dönüşüm projesidir. Dönüşüm neticesinde, işgören takımı merkezi hizmetlerden özerk (otonom) ve ekipmanla ilgili küçük sorunları anında çözebilen bir hale gelmekte; bakım teknisyenleriyse daha artı değerli işlere yönelmektedir. Aksiyomlarla Tasarım, amaçlar ve araçların birbirinden ayrılması; birbirinden bağımsız amaçların en uygun araçlarla sağlanması ilkelerine dayanır. Amaçlar tasarımın ne yapacağını belirlerken, araçlar ise nasıl yapılacağının cevabını bulmayı hedefler. Amaçlar "İşlevsel Gereksinim", bunlara tekabül eden araçlar ise "Tasarım Parametresi" olarak anılır. İşlevsel Gereksinimler, hayata geçirilebilir tasarım parametreleri elde edilene kadar işlevsel bileşenlere ayrılır. Ayrıştırma olarak anılan bu süreç, üst düzey uzun erimli amaçların önce taktiksel, daha sonra da operasyonel düzeylere indirilmesini sağlar, bu düzeylerin birbirleriyle uyumlu olmalarını teminat altına alır; bir iletişim ve işbirliği vasıtası sağlar. Tasarımda, üstün bir üretim sistemi olduğu alanda kanıtlanmış olan Yalın Üretim Sisteminin çözüm kümesinden yararlanılmıştır. Gereksinimler için, en uygun yalın araçların seçilmesi; uygun uygulama sırasının tespiti ve üretimde kullanılan yalın çözümlerin OB gibi farklı nitelikte bir sisteme uyarlanması gerekmiştir. Sistemin ana amacı insan-makina bileşiminin yetkinliğini geliştirmek olarak tespit edilmiştir. Tasarım dört aşamadan oluşmaktadır ve hazırlık aşaması dışında diğer tüm aşamalarda, ana amaç ışığında, ekipman iyileştirilmesi ve insani gelişim beraber ele alınmıştır. Çalışmada hazırlık sürecine, literatürde gözlenenin ötesinde bir önem atfederek yaklaşılmıştır. Takım liderinin yalın örgütlerdeki konumuyla hizalı bir "eğitmenlerin eğitimi" süreci tasarlanmıştır. Takım lideri eğitmenlerin ve daha sonra işgörenlerin eğitiminde ve eğitim planlanmasında, yapılandırılmış iş üstünde eğitim yöntemi olan Endüstride Eğitim (Training Within Industry) araçlarından yararlanılmıştır. Hazırlığı takiben mevcut kaotik durumu ve ekipman güvenilirliğini stabilize eden bir "tepkisel" (reactive) aşama tasarlanmıştır. Tepkisel Otonom Bakım Sistemi, yıllardan beri ihmal edilmiş temizlik, yağlama ve sıkılama işlemlerini düzenler. Bu aşamanın bitiminde ekipman sadece kullanıma bağlı doğal yıpranmaya maruz kalır. Üçüncü aşamanın amacı bunu ekipman kontrolleriyle ölçmek ve olası sorunları önlemektir. Bu yüzden bu aşama "önleyici" (preventive) olarak adlandırılır. Son aşamadaysa, henüz ortaya çıkmamış sorunlar tespit edilerek potansiyel tehlikeler engellenir. Bu tür bir yaklaşım nedeniyle son aşama "önalıcı" (proactive) olarak tanımlanır. Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al (PUKÖ) çevrimleri yalın uygulamada sürekli gelişme ve iyileştirmenin motorudur. Bu döngü, alanda operasyondan aşama yapısına kadar farklı konumlarda kullanılmış; tasarım parametrelerinin seçiminde "PUKÖ ile iyileştirilebilir" olmak ana kriter olarak kullanılmıştır. Uygulamanın zaman içinde idame ettirilebilmesi için, "standartlara uyum", birbirine koşut "süreç iyileştirmesi" ve" insani gelişme" ile "otonom denetim" unsurlarından oluşan bir "sürdürülebilirlik çerçevesi" tasarlanmıştır. Bu çerçeve her operasyonel aşamada yeniden kullanılmıştır.
