FBE- Kimya Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Yazar "Aksoy, H. Ayşe" ile FBE- Kimya Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAlkollü benzinlerin alternatif motor yakıtı olarak değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Karaosmanoğlu, Filiz ; Aksoy, H. Ayşe ; 14195 ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringGünümüzde, artan nüfus ve endüstriyel gelişmelerle birlikte, e nerji gereksinimi sürekli, hızlı bir artış gösterirken; kömür, petrol, doğal gaz gibi rezervleri sınırlı fosil kaynaklı enerjiler yanında, yeni-yenilenebilir enerji kaynakları da büyük önem kazanmaktadır. Ye ni enerji kaynakları arasında biokütle en büyük potansiyele sahiptir. Biokütle kaynaklarının enerji amaçlı en önemli değerlendirilme alanla rından biri alkollerin alternatif motor yakıtı olarak kullanımıdır. Bu çalışmada da, günümüz benzin motorlarında tasarım değişikliği ge rektirmeyecek şekilde, benzine katılabilecek maksimum alkol miktarı olarak önerilen %2Ö (hacimsel) oram gözönüne alınarak, hazırlanan me tanollü ve etanol lü benzinlerin alternatif motor yakıtı olarak değer lendirilebilirlıği incelenmiştir. Deneysel çalışmaların, ilk bölümün de, isopropanol., n-propanol, isobutanol, n-butanol, isoamilalkol, n-amilalkol ve füze! yağı kullanılarak, alkol-benzin karışımlarında faz ayrışma sorunu çözümlenmiş, karışımların faz ayrışma olayı geniş olarak incelenmiştir. î kinci bölümde ise füze! yağı katkılı alkollü benzinlerin ASÎM yöntemlerine göre yakıt özellikleri belirlenerek, el de edilen sonuçların benzin özellikleri ile uyum gösterdiği saptanmış tır. Çalışmanın son bölümünde ise Renault 12 test motorunda yapılan çalışmalar ile alkollü benzinlerin motor karakteristikleri ve egzoz gazı emisyonları belirlenmiştir.
-
ÖgeEnantioseçici Mentol Esterleşmesine Enzim Ve Çözücü Etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Alpaslan, Şebnem ; Aksoy, H. Ayşe ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringBu çalışmada mentolün yağ asidi ile enantioseçici esterleşme reaksiyonuna enzim ve çözücü etkisi incelenmiştir. Tüm reaksiyonlarda yağ asidi olarak oleik asit kullanılmış ve mentol konsantrasyonu 200 mM olarak sabit tutulmuştur. Pseudomonas cepacia orijinli Lipaz PS”Amano” ve Candida rugosa orijinli Lipaz AYS”Amano” ile yürütülen esterleşme reaksiyonlarında Lipaz PS’nin katalitik etki göstermediği belirlenmiştir Lipaz AYS”Amano” ile gerçekleştirilen tüm reaksiyonlarda organik çözücü ortamında çalışılmış ve reaksiyon ortamına enzim eklendikten 1 saat sonra 0.1 g moleküler elek ilave edilmiştir. Lipaz AYS”Amano” tarafından katalizlenen (-)-mentolün oleik asit ile esterleşme reaksiyonu için optimum enzim miktarı 1000 U, (-)-mentol/oleik asit mmol oranı 2/4 ve reaksiyon sıcaklığı 35°C olarak tespit edilmiştir. Optimum koşullardaki (-)-mentol dönüşümü ise %83.5 olarak belirlenmiştir. (-)-Mentol için belirlenen optimum koşullarda yürütülen rasemik mentol esterleşmesinde dönüşümün %28.9’a düştüğü ve enzimin enantioseçici davrandığı belirlenmiştir. Optimum şartlarda ve log P değeri farklı olan çeşitli çözücülerde yürütülen (±)-mentol ve oleik asitin esterleşme reaksiyonlarında en yüksek dönüşme (%28.9) izooktan ortamında gerçekleştirilmiş ve çözücünün log P değeri ile dönüşme arasında direkt bir bağlantı olmadığı, lipazların dallanmış ve halkalı yapıda olan organik çözücüler içinde düz zincir yapısındaki çözücülere kıyasla daha yüksek aktivite gösterdikleri görülmüştür. Mentolün esterleşme reaksiyonu için enantiomerik aşırılık (ee) ve enantiomerik oran (E) belirlenememiştir. Kullanılan kiral kolonun mentolün esterleşme reaksiyon ürünlerinin analizi için uygun olmadığına karar verilmiştir.
-
ÖgeEnzim izolasyonu ve katalitik etkisinin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1995) Çerçioğlu, Nursel ; Aksoy, H. Ayşe ; 46605 ; Kimya MühendisliğiEndüstriyel ölçüde yüksek sıcaklık ve basınç altında gerçekleştirilen bir çak kimyasal dönüşme enzimlerin kata litik etkisi altında çak daha ılımlı koşullarda gerçekleşe bilmektedir. Ayrıca bu proseslerden bazılarının zehirli ve çok pahalı çözücüler varlığında gerçekleşmesi de enzim lerin kimyasal proseslerde kullanım imkânlarının araştırıl masının önemini arttırmaktadır. Enzimler bitkisel maddeler den, hayvansal organlardan ve mikroorganizmalardan izale edilip saflaştırılarak kullanılırlar. Yağlı tohumlar önem li bir enzim kaynağıdır. Bu çalışmada çörekatu tohumu ve tohum pres artığı li- paz kaynağı alarak hidroliz deneylerinde kullanılmış ayrı ca yağlı tohumlara uygulanan asetonla çöktürme yöntemi kul lanılarak enzim izole edilmiş ve aseton tozu olarak isimlen dirilen bu ham enzimin hidroliz reaksiyanundaki etkileri de incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre 1 :1 yağ-su oranında, 50 C ve pHrfi'da tohum ve pres artığı aynı aktivitayi göstermiş ve hidroliz reaksiyonları yaklaşık 8 saatte dengeye ulaş mıştır. Asetonla çöktürme yönteminde ise pH'ı 6 olan tam pon çözelti ile parçalanan tohumlardan kazanılan aseton tozunun çak daha aktif olduğu ve hidroliz reaksiyonunun 3 saat sonunda dengeye ulaştığı belirlenmiştir. Ticari ve farklı pozisyon spesif ikliğine sahip enzimlerle yapılan reaksiyonların sonunda çörekatu tohumu lipazının pozisyon spesifikliği göstermediği belirlenmiştir.
