FBE- Endüstri Ürünleri Tasarımı Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Endüstri Ürünleri Tasarımı Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Yazar "Alppay, Ekrem Cem" ile FBE- Endüstri Ürünleri Tasarımı Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeÇoklu ürün ekosistemlerinde kullanıcı deneyimi: Akıllı banyo baskülleri üzerinden bir inceleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020-05-04) Baş, Ceyda ; Alppay, Ekrem Cem ; 502161903 ; Endüstri Ürünleri Tasarımı ; Design of Industrial ProductsYakın geçmişte, dijital ürünler sadece bilgisayar ya da telefon üzerinden kullanılmakta iken artık birden farklı sistemler dahilinde kullanılmak üzere tasarlanmaya başladı – tablet, bilgisayar, akıllı telefon ve televizyon gibi. Günümüzde akıllı teknolojiler ile birlikte bu sistemler daha da genişleyerek gündelik hayatta kullanılan ürünlerin da dahil olduğu bir ekosistem haline geldi. Bu ekosistem dahilindeki ürünlerin etkileşimi ile kullanıcı deneyimi bambaşka bir boyuta taşınmakta iken ürün ve etkileşimin artması kullanıcının hayatını daha karmaşık hale getirebiliyor. Artık evlerde kullanılan birçok fiziksel ürün mobil aplikasyonları ile kullanıcılara daha fazla işlev sunabilmektedir. Bu fonksiyonlar ürüne ve ürünün bağlantı seviyesine göre değişebilir. Dijital ürün (mobil aplikasyon) ve fiziksel ürün (arayüzü) arasında veri ve fonksiyonların dağılımı üç Şekilde farklılaşmaktadır. Aynı bilgi ve fonksiyonlar sistemdeki tüm cihazlarda bulunabilir (redundant), sistemdeki farklı her bir cihaz kullanıcıya farklı işlev sunabilir (exclusive), ve sistemdeki cihazlara veri ve fonksiyonları paylaşımlı olarak sunabilir (complementary). Nesnelerin interneti ile fiziksel ve dijital ürünlerin bir arada oluşturduğu ekosistem dahilinde, daha çok ürünlerin birbirlerini tamamlayarak kullanıcı faydasını artırdığı örnekler görülmektedir. Bunun yansıra akıllı ürünler dijital aplikasyonları ile fiziksel ürünleri kişiselleştirme, yönlendirme/bilgi ve otomasyon/uzaktan kontrol ile besler. Ürünler bağlantılı teknolojiler sayesinde çoklu ürün ekosistemleri haline dönürken kullanıcı – ürün ekosistemi etkileşiminin yapısı da değişir ve kullanıcı deneyimini bu çoklu- kompleks yapı altında yeniden değerlendirmek gerekir. Çoklu ürün ekosistemleri tasarımında farklı cihaz ve platformlardan erişebilirken bu deneyimin kesintisiz ve tutarlı olması esas olmalıdır. Bu sebeple çok ürün ekosistemelerin tasarımında çeşitli zorluklar bulunsa da kompozisyon, süreklilik ve tutarlılık özelliklerine mutlaka dikkat edilmelidir. Tutarlı ve bütünsel bir deneyim için çoklu cihazların kullanılabilirlik metrikleri de kulanılabirlik öznitelikleri ( aktarılabilirlik ve kullanıcı algısı) ve kullanılabilirlik özellikleri (etki, verimlilik, memnuniyet, çekicilik) altında toplanır. Bu çalışmada fiziksel ve dijital ürünlerin oluşturduğu çoklu ürün ekosistemlerinde, bir ürünün birden fazla arayüz ile kullanımınındaki kullanıcı deneyimi incelemek amaçlanmıştır. Gündelik hayatta kullanım sıklığı yüksek ve artık bağlantı teknolojileri ile akıllı versiyonlarının kullanımı artan banyo baskülü kategorisi ürünlerinden, Bluetooth bağlantılı banyo basküllerinde