-
ÖgeSMED ortamında çalışan maruziyetlerinin azaltılmasına yönelik bütünleşik bir metodoloji önerisi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-03-27) Civan, Hatice Nida ; Çevikcan, Emre ; Civan, Hatice Nida ; Endüstri MühendisliğiTek parça akışı (JIT), Kanban ve SMED üretim sistemlerinde kısa hazırlık faaliyeti süreleri için uygulanmaktadır ve esnek endüstriyel üretim sistemleri oluşmaktadır. Hazırlık faaliyeti süresi, önceki partideki hazırlık faaliyetlerinin ürününden ardışık hazırlık faaliyetlerinin ürünün üretimine kadar olan üretim süresidir. Her parti veya sipariş üretim süreçleri hazırlık faaliyetleri gerektirmektedir. İçsel hazırlık faaliyetleri makine durduğu zaman gerçekleştirilebilen hazırlık işlerini içermektedir. SMED, içsel hazırlık faaliyetlerini azaltmayı ve temin süresindeki iyileştirme ile üretim hızını artırmayı amaçlamaktadır. Dışsal hazırlık faaliyetleri makine çalışırken gerçekleştirilebilen hazırlık işlerini içermektedir. SMED, 1950'li yıllardan günümüze kadar uygulanan içsel hazırlık faaliyetlerini dışsal hazırlık faaliyetlerine dönüştüren, hazırlık faaliyetlerini basitleştiren, geliştiren ve hazırlık faaliyetlerini ortadan kaldıran bir metodolojidir. Hazırlık faaliyetlerinin süresi geleceğin teknolojilerinden robotik üretim sistemleri için kilit faktördür. Katma değeri olmayan hazırlık faaliyetlerini azaltmak yetkin hazırlık işlerini gerçekleştiren çalışanı, verimli tesis yerleşimini ve makine kullanım oranını artırmaktadır. Böylece, endüstriyel üretim sistemi iyi bir düzene sahip olmaktadır ve daha az endüstriyel kaza meydana gelmektedir. Bu tez çalışmasının araştırma konusu, SMED metodolojisi ile hazırlık faaliyetlerinin ergonomik ve bulanık ortamda incelenmesinin tartışılarak uygulanmasıdır. Literatür taraması, SMED yöntemini ve ergonomik risk değerlendirmesini içermektedir. İncelenen makaleler, amaçlarına, SMED yöntemini içermesine, SMED uygulamasını içermesine ve hazırlık faaliyetlerinin optimizasyonunu kapsamlı bir şekilde incelemesine göre sınıflandırılmıştır. SMED yönteminin başarılı bir şekilde uygulanması endüstriyel üretim sistemlerinin üretkenliğine, esnekliğine ve rekabetine katkıda bulunmaktadır. Geleneksel SMED metodolojisinde olduğu gibi, insan faktörünü göz ardı ederek sadece hazırlık faaliyetlerine odaklanmak, işle ilgili kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarında artışa, sürekli iyileştirmelerin olmamasına, ürün çeşitliliğinde esneklik kaybına ve verim düşüklüğüne neden olmaktadır. Çalışan memnuniyeti ile örgütsel performans arasında birbiriyle iç içe geçmiş ilişki vardır. Başka bir deyişle, çalışan gereksinimleri ve sağlık faktörleri SMED yönteminin başarısını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, geleneksel SMED'i sürdürülebilirlik ve daha iyi performans için çalışan gereksinimlerine göre dönüştürmek yeni bir alandır. Çalışanların refahı ve ayrıca kuruluşun genel performansını optimize eden bir çalışma ortamı yaratmak için ergonomi alanı çalışmaya katkı sağlamaktadır. Hazırlık faaliyetlerinden sorumlu çalışanlar risk faktörleri nedeniyle bir veya daha fazla riskin ortaya çıkmasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Çalışanların maruz kaldığı işe bağlı kas-iskelet hastalıkları çeşitli ergonomik risk faktörlerinden (fiziksel iş yükü, organizasyon ile ilgili, psikolojik ve sosyal-bilişsel faktörler, çevresel faktörler) meydana gelmektedir. Çalışanlar, hazırlık faaliyetlerini gerçekleştirirken farklı düzeyde ve seviyelerde