-
ÖgeEnzimatik gliseroliz ile kısmi gliserid üretimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) El, Naciye ; Aksoy, H. Ayşe ; 55887 ; Kimya MühendisliğiGıda, kozmatik ve ilaç endüstrisinde geniş bir kullanım alanına sahip, emülgatörlerden biri olan monogliseridlerin üretimi, günümüzde inorganik katalizörler varlığında yüksek sıcaklık ve basınç altında gliseroliz reaksiyonu ile gerçeHeştirilmektedir. Bu yöntemin çok fazla enerji gerektiren bir proses olması ve termal bozunma sonucu ürün kalitesinin bozulmasından dolayı, bazı yeni arayışlara girilmiştir. Bu amaçla enzLmatik yağ güseroHzinin, monogliserid üretiminde önemli bir potansiyel oluşturabileceği düşünülmüş ve son yıllarda bu konu hakkında çalışmalara hız verilmiştir. Bu çalışmada, lipaz kaynağı olarak çörekotu (Nigeîla sativa) tohumundan elde edilen aseton tozu kullanılarak, kullanılmış kızartma yağının enzimatik gliserolizi gerçeMeştirilmiştir. Çeşitli sıcaklıklar, aseton tozu miktarı, yağ / gliserin mol oram ve gliserin su içeriğinde yürütülen reaksiyonlarla gliseroliz reaksiyonunun optimum koşullarının belirlenmesine çalışılmıştır. Tampon çözelti (fosfat, pH:6) ile parçalanmış tohumlardan çöktürülmüş aseton tozunun en aktif ham enzim olduğu gözlenmiştir, %96'lık gliserin ile yürütülen reaksiyonlarda optimum sıcaklık 60°C, optimum aseton tozu miktarı % 30 olarak belirlenmiş, 1:1 ve 2:1 yağ /gliserin mol oranlarında 2 saatlik bir reaksiyon sonunda en yüksek monogliserid içeren ürünler elde edilmiştir. Ancak 60°C, 2:1 mol oranında % 25- 30 aseton tozu kullanılarak yürütülen deneylerde, 2 saat sonunda ürünlerin kısmi gliserid içeriklerinin yakın olduğu da gözlenmiştir. 60°Cde, 2:1 yağ /gliserin mol oram, % 96'lık gliserin ve % 25 aseton tozu koşulları altında gerçekleştirilen reaksiyon sonunda, ürün büeşiminin %15.2 Trigliserid, %19.5 Yağ asiti, % 23.2 1.3-Digliserid, % 9.5 1.2-Digliserid, % 19.5 1-Monogliserid ve %13.1 2-Monogliserid içerdiği tesbit edilmiştir. % 92'lik gliserin ile yürütülen deneylerde ürün asit içeriğinin yüksek olduğu görülmüştür.
-
ÖgeIsırgan tohumu lipazının enzimatik hidroliz yönteminde kullanılabilirliğinin incelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Tokman, Nilgün ; Aksoy, H. Ayşe ; 55590 ; Kimya MühendisliğiThe present industrial process for fat and oil hydrolysis involves pressures of ca. 50 atm and temperatures of 240-260 °C or higher for a period of ca. 2 hr to achieve 96-99% hydolysis. The resulting products are extremely dark fatty acids and discolored dilute (10%) aqueous solution of glycerol. The fatty acids are unusable as obtained and need to be redistilled to remove color and by-products. These processes are energy intensive and give rise to a variety of undesirable side reactions. In order to conserve energy and obtain light-colored fatty acids, investigators set out to study enzymatic hydrolysis of triglycerides. On the contrary, some factories in Japan already use lipase for production of soap powder and production of high purity unsaturated fatty acid. A variety of lipases of different origins have been studied in the biochemical literatures. Pancreatic lipase was the first fat-splitting enzyme to be thoroughly investigated. Each of the enzymes catalyze a different kind of chemical reaction. All enzymes are proteins with enourmous catalytic activity produced by living cells, the enzyme activity varying considerably to the source of the enzyme. They have very complex and specific three-dimensional conformation in which the chains are folded. This conformation is necessary for the activity of the enzyme. The enzymes, like other proteins, can undergo denaturation. When this occurs their activity is lost. The enzymes, known as lipases, function at the oil- water interface to hydrolyze fats to fatty acids and glycerol. The reaction catalyzed by enzyme proceeds as follows : E + S ^ ES ?=i E+P k2 E : Enzyme S : Substrate IX Samples were with drawn at predetermined time intervals and placed in a 90 °C water bath for 15 min to inactive the enzyme. Then, they were centrifuged to seperate the lipase, and the oil phase was dried using anhydrous Na^C^. At the same time, 0. 1 g hydrolyzed oil was added to 10 ml chloroform and analyzed by thin-layer chromatography-flame ionization detection (TLC-FID) analyser (Iatron laboratories Inc. Tokyo, Japan). Complete seperation of the lipid mixture was achieved into triglyceride (TG), fatty acid (FA), 1,3-diglyceride (1,3- DG), 1,2-diglyceride (1,2-DG), 2-monoglyceride (2-MG) and 1-monoglyceride (1- MG). For the investigation of potential application of Nettle seed lipase "acetone powder" in the enzyme-catalyzed hydrolysis, lipase "acetone powder" was prepared by charging blender, equipped with a 1000 ml glass container, with 100 g Nettle Seed, followed by 200 ml of acetone, then ground for 3-5 min. The resulting mixture was transferred into a 1000 ml beaker, which was cooled by salt-ice mixture and the glass container was rinsed with 150 ml of acetone. The acetone was added to the original mixture, the stirred for 1 min. The suspension containing low density material was carefully decanted into a Buchner funnel equipped for vacuum filtration. The seed residue was washed with two 250 ml portions of acetone. Acetone wash was added to the filter cake. The filter cake was transferred into a 1000 ml beaker which was cooled by salt-ice mixture, and then wash with two 150 ml portions of acetone, followed by another 100 ml portion. The combined acetone wash was vacuum filtered. The powder was transferred and spread on to an appropraitely sized filter paper, then air-dried under a hood. The powder was stored at 4°C until required. The acetone powder, prepared according to this method developed by Afolabi and co-workers, was used in hydrolysis reactions as catalyst. The degree of hydrolysis was calculated by the following equation: Hydrolysis % = 100 (AV2 - AV,) / (SV - AV,) where AV! and AV2 are acid value of samples at the initial time and time t, respectively and SV is the saponification value of used frying oil. In order to determine the effect of lipase content on enzymatic hydrolysis of used frying oil, four different amount of lipase have been tested. The results are shown in Table 1. As can be seen increasing the lipase content increased the rate of hydrolysis. XI SUMMARY THE HYDROLYSIS OF USED FRYING OIL BY NETTLE SEED LIPASE (URTICA PILULIFERA LIPASE) The present industrial process for fat and oil hydrolysis involves pressures of ca. 50 atm and temperatures of 240-260 °C or higher for a period of ca. 2 hr to achieve 96-99% hydolysis. The resulting products are extremely dark fatty acids and discolored dilute (10%) aqueous solution of glycerol. The fatty