FBE- Geomatik Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
1982 yılında Fen Bilimleri Enstitüsü bünyesinde, Jeodezi ve Fotogrametri adıyla açılan Geomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Yazar "Aksoy, Ahmet" ile FBE- Geomatik Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDoğrusal uzaylarda en iyi yaklaşım ve jeodezik uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1987) Ayhan, Emin ; Aksoy, Ahmet ; 14034 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringEn küçük karelerle kestirim yöntemi Jeodezide olduğu gibi diğer uygulamalı bilimlerde de, 19 uncu yüzyılın başından bu yana bilinmekte ve yaygın kullanılmaktadır. Ancak en bilinen ve yaygın yöntem olması nedeniyle, genellikle diğer kestirim yöntemleri gözardı edilmekte ve kestirimin yalnızca en küçük karelerle yapıldığı yanlış kanısı uyan maktadır. Bunun yanısıra, en küçük karelerin klasik yöntem ile bulunan ve anlamları açık olmayan çözüm formülleri en küçük kareleri soyut ol maktan ileri götürememektedir. Bu çalışmada, kestirim problemi doğrusal uzaylarda en iyi yakla şım olarak ele alınmakta ve ayrıca en küçük karelerin, norm tanımına bağlı oluşturulan, sonsuz sayıdaki kestirim yönteminden yalnızca biri olduğu gösterilmektedir. En küçük kareler geometrik ve diagramatik yaklaşımla ele alın makta ve Hilbert uzaylarında somut çözümleri verilmektedir. Geometrik yaklaşımda; Hilbert uzayında tanımlı izdüşüm teoremi ile, en küçük ka relerin minimum norm koşulunu sağlayan bir çözüm verdiği kanıtlanmak tadır. Ayrıca en küçük kareler, geniş bir görüş açısından ve bütün olarak diagramatik yaklaşımla incelenmekte ve çözümlerin kolayca bulun masında kullanılan diagramlar hazırlanmaktadır. Son olarak, günümüzde etkin biçimde kullanılan genel invers'in Hilbert uzaylarında geometrik yorumu verilmektedir.
-
ÖgeDüşey kontrol ağlarında deformasyon analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Şeker, Murat ; Aksoy, Ahmet ; 46535 ; Geomatik MühendisliğiBu çalışma, yerkabuğundaki hareketlerin belirlenmesi ve izlenmesi amacıyla kurulan bir jeodezik kontrol ağının 1991 ve 1992 peryodlan arasındaki düşey hareketlerin saptanması ve analizi konusundadır. Jeodezik ölçülerin dengelemesi matematiksel modellere dayanır. Matematiksel model de, ölçülerin ümit değeri ile bilinmeyen parametreler vektörü arasında fonksiyonel ilişkiler ve bir fonksiyon ile kavranamayan fiziksel etkileri yani ölçüler arasındaki korelasyonu ve onların duyarlıklarını gösteren stokastik ilişkiler vardır. Bu modellerin temsil ettikleri fiziksel gerçeğe ne derece uydukları bilinmelidir. Çünkü, dengeleme sonuçlarına ve bunların duyarlıklarına ilişkin yargılar ancak matematiksel modelin gerçeğe uyması halinde doğrudur. Deformasyon analizine geçmeden önce matematiksel modelin gerçeğe yakınlığı test edilmelidir. Çünkü, model varsayımlarında yapılacak bir hata deformasyon analizi sırasında yanlış yorumların yapılmasına sebep olabilir. Ölçülerdeki kaba ve sistematik hatalar, bu ölçülere bağlı olarak tahmin edilecek parametreleri olumsuz olarak etkileyecekleri için, kaba hatalarla yüklü ölçüler hesaplara esas olacak ölçüler kümesinden ayrılmalıdır. Bu da ancak matematik istatistik testlerle mümkün olur. Çalışmada deformasyon kavramı hakkında genel bilgiler, matematik istatistik testler konusundaki teorik bilgiler verildikten sonra Gauss-Markoff modeli ve bu modelde lineer hipotezlerin test edilmesi, daha sonra ise hipotez testleriyle düşey deformasyon analizi konusu ele alınmıştır. Verilen kontrol ağının dengelenmesi ve deformasyon analizi ile ilgili olarak yapılan uygulamalar yedinci bölümde sunulmuştur.