kullanıcıların ürün ve aplikasyon sistemi ile deneyimleri incelenmiştir. Literatür araştırması doğrultusunda bir kullanıcı deneyimi araştırması düzenlenmiştir. Ürünün hedef kitlesine uygun katılımcılar ile bir saha çalışması yürütülmüştür. Ürün kullanım senaryosu dahilinde saha-kullanılabilirlik testi ve derinlemesine görüşmelere dayanarak kullanıcı ve ürün ekosistemi arasındaki etkileşimi ve kullanıcı deneyimi incelenmiştir. Kullanılabilirlik testi içerisinde kullanıcı deneyimi soru seti ve kullanılabilirlik anketlerine başvurulmuştur. Araştırma ve analiz için kullanılan yöntem ve teknikler ilgili bölümlerde açıklanmış olup elde edilen bulgular ilgili başlıklar altında sunulmuştur. Çalışmanın sonucunda ise bir çoklu ürün ekositemi örneği olarak ele alınan Bluetooth bağlantılı basküllerde kullanıcı deneyimi araştırma sonuçları kullanıcı ile ilişkili, içeriksel ve durumsal temalar altında ayrı ayrı ele alınmıştır
-
ÖgeHafif Raylı Sistem Araçlarının İç Mekanlarının Morfolojik Açıdan Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Alppay, Ekrem Cem ; Bayazıt, Nigan ; Endüstri Ürünleri Tasarımı ; Design of Industrial ProductsBu çalışmada hafif raylı sistem araçları iç mekan morfolojisi açısından analiz edilmiş, araçların iç mekanları arasındaki endüstri tasarımı açısından farklar incelenmiştir. Araçların analiz edilmesinden önce mevcut terminolojik belirsizliği gidermek amacıyla tramvay kavramı açıklanmış ve kısaca tramvayların tarihi incelenmiştir. Araçların analiz edilebilmesi amacıyla araçlar bileşenlerine, alt bileşenler de alt bileşenlerine ayrıştırılmış, araçların tipolojisi oluşturulmuştur. Araçların analizi amacıyla 37 adet çağdaş araç seçilmiş ve bunların tasarım özellikleri bir tablo haline getirilerek bu özelliklerin frekans dağılımları oluşturulmuştur. Frekans dağılımlarında araçların tasarım açısından dağılımları incelenmiş optimum ve uç değerlere sahip araçlar analiz edilmiştir. Bu bilgiler ışığında teorik olarak optimum bir aracın kriterleri oluşturularak böyle bir aracın ne derece var olduğu incelenmiştir.
-
ÖgeHastane Yataklarında Konfor Kavramının İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-03-24) Güzelbey, Güzide ; Alppay, Ekrem Cem ; 10105586 ; Endüstri ürünleri Tasarımı ; Design of Industrial ProductsHastanede yatan hastaların ilk günden, taburcu olana kadar en çok etkileşimde bulundukları tıbbi cihazların başında hastane yatağı gelir. Hastane yatakları sadece hastaların değil; aynı zamanda hemşireler, hasta bakıcılar, ve temizlik görevlileri gibi sağlık personellerinin ve hasta refakatçilerinin de etkileşimde olduğu tıbbi cihazlardır. Hastane yatakları hastaların iyileşme sürecinde önemli bir bileşendir. Aynı zamanda hastane yatağı sağlık çalışanlarının verimli bir şekilde çalışabilmesini etkileyen önemli bir üründür ve çalışanlarla hastaların etkileşimlerini de direk olmasa da dolaylı olarak etkiler. Bu etkileşimlerin olumlu veya olumsuz sonuçlanması yatakların birçok değişkeni yanında konforu ile de yakından ilişkilidir. Konfor denilen olgu, hastane yatağı kullanıcılarını hem fiziksel, hem de psikolojik açıdan etkiler. Hastane yatağı kullanıcılarından sağlık personellerini de işlerini kolaylıkla