acids are unusable as obtained and need to be redistilled to remove color and by-products. These processes are energy intensive and give rise to a variety of undesirable side reactions. In order to conserve energy and obtain light-colored fatty acids, investigators set out to study enzymatic hydrolysis of triglycerides. On the contrary, some factories in Japan already use lipase for production of soap powder and production of high purity unsaturated fatty acid. A variety of lipases of different origins have been studied in the biochemical literatures. Pancreatic lipase was the first fat-splitting enzyme to be thoroughly investigated. Each of the enzymes catalyze a different kind of chemical reaction. All enzymes are proteins with enourmous catalytic activity produced by living cells, the enzyme activity varying considerably to the source of the enzyme. They have very complex and specific three-dimensional conformation in which the chains are folded. This conformation is necessary for the activity of the enzyme. The enzymes, like other proteins, can undergo denaturation. When this occurs their activity is lost. The enzymes, known as lipases, function at the oil- water interface to hydrolyze fats to fatty acids and glycerol. The reaction catalyzed by enzyme proceeds as follows : E + S ^ ES ?=i E+P k2 E : Enzyme S : Substrate IX Samples were with drawn at predetermined time intervals and placed in a 90 °C water bath for 15 min to inactive the enzyme. Then, they were centrifuged to seperate the lipase, and the oil phase was dried using anhydrous Na^C^. At the same time, 0. 1 g hydrolyzed oil was added to 10 ml chloroform and analyzed by thin-layer chromatography-flame ionization detection (TLC-FID) analyser (Iatron laboratories Inc. Tokyo, Japan). Complete seperation of the lipid mixture was achieved into triglyceride (TG), fatty acid (FA), 1,3-diglyceride (1,3- DG), 1,2-diglyceride (1,2-DG), 2-monoglyceride (2-MG) and 1-monoglyceride (1- MG). For the investigation of potential application of Nettle seed lipase "acetone powder" in the enzyme-catalyzed hydrolysis, lipase "acetone powder" was prepared by charging blender, equipped with a 1000 ml glass container, with 100 g Nettle Seed, followed by 200 ml of acetone, then ground for 3-5 min. The resulting mixture was transferred into a 1000 ml beaker, which was cooled by salt-ice mixture and the glass container was rinsed with 150 ml of acetone. The acetone was added to the original mixture, the stirred for 1 min. The suspension containing low density material was carefully decanted into a Buchner funnel equipped for vacuum filtration. The seed residue was washed with two 250 ml portions of acetone. Acetone wash was added to the filter cake. The filter cake was transferred into a 1000 ml beaker which was cooled by salt-ice mixture, and then wash with two 150 ml portions of acetone, followed by another 100 ml portion. The combined acetone wash was vacuum filtered. The powder was transferred and spread on to an appropraitely sized filter paper, then air-dried under a hood. The powder was stored at 4°C until required. The acetone powder, prepared according to this method developed by Afolabi and co-workers, was used in hydrolysis reactions as catalyst. The degree of hydrolysis was calculated by the following equation: Hydrolysis % = 100 (AV2 - AV,) / (SV - AV,) where AV! and AV2 are acid value of samples at the initial time and time t, respectively and SV is the saponification value of used frying oil. In order to determine the effect of lipase content on enzymatic hydrolysis of used frying oil, four different amount of lipase have been tested. The results are shown in Table 1. As can be seen increasing the lipase content increased the rate of hydrolysis. XI SUMMARY THE HYDROLYSIS OF USED FRYING OIL BY NETTLE SEED LIPASE (URTICA PILULIFERA LIPASE) The present industrial process for fat and oil hydrolysis involves pressures of ca. 50 atm and temperatures of 240-260 °C or higher for a period of ca. 2 hr to achieve 96-99% hydolysis. The resulting products are extremely dark fatty acids and discolored dilute (10%) aqueous solution of glycerol. The fatty acids are unusable as obtained and need to be redistilled to remove color and by-products. These processes are energy intensive and give rise to a variety of undesirable side reactions. In order to conserve energy and obtain light-colored fatty acids, investigators set out to study enzymatic hydrolysis of triglycerides. On the contrary, some factories in Japan already use lipase for production of soap powder and production of high purity unsaturated fatty acid. A variety of lipases of different origins have been studied in the biochemical literatures. Pancreatic lipase was the first fat-splitting enzyme to be thoroughly investigated. Each of the enzymes catalyze a different kind of chemical reaction. All enzymes are proteins with enourmous catalytic activity produced by living cells, the enzyme activity varying considerably to the source of the enzyme. They have very complex and specific three-dimensional conformation in which the chains are folded. This conformation is necessary for the activity of the enzyme. The enzymes, like other proteins, can undergo denaturation. When this occurs their activity is lost. The enzymes, known as lipases, function at the oil- water interface to hydrolyze fats to fatty acids and glycerol. The reaction catalyzed by enzyme proceeds as follows : E + S ^ ES ?=i E+P k2 E : Enzyme S : Substrate
-
ÖgeKanola Yağından Kudret Narı Yağ Asitleri (klna) İle Yapılandırılmış Yağ Üretimi Ve Reaksiyon Koşullarının Optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-07-01) Elibal, Begüm ; Aksoy, H. Ayşe ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringBu çalışmada, kanola yağının kudret narı tohumu yağından elde edilen konjuge linolenik asit ile zenginleştirilmesi ve çeşitli fonksiyonel özelliklere sahip yapılandırılmış yağların üretimi amaçlanmıştır. Bu amaçla Thermomyces lanuginosa L. lipazı katalizörlüğünde enzimatik asidoliz reaksiyonları gerçekleştirilmiştir. Farklı reaksiyon koşullarının konjuge linolenik asit katılımı üzerine etkileri incelenmiş ve Tepki Yüzey Metodolojisi uygulanarak bu koşullar optimize edilmiştir. İki değişkenli ve üç seviyeli Yüzey Merkezli Küp Deney Tasarımı kullanılarak yürütülen deneyler sonucunda, optimum reaksiyon koşulları %10 enzim miktarı, 6,8:1 (konjuge linolenik asit:kanola yağı) substrat mol oranı, 54,2ºC reaksiyon sıcaklığı ve 3 saat reaksiyon süresi olarak saptanmıştır. Bu koşullarda, kanola yağından içeriğinde ağırlıkça %36,9 oranında konjuge linolenik asit bulunan sağlığa faydalı, fonksiyonel özellik taşıyan yapılandırılmış yağlar elde edilmiştir.
