Music Graduate Program
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Yazar "Baysal, Ozan" ile Music Graduate Program'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeThe Acceptable Pitch Range(s) For Single Note Repetitions In Music Aptitude Examinations(Institute of Social Sciences, 2017) Köker, Oğul ; Baysal, Ozan ; Music ; MüzikThis thesis grew out from the research questions that emerged from the research done as part of the project “Müzik Algısı Ölçme-Değerlendirme Sınavlarında Ses-İşleme Araçlarının Kullanılabilirliği” [The Applicability of Sound-Processing Tools in the Exams for Music Perception Assessment and Evaluation] funded by TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu [The Scientific and Technological Research Council of Turkey]) (Project no.: 215K017). Employing the sounds recorded for the aforementioned project, a computer-based survey was devised to find out the acceptable frequency deviation ranges for the answers given to the single note repetition questions, in which the prospect students of the conservatory try to reproduce a reference pitch played on the piano by their voices. The survey was conducted on faculty members teaching music-related topics at the university, and on people who will be eligible to become faculty members soon, with 35 participants in total. Two major outcomes arose from the data gathered through the survey. Firstly, it was found out that there was indeed an acceptable frequency deviation range for a pitch sung by a prospect student to be considered a successful repetition of the reference pitch played on the piano: The survey participants taking the role of the jury members at conservatory entrance exams accepted performances with a quite big range of frequency deviations from the reference pitch as successful. This range which participants deemed acceptable as successful was approximately 75 cents, distributed unevenly around the absolute correct pitch. For the deviations lower than the absolute correct pitch, the success rates did not fall under the 60 % threshold until the deviations got approximately as big as 45 cents. For the deviations higher than the absolute correct pitch, the success rates did not fall under the 60% threshold until the deviations got approximately as big as 30 cents. Secondly, it was found out that besides the fundamental frequency of the sung note, variables such as pitch envelope, timbre, and octave differences also affect the perceived pitch. This means that at the conservatory entrance exams the jury members’ evaluation of the prospect students might not be fair, since the effects of such variables on the evaluation process are unknown
-
ÖgeAnadolu Rock'ta Melodik, Armonik Ve Ritmik Yapı: 1965-1975(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Güner, Burçin Bahadır ; Baysal, Ozan ; 418001 ; Müzik ; MusicAnadolu rock ortaya çıktığı altmışlı yıllarda Türkiye'de özgün bir müzikal türün oluşumuna olanak sağlamıştır. Bu müzikal tür Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan Rock n Roll ile Anadoludaki makam müziği geleneğinin bileşiminden oluşmuştur. Eserlerde görülen majör, minör ve frigyen modaliteleri genel olarak makam müziği özellikleri göstermekte ve melodik seyir açısından da birbirleriyle büyük benzerlikler taşımaktadır. Melodik ritim açısından da her sanatçının belirli kalıpları sıkça kullandığı görülmektedir. Ayrıca ilk eserler yedi, sekiz ve onbir heceli olup; genellikle halk şiirlerinden bestelendiği için ritmik bölünmeler benzer biçimde kurulmuştur. Orijinal şarkı sözlerinin de yine halk şiirinde gördüğümüz bu hece ölçüleriyle yazıldığı görülmektedir. Makam müziği ile olan ilişkisinden dolayı sahip olduğu kendine has modal yapısı armonik açıdan da Batı'daki benzerlerinden farklılaşmaktadır. Majör modalitede I, IV ve V akorları her ne kadar form açısından blues ve rock n roll'a benzese de armonik yürüyüşün belirli akor kalıplarından oluşmadığı görülüyor. Minör modalite de ise hem V-i kadansının hem de popüler müzikte sıkça kullanılan bVII-i kadansının kullanıldığı görülmektedir. Frigyen modalitede ise bII-i ve bVII-i kadansları kullanılmaktadır.