-
ÖgeİTÜ-ETHZ-TUJJB GPS projesinde değişik kampanya ölçülerinin birleştirilmesi ve sonuçlarının yerkabuğu hareketleri yönünden irdelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Kılıçoğlu, Ali ; Aksoy, Ahmet ; 100731 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringJeodezik ağlar jeodezik ve jeodinamik problemlerin çözümünde önemli bir rol oynamaktadır. Jeodezik ağlar bazı doğal olaylardan, ağların sıklaştırılmasından ve yerkabuğu hareketlerinden etkilenmektedir. Aym problemler jeodezik ağların GPS ölçüleri kullanılarak oluşturulması ve sıklaştırılmasında da görülür. Örneğin, iki değişik zamanda ölçülen GPS ağlan birleştirilmelidir ve yukarıdaki etkilere açıktır. Nokta konumlaması, bir yandan yerkabuğu haraketlerini belirlemek öte yandan ağ noktalarının koordinatlarını kullanılması için yayınlamak amaçlarıyla kullanılagelmiştir. Yalan geçmişte, jeodezicilerin elinde yalnızca klasik yersel jeodezik ölçü aletleri ve kısıtlı seviyede uzay jeodezisi teknikleri kullanılıyordu. Fakat, uzay jeodezisi tekniklerinin oldukça hızlı bir şekilde gelişmesi ile kelimenin tam anlamı ile konumlama oyunun kuralları değişmektedir. Uluslararası Jeodinamik GPS Servisi (International Geodynamics GPS Service -IGS) 'nin kurulmasmdan sonra global izleme ağı oluşturuldu ve yüksek doğruluklu uydu yörüngeleri, yer dönme parametreleri, uydu saat katsayıları ve troposfer ve iyonosfer hakkında daha doğru bilgiler elde edildi ve jeodezi kamuoyuna sunulmaya başlandı. Bundan başka, Uluslararası Yer Dönme Servisi (International Earth Rotation Service - IERS) global analiz merkezlerince sağlanan çok çeşitli uzay jeodezisi teknikleri ile elde edilen verilerin birleştirilerek yüksek doğruluklu Yersel Koordinat Sistemlerinin, ITRF94 gibi, oluşturulması görevini üstlenmiştir. IGS ve IERS ürürderinin kullanılması ile plakaların birbirlerine göre hareketlerinin global bir referans koordinat sistemi içerisinde belirlenmesi olanaklı hale gelmiştir. Yer deformasyonlan seküler, periyodik ve episodik (ani) olarak sınıflandırılabilir. Yer deformasyonlan için sebepler aşağıdaki gibi verilebilir; uzay cisimlerinin çekim etkileri, yerin dönmesi ve kutup hareketi, ani deformasyonlar ve plaka tektoniği. Yukanda belirtildiği gibi IGS ve IERS'in kurulmasıyla birlikte yüksek doğruluklu ürünler jeodeziciler sağlanmaktadır. IERS Klasik Yersel Referans Sisteminin ve Klasik Gök Referans Sisteminin kurulması ve bunların diğer referans sistemleriyle bağlantılarının kurulması için ıx gerekli bilgileri sağlamakla görevlidir. IERS Klasik Yersel Referans Sistemini yeryüzüne dağılmış noktalardan oluşan bir devamlı izleme ağı ile gerçekleştirmektedir. Böyle bir sistemin gerçekleştirilmesinde IERS; VLBI, SLR, LLR, GPS ve DORIS ölçülerini kullanmaktadır. IGS'in temel amacı jeodezik ve jeodinamik araştırmaları GPS ürünleri ile destekleyecek bir hizmet servisi oluşturmaktır. IGS ürünleri arasında yüksek doğruluklu GPS uydu yörüngeleri, yer dönme parametreleri, IGS devamlı izleme ağı noktalarının koordinatları ve hızlan, GPS uydu ve alıcı saat bilgileri, iyonsofer ve troposfer