farklı özelliklere sahip maruziyet yaşamaktadır. Her bir hazırlık faaliyetinin ergonomik risk faktörleri açısından değerlendirilmesinin, çalışan gereksinimleri için sistematik olarak çözülmesi gereken ayrı ve özgün bir sorun olduğu ortaya çıkmaktadır. Hazırlık faaliyetlerinden sorumlu çalışanlar hazırlık faaliyetlerinde yer alsalar da iyileştirmeler çoğunlukla çalışanların görüşleri ve motivasyonu göz ardı edilerek gerçekleştirilmektedir. Geleneksel SMED yönteminde, hazırlık faaliyetlerinin basitleştirilmesi ve iyileştirilmesi çoğunlukla makinelere dayalı iyileştirmelerle gerçekleşmektedir. Organize işyeri, çalışanlar için operasyonları kolaylaştırdığı için SMED yöntemi ile ergonomi ve güvenlik konularının dikkate alınması gerekmektedir. Çalışanların dikkate alındığı SMED yöntemi farklı endüstrilerde başarıyla entegre edilmektedir. Araştırmacılar, risk faktörlerini belirlemek ve farklı risk faktörlerini içeren faaliyetleri değerlendirmek ve önem sırasına göre sıralamak için bazı nicel ve nitel yöntemler geliştirmiştir. Çalışanları rahatsızlık, hastalık, iş kazaları ve risklere karşı maruziyetlerini önlemek, kontrol altına almak, azaltmak veya ortadan kaldırmak için tasarlanan bu risk değerlendirme yöntemleri, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki kuruluşlar için yıllardır incelenen önemli bir konu olmuştur. Ancak bu yöntemler risk faktörünü tüm yönleriyle değerlendirirken sınırlı kalmaktadır. Yukarıda bahsedilen husus dikkate alındığında tüm risk faktörlerinin değerlendirilmesi ve SMED metodolojisi ile entegre edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Çok kriterli karar verme yöntemleri, çeşitli yönlere ve sektörlere odaklanan, sorunların nedenlerini ve özelliklerini de bulma özelliğine sahiptir. Hazırlık faaliyetleri gerçekleşirken ergonomik riske maruz kalma seviyeleri düzgün olmayan postür, teknik faktörler, iş ile ilgili faktörler, çalışan özellikleri, fiziksel ve zihinsel yorgunluk gibi risk faktörlerine göre değişmektedir. Örneğin, bir hazırlık faaliyeti güvenlik ile ilgili faktör için katastrofik düzeyde risk içerirken, başka bir görev çalışanın özelliklerinden kaynaklanan riskli durumları içermektedir. Sonuç olarak bir yöntem, hazırlık faaliyetlerinde karşılaşılan belirli risk faktörleriyle ilgili olarak hazırlık faaliyetleri için sıralamalar sunmalıdır. Ergonomik risk faktörlerinin geniş hiyerarşisi, hazırlık faaliyetleri gerçekleşirken oluşabilecek iş ile ilgili kas ve iskelet hastalıklarında risklerin azaltıldığı ve ergonomik risk değerlendirme yöntemleri ile ortadan kaldırıldığı ergonomik risk faktörlerinin geniş bir şekilde tanımlanmasını sağlamaktadır. Geleneksel ergonomik risk değerlendirme yöntemleri tüm girdi değişkenlerini aynı ağırlıkta ele almaktadır. Bununla birlikte, girdi değişkenlerinin vücut üzerindeki biyomekanik, anatomik ve fizyolojik etkileri, çalışanın bireysel özelliklerinin yanı sıra düzgün olmayan postür, kötü çevre koşulları, uygun olmayan çalışma güvenliği, yüksek fiziksel ve zihinsel yorgunluk gibi durumlara uzun süre maruz kalınması durumunda farklılık göstermektedir. Örneğin hem boyun hem de dirseğin eğilmesinde düzgün olmayan pozisyon vücut üzerinde farklı etkiler göstermektedir. Boyun bükülme riskinin dirsek bükülme riskinden daha tehlikeli olabileceği geleneksel yöntemlerde göz ardı edilmektedir. Çalışan özellikleri ile ilişkili etkiler vücut üzerinde değişmektedir, bunun nedeni ise risklerin bireylerde dağılımı farklı olmaktadır. Çalışma ortamı