-
ÖgeBeste-i Kadimlerde Cümle Ritmi Ve Zaman Döngüsel Bir Yaklaşım(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Baysal, Ozan ; Beşiroğlu, Sehvar ; Müzik ; MusicBu çalışmada Türk Makam Müziği'ndeki zamansallık, döngüsellik, cümle ritmi ve melodik yapı analizleri için kullanılabilecek farklı bir yaklaşım önerilecektir. Bu tarz bir yaklaşımın amacı, makam müziğindeki seyir ve usül ilişkilerinin daha kapsamlı incelenerek mevcut analiz uygulamalarında gözden kaçabilmiş müzikal aktivitelerin ortaya çıkmasıdır. İki farklı müzikal katman olan seyir ve usül, ve bu iki katmanın kaynaşmasından ortaya çıkan müziğin zaman içindeki devinimi hakkında günümüzde yeterli analiz yöntemleri geliştirilmemiş, kullanılan analiz yöntemlerinde bu farklı katmanları ayrı ayrı ele alarak yüzeysel incelemeler yapılması tercih edilmiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri de kuşkusuz kullanılan notasyon sisteminin de Batı müziğinden ?ithal? bir teknoloji olmasıdır. Her sistem beraberinde kendi felsefesini, estetiğini ve de kuramsal çerçevesini getirir. Meşk kültürü ile yüzyıllarca sözlü bir gelenek olarak süregelmiş bir müziği kendi ürünü olmayan bir sistemle incelemek, onu farklı bir çerçeveye sokmaya çalışmakta, farklı müzik kültürleriyle ? o kültürlerin dilini kullanarak ? karşılaştırmalar yapmayı zorunlu kılmakta ve de kavramların doğru bağlamlar üzerine oturtulmadığı bu ortam, analizciyi ister istemez yüzeysel incelemeler yapmaya iterek müziğin kendine özgü yönlerini ortaya çıkartmaya engel teşkil etmektedir. Çalışmamız bu hususlar gözönünde bulundurularak yapılmıştır. İlk etapta kullanılan uzatma (prolongation) metodolojileri iki ortak bakış açısına sahiptir; birincisi müziğe çok-boyutlu ve bütünsel yaklaşımları, ikincisi ise teorik temellerinin herhangi bir varsayımsal müzik-teorisi kalıpları üzerinden değil de, Gestalt psikolojisi ve ?Üretici Dilbilgisi? (generative grammar) gibi algısal, bilişsel ve dilbilimsel teoriler üzerine kurulmuş olmasıdır. Bu tarz bir yaklaşımın başlıca nedeni daha önceden de bahsettiğimiz gibi makam müziği geleneğinin sözlü bir gelenek olarak süregelmiş olması, ve de hafıza faktörünün bu gelenek içerisinde çok önemli bir rolünün bulunmasındandır. Kullanılan farklı uzatma metodolojilerinin makam müziği üzerindeki muhtemel tatbikatları yapılacak, daha önceden yapılmış çalışmalar gözden geçirilecektir. Bununla birlikte, yeni bir model oluşturabilmek için şu anki bakış açımızı değiştirmemiz ve varolan notasyon pratiklerimizi yeniden yapılandırmamız gerekebileceğinden farklı notasyon sistemleri, bu sistemlerin müzik algımız ve kavramsal taslaklar kurmamız üzerindeki etkileri gibi konular da dikkate alınacaktır. Burada karşılaştırılacak olan iki ana temsil sisteminden biri çizgisel ve metrik (ve de ölçü çizgili) Batı müziği notasyon sistemi diğeri ise edvar geleneğinde gözlemlediğimiz döngüsel ve devirsel makam müziği sistemidir. Batı müziğinde kullanılan uzatma teorilerinin arkaplan (background) analizinde gösterdiği de bu çizgisellik ile paraleldir; zaman eşit aralıklı niceliksel parçalara bölünmüş, başlangıç, gelişim/dönüşüm ve bitişten oluşmaktadır, ve de müzik tek bir arkaplan yapısına sahiptir. Yine Batı müziğindeki hiyerarşik metrik düzen, ölçü ve ölçü çizgisi kavramlarının tarihsel gelişimi armoninin (ve hiyerarşik armoni hareketlerinin) gelişme süreciyle elele gitmiş, cümle yapıları ise bu iki özellik dikkate alınarak kurulmaya başlamıştır. Dolayısıyla makam müziğinin, gerek cümle yapısı analizi, gerekse uzatma metodolojileri kullanılarak yapılacak arkaplan analizleri olsun, Batı müziği analizinde gözlemlediğimiz özelliklerden yoksun olması aslında kullandığımız analitik temsillerin bizi kavramsal olarak dar bir çerçeve içine sıkıştırmış olmasından kaynaklanabilir. Bu tartışmanın geçerliliğini kontrol etmek amacıyla farklı çerçevelerde analiz uygulamaları yapılacaktır. Çalışmamızdaki analiz olarak seçilmiş alıntılar Beste-i Kadim olarak da bilinen ve de türlerinin ilk örnekleri olarak kabul edilen