-
ÖgeKayısı Çekirdeği Yağının Ekstraksiyonunda Enzim Etkisi: Ekstraksiyon Koşullarının Optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-06-20) Demir, Kevser Nehir ; Aksoy, H. Ayşe ; 402394 ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringBu çalışmada, Türkiye’ de yılda 700 bin ton üretilmekte olan kayısının tohumlarına, çevre dostu ve ekonomik olması nedeni ile çözücü ekstraksiyonuna alternatif olması açısından, sulu enzimatik yağ ekstraksiyonu ve yüzey aktif madde destekli sulu ekstraksiyon uygulanmıştır. Kayısı (Prunus armeniaca L.), A, B, C ve E vitaminleri, β-karoten, yüksek miktarda potasyum, demir, protein, pektin içeren bir meyvedir. Kayısı tohumu, önemli miktarda protein ve mineral madde içeriğinin yanında, % 40-50 civarında yenilebilir nitelikte yağ içermesinden dolayı gıda değeri bakımından önemli bir yere sahiptir. Kayısı tohumunun bileşeni olan ve kansere karsı kullanılmakta olan en etkili bitkisel kökenli maddelerden amigdalin, ünlü bir kanser ilacının temel bileşenidir. Kayısı yağı, astım, öksürük ve kabızlık tedavisinde, masaj yağı olarak, besleyici ve nemlendirici özelliği ile makyaj ürünlerinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada, öncelikle kayısı tohumlarının yağ içeriği Soxhlet ekstraksiyonu ile belirlenmiş ve yağ içeriği % 44,2 bulunmuştur. Kayısı tohumlarından yağ elde etmek için sulu ekstraksiyonda, tohumların hücre zarının bozunmasını sağlayacak proteaz, selülaz ve pektinaz enzimleri kullanılmıştır. Yağ verimine reaksiyon parametrelerinin (pH, süre, enzim cinsi ve miktarı, tanecik boyutu, sıcaklık) etkisi incelenmiş ve reaksiyon parametreleri optimize edilmiştir. Enzimatik sulu ekstraksiyonlar, 0,6-1mm aralığında olan tane boyutlarındaki kayısı tohumları ile, 1:7 tohum:tampon çözelti oranında, pH 4-8 aralığında, 0,25-1,00 mL enzim/g tohum miktarlarında ve 4-24 saatlik sürede gerçekleştirilmiştir. Proteaz olarak Alcalase 2.5L, selülaz olarak Celluclast 1.5L ve pektinaz olarak Pectinex 5XL ticari enzimleri kullanılmıştır. Bu çalışmada ayrıca sulu ekstraksiyon ortamına bir non-iyonik (Disponil NP 10) bir de anyonik (Labsa 101) yüzey aktif madde katılmış ve yüzey aktif maddenin yağ verimine olan etkisi de incelenmiştir. Proteaz, sulu enzimatik ekstraksiyonda en etkili enzim olmuştur. pH 7’de, 0,50 mL proteaz/g tohum kullanılarak 24 saat enzimatik işlem uygulandığında, küspede kalan yağ miktarının tespiti ile tohum yağının % 86,5’ inin hücrelerden sulu ortama geçmiş olduğu belirlenmiştir. Buna karşılık sulu ekstraksiyon ortamından % 48,8 verimle yağ elde edilebilmiştir. Yağ-su emülsiyonunun kırılamaması nedeniyle bu kayıp oluşmaktadır. Optimum koşullarda, proteaz enzimi ile birlikte % 5’ lik NaCl çözeltisi ve Labsa 101 adlı yüzey aktif madde kullanıldığı zaman gayet başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Yağ verimi % 54,6 olmuş, emülsiyon oluşumu azalarak oluşan yağ üstten pastör pipeti ile rahatça alınmış ve yağ verimi % 48,1 olmuştur.
-
ÖgeKullanılmış kızartma yağının alternatif dizel yakıtı olarak değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Sipahier, A. Nüvit ; Aksoy, H. Ayşe ; 14203 ; Kimya MühendisliğiGünümüzde kullanılan geleneksel enerji kaynakları rezervleri azalmakta ve özellikle bilinen petrol rezerv lerinin yakın bir gelecekte tükeneceği belirtilmektedir. Hızla artan nüfus ve endüstrileşme dünya enerji tüketi minde de artışa yal açmakta, bunun sonucu olarak ta enerji açısından yeni ve acil önlemlerin alınması zorun- luğu ortaya çıkmaktadır. Bilinen kaynakların en rasyo nel şekilde kullanımı ve yeni-yenilenebilir enerji kay naklarının değerlendirilmesi bu önlemlerin başlıcaları dır. Yeni yenilenebilir enerji kaynakları arasında bio kütlenin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Ülkemizde petrol ürünleri tüketiminin büyük kısmı nı motor yakıtları oluşturmaktadır. Kara taşımacılığı ve tarımda yaygın olarak dizel motorlarının kullanılması, dizel yakıtının tüketimdeki payını arttırmaktadır. Ülke miz dizel yakıt üretiminin tüketimi karşılamaktan uzak olması., yeni yenilebilir kaynaklardan elde edilecek al ternatif dizel yakıtları özellikle önemli kılmaktadır. Yüksek ısıl değerleri ve uygun setan sayıları ile bitkisel yağlar, alternatif dizel yakıt olarak önemli bir potensiyeldirler. Bu konuda yapılacak çalışmalar Türkiye'nin tarımsal potansiyelinin değerlendirilmesi, yakıt tüketiminde dışa bağımlılığın azaltılması ve ülke mizi gelecekteki yeni enerji teknolojilerine hazırlaması açısından önemlidir. Bu amaçla yapılan çalışmamızda kullanılmış kızartma yağının alternatif dizel yakıt olarak kullanılabilirli ği araştırılmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde kullanılmış kızartma yağının özellikleri ve yapısı belirlenmiş bulu nan değerler ayçiçek yağı ile karşılaştırılmıştır. Ça lışmanın ikinci kısmında ise, yağın yüksek viskozitesi, ASTM standart distilasyon cihazında gerçekleştirilen piroliz işlemi ile düşürülmeye çalışmıştır. Son bölümde ise elde edilen piroliz ürününün yakıt özellikleri belir lenmiş ve Petrol Ofisi Motorin Garanti f spesifikasyonu ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca ürünün yapısı da belir lenmeye çalışılmıştır.