değerlendirilirken uygun olmayan çalışma ortamı koşullarında risk faktörleri arasında farklılaşma meydana gelmektedir. Ergonomik risk değerlendirme yöntemleri bir dizi farklı risk faktörüne odaklanmada sınırlı kalmaktadır. Hazırlık faaliyetlerinde farklı ve birbiriyle çelişen ergonomik risk kriterleri bulunmaktadır. Bu koşullarda değerlendirme ve öncelik faaliyetleri yöneylem araştırmasının bir dalı olan çok kriterli karar verme yaklaşımı ve karmaşık problemler üzerinde sistematik bir karar verme prosedürü ile gerçekleştirilmektedir. Tez, içsel ve dışsal hazırlık faaliyetlerinde sıralamayı SMED ortamında çok kriterli karar verme problemi ile inceleyerek, ergonomik risk değerlendirme ile de ilgili alana katkı sağlayarak özgünlük sunmaktadır. Bu çalışma, ergonomik konuları içeren bütünsel bir SMED metodolojisi sunmaktadır. Geleneksel SMED'in ilk üç adımı uygulanmıştır. Bazı hazırlık faaliyetleri için ciddi düzeyde ergonomik risk tespit edilmesi durumunda, hazırlık faaliyetlerinin kısa sürede etkin bir yöntem ile yeniden planlanması önerilmiştir. Bu tez çalışması yeni bir çok kriterli karar verme tekniğini SMED metodolojisine entegre eden mevcut çalışmaları ilgili literatürden farklılaştırmıştır, böylece metodoloji mevcut SMED faaliyetlerine ek olarak ergonomik risk faktörlerine göre hazırlık faaliyetlerini değerlendirmiştir. Metodoloji aralık değerli pisagor bulanık analitik hiyerarşi sürecini (IVPF-AHS) aralık değerli pisagor bulanık ideal çözüme benzerlik yoluyla tercih sıralama ile (IVPF-TOPSIS), pisagor bulanık kümeler altında yeni bir çok kriterli karar verme tekniği olarak birleştirmiştir. Ergonomik risk kriterlerinin sayısı artırılarak daha kapsamlı ve hassas bir risk değerlendirme modeli ortaya çıkarılmıştır.
-
ÖgeTakım çalışması esaslı çok-ürünlü demontaj hatlarının tasarımı ve planlanması: Optimizasyon modeli ve çözüm algoritmaları(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-05-15) Yeni, Fatma Betül ; Çevikcan, Emre ; 507152106 ; Endüstri MühendisliğiGünümüzde büyük bir hızla değişen müşteri ihtiyaçları ve tüketim alışkanlıkları beraberinde kullanılan ürünlerin erkenden demode hale gelmesine ve yenisiyle değiştirilmesine neden olmaktadır. Bu durum ise geride büyük bir atık bırakmaktadır. Atıkla yola çıkmanın en kolay yolu bertaraf yöntemidir. Ancak ekonomik ve çevresel koşullar dikkate alındığında, atık malzemelerin çevreye olan zararının minimize edilmesi oldukça önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim ülkemizde olduğu gibi dünya genelinde de bu konuya oldukça hassas yaklaşılmakta ve devletler bu hususta yasal düzenlemelere gitmektedir. Bu da beraberinde atık ürünlerin geri dönüşümüne verilen önemi arttırmaktadır. Atık ürünlerin geri dönüşümü sürecinde en yaygın kullanılan yöntem demontaj faaliyetleridir. Kullanım ömrünü tamamlamış ürünler her ne kadar tekrardan kullanılamaz ve tamir edilemez kabul edilse de içerdikleri bileşenlerden bir kısmı ayrıştırılarak yeniden üretime dahil edilebilmektedir. Demontaj faaliyetleri tek bir iş istasyonunda, demontaj hattında veya demontaj hücresinde yürütülebilmektedir. Bunların arasında demontaj hatları, atık ürünlerin otomatik olarak sökülmesi için en iyi seçenek olarak kabul edilmektedir. Demontaj hatlarının etkin tasarımı ve dengelenmesi hem çevresel faktörler açısından hem de ürünün geri kazanım verimliliği açısından oldukça önemlidir. Geleneksel demontaj hattı dengeleme problemlerinde sıklıkla tek bir ürün modeli ve tek işçinin çalıştığı