yapabilmeleri açısından etkiler. Buradan çıkarılan sonuç konfor kriterlerinin hastane yatağının tasarımında kullanmak için, hem hasta, hem sağlık personeli hem de refakatçinin durumları mümkün olduğunca göz önünde bulundurularak belirlenmesi gereklidir. Ayrıca bu kriterlerin belirlenmesi, konforun ölçülmesinde karşımıza etkili araçlar olarak çıkacaktır. Konforun ölçülmesinde iki bakış açısı ve kriter seti kullanılmaktadır: Birincisi deneysel olarak ölçümlerin yapılabileceği kriterlerden (sıcaklık, basınç/baskı gibi) oluşan bir set iken; ikincisi ise anketler ve görüşmeler yoluyla ölçülebilecek kriterlerden (yataktan rahat inip çıkmak, yatağın güvenliği, yatağın kontrol edilmesi gibi) oluşan bir settir. Bu araştırmada ikinci yöntem olan subjektif ölçüm yaklaşımlarından olan karşılıklı yarı yapılandırılmış görüşmeler kullanılmıştır. Konforun çeşitli uzmanlık alanları (Mimari, hemşirelik) ve çeşitli ürünlerde nasıl değerlendirildiğine bakılmış ve buradan 5 adet konfor değerlendirme ana kriteri çıkartılmıştır. Bu kriterler; işlevsellik kriteri, fiziksel özellikler, psikolojik kriterler, teknolojik kriterler ve ekonomik faktörlerdir. Bu çalışmada hastane yatakları için yapılan literatür araştırması kapsamında hastane yatakları incelenmiş ve hastane yataklarının tasarım özellikleri yan korkuluklar, yatağın çalışma prensibi, yatak kilit sistemi, yatak kontrol yöntemi, başucu ve ayakucu panelleri, yatak platformu, yatak genişliği, yatak uzunluğu, yatağa entegre idrar torba kancaları ve yatış pozisyon sayısı olarak belirlenmiştir. Bu özelliklerden hareketle bir hastane yatağı kategorizasyonu yapılmıştır; bu kategorizasyon yatakların çalışma prensipleri, yan korkulukların biçim ve hareket kabiliyetleri, yatak kilit sistemleri ve yatak kontrol yöntemleri özellikleri açısından kurgulanmıştır. Bu bağlamda 9 çeşit hastane yatağı kategorisi elde edilmiştir. 1 nolu kategoride hidrolik olarak çalışan, tek parçalı katlanarak hareket edebilen yan korkulukları, merkezi kilit sistemi ve krank kolları ile kontrol edilebilme özelliği olan yataklar bulunmaktadır. 2 nolu kategoride manuel olarak çalışan, katlanarak hareket eden tek parçalı yan korkulukları, çapraz kilit sistemi ve yatağı kontrol etmek için krank kolları bulunan yataklar bulunmaktadır. 3 nolu kategoride manuel olarak çalışan, krank kolları ile kontrol edilen, yan korkulukları tek parçalı olup katlanarak hareket eden ve merkezi kilit sitemi olan yataklar bulunmaktadır. 4 nolu kategoride, elektrikle çalışan, tek parçadan oluşan ve katlanarak hareket eden yan korkulukları, başucu, ayakucu ve/veya yan korkuluk panellerine gömülü bir kumandası ve merkezi bir kilit sistemi olan hastane yatakları bulunmaktadır. 5 nolu kategoride, elektrikle çalışan, tek parçalı ve dikeyde kayarak hareket eden yan korkulukları, portatif bir kumandası ve merkezi kilit sitemi olan yataklar bulunmaktadır. 6 nolu kategoride, elektrikle çalışan, birden çok parçalı ve dikeyde kayarak hareket eden yan korkulukları, panellere gömülü bir kumandası ve merkezi kilit sistemi olan hastane yatakları bulunmaktadır. 7 nolu kategoride, elektrikle çalışan, birden çok parçalı ve dikeyde kayarak hareket eden yan korkulukları, hem portatif hem de panellere gömülü bir kumandası ve merkezi kilit sistemi olan yataklar bulunmaktadır. 