LEE- Ulaştırma Mühendisliği-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Atahan, Ali Osman" ile LEE- Ulaştırma Mühendisliği-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAkıllı ulaşım sistemleri ve çevreye etkisi: Kavşak çalışması(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023) Usta, Dilara ; Atahan, Ali Osman ; 501201420 ; Ulaştırma Mühendisliği ProgramıGeçmişten günümüze insan hayatının en önemli parçalarından biri haline gelen ulaşım, temelinde bireylerin, mal ve hizmetlerin belli bir başlangıç noktasından belli bir bitiş noktasına yer değiştirmesinin sağlandığı bir hizmet sektörüdür. Ulaştırma sektörünün bir ülkenin küreselleşmesi ve kalkınması açısından önemli etkileri bulunmaktadır. Ekonomideki iniş çıkışlar, sürekli nüfus artışı, artan şehirleşme ve kaynak ihtiyacı bu sektörü doğrudan etkilemiştir. Gündelik yaşantımızda karşılaştığımız problemlerin çözüme ulaşması için dünyada hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler, ulaşım sektöründe de kullanılmaya başlanmıştır. Ulaştırmanın tarihi, insanlığın tarihi kadar eskiye dayansa da ulaştırma sektöründe teknolojinin kullanımı özellikle 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaygınlaşmıştır. Teknolojiye teşvik çağında akıllı ulaşım sistemleri tarihi bir gelişme fırsatı başlatmış ve yapay zekâ, blok zinciri, internet ve büyük veriler gibi teknolojik inovasyonların kullanılmasının önünü açmıştır. Farklı ülkelerin hükümetleri akıllı ulaşımın yüksek kalitede geliştirilmesi için ulaşım gücü, yeni altyapı sistemi, dijital ulaşım gibi konularda art arda ilgili politikalar yayınlamışlardır. Ulaşım sektöründe diğer ülkelere göre daha fazla gelişim gösterenler ise sektör içerisindeki gelişen türler arasında uyumu yakalayanlardır. Dünya nüfusundaki artışın yanı sıra gelişmekte olan ülkelerde yaşam standartlarının artması toplam enerji tüketiminde ciddi artışlara sebep olmuştur. Dünyada sera gazı emisyonlarının çeyreği ulaşım kaynaklıdır ve bu oran hızla artmaktadır. Ulaştırmanın iklim değişimine katkısı ve bu katkının ulaştırma türlerine göre dağılımı, salınımın izlenmesi ve kontrolü açısından önemlidir. Pek çok Avrupa politikası ve stratejisi ulaştırmadan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmaya odaklanmıştır. Ortaya çıkan emisyonlarda, vergiler, verimlilik, yakıt tipi, yükleme gibi faktörler önemli olduğundan, politikalar bu konulara eğilmektedir. Kontrol altına alınabilmesi için 2050 yılına kadar ulaşım kaynaklı gaz emisyonlarında %90 oranında bir düşüş gerçekleşmelidir. Arabaların, uçakların, trenlerin ve gemilerin olmadığı bir dünya hayal edilemez. Taşıtsız bir dünya olamayacağı için çevreye verdikleri zararı minimuma indirecek şekilde planlamalar yapılmalıdır. Ulaşımda seyahat sürelerinin azaltılması, hareketliliğin artırılması, mevcut yol kapasitelerinin etkin ve verimli kullanılması, enerji verimliliği sayesinde çevreye verilen zararın azaltılması ve ülke ekonomisine katkı sağlanması gibi amaçlar doğrultusunda Akıllı Ulaşım Sistemleri geliştirilmiştir. AUS teknolojik gelişmelerin ulaşım sistemlerine