istasyon konsepti dikkate alınmaktadır. Ancak gerçek hayatta geri dönüşüm tesisleri birden çok modelde ürünün demontaj faaliyetlerini yürütmektedir. Bununla birlikte demontaj sırasında yapılacak faaliyetler gruplanabilmekte ve eş zamanlı olarak yapılabilmektedir. Bu da her bir istasyonda birden çok işçinin çalışmasına olanak sağlamaktadır. Geleneksel çalışma mantığından farklı olan bu tip takım çalışması esasına dayanan iş istasyonlarında işler öncelik ilişkilerine göre belirli kısıtlar altında gruplandırılarak işçilere atanmakta ve bu sayede demontaj faaliyetleri daha az sayıda istasyonda, daha kısa sürede tamamlanmaktadır. Yukarıdaki bilgiler ışığında hazırlanan bu tez çalışmasında takım çalışması esaslı çok- ürünlü çok-periyotlu demontaj dengeleme problemi ele alınmıştır. Problemin amacı dönemsel olarak her ürün modeli için demonte edilecek miktarı hesaplamak ve buna göre o dönem için efektif bir hat dengelemesi yapmaktır. Ele alınan problem literatürde bir ilk olduğundan, öncelikle problemi matematiksel olarak ifade etmek için genel bir optimizasyon modeli önerilmiştir. Toplam maliyet minimizasyonunu amaçlayan bu problemin karmaşıklık açısından NP-tam olması nedeniyle, çözümü için genetik algoritma (GA) tabanlı çözüm algoritmaları geliştirilmiştir. Üç farklı taktik seviye politika (Rassal-R, Tam zamanında – JIT, Ekonomik Demontaj Miktarı – EDQ) ile iki farklı çaprazlama operatörü (CR1, CR2) üzerinden geliştirilen bu altı farklı algoritmanın çözüm kalitesini arttırmak için tavlama benzetimi (TB) tabanlı yerel arama algoritmasından yararlanılmıştır. Problemi daha detaylı analiz etmek ve taktiksel açıdan dikkate değer içgörüler elde etmek için farklı boyuttaki test problemleri üzerinde karşılaştırmalı analizler yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, GACR1-JIT algoritması, EDQ ve R politikalarına dayalı olarak geliştirilen diğer algoritmalara kıyasla toplam maliyette önemli bir düşüş sağlamaktadır. Ayrıca, JIT tabanlı parti büyüklüğü politikasının uygulanmasının önemi, özellikle dönem sayısı arttıkça daha da belirgin hale gelmektedir.
-
ÖgeTakım çalışması esaslı demontaj hattı işgören atama ve dengeleme problemi için oyun teorisi odaklı yaklaşımlar(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-09-05) Köse, Yıldız ; Çevikcan, Emre ; Ertemel, Sinan ; 507172126 ; Endüstri MühendisliğiDoğal kaynakların korunması, enerji tasarrufu, çevresel kirliliğin azalması ve yeşil iş imkanları sürdürülebilir bir gelecek için gerekli olduğundan ürün geri kazanımının teşvik edilmesi ve desteklenmesi önemlidir. Ürün geri kazanımı atık ürünlerin, malzemelerin veya bileşenlerin toplanması, ayrıştırılması ve işlenerek yeniden kullanıma veya geri dönüşüme kazandırılması sürecidir. Yeniden imalat sayesinde de geri kazanılmış malzemeler, yeni ürünlerin üretiminde kullanılarak kaynakların daha verimli bir şekilde tüketilmesini sağlar, yeni hammaddelerin çıkarılmasını azaltır, atıkların üretimiyle ilişkili olan çevresel etkileri engeller ve yeni iş imkanları yaratır. Bu bağlamda yeniden üretim ve ürün geri kazanımı kavramları döngüsel ekonomi modelinin temel parçalarıdır. Bu kavramlar içerisinde demontaj işlemi önemli bir adımdır. Demontaj faaliyetlerinin iyi yapılandırılmış demontaj hatları aracılığıyla kaynakların etkin bir şekilde kullanılarak yürütülmesi, ürün geri kazanım sürecinin verimliliği üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Bir ürünün yeniden kullanımı için gerekli olan demontaj, ürünün bileşenlerine