8 nolu kategoride, elektrikle çalışan, birden çok parçalı ve dikeyde kayarak hareket eden yan korkulukları, hem bir portatif hem de panellere gömülü bir kumandası ve merkezi kilit sistemi olan hastane yatakları bulunmaktadır. 9 nolu kategoride ise; elektrikle çalışan, birden çok parçalı, yatayda kayarak hareket eden yan korkulukları, portatif ve panellere gömülü kumandaları ile ve merkezi kilit sistemi olan hastane yataklarıdır. Hem literatür hem de kategorizasyondan elde edilen tasarım özellikleri İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi ve Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde kullanılan yerli ve yabancı altı adet hastane yatağı markalarından (Mespa, Nitrocare, Muka, Medical2000, Hillrom,Völker) seçilen 11 adet hastane yatağı üzerinde incelenmiştir. İncelemeler sonucunda bu yatakların 9 kategorinin ile de eşleştiği görülmüştür. Hastane yatakları ile ilgili literatür araştırması ve hastane yataklarının katalog incelemesi yardımıyla ortaya hastane yatakları için bazı değerlendirme kriterleri ortaya çıkmış ve bu kriterler literatürdeki konfor değerlendirme kriterleriyle eşleştirilmiştir. Hastane yatakları tasarım özelliklerinden çıkan kriterler literatür konfor değerlendirme kriterlerinin alt kriterleri olarak yer almışlardır. Bu kriterleri hastane yataklarıyla ve kullanıcılarla test edebilmek, güvenilirliğini artırmak ve genişletmek amacıyla sahada hastane yatağı konforu konusunda uzman kullanıcılarla yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler yürütülmüştür. Görüşme yapılan hemşirelerin büyük çoğunluğunun elektrikli yataklar kullanırken daha az kişinin; ise manuel yataklar kullandığı görülmüştür. Bu da gelişen teknolojilerin ve büyüyen ve hergün değişen ihtiyaçların sonucunda hastanelerin teknolojiyi takip eden ürünlere yöneldiğini göstermiştir. İÜ İTF Hastanesi'nden Genel Cerrahi A ve B Servisi, Kulak Burun Boğaz Cerrahi A Servisi, Kalp Damar Cerrahi Servisi, Plastik Cerrahi Servisi, Karaciğer Safra Yolları Cerrahi D Servisi, Üroloji Cerrahi Servisi, Göğüs Cerrahi Servisi, Dahiliye-Hematoloji Servisi, Dahiliye-Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Servisi, Dahiliye-İnfeksiyon Hastalıkları Servisi, Dahiliye-Romatoloji Servisi, Dahiliye-Gastroentoloji Servisi ve Ortopedi ve Travmatoloji Servislerinden 14 servisten 15 hemşire ile karşılıklı olarak görüşülmüştür. Her bir serviste sadece bir veya iki hemşirenin bulunması ve her an hemşirelerin hastalara müdahale etmek zorunda kalabilmeleri görüşmelerin seyrinde aksaklıklara neden olmuştur. Ayrıca vardiya değişimleri hemşirelerin en yoğun olduğu zamanlar olduğu için görüşme yapmak mümkün olamamıştır. Bu sebeple görüşmeler bazen bölünmüştür, veya hızlandırılmak zorunda kalınmıştır, bu da bazı hemşirelerden yeterince bilgi alınamamasına sebep olmuştur. Bazı hemşirelerle randevu alınmasına rağmen, hemşirelerin yoğunluğu veya ani müdahalelerde bulunmaları gerektiği için hemşirelerle görüşülememiştir. Bazı hemşireler görüşme yapmayı kabul etmemişlerdir. Bu görüşmeler notlar ve ses kayıtları aracılığıyla kayıt altına alınmıştır. Bazı