uygulanmasını ve ulaşım sistemlerinin verimliliğini artıran iyileştirilmelerin kombinasyonudur. AUS, hareketliliği geliştirmeyi, erişilebilirliği, yakıt verimliliğini, güvenliği arttırmayı ve kirliliği azaltmayı amaçlayan bir çözümdür. Diğer bir deyişle toplumun yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlamıştır. Tez kapsamında AUS'un yıllar içerisinde dünyada ve Türkiye'de nasıl geliştiği araştırılmıştır. Mevcuttaki teknik altyapı ve kullanılan sistemler incelenmiştir. Çalışmanın amacı ileri teknoloji ile tüm ulaşım modlarına entegre, yerli ve milli kaynaklardan yararlanan, güncel teknolojileri kullanan, etkin, güvenli, verimli, çevreci, yenilikçi, dinamik, katma değer sağlayan ve sürdürülebilir akıllı bir ulaşım ağı oluşturulmasına yardımcı olarak ulaşımın çevre üzerindeki etkisini azaltmaktır. Araştırmalar sonucunda bir kavşakta sadece akıllı ulaşım sistemleri kullanılarak mevcut yapı değiştirilmeden trafiğin nasıl etkilendiği gösterilecektir. Bu yöntem PTV Vissim uygulaması kullanılarak Gaziosmanpaşa Belediyesi'nden alınan veriler doğrultusunda yapılan trafik sayım verileri ve saha çalışmaları ile modellenerek uygulanacaktır. Modelleme sonucunda trafikteki değişimin sera gazı emisyonunu nasıl etkilediği hesaplanarak Akıllı Ulaşım Sistemlerinin çevreye etkisi yorumlanacaktır.
-
ÖgeAtık araç yağları ve atık bitkisel yağ katkılı bitüm içeren asfalt betonlarının performans özelliklerinin değerlendirilmesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-01-25) Erkara Kerman, Belit ; Atahan, Ali Osman ; Karacasu, Murat ; 501191412 ; Ulaştırma MühendisliğiUlaşım, bir ülkenin ekonomik ve sosyal anlamda gelişebilmesine katkı sağlayabilmektedir. Ulaşım ağının genişlemesi ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan anlam kazanmaktadır. Bunlarla beraber, ulaşım alanındaki yeni gelişmeleri de takip etmek gerekmektedir. Yeni gelişmelerle birlikte kullanılan malzemeler ve uygulanan metodlar değişim göstermiştir. Günümüzde, genellikle asfalt betonu ve normal beton tercih edilmektedir. Günümüz dünyasında nüfusun ve endüstrinin genişlemesi bazı problemleri de beraberinde getirmiştir. Atık birikimi ve depolama alanlarının kısıtlı olması bu sorunların başında gelmektedir. Atık malzemelerin tekrar kullanılabilirliği sürdürülebilirlik açısından fayda sağlayabilmektedir. Gün geçtikçe sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm konuları önem kazanmaktadır. Atık malzemeler biriktikçe çevre, doğa ve canlılar için zararlı olmaktadır. Atıkların geri kullanılabilir olması çevre ve sürdürülebilir yaşam bağlamında önemli bir yer almaktadır. Oluşan atık malzemelerin tekrar yaşam içinde değerlendirilmesi çevre kirliliği, sürdürülebilirlik ve ekonomi açısından incelenmelidir. Yapılan inşaat çalışmalarını daha sürdürülebilir bir noktaya getirebilmek amacıyla araştırmalar artmaktadır. Çevresel atıkların değerlendirilmesi ve asfalt betonun performansının yükseltilmesi için yapılan bilimsel çalışmalar değer kazanmıştır. Karayollarının sürdürülebilir hale getirilebilmesini sağlamak için dizayn, yapım, işletme