veya alt montajlarına sistematik bir şekilde ayrılmasıdır. Ürün demontajı için yüksek verim oranı elde etmek ve otomasyonu sağlayabilmek adına en uygun tasarım bir hücre veya bir iş istasyonundan ziyade akış hatlarıdır. Bu hatlarda tek parça akışın sağlanması verimliliği artırarak, hataları azaltarak ya da görünür yaparak ve zamanın etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayarak stok miktarını azaltır, maliyeti düşürür ve müşteri taleplerine daha hızlı yanıt verme yeteneği sağlar. Tek parça akışı sağlamak için de önemli noktalardan biri hattın etkin bir şekilde dengelenmesidir. Bu bağlamda demontaj hattı dengeleme problemi (DHDP), demontaj işlerinin çeşitli kısıtları karşılayarak iş istasyonlarına dağıtılması olarak ifade edilebilir. Etkin bir şekilde çözülen DHDP ekonomik, çevresel ve sosyal avantajları sunarak sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunur. Demontaj hattının fiziksel ve operasyonel yönleri, DHDP için çeşitli çözüm yöntemlerinin geliştirilmesine yol açmıştır. Sistem tasarımı yönlerinden biri takım çalışması esaslı demontaj hatlarıdır. Bu tasarım birden fazla çalışanın bir istasyonda aynı ürün üzerinde eşzamanlı olarak farklı işlemleri yürüttüğü takım çalışması esaslı demontaj hatlarıdır. Bu tür demontaj hattının performans, teslim süresi, alan kullanımı, esneklik ve çalışan motivasyonu üzerinde olumlu etkileri vardır. Ayrıca kusurların çabuk fark edilmesi ve görerek öğrenme de bu istasyonlarda çalışanlar arasındaki bilgi ve deneyim paylaşımı, iş birliği içinde hareket etme ve ortak hedeflere odaklanma sayesinde gerçekleşir. Diğer bir DHDP çözüm yöntemi geliştirme potansiyeli olan yön ise insan faktörüne dayanmaktadır. Bir demontaj hattında çalışanların performansları farklı beceri ve çabalarından dolayı heterojenlik göstermektedir. Dolayısıyla bir demontaj işinin işlem zamanı, kalitesi ve çıktı oranı çalışana bağlı olarak değişebilmektedir. Bu varsayım, problem ile gerçek hayat uygulamaları arasındaki tutarlılığı sağlar. Organizasyonel bakış açısıyla bakıldığında ise atama kararlarında çalışanların tercihlerinin dikkate alınması DHDP için yeni bir yönelimdir. Günümüz örgütlerinde çalışanların tercihlerini dikkate almak iş memnuniyetinin, motivasyonun ve performansın yükseltilmesini sağladığından, çalışan bağlılığını artırmak ve onlara esnek çalışma programları sunmak cazip hale gelmiştir. Tüm bu yönler aynı anda dikkate alındığında DHDP çok amaçlı optimizasyon problemine dönüşmektedir. Bu problemde bazıları birbiriyle çelişebilen çeşitli amaçlar olması nedeniyle çözüme ulaşılması zor olan bir problem türüdür. Bu tarz problemde karar vericiler, tek bir çözüm yerine birbirine baskın olmayan çözümlerden oluşan Pareto optimal çözüm kümesini kullanarak kendi hedefleri doğrultusunda en çok tercih edilen çözümü bulma eğilimindedirler. Bu çalışmada ele alınan demontaj hattı işgören atama ve dengeleme probleminde (DHİADP) yalnızca heterojen çalışanlara sahip takım çalışması esaslı iş istasyonları değil, aynı zamanda çalışanların demontaj işleri üzerindeki tercihleri ve performansları da dikkate alınmaktadır. Bu doğrultuda, yeni çok amaçlı karma tamsayılı doğrusal programlama modeli (KTDPM), amaçları işgören sayısını, iş istasyonu sayısını, iş yükü dengesizliğini en aza indirmek, işgören memnuniyetini ve performansını en üst düzeye çıkarmak olan beş amaçla formüle edilmiştir. Aynı anda dikkate alınan ve birbiriyle çelişebilen çeşitli amaç fonksiyonlarının varlığı DHDP'de çözüme