hemşireler görüşmelerin ses kaydına alınmasını istememiştir. Bu gibi durumlarda daha detaylı not tutulmaya çalışılmıştır. Kayıtlar transkripsiyonlara dökülmüş ve transkripsiyonların cevap kodlarına dönüştürülmesi aracılığı ile bu görüşmelerin analizinden de uzman kullanıcı görüşlerine dayanan konfor değerlendirme kriterleri elde edilmiştir. Daha sonra literatürden ve hastane yatakları incelemesinden elde edilen kriterlerin birleşimi ile saha görüşmelerinden elde edilen konfor değerlendirme kriterleri ve alt kriterleri eşleştirilmiştir. Ana kriterler değişmezken yeni alt kriterlerin oluştuğu görülmüştür. Bu birleştirme ve eşleştirme sonucunda hastane yatakları konfor değerlendirme kriterleri son haline getirilmiştir. Bu kriterler işlevsellik, fiziksel özellikler, psikolojik kriterler ve teknolojik kriterler isimli ana kriterler iken, toplamda 26 adet alt kriter tanımlanmıştır. Görüşmeler sonucunda 5 ana kriter ve 14 alt kriterden oluşan konfor değerlendirme kriterlerine 12 alt kriter daha eklenmiştir. Literatürsen konfor ve hastane yatağı araştırmalarından türetilen alt kriterler: "Yatak kontrol yöntemi", "Yatak kilit sistemi", "Yatış pozisyon sayısı", "Yatağa entegre idrar torba kancaları", "Ayarlanabilir yan korkuluklar", "Ayarlanabilir yatak yüksekliği", "Yan korkulukların biçimi", "Yatak elemanlarının malzemesi", "Yatağın kullanım ömrü", "Yatağın fiyatı", "Algısal kriterler", "Sosyo-kültürel kriterler", "Duygusal kriterler"ve "Estetik kriterler" olarak şekillenmiştir. Saha görüşmelerinden türetilen alt kriterler; ise : "Portatif ayakucu ve başucu panelleri", "Yatak transferi", "Yatağa entegre işlevsel bölgeler", "Portatif ve ayarlanabilir serum askıları", "Yatak boyutları", "Yatak ağırlığı", "Şilte özellikleri", "Bakım, tamir ve yedek parça", "Yatağın çalışma prensibi", "Yatak iyileştirilmesi", "Yatağın yeni/eski olması", "Tüketici temelli faktörler" olarak şekillenmiştir. Böylelikle konfor değerlendirme kriterleri daha genellenebilir ve hastane yatakları konforunu değerlendirirken yararlı olabilecek bir hale getirilmiştir. Hastane yatakları konfor değerlendirme kriterlerinden hareketle hastane yataklarının konforunu anlamak ve değerlendirmek için bir hastane yatakları konfor kontrol listesi oluşturulmuştur. 81 soruluk bu hastane yatağı konfor kontrol listesi hemşirlere yönelik hazırlanmıştır. Geliştirilen kontrol listesi her ana kritere özel sorular içermektedir. "İşlevsellik" kriteri için 33 soru, "Fiziksel özellikler" kriteri için 8 soru, "Psikolojik kriterler" için 9 soru, "Teknolojik kriterler" için 25 soru ve "Ekonomik faktörler" için ; ise 5 sorudan oluşmaktadır. Bu kontrol listesi özellikle kurumlara yapılacak hastane yatağı alımlarında ilgili kişilere yardımcı olabilecek bir doküman olarak planlanmıştır. Ayrıca hastane yatağı tasarım sürecinde yatağın prototipinin değerlendirilmesi ve ilgili aşamalara yeniden dönülüp yatağın geliştirilebilmesi açısından da yardımcı bir listedir. Kontrol listesinin ileriki çalışmalarda hastane yataklarının konfor açısından değerlendirilmesinde kullanılabileceği öngörülmüştür. Bu çalışmanın tasarımcılara hastane yatağı tasarlama sürecinde yardımcı bir kaynak olması hedeflenmiştir.