ve bakım-onarım aşamaları boyunca tasarlanmalıdır. Karayolları, yol altyapısı ve yol üstyapısı olarak iki bölüme ayrılmaktadır. Karayolu altyapısının geliştirilmesi ve iyileştirilmesi sosyal ve ekonomik hayat bağlamında da önemli rol oynamaktadır. Yol üstyapısı; alttemel, temel ve kaplama bölümlerinin bir araya geldiği kısım olarak anlatılabilmektedir. Yol üstyapısı için iki temel kaplama çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan biri esnek üstyapı, diğeri ise rijit üstyapı olarak adlandırılmaktadır. Bir üstyapı seçimi yapılırken çevre, zemin, trafik ve ekonomi bağlamında incelenerek en optimum üstyapı seçimine karar verilmektedir. Esnek üst yapılar, ülkemizde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Esnek üstyapılar sınıflandırıldığında başlıca kaplama şekilleri; sathi kaplama ve bitümlü karışım kaplama olmaktadır. Sathi kaplamaların tek kat sathi kaplama ve çift kat sathi kaplama olmak üzere iki çeşit imalatı yapılabilmektedir. Bitümlü karışım kaplamalar ise; bitümlü sıcak karışım, bitümlü ılık karışım ve bitümlü soğuk karışım olarak üç farklı biçimde kategorize edilmektedir. Bitümlü sıcak karışımlarda bitüm ve agrega belirli yüzdelerde uygun sıcaklıklarda karıştırılarak homojen bir malzeme haline gelmektedir. Bu karışım asfalt betonu olarak adlandırılmaktadır. Asfalt betonu, bitüm ve agreganın bir araya getirilmesiyle meydana gelirken, bitüm bağlayıcı özellik olarak yapışkanlık etkisi göstermektedir. Yapılan deneysel çalışma içerisinde atık kamyon, otomobil ve bitkisel yağların bitüm üzerindeki performans özelliklerini incelemeye yönelik bir araştırma gerçekleştirilmek istenmiştir. Üç farklı atık yağ çeşidi olan, kamyon yağ atığı, otomobil yağ atığı ve bitkisel yağ atığının sürdürülebilirliği test edilmiştir. Her bir yağ atığı %1, %3 ve %5 oranlarında bitüm malzemesine modifiye edilmiştir. Bitümle karıştırılan atık yağlar, 140-160 °C sıcaklık arasında 200 devir/dk hızda 60 dakika süresince mekanik karıştırıcı yardımıyla karışımı sağlanmıştır. Kamyon, otomobil ve bitkisel yağ atıkları ile modifiye edilen bitüm numuneleri üzerinde penetrasyon deneyi, yumuşama noktası deneyi, düktilite deneyi ve ince film ısıtma kaybı deneyi yapılarak karşılaştırılmıştır. Ortaya çıkan deney sonuçları, grafikler üzerinde karşılaştırmalı olarak gösterilmiştir. Bu deneyler kontrol bitüm numunesiyle karşılaştırmalı olarak yapılan performans değerlendirilmesinin bir araştırmasıdır. Penetrasyon, yumuşama noktası, düktilite ve ince film ısıtma kaybı deneyleri grafik üzerinde incelendikten sonra optimum olarak belirlenen değer %3 oranında karıştırılmış kamyon yağ atığı modifiyeli bitüm olmuştur. Sonraki deneysel çalışmalar, %3 katkılı kamyon yağ atığı (KYA) modifiyeli bitüm ve 50/70 penetrasyonlu kontrol bitümü arasında gerçekleştirilmiştir. %3 KYA ve kontrol numuneleri viskozite, dönel ince film ısıtma kaybı, dinamik kayma(kesme) reometresi, Marshall tasarımı, tekrarlı yük ve statik sünme deneyleri içerisinde karşılaştırmalı olarak test edilmiştir. Deney değerlendirme ve sonuçları ilerleyen bölümlerde verilmiştir.