hakkında bilgi sayılabilir. Bu ürünler ITRF koordinat sistemlerinin geliştirilmesi, katı yerkabuğu hareketlerinin belirlenmesi, kutup hareketlerinin izlenmesi, bilimsel amaçlı uydu yörüngelerinin hesaplanması, iyonosfer ve troposferin izlenmesi, iklimbilim araştırmaları ve hava tahmini gibi çeşitli bilimsel amaçlı çalışmaları destekleyecek doğruluktadır. Bu çalışmada IGS ve IERS ürürüerinin birçoğu GPS ölçülerinin değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Bernese V4.0 GPS yazılımı kullanılmıştır. Bernese V4.0 yazılımı hakkında ayrıntılı bilgi yazarların yaymnlanndan alınabilir. Beher GPS kampanyası değerlendirilmiş ve normal denklem sistemleri belirli bir şekilde saklanmıştır. Kampanyaların birleştirilmesinden sonra elde edilen normal denklem sistemlerinin uygun bir algoritme ile birleştirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada değişik zamanlarda hesaplanan koordinatların ve diğer parametrelerin birleştirilmesi için "Helmert Bloking" olarak bilinen model kullanılmıştır. Bu yöntemde noktaların doğrusal hızlan gibi yeni ek parametreler birleştirme aşamasında tanımlanabilmektedir. Bu model Bernese V4.0 içerisinde uygulanmış olup bu çalışmada kullanılmıştır. 1990 yılında Marmara bölgesindeki yerkabuğu hareketlerin ve diğer doğal yer olaylarının araştınlması ve izlenmesi amacıyla ETH Zürih/İsviçre, istanbul Teknik Üniversitesi ve Türkiye Ulusal Jeodezi ve Jeofizik Birliği temsilci kurumu Harita Genel Komutanlığı ile birlikte bir proje başlatılmıştır. Bu proje çerçevesinde yaklaşık 50 noktadan oluşan bir ağ oluşturulmuş ve bu ağda tekrarlı GPS ölçüleri gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada 1992, 1994 ve 1996 yıllarında gerçekleştirilen GPS ölçüleri değerlendirilmiş ve birleştirilerek nokta koordinattan ve Marmara bölgesi hız yapısı belirlenmiştir. GPS kampanyalarının değerlendirilmesinde IGS ve IERS ürü^erinin çoğu kullanılmış olup nokta koordinattan ve doğrusal hızlan ITRF koordinat sistemlerinden birinde hesaplanmıştır. IGS izleme istasyonlarından Onsala, Ankara, Wettzel, Kitab, Matera, Zimmerwald noktalarına ilşikin GPS ölçüleri toplanmış ve bu çalışmada kullanılmıştır. IGS uydu yörüngeleri ve uydu saat katsayılan 1994 ve 1996 kampanyalarının değerlendirmesinde, ve CODE uydu yörüngesi ve uydu saat katsayılan 1992 kampanyası değerlendirmesinde kullanılmıştır. IERS yer dönüklük parametreleri (C04 serisi) 1992 ve 1994 yılı kampanyalan için ve IGS yer dönüklük parametreleri 1996 yılı kampanyası için kullanılmıştır. 1992 yılında 27 Ağustos-07 Eylül tarihleri arasında 48 noktada her gün 6 saatlik oturumlar şeklinde GPS ölçüleri gerçekleştirilmiştir. GPS ölçüleri için ETHZ tararından sağlanan 11 adet WM102 GPS alıcısı kullanılmıştır. 1994 yılında 26 Eylül-06 Ekim tarihleri arasında 52 noktada noktada her gün 10 saatlik oturumlar şeklinde GPS ölçüleri gerçekleştirilmiştir. GPS ölçüleri için ETHZ tararından sağlanan 11 adet Leica System 200 GPS alıcısı kullanılmıştır. 