-
ÖgeKullanılmış yağların pirolizi ile organik kimyasallar ve yakıt üretimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Dandik, Levent ; Aksoy, H. Ayşe ; 55748 ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringDünya nüfusunun hızla artması, endüstrileşme ve hızlı şehirleşme doğal kaynakların tüketimini de hızla arttırmaktadır. Bununla birlikte, oluşabilecek enerji temini sorununu bir anda çözebilecek teknolojik bir gelişme de bulunmamaktadır. Bu durum, bilinen kaynakların en rasyonel şekilde kullanımı ve yeni enerji kaynaklarının değerlendirilmesi gibi acil önlemlerin şimdiden alınması zorunluluğunu ortaya çıkartmıştır, özellikle, biyokütle ve ürünlerinin sentetik yakıtların ve organik kimyasalların üretiminde leuUanüabilirMğinin incelenmesi alternatif kaynakların araştırılmasında geniş bir yer almaktadır. Bitkisel yağlar yüksek ısıl değerleri ve uygun özellikleri nedeniyle bu amaçla kullanılan biyokütle kaynaklan arasında önemli bir potansiyele sahiptirler. Bitkisel yağlardan alternatif yakıtların ve ham madde olarak kullanılabilecek organik kimyasalların üretiminde kullanılan en ümit verici yöntemin katalitik ve termokimyasal dönüşüm teknolojileri (piroliz) olduğu düşünülmektedir. Yapılan bu çalışma ile, atık bir madde olan kullanılmış kızartma yağının fraksiyonlama kolonu ile teçhiz edilmiş bir reaktörde 400 ve 420°C de farklı uzunluklarda fraksiyonlama kolonları (180, 360 ve 540 mm) kullanılarak katalizörlü ve katalizörsüz olarak gerçekleştirilen fraksiyonlamalı piroliz reaksiyonu incelenmiştir. Na2CÛ3, Octidyne ve HZSM-5'in katalizör olarak kullanıldığı çalışmalarda, katalizör oram yağa göre ağırlıkça % 1, 5, 10 ve 20 olarak seçilmiş ve reaksiyonlar iki farklı ısıtma hızı ve reaksiyon süresinde yürütülmüştür. Reaksiyonlarda uygulanan koşullara bağlı olarak farklı miktar ve bileşimlerde sıvı (hidrokarbon fazı, sulu faz ve asit fazı) ve gaz ürünler elde edilmiştir. Sıvı hidrokarbon fazı, asit fazı ve gaz ürün bileşimleri GC/MS ve GC cihazlarında belirlenmiştir. Sıvı hidrokarbon fazlan 5-18 karbonlu alkan, alken, aromatik hidrokarbonlar, alken ve alkanlann izomerleri ile çok az miktarda naftenik hidrokarbonlardan meydana gelmektedir. Gaz ürünler 1-6 karbonlu alkan ve alkenlerle, H2, CO ve CO2, asit fazlan ise 5-18 karbonlu doymuş ve doymamış karboksilli asitler içermektedir. Deneysel çalışmalarda sulu faz bileşimleri incelenmemiştir. Elde edilen sonuçlara göre, reaksiyon koşullarının uygun olarak seçimi ile bitkisel yağlann bileşim ve özellik bakımından yakıt alternatifi olabilecek veya organik kimyasalların üretiminde ham madde olarak kullanılabilecek sıvı ve gaz ürünlere dönüştürülebileceği görülmüştür.
-
ÖgeMentolün esterleşme reaksiyonuna lipazların etkisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Babalı, Banu ; Aksoy, H. Ayşe ; 98493 ; Kimya MühendisliğiMentol, Mentha arvenisis ve Mentha piperita'dan. elde edilen nane yağının ana bileşenidir ve güzel kokusu ve ferahlatıcı etkisi sebebiyle kozmetik, gıda ve ilaç sanayiinde geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bitkisel kaynaktan elde edilen (-)- mentol, dünya mentol ihtiyacını karşılayacak miktarda olmadığından, kimyasal yöntemle de mentol sentezlenmektedir. Ancak bazı yeni yöntemlerin kullanımı haricinde, kimyasal yöntemle elde edilen mentol rasemik mentoldür. Rasemik mentolün kokusu ve ferahlatıcı etkisi (-)-mentol kadar güçlü olmadığından, kullanımdan önce enantiomerlerine aynştınlmalıdır. Rasemik bir karışımın enantiomerlerine ayrıştırılması işlemi resolüsyon olarak adlandırılır. Gerek deneysel koşullarının uygunluğu, gerek yüksek enantioseçicilikleri sebebiyle, biyokatalizör kullanımı ile enantiomerlerin ayrıştırılması, gelecek yüzyıl için büyük umut vaat eden bir yöntemdir. Bu çalışmada, rasemik mentolün resolüsyonuna ışık tutmak amacıyla (-)-mentolün enzdmatik esterleşme reaksiyonu incelenmiştir. Tüm reaksiyonlarda çözücü olarak izooktan kullanılmıştır ve mentol molaritesi 200 mM olarak sabit tutulmuştur. Esterleşme reaksiyonu sonucu açığa çıkan suyu uzaklaştırmak amacıyla kullanılan moleküler elek, inkübasyondan bir saat sonra reaksiyon ortamına ilave edilmiştir. Tüm analizler, kapiler gaz kromatografisi yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Öncelikle, 4 farklı ticari enzim kullanılarak, mentolün esterleşme reaksiyonu için uygun olan enzimin belirlenmesi hedeflenmiştir. Kullanılan enzimler, Mucor miehei orijinli imobilize enzim Lipozyme İM, yine Mucor miehei orijinli sıvı enzim Novozym 388, Humicola sp. orijinli SP 398 ve Candida cylindracea orijinli toz enzim Lipase AY "Amano" 30'dur. 10 mi izooktanda, (-)-mentol/oleik asit=2/4 mmol oranında, 35°C'de, 500 U/gkanşun enzim kullanılarak Lipozyme İM ve Novozym 388 katalizörlüğünde gerçekleştirilen reaksiyonlarda, 48 saat sonunda elde edilen (-)-mentol dönüşümleri sırasıyla % 1,9 ve %2,3'tür. Novozym 388 ile gerçekleştirilen deneyde mikroemülsiyon ortamı oluşturmak amacıyla Plurafac LF 22 isimli noniyonik