FBE- Fizik Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Fizik Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Yazar "Acar, Fatma Gülay" ile FBE- Fizik Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeBiyouyumlu Jelatinli Filmlerin Fiziksel Ve Mekanik Özelliklerinin Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-12-07) Uğur, Hacire ; Acar, Fatma Gülay ; 10095067 ; Fizik Mühendisliği ; Physics EngineeringYapılan bu tez çalışmasında, biyouyumlu filmlerin uygun mekanik mukavemetinin belirlenmesi ve kullanılan tıbbi uygulamaya göre fiziksel parametrelerinin belirlenebilmesi amaçlanmıştır. Bu tez çalışmasınıin deneysel aşamasında öncelikle biyouyumlu malzemeler kullanılarak solüsyonlar hazırlandı ve bu solüsyonlar kullanılarak biyouyumlu filmler yapıldı. Biyouyumlu malzemelerin fiziksel özellikleri; solüsyon halinde iken viskozluk ölçümü ile film halinde ise çekme deneyi ile iki aşamada belirlendi. Biyouyumlu özelliklere, deneysel çalışmalarda kullanım kolaylığına ve düşük maliyete sahip olduğundan dolayı biyouyumlu malzeme olarak jelatin, filmlerin temel malzemesi olarak seçildi. Çalışma farklı biyouyumlu malzamelerin jelatin solüsyonlarının ve filmlerinin mekanik özellikleri üzerindeki etkilerini inceleyebilmek amacıyla genişletildi. Riboflavin, glikoz ve NaCl gibi doğal biyouyumlu polimerik malzemeler seçildi.
-
ÖgeKeratokonus’ Ta Alternatif Tedavi Solüsyonları İçin Bazı Fiziksel Parametrelerin Belirlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-06-26) Özdemir, Hilal ; Acar, Fatma Gülay ; 10078186 ; Fizik Mühendisliği ; Physics EngineeringCanlıların gözlerinde en ön kısımda yer alan kornea; saydam, esnek ve optik kırıcılık özelliği olan bir dokudur. Işığı kırma özelliğinin yanında, dış ortamdan gelen toz, mikrop ve benzeri zararlı maddelere karşı göz ve çevresini korumaya da yardımcı olur. İnsan gözünde genetik veya çevresel etkilerle meydana gelen Keratokonus hastalığı , kornea tabakasının esneklik özelliğini yitirmesi sonucu, incelerek, huni biçiminde öne doğru sivrileşmesidir. Bu şekil bozukluğu korneada ışığı kırma işlevini etkileyerek, ileri derecede astigmatizmle birlikte, gözlük kullanılarak düzeltilemeyecek görme kusurlarına yol açar. Daha ince bir çerçeveden bakıldığı zaman Keratokonus hastalığının altında yatan sebebin , korneada nano boyutlu kolajen fibrillerin arasındaki çapraz bağların zayıflaması sonucu ,esnekliğin yitirilmiş olduğu görülür. Bu çapraz bağları arttırabilme düşüncesinden yola çıkılarak Keratokonus hastalığı için günümüzde tüm dünyada etkin bir şekilde kullanılan “ Korneada Çapraz Bağlama “ kısaca CCL denilen tedavi önerilmiştir. Basitçe ışıkla etkileşebilen Riboflavin( B2 vitamini) ve UV-A ışınının etkileşmesi olarak açıklanan CCL; Keratokonusun ilerlemesini tamamen durdurur ve gerilemesine yardımcı olur. CCL düşük maliyetlerle gerçekleşen, hızlı ve kolay bir tedavidir. Rutin olarak kullanılan CCL de %0,1 Riboflavin, % 20 Dextranla birlikte tuzlu su içerisinde çözdürülerek korneaya damlatılır. 370 nm dalga boyunda 3mw/cm2 lik enerjiye sahip ışıkla kornea etkileştirilerek, korneada bir reaksiyon gerşekleşmesine sebep olur. Bu reaksiyon sonucu açığa çıkan serbest oksijen radikalleride korneada nano boyutlu kolajen fibriller arasında çapraz bağların oluşumuna sebep olur. Bu çapraz bağlar korneada biyomekaniksel işlevi arttırarak, daha önceki esnekliğini kazanmasına sebep olur. Yukarıda adı geçen Dextran maddesi; bir çeşit polisakkarit olup, tedavi süresince korneanın yeterince ıslanmasını ve şişmesini sağlamak için kullanılmıştır. Korneada çapraz bağlama tedavisi