LEE- Bilim ve Teknoloji Tarihi-Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Karataş, Hasan" ile LEE- Bilim ve Teknoloji Tarihi-Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeEski harfli çocuk dergilerinde bilim tarihi ve bilim içerikleri(Musavver Çocuk Postası ve Sevimli Mecmua)(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-14) Kutluca, Ayşegül ; Karataş, Hasan ; 422201061 ; Bilim ve Teknoloji TarihiOsmanlı döneminde yayımlanan çocuk dergilerinin dönemin şartlarından bazı izler taşıdığını söylemek mümkündür. Bahsi geçen eski harfli çocuk dergilerinde genel olarak içerik noktasında benzerlikler bulunsa da bu içeriklere yaklaşım ve öğretme biçimlerinin dergilere özgü olduğu görülmektedir. Osmanlı'da yayımlanan eski harfli çocuk dergilerinin birçoğunda ortak olarak yer alan bölümler; şiir, hikâye, karikatür, oyun, masal, tiyatro, bilgilendirici metin, bilmece, fıkra gibi metinler dönemin bilime bakış açısını nispeten gösterse de bu dergilerde yer alan birçok bilim içerikli metin veya bölümler araştırma konusunda yol gösterici olmuştur. Çalışmamda yer alacak eski harfli çocuk dergilerinde değerlendirilen bilim içerikleri; fizik, matematik, coğrafya, zooloji, botanik gibi bilim dalları ve onların alt dallarından oluşmaktadır. Bu bilim dalları çocuklara aktarılırken 'Faydalı Malumat' ve 'Fenni Eğlenceler' gibi dikkat çekici bir üslupla veya ders başlıkları adı altında öğretici bir yöntemle aktarılmıştır. Eski harfli çocuk dergilerinin birçoğunda Batıdaki yaşam ve bilim konularında çocuklara örnekler verilmiştir. Bazı dergiler Türk/Müslüman bilim insanlarına özellikle yer vererek milli duyguları öne çıkarmış bazı dergiler ise Batıdan bilim insanlarına yer vererek idealize etmiştir. Eski harfli çocuk dergileri dönemin okullarda öğretilen derslerinde öğrencilere destek olma görevini de görmüştür. Öğretmenler ve öğrenciler tarafından takip edilen dergiler bazı okullarda düzenli olarak da okutulmuştur. Dergilere öğrenciler ve öğretmenler tarafından gönderilen mektuplar doğrultusunda dergilere gelen olumlu veya olumsuz geri dönüşleri de görebilmek mümkün olmuştur. Çalışmamın giriş bölümünün ardından yer alan ikinci bölümünde dergicilik tarihi ve Osmanlı devletinde dergicilik çalışmalarının başlaması sürecine kısaca değinerek ardından çocuk süreli yayınlarının başlangıcına yer verilmiştir. İlk süreli çocuk yayınları belirli aralıklarla yayımlanan çocuk dergileri olmuştur. Bahsi geçen yeni bir oluşum olarak görebileceğimiz ilk çocuk yayınlarında gazete/dergi kavramları birbirini karşılar manada kullanılmıştır. Çalışmamın ikinci bölümünün diğer yarısında ise Osmanlı devletinde yayımlanan eski harfli çocuk dergilerinin tamamının kısa özetlerine yer verilmiştir. Bu özetler oluşturulurken kaynaklar dahilinde çocuk dergilerinin içeriklerinde bilim ve bilim tarihi içeriklerinin yer verilmesine öncelik verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde Musavver Çocuk Postası dergisinin genel özetinin ardından her sayısı için özellikleri, içindekiler bölümü, bilim ve bilim tarihi içeriklerinin aktarılması ve bilim ve bilim tarihi içeriklerine ilişkin genel değerlendirme bölümlerine yer verilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde Sevimli Mecmua dergisinin genel özetinin ardından her sayısı için özellikleri, içindekiler bölümü, bilim ve bilim tarihi içeriklerinin aktarılması ve bilim ve bilim tarihi içeriklerine ilişkin genel değerlendirme bölümlerine yer verilmiştir. Çalışmamın son bölümü olan beşinci bölümde Sevimli Mecmua ve Musavver Çocuk Postası dergilerinin içerikleri doğrultusunda değerlendirmelere yer verilmiştir. Sevimli Mecmua ve Musavver Çocuk Postası dergileri bilim içerikleri bakımından incelendiğinde yer verilen bilim dalları, fizik, meteoroloji, matematik, zooloji, botanik, astronomi, meteoroloji, kimya, fizyoloji, coğrafya ve havacılık olmuştur.