1996 yılında 17-22 Eylül tarihleri arasında 11 noktada her gün 10 saatlik oturumlar şeklinde GPS ölçüleri gerçekleştirilmiştir. GPS ölçüleri için ETHZ tararından sağlanan 11 adet Leica System 200 GPS alıcısı kullanılmıştır Beher kampanya Bernese V4.0 GPS yazılımı ile ve Rothacher ve Mervart, 1996'da verilen ilkeler ışığında değerlendirilmiştir. Öncelikle, günlük gevşek koşullu çözümler elde edilmiş ve daha sonra o yıla ilişkin kampanya için sonuç gevşek koşullu normal denklem sisteminin elde edilşmesi amacıyla birleştirilmiştir. Sonuç normal denklem sistemlerinde tüm parametreler elimine edilmiş yalnızca koordinat parametreleri bırakılmıştır. Bundan başka ağın dış kotrolunu amacıyla IGS noktalarından birinin koordinatları sabit tutularak çözümler gerçekleştirilmiştir. IGS nokta koordinatlarının ITRFyy koordinat sistemleri içerisinde bikaç cm seviyesinde elde edilebildiği görülmektedir. Beher kampanya için gevşek koşullu normal denklem sistemleri elde edildikten sonra bunların birleştirilmesi Bernese V4.0 içerisindeki Addneq modülü ile gerçekleştirilmiştir. Normal denklem sistemleri gevşek koşullu (serbest) çözümlerden elde edildiğinden ağın datumu yalnızca uydu koordinatları ile belirlenmektedir. Üç kampanyanın birleştirilmesinde jeodezik datum Onsa, Mate ve Wtzl IGS noktalarının ITRF94 koordinatları sabit tutularak belirlenmiştir. Nokta hızlan gibi ek parametreler Addneq ile birleştirme sırasında tanımlanabilmektedir. Kampanyalar arasında uzun bir zaman aralığı olduğundan normal denklemlerin birleştirilmesinde noktalar için doğrusal bir hız tanımlanmıştır. Nokta hızlan için datum tanımı için IGS noktalarının ITRF94 hızlan sabit alınmış böylece diğer noktaların ITRF94 hızlan hesaplanmıştır. Birleştirmeden sonra tüm noktaların koordinatlan ITRF94 koordinat sisteminde ve kampanyaların ortasına karşılık gelen bir zamanda hesaplanmışı olmaktadır. Birleştirme sonrasında ITRF94 içerisinde IGS noktalarının koordinatlan 1-2 cm seviyesinde belirlenmektedir. GPS ölçülerinde hesaplanan nokta hızlan değişik çalışmalarda verilenlerle oldukça benzerdir.
-
ÖgeJeodezide dönüşümler(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Kılıçoğlu, Ali ; Aksoy, Ahmet ; 46628 ; Geomatik MühendisliğiJeodezi biliminin temel görevlerinden biri de fiziksel yeryüzünde doğal koordinat sistemlerinde yapılan jeodezik ölçülerle,kontrol noktalarının referans koordinat sistemlerinde koordinatlarının belirlenmesidir. Doğal koordinat sistemleri ile referans koordinat sistemleri arasındaki ve bu sistemlerin kendi aralarındaki fonksiyonel ilişkilerin belirlenmesi jeodezide koordinat dönüşümleri problemini oluşturur. Özellikle son yıllarda uydu jeodezisi teknikleriyle üç boyutlu global jeodezik ağların oluşturulması sağlanmış ve bugüne kadar yatay ve düşey olmak üzere ayrı ayrı oluşturulan jeodezik ağların birleştirilmesi ve global datumlara dönüştürülmesi problemleri açığa çıkmıştır. Bu çatışmada yukarıda sözü edilen dönüşüm problemleri genel olarak ele alınmakta ve sıklıkla karşılaşılabilecek durumlar için modeller ve çözüm yolları açıklanmaktadır. Elde mevcut veriler ve dönüştürülecek koordinat sistemleri gözönünde bulundurularak uygun dönüşüm modeli ve çözüm yolu bulunabilir.