-
ÖgeKent içi otobüs taşımacılığında müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitesinin incelenmesi: Trabzon örneği(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-08-11) Aydın, Gamze ; Atahan, Ali Osman ; 501181408 ; Ulaştırma MühendisliğiBu çalışmada, kent içi toplu taşımacılığın önemli bir bileşeni olan otobüs sistemlerinin kullanımının arttırılmasına yönelik, kullanıcılar tarafından algılanan hizmet kalitesinin belirlenmesi ve bu alandaki iyileştirilmelerin arttırılması amaçlanmıştır.Hizmet kalitesi soyut ve kişiden kişiye değişebilen bir algı olduğundan dolayı verilerin somutlaştırılmasında otobüs kullanıcı memnuniyet anketi kullanılmıştır. Toplu taşımada hizmet kalitesinin ölçümü için kullanılan TS EN 13816 Standardın da yer alan sağlanabilirlik, erişilebilirlik, bilgilendirme, süre, müşteri hizmetleri, konfor, güvenlik ve çevresel etki kriterleri ile ilgili literatürde gerçekleştirilen çalışmaları temel alan anket uygulaması Trabzon ilindeki 544 otobüs kullanıcısına yapılmıştır.Uygulanan anketlerden elde edilen verilerin değerlendirilmesinde faktör analizi ve çoklu doğrusal regresyon analizinden yararlanılmıştır.Tez kapsamında elde edilen sonuçlara göre planlanan alt yapı yatırımlarının sürekli kendini yenileyen teknoloji ile birlikte kullanılarak akıllı durak ve akıllı bilet uygulamalarının iyileştirilmesine olanak sağlayacağı düşünülmektedir. Kent içi trafiğinin yönetim ve denetimini kolaylaştırmada ön plana çıkan akıllı ulaşım sistemlerinin güncelliğini koruyabilmesi, otobüs kullanıcılarının toplu taşımayı daha etkin bir şekilde kullanabilmesini sağlayabilir.
-
ÖgeMicrosimulation-based analysis of pedestrian overpass case study: İstanbul Şirinevler metrobus stop(Graduate School, 2023-04-14) Akyüz, Kardelen ; Atahan, Ali Osman ; 501181428 ; Transport EngineeringHumanity strives to adapt its environment to its needs and desires. This effort of humanity and its developing needs have enabled it to reveal various highway structures. Overpasses, in other words, pedestrian bridges, are types of structures built from different materials to overcome different obstacles from past to present. Pedestrian bridges were first built-in order to cross the openings that are difficult to pass due to necessity, as stated in the sources. It has been attributed with different functions for different purposes in history and has preserved its importance in every period. Today, the gradual growth of cities and population growth have created different problems in big cities. New urban planning was made with the widespread use of motor vehicles. The complete separation of motor vehicles and pedestrians has created an obligation in this context. At this point, pedestrian overpasses were built to meet this need. Over time, more functions have been attributed in proportion to user needs. With the technological developments, more openings have been passed and simpler solutions have been introduced to meet the increasing demand. Pedestrian overpasses are structures built in metropolitan cities to allow pedestrians to cross wide vehicle roads, railways, tramlines, metro and metrobus roads, and streams. While creating the transition on these lines, priority was given to the built-in front of heavy areas such as schools, hospitals, city centers, and squares. Thus, vehicle and pedestrian traffic are separated from each other. Along with pedestrian overpasses, different solutions have been realized in vertical circulation in the form of stairs, escalators, elevators and ramps. With the increase in material diversity and quality, both the visual effect has been increased and the amount of comfort has been increased by creating different solutions. Pedestrian overpass plans were made out of the needs arising over time rather than being a planned structure in the cities. In fact, with the increasing traffic and pedestrian density over time, some areas needed to be re-planned and rebuilt. In this study, the old and current condition of the Şirinevler overpass with the alternative overpass solution, which is one of the overpasses with the highest pedestrian density in the city of Istanbul and has been re-planned over the years, has been evaluated. The main reason why the Şirinevler overpass is handled is that it has been the subject of many news in the media over the years, as it is insufficient in the face of increasing passenger demand. Thus, as a result of the analysis of this inadequate bridge, the parameters that an overpass should have and that should be considered during its planning were revealed. In particular, the Şirinevler overpass, which is integrated with the Aksaray-Atatürk Airport Metro and Metrobus line in terms of the rail system, has a special location in a metropolitan way like Istanbul, as it is integrated with bus and minibus lines in terms of