bir ticari yüzey aktif madde (y.a.m) kullanılmış ve hidrasyon oranı, [H20]/[y.a,m]=6 olacak şekilde ayarlanmıştır. SP 398 katalizörlüğünde, (-)-mentol/laurik asit=2/4 mmol oranında, 35°C'de, 500 U/gkanşun enzim ve lg moleküler elek kullanılarak gerçekleştirilen reaksiyona ait numunelerin gaz kromatografik analizleri sonrasında kromatogramlarda, kolondaki xii alıkonma süreleri (-)-mentol-laurik asit esterinin kolondaki alıkonma sûresinden farklı olan bazı yabancı piklerin varlığı gözlenmiştir. (-)-Mentol-srvı enzim ve laurik asit-srvı enzim etkileşimlerinin incelendiği şahit denemelerle yabancı piklerin, laurik asit ve ticari enzim preparatının içerdiği şekerler arasında gerçekleşen esterleşme reaksiyonu sonucu oluşan şeker esterlerine ait olduğu belirlenmiştir ve SP 398'in mentolün esterleşme reaksiyonu için uygun bir enzim olmadığına karar verilmiştir. Lipase AY "Amano" 30 ile gerçekleştirilen ilk reaksiyon ise, SP 398 katalizörlüğünde yürütülen reaksiyonla aynı koşullara sahiptir ve 48 saat sonundaki (-)-mentol dönüşümü %0,6'dır. Literatürde, bu enzimin noniyonik bir yüzey aktif madde olan glutamik asit dioleil ester ribitol amid ile kaplı formunun (-)-mentolün esterleşme reaksiyonunu başarıyla katalizlediği açıklanmıştır. Bu bilgiye dayanarak, reaksiyonun gerçekleştirildiği koşullarda başarılı bir sonuç elde edilememesine rağmen, Lipase AY "Amano" 30'un orijinal, yani toz halindeki kullanımının mentolün esterleşme reaksiyonuna etkisinin incelenmesine karar verilmiştir. Çeşitli enzim ve moleküler elek miktarları ve sıcaklıklar ile yürütülen reaksiyonlarla enzimatik esterleşme reaksiyonun optimum koşullan belirlenmiştir. Yağ asidi cinsinin ve (-)-mentol/yağ asidi mol oranının etkilerinin yanı sıra, toz enzimin rasemik mentolün esterleşme reaksiyonuna etkisi de incelenmiştir. Ayrıca toz enzimin noniyonik ticari bir yüzey aktif madde olan Dehymuls Sorbitan Monostearat ile kaplı formu ile de (-)- ve rasemik mentol reaksiyonları gerçekleştirilmiştir. Yağ asidi cinsinin etkisinin incelenmediği tüm reaksiyonlarda yağ asidi olarak laurik asit kullanılmıştır. Toz formdaki Lipase AY "Amano" 30 ile (-)-mentol/laurik asit=2/l mmol oranında yürütülen reaksiyonlar sonucunda en uygun moleküler elek miktarı 0,1 g; enzim miktarı 1,5 genzim/g(->mentd, reaksiyon sıcaklığı ise 35°C olarak belirlenmiştir. Bu koşullarda 24 saat sonunda elde edilen laurik asit (12:0) dönüşümü %96,9'dur. Aynı koşullarda, miristik asit (14:0), palmitik asit (16:0), margarik asit (17:0), stearik asit (18:0) ve oleik asit (18:1) ile gerçekleştirilen reaksiyonlarla yağ asidi cinsinin etkisi incelenmiştir. En düşük ve en yüksek dönüşüm hızlan sırasıyla miristik asit ve margarik asit kullanımında gözlenmiştir. Palmitik asit ve stearik asite ait dönüşüm hızlan ise, palmitik asit dönüşüm hızının bir miktar daha yüksek olmasıyla birlikte, hemen hemen eşittir. Doymuş yağ asMeriyle gerçekleştirilen reaksiyonlara ait veriler değerlendirilerek, miristik asit haricinde, yağ asidi zincirinin uzamasıyla dönüşüm bi7inm yükseldiği, ancak bu yükselişin lineer olmadığı sonucuna varılmıştır. 18 karbonlu doymuş bir yağ asidi olan stearik asit ve yine 1 8 karbonlu doymamış bir yağ asidi olan oleik asitle gerçekleştirilen reaksiyonlar kıyaslandığında ise, oleik asit reaksiyonunun, stearik asit reaksiyonundan daha hızlı ilerlediği tespit edilmiş ve Lipase AY "Amano" 30'un doymamış yağ asidine karşı seçici davrandığı beMenmiştir. Mol oranının etkisinin incelenmesi amacıyla 2/1, 2/2 ve 2/4 mmol oranlarında (-)-mentol ve laurik asit ile gerçekleştirilen deneylerde ise 2/2 mmol oranında 48 saat sonunda %93'lük dönüşüm elde edilmiş ve takip eden deneyler bu mol oranında yürütülmüştür. Toz enzim katalizörlüğünde rasemik mentol ile gerçekleştirilen reaksiyonda, 48. saate ait mentol dönüşümünün, aynı koşullarda (-)-mentol ile yürütülen reaksiyona ait mentol dönüşümünün yaklaşık yansı olduğu ve toz enzimin (-)-mentole karşı seçicilik gösterdiği tespit edilmiştir. Bu reaksiyonda, 48 saat sonunda (+)-mentolün yaklaşık %20,8'inin reaksiyona girdiği belirlenmiştir. xiii Aynı koşullarda, sorbitan monostearat ile kaplı enzim katalizörlüğünde, (-)-mentol ile gerçekleştirilen deneyde ise, reaksiyon hızının şiddetle artmış olduğu belirlenmiştir: 1. saat sonunda %81, 4. ve 6. saat sonunda sırasıyla %93,8 ve %94 (-)-mentol dönüşümü elde edilmiştir. Sorbitan monostearat ile kaplı enzim katalizörlüğündeki (-)-mentol reaksiyonu ile paralel koşullarda gerçekleştirilen ve sorbitan monostearat üe kaplı enzimin kullanıldığı rasemik mentol reaksiyonunda ise, 6. saate ait mentol dönüşümünün yine yaklaşık yan yarıya düşmüş olduğu belirlenmiştir ve bu saate ait (+)-mentol dönüşümü yaklaşık olarak %27,5'tir. Aynı koşullarda toz ve sorbitan monostearat ile kaplı enzim katalizörlüğünde yürütülen rasemik mentol reaksiyonlarının sonuçlarının kıyaslanmasıyla, toz Lipase AY "Amano" 30'u sorbitan monostearat ile kaplamanın enantioseçicüiğe etki etmediği belirlenmiştir.