-
ÖgeBir jeodezik ağın farklı bölgelerindeki uyuşumsuz ölçülerin değişik yöntemlerle saptanması ve dengeleme sonuçlarına etkilerinin araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1994) Karasu, Gülsüm Hale ; Aksoy, Ahmet ; 39742 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics Engineering
-
ÖgeLokal üç boyutlu ve iki boyutlu dik koordinat sistemlerinde dengeleme ve karşılaştırmalar(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1991) Öztaş, Vedat ; Aksoy, Ahmet ; 18823 ; Geomatik MühendisliğiJeodezinin başta gelen görevlerinden biri jeodezik kontrol ağları oluşturmak ve ağ noktalarının konumlarını bir koordinat sisteminde belirlemektir. Jeodezik problemlerin çözümü için gerekli olan jeodezik kontrol ağları : genelde, - Yatay kontrol (Nirengi) ağları, - - Düşey kontrol (Nivelman) ağları, - Gravite ağları, olarak adlandırılan, birbirinden bağımsız üç ayrı ağ halinde kurulagelmiştir. Bunlardan nirengi ağları iki boyutlu, nivelman ve gravite ağları bir boyutludur. Bu ayırımı yapmanın nedeni, uygulamada karşılaşılan güçlüklerdir. Birbirinden bağımsız üç ayrı ağ kurularak problem çözülmeye çalışılsa da bağımsızlığı tam olarak sağlamak mümkün değildir. Dolayısıyla yatay koordinatların belirlenebilmesi için düşey koordinatlara, düşey koordinatların belirlenmesi için de yatay koordinatlara ihtiyaç vardır. Bu yüzden problemin çözümü için, bütün ölçülmüş verilerin üç boyutlu bir matematik modelde ortaklaşa kullanılması gerekir. Bu çalışmada, doğrultu, kenar ve zenit açılarına dayalı olmak üzere, refraksiyon katsayısı bilinen ve bilinmeyen alınarak üç boyutlu ağ dengelemesi hesabı ve yine k refraksiyon katsayısı bilinen ve bilinmeyen alınarak trigonometrik nivelman dengelemesi hesabı yapılmıştır. Hesaplamalar İ.T.Ü. Elektronik Bilgi işlem Merkezinde IBM-4341 serisi bilgisayarlarında ve kısmen de Epson XT-PCe kişisel bilgisayarlarda yapılmış olup İ.T.U. Jeodezi Anabilim Dalı program arşivinden yararlanılmıştır. Ayrıca başlangıç noktasından geçen yatay düzlemde iki boyutlu ağ dengelemesi yapılmış, ve sonuçlar karşılaştırılmıştır.
-
ÖgeOrtometrik yüksekliklerin belirlenmesinde global konumlama (GPS) sistemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Kahveci, Muzaffer ; Aksoy, Ahmet ; 39450 ; Geomatik MühendisliğiGlobal Konumlama Sistemi (GPS) ölçüm teknolojisinde yeni bir dönem açmış olup daha önceden mevcut hiç bir uydu sistemi bu kadar çok ilgi çekmemiştir. Uydulardan alınan sinyaller yardımıyla herhangi bir yer ve anda duyarlı konum, hız ve zaman belirlemeye olanak veren GPS, jeodezik ve fotogrametrik problemlerin çözümünde yeni ufuklar açmakta, noktalar arasında görüş zorunluluğunu ortadan kaldırması, hava koşullarından etkilenmemesi ve ekonomik oluşu nedeniyle klasik ölçme tekniklerinin yerini almaktadır. Günümüzde GPS ile, kullanılan alıcı, uydu efemerisi ve ölçü süresine bağlı olarak 50 cm'den 10 m'ye kadar değişen duyarlılıklarla üç boyutta mutlak konum, 0.01-100 ppm arasında değişen duyarlıklarla da göreli konum belirlenebilmektedir. Ancak, GPS ile elde edilen yükseklikler (elipsoid yükseklikleri) geometrik anlama sahip olduğundan güncel mühendislik uygulamaları için doğrudan kullanılmaları olanaklı değildir. Oysa, harita ve mühendislik amaçlı ölçmelerde ortometrik yükseklikler kullanılmakta, bu nedenle de GPS ile elde edilen yüksekliklerin pratik amaçlarla kullanılması bazı ek bilgi ve uygulamaları gerektirmektedir. Sonuçta, GPS ile elde edilen elipsoid yükseklikleri ile ortometrik yükseklikler arasındaki ilişkilerin kurulması önem taşımaktadır. Çalışılan bölgenin birkaç noktasında duyarlı olarak hesaplanmış jeoid yükseklikleri biliniyor ise, bunlardan yararla aynı bölgede ortometrik yüksekliklerin belirlenmesi olanaklıdır. Ancak bilindiği gibi GPS ile göreli elipsoid yükseklikleri çok daha duyarlı olarak belirlenebilmektedir. Dolayısıyla jeoid yükseklik farkları ve elipsoid yükseklik farklarından yararla istenilen noktada ortometrik yükseklik farklan duyarlı olarak belirlenebilir. Bu çalışmada Taşkesti/BOLU bölgesine ait 5 noktada, elipsoid ve jeoid yükseklik farklarından yararla ortometrik yükseklik farkları belirlenmiş olup bu yöntemle oldukça duyarlı ortometrik yüksekliklerin elde edilebileceği gösterilmektedir.