Keratokonus hastalığı için kullanılan ve başarılı sonuçlar alınan bir yöntem olmasına rağmen hala tüm hastalar için uygun değildir. İlk olarak kornea kalınlığı 400 µm den daha ince hastalara uygulanamamaktadır. İkinci olarakta tedavi sırasındaki sıcaklık artışı gözde kuruluğa, yanmalara sebep olabilir. Bu durumda göz yaşı damlası önerilir fakat bu damla da tedavide kullanılan solüsyonu seyrelttiği için tavsiye edilmez. Kornea protein yapılı olduğundan ve arkada bulunan mercekten dolayı yüksek sıcaklık bu yapıların bozulmasına dahası katarakta sebep olur. Sunulan bu tez çalışmasında öncelikle rutin tedavide kullanılan solüsyona alternatif solüsyonlar üretilmeye çalışılmıştır. Bunun için Dextran yerine maliyeti düşürebilmek adına daha ucuz bir diğer polisakkarit olan Dextrin ve tuz yerinede korneanın beslenmesinde görev alan glikoz kullanılmıştır. Riboflavinin %0,1 olan kritik konsantrasyon değerine ek olarak daha büyük (%0,2) ve daha düşük (%0,04) konsantrasyon değerleri seçilmiş, böylelikle Riboflavinin konsantrasyon değerinin tedavideki etkinliği araştırılmıştır. Alternatif solüsyonlardan hangisinin tedavide kullanılabileceğini saptayabilmek için bazı fiziksel parametreler belirlenmiştir. Bu parameterlerin ölçülmesiyle korneada çapraz bağlama tedavisinin geliştirilmesi hedeftir. Bu parametrelerden ilki sıcaklıktır. Sıcaklığın 1ºC bile artması korneanın protein yapısını bozabileceğinden ,sıcaklık değişiminin tedavi üzerideki etkisi önemle araştırılmıştır. Bu araştırma için de belirleyici olduğu düşünülen 3 sıcaklık değeri seçilmiştir. 24°C (oda sıcaklığı), 34°C (kornea sıcaklığı) ve 41°C (yüksek ateş sıcaklığı) değerleri seçilerek tüm konsantrasyonlar için sıcaklığın zamanla değişimi incelenmiş ve sonuçlar değerlendirilerek solüsyonların davranışları gözlemlenmiştir. Sıcaklık parametresinin deneysel olarak gözlenmesinin yanında, teorik hesaplamalarla da sonuçların tutarlı olup olmadığı karşılaştırılmıştır. Deneysel verilerden gelen başlangıç koşulları kullanılarak ısı denklemi çözülmüş , Matlab kodları yardımıyla grafikleri oluşturulmuştur. Solüsyonlar UV-A ışımasına tutularak time-drive grafikleri oluşturulmuş, bu grafiklerin eğimleri ile Fick’in İkinci Difüzyon Yasası kullanılarak tüm solüsyonların difüzyon katsayıları hesaplanmıştır. Difüzyon katsayısı büyük olan solüsyon, cornea tarafından daha iyi emileceğinden , alternatif olarak önerilmeye adaydır. Işımadan önce ve ışımadan sonra ki pH değerleri ölçülerek, korneanın pH toleransına en uygun solüsyona karar verilmiştir. Eğer pH değeri kornea tolerasının dışında bir değerse gözde geri dönüşü olamayacak türde kimyasal yanıklara sebep olabilir. Bu nedenle pH seviyesinin değişimi alternatif solüsyon önerilmesinde önemsenmiştir. Bir diğer paramatere olarak UV-A öncesinde ve sonradında viskozite değişimi olarak belirlenmiştir. Viskozite değerinin büyük olması solüsyonlar için tercih edilebilecek bir durumdur. Çünkü çapraz bağlama tedavisi sırasında göze damlatılan solüsyonun mümkünse gözden akmaması, olduğu yerde muhafaza edilmesi, solüsyonun kornea tarafından iyice emilmesi açısından önemli bir kriter olarak belirlenmiştir. Viskoziteleri ölçülerek, korneada çapraz bağ mekanizmasının işlerliği kontrol edilmiştir. Ayrıca viskozitenin , kayma gerilimi etkisi altında değişip değişmemesine bakılarak solüsyonların Newtonyen ya da Non-Newtonyen bir davranış sergilediği söylenebilmiştir. Yapılan bu tez çalışması sonucunda deney boyunca incelenen tüm fiziksel parametreler için elde edilmiş sonuçlar derlenerek tedavide kullanılabilecek alternatif bir solüsyon önerilerilebilmiştir.