Pençgah, Dügah ve Hüseyni Mevlevi Ayinlerinden olacaktır. Bu eserleri seçmemizin nedeni hem Mevlevi Ayinlerinin makam müziği repertuarı içerisindeki önemli yeri hem de seçilen ayinlerin daha sonra yazılacak olan ayinlere bir model teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır. Analizleri dayandırdığımız kaynak Rauf Yekta'nın 1934 tarihli konservatuar neşriyatındandır. İnşa edilen model ile yapılacak analizler de gösterecektir ki günümüz makam müziği analizi ve pedagojisinde hem müziğin genel akışı hakkında önemli hususları hem de mevcut notasyon yöntemlerinin bazı kusurlarını ortaya çıkardıkları için bu tarz farklı yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Dolayısıyla edvar geleneğinde görülen dairesel usül temsillerinin (devir'lerin), karşılaştırmalı ve analitik tasarılar oluşturabilmek adına, çağdaş yöntemler de göz önünde bulundurularak güncellenmiş bir modeli sunulacaktır. Makam musikisindeki cümle yapıları, tasarlanan bu devir modellerinin üzerine oturtularak analiz edilecek ve de bu tarz bir yöntemin usül-seyir ilişkileri ve diğer önemli hususlar hakkında sağlayabileceği farklı bakış açıları tartışılacaktır. Makam müziği analizini döngüsel bir yaklaşımla ele alan bu model önemli bulgular sağlamıştır. Öncelikle tekrar gözden geçirilip güncellenen dairesel usül temsilleri, usülün ritmik karakteri, hareket ve jesti konusunda çizgisel karşılığına oranla çok daha net bir fikir vermektedir. Uzatma metodolojileri ile arkaplan analizi yapılan seyir yapıları ise ancak bu temsillerin çevresine döngüsel olarak yerleştirildiğinde bir anlam ifade etmeye başlayacaktır. Özellikle ayinlerdeki büyük usüllerin kullanıldığı selamlarda yapılan büyük ölçekli analizler göstermiştir ki, melodik seyirler arkaplanda sürekli tekrar eden aynı çekirdek hareketlerden oluşmaktadır. Yani aynı temel fikrin diğer İslam sanatlarında gözlemlendiği gibi tekrar tekrar işlenmesi durumu mevcuttur. Döngüsel analiz modeli ile önplanda daha karmaşık gözüküp arkaplanda aynı olan bu tekrarların gerek devirler-içi arası gerekse devirler-arası gösterdikleri benzerlikler ve farklılıklar çok daha açık ortaya çıkmakta; böylelikle sadece melodik seyirlerin değil, usül ve melodi birleşiminden ortaya çıkan müziğin bütünsel olarak zaman içerisinde nasıl işlendiği rahatça gözlemlenebilmektedir. Müzikal anahatlar büyük ölçeklerde bu şekilde değerlendirildiktan sonra küçük ölçeklerdeki melodik yapı ve usül katmanlarının ilişkileri de daha belirgin olarak analiz edilebilmekte ve seyirlerin usül kalıpları üzerine inşa ediliş yöntemleri daha rahat bir şekilde anlaşılmaktadır. Özellikle üç Mevlevi Ayinin de I.Selam açılışlarındaki usül-melodi ilişkileri arasındaki paralellik, üç ayinin de aynı zat tarafından yazılabileceği savını güçlendirmektedir. Bir başka tahmin de erken dönem Bizans kilise müziğinde görülen aynı melodik formüllerin farklı kilise modlarına göçürülmesine benzer bir yaklaşımın olabileceğidir. Bu çalışma ile geliştirilen analiz modeli aynı zamanada daha ileri araştırma konularına da olanak sağlamaktadır. Bunlardan en önemlisi Türk Makam Müziği'nin bestecileri ve dönemleri arasındaki üslup ve müzikal-zamanı işleyiş tavırlarındaki benzerliklerin ve farklılıkların incelenmesidir. Tahminimiz şu yöndedir ki özellikle 19.yüzyıldan itibaren gerek popülerleşme sürecine giren gerekse Batı müziği etkileşimleri gözlemlenen makam müziğinde zaman kavramı giderek çizgiselleşmiş, Beste-i Kadimlerde gördüğümüz birbirleriyle yarı-özerk ilişkili usül ve seyir katmanları, gelişen bu çizgisellik anlayışı çerçevesinde çok daha ?homofonik? özelliklere sahip olmaya başlayarak müzik kendine özgü bir ?rasyonelleşme? sürecine girmeye başlamıştır. Modelin bir başka uygulanma alanı ise Hint ve Cava müzikleri gibi makam müziği dışında olan ama benzer döngüsel özellikler gösteren farklı müzik kültürleridir. Çizgisel çerçeve ve bakış açısında gözlemlenemeyen veya olduğundan daha karmaşık gözükebilen bu yapılar, döngüsel bir değerlendirme ışığında çok daha rahat anlaşılabilir.