-
ÖgeS-Transformasyonu ve yatay kontrol ağlarında deformasyon analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Başkaya, Bedrettin ; Aksoy, Ahmet ; 46537 ; Geomatik MühendisliğiBu çalışmada yatay kontrol ağlarıyla, geometrik deformasyon analizinin genel ilkeleri teorik esaslarıyla açıklanmış; ayrıca bu çalışmanın ağırlıklı konusunu oluşturan S-transformasyonu ve onun yardımıyla deformasyonların belirlenme ilkeleri ele alınmıştır. Deformasyon analizinde, varsayımlardan mümkün olduğunca sakınmak gerektiğinden ağın konumlandırılması, yönetilmesi ve ölçeklendirilmesi, yani ağın datumu üzerinde varsayımlara yer vermeyen ve ağın iç prezisyonunu gerçekçi bir biçimde yansıtan serbest ağ dengelemesi uygulanır. Bu konu üçüncü bölümde ana hatlarıyla işlenmiştir. Kaçınılmaz varsayımlar ise matematik istatistik yöntemlerle test edilmesi gere¬ kir. Bu nedenle ölçüler ve bilinmeyenler arasındaki matematiksel ve fiziksel gerçekliği temsil eden, ölçme ve hipotezlere dayalı bir fonksiyonel ve stokastik ilişkiler kümesi biçiminde tanımlanan "Gauss-Markoff" modelinde yapılan kabullerin sorgulanması ve modelin gerçeğe yakınlığının test edilmesi gerekir. Bu mutlak gereklilikleri yerine getirmek için ikinci bölümde jeodezik değerlerin özellikleri, istatistik testler ve hipotez testleri, dördüncü bölümde ise model testleri genel olarak ele alınmıştır. Uygulama bölümünde ise İstanbul'da bir yapı çukurundaki derin kazı destekleme sisteminin yatay hareketlerinin belirlenmesi ve yorumlanması için kurulan yatay kontrol ağının 19 noktadan oluşan bir bölümüne ait dört periyot ölçü değerlendirilmiştir.
-
ÖgeSayısal arazi modeli üzerine bir inceleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Alp, Osman ; Aksoy, Ahmet ; 75100 ; Geomatik Mühendisliği ; Geomatics EngineeringFiziksel yeryüzü ya da fiziksel yeryüzünde meydana gelen her türlü olayla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilenen meslek grupları için, arazi öteden beri bir ilgi unsuru olmuştur. Bu kapsamda, topografya ya da değişik yüzeylerle ilgilenen insanların, özellikle bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerden etkilenmesi kaçınılmaz olmuş, bunun sonucu olarak yüzeyin ya da arazinin daha iyi temsil edilebilmesi için yeni yöntemler ortaya çıkmış ve insanlığın kullanımına sunulmuştur. Bu çalışmada, çok sayıda mühendislik uygulaması için büyük önem taşıyan Sayısal Arazi Modeli oluşturmaya yönelik olarak geliştirilen SAM yazılımı ile, elde mevcut veriler ile sayısal arazi modeli oluşturulmaya ve elde edilen model irdelenmeye çalışılmıştır. Bu irdeleme yapılırken, değişik sayısal arazi modeli uygulamalarına yönelik olarak geliştirilen SAM yazılımının tüm imkan ve kabiliyetlerinden yararlanılmaya çalışılmış, böylece değişik interpolasyon yöntemlerinin değişik yüzey yapılarında nasıl tepki gösterdiği de belirlenmeye çalışılmıştır. Günümüzde sayısal arazi modeli ile sadece çıplak gözle görünebilen fiziksel yeryüzü ya da topografya anlaşılmadığı, değişik mühendislik çalışmalarının farklı verileri kullandığı bilindiğinden, bu çalışmada da topografya yarımda, daha çok jeodezi bilim dalında uygulama alam bulan yükseklik, jeoit yüksekliği, elipsoit yüksekliği, gravite anomalisi gibi büyüklüklerle çalışılmıştır. Çalışmada, test bölgelerindeki verilerin, bu veriler yardımıyla üretilen sayısal arazi modelinin doğruluğunu nasıl etkilediği incelenmiş ve interpolasyona yönelik öneriler ortaya konmuştur.
