Her sene büyük miktarlarda petrol ve petrol ürünü, kazayla, ihmalle veya yasadışı olarak deniz ortamına girmektedir. Petrolün tankerlerle deniz aşırı taşınması sırasında yaşanan kazalar ve gemi işletmeciliğindeki ihmaller bu kirliliğin iki ana sebebi olarak belirmektedir. Organik bir madde olan petrol deniz ortamında bulunan mikroorganizmalarca doğal olarak parçalanabilmekte veya çevreye daha az zararlı maddelere dönüştürülebilmektedir. Petrolün doğal indirgenme süreçlerinden birisi olan biyolojik bozulmanın (biyodegradasyon) optimize edilmesi ile geliştirilen biyoremidasyon tekniği, gelecekte petrol kirliliğinin deniz ortamından giderilebilmesi için en etkili olacak yöntemlerden biri olarak belirmektedir. Petrolün mikrobiyolojik bozunması, dökülen petrolün özelliklerinin ve miktarının yanı sıra, döküldüğü bölgenin çevresel şartlarına da bağlıdır. Özellikle, ortamda bulunan çözünmüş oksijen konsantrasyonu, tuzluluk, sıcaklık, mikrobiyolojik topluluk ve ortamdaki besleyici konsantrasyonu biyodegradasyon üzerinde oldukça etkili parametrelerdir. Bu çalışma petrol kirliliğinin İstanbul Boğazı’nda biodegradasyonla hangi ölçülerde giderilebileceğini bulmayı hedeflemektedir. İstinye Koyu civarından alınan deniz suyu örnekleri incelenmiştir. Laboratuvar koşullarında sürdürülen deneylerde 4.5 litrelik pleksiglas malzemeden yapılmış olan STR (Stirred Tank Reactor) reaktör kullanılmıştır. Deniz suyu örnekleri petrol ürünlerinden olan motorin ile sentetik olarak kirletilerek motorinin biyolojik olarak parçalanabilirliği gözlenmiştir. Koydaki mikroorganizmaların petrolü düşük tuzluluk değerlerinde daha hızlı indirgediği tespit edilmiştir. Ayrıca, farklı sıcaklıklarda da biyolojik bozunmanın gerçekleştiği gözlenmiştir. Bununla birlikte düşük sıcaklıklarda mikrobiyolojik bozunma hızının düştüğünü tespit edilmiştir.