ulaşmanın zor olmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle bu çalışmada ele alınan DHİADP bağlamında oyun teorisi odaklı yaklaşımlardan yararlanılarak sezgisel yöntemler geliştirilmiştir. Etmenleri iş, okul, ev gibi kaynaklarla verimli ve adil bir şekilde eşleştirmek için kullanılan eşleştirme algoritmaları uyarlanmıştır. Bu amaçla, Olasılıksal seri, Rassal diktatörlük ve Ertelemeli kabul algoritmalarının çeşitli versiyonlarını formüle edilmiştir. Eşleştirme algoritmaları gibi oyun teorisi odaklı sezgisel yöntemler, birden fazla etkileşimli karar vericinin olduğu problemler de dahil olmak üzere çok çeşitli karar verme problemlerine uygulanabilir. Birden çok etmenin aynı anda aynı kaynağı kullanmak istemesi gibi, farklı etmenlerin veya kaynakların amaçlarının çeliştiği durumlarla başa çıkabilirler. Olasılıksal seri, Rassal diktatörlük ve Ertelemeli kabul algoritmalarını içeren oyun teorisi mekanizmalarına ve işgören tercihlerini ve performanslarını içeren listelere göre altı farklı sezgisel yöntem geliştirilmiştir. Geliştirilen sezgisel yöntemlerin performansını test etmek ve karşılaştırmak için çeşitli analizler yapılmıştır. Demontaj hattı dengeleme literatüründeki algoritmalar ile endüstriyel vakalar üzerinden karşılaştırılması yapılarak önerilen algoritmaların geçerliliği test edilmiştir. Literatürde montaj hattı dengeleme problemlerinin çözümü için kullanılan bazı test problemleri, geliştirilen bir prosedür ile demontaj hattı dengeleme problemlerine uygun olacak şekilde dönüştürülmüştür. Yeni oluşturulan doksan tane test örneği üzerinden önerilen altı sezgisel yöntemin birbirleriyle karşılaştırılması yapılmıştır. Küçük problemler üzerinden optimal sonuçlara göre sezgisel yöntemleri karşılaştırmak için de problemin matematiksel modeli Artırılmış Epsilon Kısıt Yöntemi 2 (AUGMECON2) metodu ile çözülmüştür. Yeni oluşturulan test problemlerinin çözümleri üzerinde yapılan istatistiksel analizler ile DHDP çözümünü etkileyen faktörlerin etkileri ortaya konulmuştur. Bağımlı değişken olarak alan kullanım faktörünü (AKF), bağımsız değişken olarak çevrim süresi ve esneklik oranını içeren bir varyans analizi (ANOVA) testi gerçekleştirilmiştir. Önerilen sezgisel yöntemlerin üstünlüğü karşılaştırmalı çalışmalarla gösterildikten sonra atık elektrikli ve elektronik eşya (AEEE) endüstrisindeki bir çamaşır makinesi demontaj sistemine uygulanmıştır. Uygulama, klasik bir demontaj sistemi tasarımına kıyasla önerilen sistemin demontaj hazırlık süresi (%65) ve alan gereksinimi (%64) için performans artışı sağladığını göstermiştir. DHDP'nin popüler bir araştırma konusu olduğu düşünüldüğünde, bu çalışmanın sunduğu katkılar literatürü oldukça zenginleştirecektir. Bu katkılardan biri oyun teorisine dayalı yaklaşımlar geliştirilerek ilk kez takım çalışması esaslı istasyonlarla demontaj hattı dengeleme probleminin çözülmesidir. Dahası DHDP'inde işgören tercihleri modellenerek çalışan memnuniyeti ilk kez ele alınmıştır. İşgören becerilerine ve çabalarına dayalı olarak demontaj işlerinin süreleri tempo derecelendirme yöntemine başvurularak hesaplanmış ve işgörene bağlı olarak kabul edilmiştir. Literatürdeki montaj hattı dengeleme veri setinin demontaj hattı dengeleme veri setine dönüştürülmesi için bir prosedür geliştirilmiş ve geliştirilen sezgisellerin performans karşılaştırması bu veri kümeleri üzerinden gerçekleştirilmiştir. Son olarak da çamaşır makinesi demontajı için gerçek bir endüstriyel DHDP veri seti literatüre kazandırılmıştır.