-
Ögeİbrahim Kami B. Ali'nin (ö.1807'den sonra) "Humbara Risalesi" metinsel ve tarihsel analizi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü2023, 2023-07-07) Sunguroğlu, Bekir Hakan ; Karataş, Hasan ; Bir, Atilla ; 422191052 ; Bilim ve Teknoloji Tarihi19. yüzyıl'da Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri alanda Batılı devletlerin gerisinde kalmış olduğu acı tecrübeler ile anlaşılmıştı. Yüzyıllar boyunca savaş meydanlarında hem teknik hem de taktiksel manada tartışmasız bir üstünlük sağlayan Osmanlı Devleti, 18 yüzyıldan itibaren gerileme, sonrasında da bir çöküş devrine girmiştir. Bu dönemde her ne kadar Osmanlı Devleti padişahları ve devlet adamları yenilikleri takip etmemek veya uygulamamak ile eleştirilse de bu iddia yeninin eskiyi karalayarak yücelme çabasından ileri gelmektedir. Özellikle Sultan III. Mustafa döneminde ciddi bir modernleşme ve Batıyı yakalama isteği görülmüştür. Bu dönemde Bonneval Ahmet Paşa (ö.1747) ile başlayan Batılı uzman tahsis etme geleneği Baron de Tott (ö.1793) ve Saint-Remy (ö. 1787'den sonra) gibi Fransız uzmanlarla devam etmiştir. İmparatorluğun Almanya'ya müttefik olarak yaklaşmasıyla beraber Alman uzmanlar davet edilmeye başlanmıştır ve bu süreç I. Dünya Savaşı'na kadar devam etmiştir. Bu dönemde yalnızca dışarıdan getirilen birkaç uzmandan gelişmeler takip edilmeye çalışılmamış, aynı zamanda yeni askeri okullar açılmış ve ordular kurularak köklü reformlar da yapılmaya çalışılmıştır. İbrahim Kami b. Ali'nin (ö. 1807'den sonra) hayatı hakkında detaylı bilgiye sahip olmasak da ortaya koyduğu eserler ve görevleri ile bu dönemde oldukça önemli bir figür olarak yer aldığı düşünülmektedir. 1775'te ilk modern askeri okul olan olarak kurulan Mühendishane-i Bahr-i Hümayun'un ilk öğrencilerden ve 1795'te kurulan Mühendishane-i Berrî-i Hümayun'un ilk hocalarındadır. Mühendishane kökenli ilk Hassa Sermimarı olması da oldukça önemlidir. Kendisinin bir adet matematik, iki adet humbara eseri olmak üzerine toplamda üç eseri vardır. Tezimizde ele aldığımız Humbara Risalesi, İbrahim Kami'nin ana kitap olarak bahsettiği Yevmiyenâme isimli eserinin bir özeti mahiyetindedir. Yevmiyenâme balistik konularının yansıra; tapa, fişek imlası, yağlı paçavra terkibi, delikli humbara eczası hazırlanması gibi humbara alanında çok çeşitli konuları ele almaktadır. Humbara Risalesi ise, Yevmiyenâme'de geçen meselelerden yüzeysel olarak bahseder. Başlıca bir humbaracının bilmesi gereken temel bilgilerden bahsedilirken daha çok balistik üstüne pratik hesaplara yer verilmiştir. Eser beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ufka paralel olan hedeflere, ikinci bölümde ufuktan yüksek hedeflere, üçüncü bölümde ise ufuktan aşağıdaki hedeflere atım yapılmak istediğinde yapılması gereken hesaplardan bahseder. Dördüncü bölümde barut miktarının hedeflere göre nasıl ayarlanacağından bahsedilir. Diğer gerekli meseleler olarak belirtilen son bölümde ise üst üste yığılmış humbara ve top tanelerinin nasıl kolayca sayılabileceğinden bahsedilir. Kitapta yukarıda belirtilen meseleler ile ilgili