-
ÖgeTürkiye astrojeodezik ve astrogravimetrik jeoidinin belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Alp, Osman ; Aksoy, Ahmet ; 39330 ; Geomatik MühendisliğiYer gravite alanının deniz yüzeyi ile çakışan eşpotan siy elli yüzeyine jeoid adı verilir. Jeodezinin ana hedeflerinden birisi jeoidi, jeodezik hesapların yapıldığı bir referans elipsoidine göre belirlemektedir. Jeoid belirlemenin esası, üzerinde jeodezik hesapların yapıldığı referans elipsoidi ile jeoid arasındaki uzaklıkların (jeoid yüksekliklerinin) bulunmasıdır. Jeoid yüksekliklerinin belirlenmesi için değişik yöntemler vardır ve bu yöntemler çoğunlukla kullandıkları ölçülerin adlan ile anılırlar. Bu çalışmada astrojeodezik çekül sapmaları ve gravimetrik çekül sapmaları ile gravimetrik jeoid yüksekliklerinin ölçü olarak kullanıldığı astrojeodezik ve astrogravimetrik jeoid belirleme çalışması yapılmıştır. Bu çalışmada, astrojeodezik ve astrogravimetrik jeoid belirlemesinde değişik data gruplarıyla jeoid belirlenmiştir. Astrojeodezik yöntemde astrojeodezik çekül sapmalarından, astrogravimetrik yöntemde ise astrojeodezik çekül sapmalarının yanında gravimetrik çekül sapmalanda kullanılmıştır. Astrojeodezik çekül sapmaları Astronomik enlem ve boylam ile Avrupa 1950 datumundaki (ED-50) jeodezik enlem boylam değerlerinin karşılaştınlmasıyla elde edilmiştir. Gravimetrik çekül sapmaları ise Ag gravite anomalileri, yerpotansiyel katsayıları ve sayısal arazi modeli yardımıyla en küçük karelerle kolokasyon (EKKK) ve N jeoid yüksekliklerinden yararla bikübik splines fonksiyonları ile elde edilmiştir. Daha sonra Astrojeodezik ve astrogravimetrik jeoid hesabı yapılmış ve sonuçlar sunulmuştur. Kullanılan ölçü noktası sıklığının artmasının belirlenen jeoidin doğruluğu üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Ayrıca astrojeodezik jeoide getirilen gravimetrik düzeltme ile elde edilen astrogravimetrik jeoidin daha doğru olduğu belirlenmiştir. Ancak astronomi ölçülerinin yeterli sayıda olmadığı da düşünülmektedir.