-
ÖgeHelikopter Göstergelerinin Konumlandırılmasına Yönelik Bir Araştırma Metdu(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-05-23) Alppay, Ekrem Cem ; Bayazıt, Nigan ; 413599 ; Endüstri Ürünleri Tasarımı ; Design of Industrial Productsİnsanlar ve makineler arasında bilgi ve güç alışverişi yapılmasını sağlayan imgesel düzlemler olarak tanımlanan arayüzler, insan makine sistemlerinin temel bileşenlerinden birisini meydana getirmektedir. Kullanıcı arayüzleri birçok farklı ürün ve sistem tipinde farklı biçim ve yapılara sahip olabilmektedir. Gerek kişisel tüketim ürünlerinde, gerek profesyonel ürün ve sistemlerde arayüzler ürün ve sistemin amacı, bağlamı ve yapısına göre önemli farklılıklar göstermektedir. Ulaşım araçlarının gösterge panelleri de kullanıcı arayüz tiplerinden bir tanesidir. Motosiklet, otomobil, ticari vasıta, lokomotif, gemi ve hava taşıtlarında bulunan kontrol ve gösterge panelleri o araçların sürücüleri için sistem ile iletişim kurdukları temel bileşendir. Sivil amaçlar için kullanımı giderek artan helikopterler bu sistemlere önemli bir örnektir. Araçların verimli, konforlu ve güvenli bir şekilde kullanılabilmesi bu gösterge panellerinin tasarımlarının doğru olarak yapılmasına bağlıdır. Bu çalışmada çok amaçlı ticari helikopterlerin gösterge panelleri, bir başka ifadeyle ana kullanıcı-pilot arayüzleri ele alınmıştır. Çalışmada sivil helikopterlerin gösterge panellerinin, mevcut tasarım yaklaşımları incelenerek analiz edilmiş kullanıcı odaklı bir yaklaşımla tasarlanmasına yönelik olarak yeni bir araştırma metodu önerisi geliştirilmiştir. Helikopterlerin kullanımına dair genel insan faktörleri verileri, özellikle gösterge panelleri bağlamında, çalışma ve araştırmanın odak noktasını oluşturmuştur. Burada yapılan çalışma temel olarak kullanıcı görüşlerine dayanan verilerin iki farklı araştırma metodu kullanılarak toplanması ve bu verilerin analiz edilerek optimum bir gösterge panelinin tasarlanması için bir yaklaşım ortaya konmasıdır. Çalışmanın sonucunda bir optimum panel tasarımı da bu metot yardımıyla tasarlanmıştır. Bu bakımdan bu çalışma kullanıcı görüş ve tercihlerine dayanan bir arayüz optimizasyonu olarak da nitelendirilebilir. Araştırmanın ilk aşamasını 15 helikopter pilotu ile yapılan bir anket çalışmasından meydana getirmiştir. Burada kullanıcılardan öncelikle McCormick ve Sanders (1993)’ın tanımladığı temel arayüz düzenleme ilkeleri olan önem derecesi, kullanım sıklığı, işlevsel gruplama ve kullanım sırası hakkında sayısal değerlendirmeler yapmaları istenmiş; ayrıca helikopter gösterge panelleri hakkında kişisel deneyim ve görüşleri de alınmıştır. Yapılan anket çalışmasında bu tip bir sistemin arayüzünde kullanım sırası ilkesinin geçerli bir kavram olmadığı görülmüştür. Önem derecesi ve kullanım sıklığı değerlerinin tüm pilotlar temelinde aritmetik ortalaması hesaplanmış, işlevsel gruplama matrisleri oluşturularak pilotların gösterge grubu tercihleri ortaya konmuştur. Ayrıca önem derecesi kullanım sıklığı kavramlarına ağırlık vererek “bütünleşik değer” başlığı altında üçüncü bir veri grubu elde edilmiştir. Anket çalışmasında elde edilen verilerin tasarıma dönüştürülmesi bu aşamanın ikinci adımını meydana getirmektedir. Önem derecesi, kullanım sıklığı ve bütünleşik değer verileri kullanılarak birer adet işlevsel gruplama ilkesini esas alan üç farklı gösterge paneli tasarlanmıştır. Tasarımların yapılması için ayrıca göstergelerin sayısal değerlerini temel alan bir yerleşim sistematiği de geliştirilmiştir. Bu yerleşim sistematiği ayrıca çalışmanın optimum tasarım geliştirime aşamasında da kullanılmıştır. Çalışmanın ikinci aşamasında ise kullanıcı merkezli tasarım yaklaşımı kullanılarak; kâğıt prototipleme metodu ile pilotlarla deneysel çalışma yapılmıştır. Pilotlara 1/1 ölçekli bir gösterge paneli verilerek, belirli bir süre tanınarak, üzerine