birçok örnek verilmiş ve çözümleri ispatlarıyla birlikte verilmiştir. Eserde ayrıca birçok tablo, grafik ve çizim mevcuttur. Özellikle ana kitap olarak refere edilen kitapta son derece nizami ve renkli top ve havan tasvirleri ve atım grafikleri mevcuttur. Mühendishane talebeleri, teknik resim dersleri de aldığından buradaki çizimler ve grafikler oldukça anlaşılır ve açıklayıcıdır. Bu çalışmada ele aldığımız özet, muhtemelen ana kitap için seviyesi yeterli olmayan, mühendishane derslerini dışardan takip eden veya kısa süreli temel eğitim almak için gelen zabitler için hazırlanmış bir eserdir. Yevmiyenâme ve Humbara Risalesi kendi gök kubbelerinde tek yıldız değildirler. Özellikle 19. yüzyıl başından itibaren askeri teknoloji ve uygulamalar alanlarıda verilen eserler artmıştır. Bu artışın başlıca sebebi Osmanlı'da 18. yüzyıl sonlarında açılan mühendishanelerde okutulmak için kitap ihtiyacı ortaya çıkmıştır. İlk dönemde yabancı uzmanların yanlarında getirdikleri kaynaklar tercüme edilerek bu eserlerden faydalanılmış daha sonraları ise Türk ilmiye sınıfı, askeri teknik alanında özgün eserler telif etmeye başlamıştır. İbrahim Kami b. Ali, bu dönüşüm döneminin önemli temsilcilerinden birisidir. Bu sebeple bu çalışmada, İbrahim Kami b. Ali'nin daha iyi anlaşılabilmesi için ilk olarak, Osmanlı Devleti'nde askeri modernleşmenin ana kaynağı olan mühendishanelerin tarihi ele alınmıştır. Ayrıca İbrahim Kami b. Ali'nin eserlerinin literatürdeki yerini belirlemek amacı ile Osmanlı'da topçuluk ve humbara alanındaki eserlerin bir listesini oluşturulmuştur. Çalışmamızın, ana kısmını ise İbrahim Kami'nin Humbara Risalesi isimli eserinin transliterasyonu ile matematiksel analizi oluşturmaktadır. Türkiye'de askeri tarih çalışmaları oldukça yaygın olsa da askeri teknolojiler tarihi henüz olgunlaşmış bir disiplin değildir. Birçok askeri tarih çalışmasında, askeri teknolojileri açıklamak üzere işin teknik kısmı "gelişmiş, geri kalmış, modern, daha uzun menzilli, daha etkili" gibi genel geçer sıfatlarla açıklanmaya çalışılmıştır. Askeri tarih yazımından, harp tarihine doğrudan etkisi olan silahların kabiliyeti maalesef gerektiği şekilde yer bulamamıştır. Bunun başlıca nedeni kullanılan harp gereçlerinin bir uzmanlık alanı olması ancak bu gereçleri inceleyecek gerekli teknik çalışmaların yapılmamasıdır. Bir diğer sebep ise Osmanlı Devleti, modern döneme kadar askeri meselelerin gizli tutulması gereken meseleler olarak gördüğü için askeri tekniklerin ele alındığı kitapların yazılması ve çoğaltılması konusunda destekleyici olmamıştır. Modern eğitime geçme çalışmalarıyla beraber birçok yabancı kaynaklı kitap Türkçeye çevrilmiş ve yeni risaleler yazılmıştır ancak bu eserler oldukça az çalışılmıştır. Ayrıca yukarıda da belirtildiği gibi yapılan çalışmalar, eserleri teknik yönden analiz etmemiştir. Bu sebeple bu tez kapsamında; bilimsel ve tarihsel açıdan değerli gördüğümüz bu eseri, yalnızca günümüz Türkçesine çevirmek değil aynı zamanda hesapları matematiksel olarak analiz ederek dönemin teknik bilgi ve becerisini analiz etmek amaçlanmıştır.