-
ÖgeMısır Asidik Yağının Enzimatik Esterleşmesi İle Yağ Asidi Esterlerinin Üretimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Gılbaz, Emel Elif ; Aksoy, H. Ayşe ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringYağ asidi esterleri; sabun, kozmetik, gıda, plastik, ilaç gibi pek çok kimyasal endüstrilerde ve biodizel üretiminde hammadde veya ara ürün olarak kullanılan önemli, ticari yağ kimyasallarıdır. Günümüzde kimyasal katalizörlerle, yüksek sıcaklık ve basınçta, esterleşme ve transesterifikasyon reaksiyonları ile üretilen yağ asidi esterleri; mikrobiyal lipaz teknolojisi ile ılımlı koşullarda, buna bağlı olarak düşük enerji tüketimiyle, termal bozunmaya uğramadan ve saflaştırmaya gerek olmadan üretilmektedir. Bu çalışmada, yağ sanayii yan ürünü olan mısır asidik yağının, Novozym 435 (Candida Antarctica) lipazı varlığındaki enzimatik esterleşme reaksiyonu incelenmiştir. Çeşitli toplam yağ asidi/ metanol mol oranı, enzim miktarı ve sıcaklık değerleri ile n- hegzan ortamında 1.5 saat yürütülen esterleşme reaksiyonları sonucunda, mısır asidik yağının Novozym 435 (Candida Antarctica) lipazı varlığındaki enzimatik esterleşme reaksiyonu için optimum koşullar; toplam yağ asidi/metanol mol oranı: 1/0.5, sıcaklık: 30C, ve enzim miktarı: asidik yağın % 15’i olarak belirlenmiştir. Esterleşme dönüşümünü arttırmak amacıyla, belirlenen optimum koşullarda üç kademeli olarak yürütülen esterleşme reaksiyonu sonunda da, ürünün ester içeriğinin % 52,65’ten % 75,51’e yükselmesi sağlanmıştır. Ayrıca Novozym 435 lipazının serbest yağ asitlerine (SYA), triaçilgliserollere (TAG) oranla daha seçici olduğu ortaya konmuştur.
-
ÖgeSoya Yağının Enzimatik Alkolizi İle Yağ Asidi Metil Esterleri Üretiminin Optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Demirkol, Seda ; Aksoy, H. Ayşe ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringBu çalışmada, Türkiye kökenli rafine soya yağının metil alkol ile Mucor miehei orijinli Lipozyme IM mikrobiyal lipazı varlığında alkoliz reaksiyonu incelenmiştir. Bu amaçla, öncelikle n-hekzan ortamında gerçekleştirilen metanoliz reaksiyonu üzerine silika jel/yağ ağırlık oranı, enzim/yağ ağırlık oranı, metanol/yağ mol oranı ve sıcaklığın etkisi incelenmiş ve alkoliz reaksiyonu için en uygun olduğu düşünülen koşullar belirlenmiştir. Daha sonra bu koşulları istatistiksel açıdan irdelemek amacıyla sıcaklık, yağ/metanol mol oranı ve enzim/yağ ağırlık oranının alkoliz reaksiyonu üzerine etkileri, Tepki-Yüzey Metadolojisi (Response Surface Methodology) optimizasyon yöntemi kullanılarak tespit edilmiştir.Soya yağı ve metanolün Lipozym IM lipazı varlığında n-hekzan çözücü ortamında gerçekleştirilen enzimatik alkoliz reaksiyonu için en uygun sıcaklık 50 0C, enzim/yağ ağırlık oranı 0,15, silika jel/yağ ağırlık oranı 0,6 ve metanol/yağ mol oranı 1/3 olarak tespit edilmiştir. Bu koşullarda 1,5 saat sonunda elde edilen ürünün metil ester içeriği yaklaşık %100’dür. Optimizasyon için kullanılan Tepki-Yüzey Metadolojisi yöntemine göre 30 dakikalık reaksiyon süresi sonunda elde edilebilecek maksimum metil ester içeriği ise %76,70 olarak bulunmuştur. Bu istatistiksel analiz yöntemine göre kritik reaksiyon koşulları ise 50,46 0C sıcaklık , 1/2,35 yağ/metanol mol oranı ve 0,09 enzim/yağ ağırlık oranıdır.Yağ/metanol mol oranı, sıcaklık ve enzim miktarının metil ester oluşumuna etkisini göstermek için varyans analizinden yararlanarak 2. dereceden polinom olan bir model denklem oluşturulmuş ve bu model denkleme göre tahmin edilen değerler ile gözlenen değerlerin %97 (R2 = 0,935, R=0,97) oranında uyum sağladığı görülmüştür.