göstergeleri kendi tercihlerine göre yerleştirmeleri istenmiştir. Bu çalışmanın video kaydı yapılırken çalışmanın bitiminde her pilotun yapmış olduğu düzenlemenin fotoğrafı çekilmiştir. Daha sonra her pilotun yapmış olduğu deneysel çalışma analiz edilmiş, çalışma süresinde her pilotun tercihlerini belirten kritik ve önemli ifadeler incelenmiştir. Analiz aşamasından önce gösterge paneli, kullanıcı ilişkisi bağlamında alt bölgelerine ayrılmış ve böylece göstergelerin belli bir mantık dahilinde yerleştirilebilmesi konusuna bir alt yapı oluşturulmuştur. Deneysel çalışmaların analizi aşaması ise üç ayrı adımda gerçekleşmiştir. İlk adımda yapılan çalışma genel olarak analiz edilmiş, göstergelerin yerleşimleri maddeler halinde incelenmiş ve pilotların çalışma boyunca kullandıkları önemli ifadeler analiz edilmiştir. İkinci aşamada bir çizelgede panelin her bölgesinde yer alan anket değerleri incelenmiş ve gösterge panelinin çiziminde her bir göstergenin kendi anket değerleri yazılmıştır. Burada amaç önem derecesi, kullanım sıklığı ve bütünleşik değer kavramlarının gösterge paneli üzerindeki yerleşim dağılımlarında anlamlı bazı ilişkiler aramaktır. Üçüncü ve son aşamada ise her pilotun gösterge paneli sayısallaştırılmış; her pilotun değerleri ortalama anket verileri ile karşılaştırılmıştır. Yapılan karşılaştırmalarda, genel olarak tüm göstergeler ele alındığında; göstergelerin %44’ünün yerleşim tercihlerinde önem derecesi ilkesi, % 37’sinde kullanım sıklığı ilkesi ve %19’unda ise “bütünleşik değer” kavramı öne çıkmaktadır. Diğer taraftan araştırmada elde edilen gösterge grupları temelinde ise; birinci gösterge grubunda önem derecesi, ikinci gösterge grubunda kullanım sıklığı derecesi üçüncü gösterge grubunda ise yine kullanım sıklığı derecesi öne çıkmaktadır. Çalışmanın son aşamasını ise anket ve deneysel çalışma bulgularının bir araya getirilerek optimum bir gösterge panelinin tasarlanmasına yönelik bir metot ortaya konması oluşturmuştur. Deneysel çalışma her pilotun kendi düşünce ve tercihini doğrudan olarak yansıtan bir araştırma metodudur. Bu bakımdan deneysel çalışmaya ait bulgular araştırmacı için, çalışmanın bu aşamasında temel hareket noktası olmuştur. Geliştirilen optimum gösterge paneli tasarımı yaklaşımı temel olarak göstergelerin ortalama konumsal değerleri dikkate alınarak panele yerleştirilmelerine; daha sonra bu yerleşimin anket verileri, kullanıcı görüşleri dikkate alınarak iyileştirilmesine dayanmaktadır. Çalışma sürecinde bazı göstergelerin arasında bir komşuluk ilişkisi bulunması gerektiği bazı pilotlar tarafından ifade edilmiştir. Bu tür sağ/sol ya da alt/üst şeklindeki ilişkiler ayrıca deneysel çalışma bulgularında analiz edilerek optimum panel tasarımına da uygulanmıştır. Bu bakımdan arayüz tasarımına yönelik araştırmalarda kullanıcılara “ayrılmazlık ilişkisi” başlığı altında bir bağıntı sorulması araştırmacı tarafından önerilmektedir. Deneysel ve anket çalışmalarının analizleri sonucunda; kullanıcıların tercih ettikleri gösterge panellerinde önem derecesi ve kullanım sıklığı gibi kavramların ilk aşamada belirleyici bir özelliğe sahip olmadığı görülmüştür. Bu bakımdan ele alınan ürün ya da sistemin kullanım özelliklerine bağlı olarak bu iki ilkenin bir araya gelmesinden ya da tamamen gözleme bağlı olarak yeni bir değerlendirme ilkesinin ortaya konması gerekebilir. Diğer taraftan göstergelerin işlevlerine göre gruplanmalarının kullanıcıların öncelikli tercihi olduğu görülmüştür. Ayrıca bir arayüzün düzenlenmesi bir kullanılabilirlik ve insan faktörleri alanı problemi olduğu kadar aynı zamanda bir tasarım problemidir. Bu bakımdan burada arayüz olarak kullanılacak alanın genel geometrik yapısı da önem taşımaktadır. Bundan dolayı aynı elemanların kullanılacağı farklı bir geometrik yapıya sahip bir arayüzün düzeni diğerlerine göre farklılıklar gösterebilecektir.