-
ÖgeMarketing electricity: Ameli elektrik magazine (1925-1934) and the introduction of electricity as a mass consumption item in the interwar period(Graduate School, 2022-03-04) Dalfes, Fulya Lale ; Barutçu, Burak ; Karataş, Hasan ; 422191057 ; History of Science and TechnologyElectricity was introduced to the Ottoman Empire with the establishment of the 'Silahtarağa Power Plant' in Istanbul in 1914. This new technology, like in all the other regions in the world, gradually brought massive changes in the daily lives of the İstanbul populace. Even though there were other illumination technologies and small-scale power plants before Silahtarağa, this plant offered a city-based and non-stop source of electricity to locals. Likewise, electricity with its appliances started to change many daily practices from transportation to cooking. Electricity was comparatively a late coming technology to the Ottoman Empire. Factors like the rush to modernization because of rivalry in the European periphery have pushed the Ottoman government to finally accommodate this technology. Adaptation to electricity was important for the expansion of the customer base of the electricity company. A bi-monthly free-of-charge magazine titled "Ameli Elektrik" began to be distributed in 1925 to each electricity customer and continued until 1934. This magazine, with the SATİE company, mainly aimed to promote electricity, electrical appliances, etc., and a 'new way of life' which came with those. Commercials, cartoons, recent news about electricity, recipes, and fashion advice were all included in this print medium. Its content was shaped by its target audience, which was the upper-middle class of İstanbul, who were able to reach electricity and its appliances. This study aims to examine this magazine's content as a mirror on which the mentalities, ideologies, social norms, and biases of the period were reflected. The tools and concepts of the social history of technology and discourse analyses are the basis of this study's methodology. The nine-year publication period of this magazine straddles the first years of the Turkish Republic, therefore witnessing innumerable changes. For instance, one can trace the radical political ups and downs such as the new reforms and the social change that came with them. Moreover, this magazine even reflects the impact of the alphabet reform of 1928 on print media. Similarly, we can see that gender structures and norms were both constructed, reproduced, and manipulated through this magazine. This thesis will present this magazine as multilayered evidence of technological and social change during the transition from the Ottoman Empire to the young Turkish republic. Finally, it will introduce a source that hitherto had not been examined on this scale.
-
ÖgeOsmanlı Devleti'nde yeni tıp ve bilginin demokratikleşmesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-09-05) Yılmaz, Abdüssamet ; Karataş, Hasan ; 422211051 ; Bilim ve Teknoloji Tarihi17.yy'ın ikinci yarısında hekimbaşı İbn Sellum'un (ö. 1669) Tercemetü't-Tıbbi'l-Cedidi'l-Kimyai li-Paraselsus eserinin ardından başlayan tıbb-ı cedid yani yeni tıp külliyatı ile başlayan süreçte Osmanlı Devleti'nde tıp sahasının çehresi değişmiştir. Yeni tıp ile inorganik maddeler tedavide kullanılmaya başlanmış, tedavi için hazırlanan ilaçlarda kimyevi teknikler ön plana çıkmıştır. İlaçların içeriği ve hazırlanma yöntemleriyle beraber yeni tıp döneminde tıbbi bilginin aktarımı da dönüşüm geçirmiştir. Bu dönüşüm çerçevesinde ilmi üretim artık Arapçadan çok Türkçe yapılmaya başlanmıştır. Telif eserlerin yanında tercümelerle Osmanlı'da bilim dili olarak yükselen Türkçe, bilginin Osmanlı toplumunda daha erişilebilir olmasını sağlamıştır. Mütercimler yaptıkları çevirilerde umumi faydayı amaçladıklarını vurgulamıştır. Tercümelerin büyük çoğunluğunun kaynağını ise Avrupa'da yazılmış eserler oluşturmaya başlamıştır. Ayrıca yapılan tercümelerde sadeleştirmeler, yerel unsurlar ve metin-dışı notlar bilginin aktarımını kolaylaştırmıştır. Türkçe yeni tıp külliyatına odaklanarak bu tez tıbbi bilginin Osmanlı toplumunda erişilebilirliğinin arttığını yani tıbbi bilginin demokratikleştiğini iddia etmektedir. Bilginin demokratikleşmesinin en büyük yöntemi olarak mahallileşme ve bilginin demokratikleşmesinden kaynaklanan huzursuzluklar bu tezin temel dayanak noktalarıdır.18.yy'da yapılan dört Tıbb-ı Cedid tercümesi ve mütercimleri ise tezin temel kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu mütercimler Ömer b. Sinan İzniki (1704'te sağ), Müderris Hasan Efendi (1718'de sağ), Bursalı Ömer Şifai Efendi (ö. 1742) ve hekimbaşı Gevrekzade Hasan Efendi'dir (ö. 1801). 18.yy'ın ikinci yarısında yaşamış olması sebebiyle yeni tıbbın Osmanlı'da yer edinmesine şahit olan Gevrekzade Hasan Efendi ve eserleri tezin asıl odak noktasını oluşturmaktadır. Bu tezin amacı literatürde bilim tarihi alanında incelenen yeni tıp tercümelerini toplumsal tarih bağlamında değerlendirmek ve dönemin tercümelerini "modern" veya "geleneksel" kategorilerinin dışına çıkararak mütercimleri failliğini kısıtlayan batı/cedid – doğu/kadim ikilemlerinin dışında değerlendirmektir.