-
ÖgeUsturlab ile yükseklik dairesinde gözlemler ile konum belirleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Kurttekin, Turgut ; Aksoy, Ahmet ; 46278 ; Geomatik MühendisliğiUfuk düzlemine paralel eşit yükseklikli noktaların oluşturduğu gökküre yüzeyindeki daireye Yükseklik Dairesi ( Almukantarat ) adı verilir. Jeodezik astronominin temel gözlem yöntemlerinden birisi de Yükseklik Dairesi 'nde yıldız gözlemleri ile konum belirlemektir. Önceden belirlenen sabit bir zenit uzaklığından yıldızların geçişinin astronomik yer tayininde kullanma fikri C.F. GAUSS (1808)'a dayanmaktadır. Bu_ gözlem yöntemi, gözlem aletinin belirlediği yükseklik açısından en az üç yıldızın geçiş zamanının tesbitine dayanmaktadır. Bu geçiş zamanının belirlenmesi için bir çok yaklaşım vardır ve bu yöntemler kullanılacak cihazların da çok çeşitli yapıda olmasına yol açmıştır. Bu cihazlardan biri de 'Usturlap' olarak bilinir. Büyük bir ihtimalle Astronom PTOLEMAEUS (M.S.85-160) tarafından kullanılan bu sözcük 19 ncu yüzyıla kadar birçok değişik anlamlar ifade ederek kullanılmıştır. Bu çalışmada, yıldızların Yükseklik Dairesi 'nden geçiş zamanlan ölçü olarak alınmış olup bu ölçüler kullanılarak istasyonların enlem ve boylam değerleri eş zamanlı olarak hesaplanmıştır. Bu çalışmada, konum hesabı için yaygın olarak kullanılan Astronomik Üçgen Çözümü yerine, Küresel koordinatlar ( 8, GHA ) kullanılarak, bir yıldızın Yükseklik Dairesi 'nden geçiş anındaki Kartezyen Koordinat Sistemi ( X, Y, Z ) koordinatlarının belirlenmesi tercih edilmiştir. Bundan sonraki adım gözlemcinin zenitine ilişkin değerlerin hesaplanması olup gözlemcinin zenit noktası, istasyonun enlem ve boylamı ile ilgili bilgileri taşımaktadır. Yükseklik Dairesi gözlemlerinde yıldız vektörü ile zenit vektörünün "İç Çarpım"ı dengeleme yöntemine esas olacak modelin belirlenmesini de kolaylaştırmış olup buradan elde edilen sonuçlar da halihazırda kullanılan değerler ile karşılaştırılmıştır. Bunlara ilişkin sonuçlar sunulmuştur.
-
ÖgeYersel Jeodezik Ölçülerde Refraksiyonun Ttm İle Modellendirilmesi Ve Diğer Yöntemler İle Karşılaştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Gürdal, Mehmet Ali ; Aksoy, Ahmet ; Jeodezi ve Fotogrametri ; Geodesy and Photogrammetry EngineeringTürbülanslı Transfer Metodu (TTM) son yıllarda mikrometeorolji alanındaki gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan ve atmosferin katmanlara ayrılmasını öngören yeni bir yöntem olup jeodezik ölçülerdeki refraksiyon hatalarının ortaya çıkarılmasında kullanılması, 1970’ li yılların sonunda olanaklı hale gelmiştir. Ancak klasik jeodezik ölçü tekniklerinin, günümüzde yerini hızla uydu bazlı yeni tekniklere bırakması nedeniyle, TTM yöntemi ile klasik jeodezik ölçülerdeki refraksiyon hatalarının ortaya çıkarılması yaygın bir uygulama alanı bulamamıştır. Bu anlamda bu çalışma, TTM’ in yurdumuzdaki ve dünyadaki ilk önemli uygulamalarından biri olarak gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, yersel jeodezik ağ ölçülerinde (EDM, düşey açı ve presizyonlu nivelman) sistematik hatalara neden olan refraksiyon etkilerinin TTM ile belirlenmesi amaçlanmış ve Ankara GPS Test Ağı’nda (AGTA) elde edilen sonuçlar ortaya konmuştur. Bu çalışmada, TTM için gerekli parametrelerin elde edilmesinde geçmiş yıllarda meteroloji istasyonlarında gerçekleştirilen tarihi meteorolojik ölçülerden yararlanılmış ve bu ölçüler zaman ve konumun fonksiyonu ile modellendirilmiştir. Böylece istenen yer ve zamana ilişkin TTM parametreleri model katsayıları ile hesaplatılarak yeni ölçüler için olduğu gibi, eskiden yapılmış olan jeodezik ölçülerinin de bu yöntemle refraksiyon hatalarından arındırılması ve böylece yeniden değerlendirilmesi olanaklı hale gelmiştir.