-
ÖgeSulu Faz Ekstraksiyonu İle Aspir Tohumu Yağı Üretiminde Enzim Etkisi Ve Optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-16) Gibbins, Ruchan Deniz ; Aksoy, H. Ayşe ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringBu çalışmada, Alcalase 2.5L ve Celluclast 1.5L ticari enzimleri varlığında aspirden sulu fazda enzimatik ekstraksiyon yöntemiyle yağ eldesi incelenmiş ve reaksiyon parametreleri Celluclast 1.5L enzimi ile tepki yüzey metodu kullanılarak optimize edilmiştir. Optimizasyon için 3 merkezli 17 tasarım noktasından oluşmuş 3 faktör ve 2 seviyeli kübik merkezi kompozit tasarım uygulanmıştır. Enzim miktarı, sıcaklık ve tampon çözelti pH’ının yağ miktarı üzerindeki etkileri bu metodla incelenmiştir. Reaksiyon parametreleri ile tepki arasındaki ilişkiyi veren ikinci dereceden polinomal bir denklem oluşturulmuş ve bu öngörülen denklemin elde edilen deneysel verilerle uygunluğunu saptamak için Statistica 7.0 programı kullanılmıştır. Yapılan deneyler sonucu en çok 79.7 verimle yağ elde edilmiştir. Yağ verimi üzerinde en etkili faktörlerin sırasıyla inkübasyon sıcaklığı, enzim miktarı ve tampon çözelti pH’ı olduğu saptanmıştır. Tepki yüzey metodu ile bağımsız değişkenler için belirlenen optimum noktalar 48.3 °C, 0.74 mL (0.6321 EGU) enzim ve 4.84 tampon çözelti pH’ıdır. Optimum noktada yürütülen deneyler sonucunda teorik olarak beklenen % 28.2 lik yağ miktarına karşılık % 27.1±0.9 lik yağ miktarı bulunmuştur. Yağ miktarı için elde edilen deneysel veriler ile model denklemden elde edilen tahmini tepki değerleri arasındaki lineer bağlantının korelasyon katsayısı 0.9866 olup model denklemin güvenilirliğini desteklemiştir. Soxhlet ve enzimatik ekstraksiyonla elde edilen yağların asit değeri, sabunlaşma değeri, sabunlaşmayan madde miktarı, serbest yağ asidi bileşimi ve kırılma indisi gibi fizikokimyasal özellikleri analiz edilerek kıyaslanmış ve benzer özellikler gösterdikleri saptanmıştır. Sonuçlar literatürdeki çalışmalarla karşılaştırıldığında, önerilen yöntemlerle geliştirilen aspirin sulu ortamda enzimatik ektraksiyonunun mühendislik açısından yeter yakınsaklığı sağladığı gözlenmiştir.
-
ÖgeTripalmitinin Konjuge Linoleik Asit Ve Laurik Asit İle Enzimatik Asidolizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-29) Çağlar, Hacer ; Aksoy, H. Ayşe ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringKonjuge linoleik asit (KLA) linoleik asidin (C 18:2) geometrik ve pozisyonal izomerlerini içeren bir karışım olup sağlık ve gıda özellikleri açısından yararlı olan yağ asididir. KLA aterosklerosis riskini azaltır ve antikanserojenik olan bir asittir. Son zamanlarda enzimatik asidoliz ile triaçilgliserollere (TAGs) KLA ve orta zincirli yağ asitleri katılarak gıdaların KLA ve orta zincirli yağ asitleri içeriğini artırmak üzere pek çok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, tripalmitine enzimatik olarak KLA-laurik asit karışımı katarak, sağlık özellikleri iyileştirilmiş düşük kalorili yapılandırılmış yağ üretimidir. Tripalmitinin (TP) KLA-laurik asit karışımı ile asidolizi hekzan ortamında 1,3-spesifik lipaz, Lipozyme TL IM (Thermomyces lanuginosa) varlığında, farklı proses koşullarında incelenmiş ve proses koşulları optimize edilmiştir. Asidoliz reaksiyonları, TP ve yağ asidi içeren substrat karışımı (1 g), enzim ve 5 mL hekzan kullanılarak orbital karıştırıcıda 220 rpm ve 50°C’de yürütülmüştür. Reaksiyonun sonunda triaçilgliseroller (TAGs) ve serbest yağ asitlerinden (FFAs) meydana gelen reaksiyon ürünlerinden yapılandırılmış yağları saf olarak elde edebilmek için karışıma 0,02 M NaOH çözeltisi ile titrasyon yapılarak FFAs’ler ayrılmıştır. Yapılandırılmış TAGs’ların yağ asitleri bileşimleri gaz kromatografi yöntemi ile belirlenmiştir.
-
ÖgeTürkiye kökenli aspir tohum yağlarının transesterifikasyonu ve dizel yakıt alternatifi olarak değerlendirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Işığıgür, Aslı ; Aksoy, H. Ayşe ; 39369 ; Kimya Mühendisliği ; Chemical EngineeringBitkisel yağlar enerji içeriği açısından petrol kökenli hidro karbon bileşikleri ile hemen hemen aynı düzeydedir. Buna karşın, kay naklarının yenilenebilir ve çok çeşitli oluşu sınırlı petrol rezervle ri karşısında alternatif yakıt olarak kullanımlarını daha da cazip kılmaktadır, üretilen bitkisel yağların, gıda sanayi haricinde en bü yük tüketiminin enerji alanında olabileceği ümit edilmektedir. Ancak bitkisel yağların günümüz dizel motorlarında doğrudan kullanımı sıra sında yüksek viskoziteleri nedeniyle çeşitli problemler meydana gel mektedir. Bu çalışmada Türkiye kökenli 19 aspir tohum yağı çeşidinin dizel yakıt alternatifi olarak değerlendin lebi liri iği incelenmiştir. Bu amaçla yapılan deneysel çalışmanın ilk bölümünde aspir çeşitleri nin standart yöntemlerle tohum ve yağ karakterizasyonu gerçekleştiril miştir. Bu çeşitler arasından seçilen Yenice aspir tohum yağına trans- esterifikasyon, Dinçer aspir tohum yağına ise seyreltme teknikleri uy gulanarak yüksek viskozite problemleri çözümlenmiş ve dizel yakıt al ternatifi adayları hazırlanmıştır. Metanol kullanılarak gerçekleşti rilen transesterifikasyon reaksiyonu koşullarının geniş anlamda ince lenmesi ve reaksiyon kinetiği çalışmanın ikinci ana bölümünü oluştur maktadır. Transesterifikasyon reaksiyonu ürünü metil ester ile sey reltme tekniği uygulanarak seçilen %20 Dinçer aspir tohum yağı + %80 dizel yakıtı karışım yakıtın ASTM yöntemlerine göre yakıt özellikleri belirlenerek elde edilen sonuçların standart No. 2 dizel yakıtı ile u- yum gösterdiği saptanmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise Acadia mar ka Hercules D-2000 model gemi dizel motorunda gerçekleştirilen motor karakteristikleri ve egzoz gazı emisyonları dizel yakıtı ile karşılaş tırmalı olarak incelenmiştir.