rubber-wheeled transportation. Due to the importance and special location of this overpass, it is necessary to analyze the traffic effect and therefore the effect of pedestrian density on the bridge. PTV VISSIM is a micro-scale multi-modal traffic flow simulation widely used to evaluate traffic conditions. PTV VISSIM is a software that allows the designing of efficient traffic management strategies and testing different structures to achieve a sustainable city logistics and sustainable urban traffic system. One of the most necessary steps for traffic planning; is the evaluation of various traffic management scenarios and taking optimization measures before implementation in order to choose the best alternative. The aim of this study is to design the simulation model of the Şirinevler overpass using the PTV VISSIM microsimulation program in context, and as a result, to compare its old and current condition by presenting a new alternative solution. In line with the results obtained, the parameters that the overpass structures should have according to the location and traffic density were evaluated. Within the scope of the study, a simulation model was created with PTV VISSIM using the minimum parameters that the pedestrian overpass should have and the pedestrian data counted in the Şirinevler overpass in 2016, and different analyzes were made by adapting the same modeling to the current condition of the Şirinevler overpass. The analyzes that emerged through the results obtained with PTV VISSIM were summarized as Network Performance, Pedestrian Density, Speed, Travel Times, and Area / Ramp Performance Measures. As a result of this study, it is aimed to present improvement suggestions that can be a reference for similar stops on the Metrobus line in line with the data obtained and alternative solution suggestions.
-
ÖgeReal-time crash risk analysis using deep learning(Graduate School, 2022) Moradi, Saeid ; Atahan, Ali Osman ; 725497 ; Transport ProgrammeRoad traffic accidents are a major source of worry for traffic safety decision-makers and researchers all around the world. Traffic safety has become a serious concern for rural roads and metropolitan expressways throughout the world as traffic volume has increased rapidly and crashes have grown more common. The variety, rarity, and interconnectedness of historical data on elements that cause automobile accidents lead to the necessity for more targeted research for assessing, forecasting, and visualizing the risk of accidents in the short and long term for preventative reasons. To evaluate, forecast and display risk, a variety of methodologies and tools are used. The majority of research used linear time-series approaches to anticipate risk, with only a few using machine learning and deep learning techniques. A substantial quantity of traffic data has been acquired in recent years from a variety of sources, including road sensors, probes, GPS, CCTV, and incident reports. Transportation, like many other businesses, has begun to generate big data. It's difficult to develop solid prediction models based on typical shallow machine learning approaches with such a large amount of traffic data. Many areas of modern civilization are powered by machine-learning technologies. Deep learning allows computational models to learn representations of data with various degrees of abstraction, as opposed to traditional machine learning approaches that were confined to processing natural data in its raw form. An enhanced deep learning model is suggested in this research to investigate the intricate relationships between highways, traffic, environmental factors, and traffic crashes. Deep learning is a brand-new state-of-the-art machine learning method that has sparked a lot of interest in both academic and industrial research. This research is aimed at the possibility of using a deep learning technique to create a worldwide road safety performance function that can be used to forecast projected crash frequency across different areas. For the effective deployment of an intelligent transportation system to offer proportional levels of medical help and transportation in a timely manner in traffic accidents, an accurate and crash frequency forecast approach is required. Modeling real-time crash risk prediction is an essential method for recognizing traffic conditions that cause crashes, and it may be utilized in active traffic management control to prevent traffic accidents and assure traffic safety. The current approaches for predicting the frequency of traffic crashes mostly rely on shallow prediction models and statistical models. Many kinds of research have been bound to generate improved traffic management systems in addition to enhancing traffic safety. The real-time crash risk prediction is one of its most important features.