-
ÖgeÜçüncü dereceden denklemlerin çözümleri üzerine Hayyam ve Descartes ekseninde retrospektif bir inceleme(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023-12-08) Türkoğlu, Mustafa Deniz ; Karataş, Hasan ; 422201066 ; Bilim ve Teknoloji TarihiBilim tarihi içindeki çalışmaların çeşitliliği ve bağlantılılığı, sosyal bilimlerin içerisinde farklı disiplinleri birleştirerek ele almasından kaynaklanmaktadır. Bu tez, matematik tarihindeki denklem çözümlerini incelerken, özellikle üçüncü dereceden denklemlerin tarihsel bağlamda nasıl evrildiği ve farklı medeniyetlerde nasıl yorumlandığına odaklanmaktadır. Tez, matematik tarihini göz önüne alarak, denklem çözümlerinin medeniyetler ve yüzyıllar içindeki değişimini ele almaktadır. Özellikle üçüncü dereceden denklemlerin tarihsel evrimi incelenirken, Hayyam ve Descartes'in bu denklemleri nasıl çözdükleri ve bu çözümlerdeki benzerlikler ve farklılıklar tartışılmaktadır. Ayrıca, analitik geometrinin nasıl ortaya çıktığı ve matematik tarihindeki evrimine nasıl katkıda bulunduğu üzerinde durulmaktadır. Özellikle Euclides'in Elemanlar eserinin incelenmesi, sistematik düşüncenin temelini oluşturan matematiksel prensipleri sunmaktadır. Ayrıca, matematik tarihinde ortak bir dilin oluşumu, İslam medeniyeti tarafından sağlanmış ve Rönesans ve bilim devrimi ile birlikte bilimin dili haline gelmiştir. Tez, Hayyam ve Descartes'in üçüncü dereceden denklemleri nasıl çözdüklerini ve analitik geometrinin nasıl ortaya çıktığını inceleyerek, matematik tarihindeki evrimi detaylı bir şekilde ele almaktadır. Bu çalışma, antik matematik bilgisinin yeni bir dilde yorumlanması sonrasında ortaya çıkan problemleri ve çeşitli yaklaşımları da tartışmaktadır.
-
ÖgeYenişehirli Ahmed Cemal Efendi'nin hayatı ve "Memâlik-i Osmaniye'ye Mahsus Coğrafya-yı Askerî" adlı eseri(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024-06-11) Taşdemir, Kübra ; Karataş, Hasan ; 422211055 ; Bilim ve Teknoloji TarihiOsmanlı Devleti'nde özellikle 18 ve 19. yüzyılda, Batılılaşma hareketlerinin bir parçası olarak Osmanlı askerî eğitim sistemi de reformlar geçirmiş ve eğitim-öğretim faaliyetlerinde gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemde, Avrupa ülkelerinin eğitim modelinin uygulanması tercih edilmiştir. Askerî faaliyetlerde oldukça önemli bir yere sahip olan haritalar ve coğrafya eserleri, Avrupa'da olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu'nda da öncelik verilen bir husus olmuştur ve askerî eğitim kurumlarında Batılı kaynaklar kullanılarak harbiyeli öğrencilere bu eserler okutulmuştur. Coğrafya eserlerinin artış yaşadığı bir dönem gerçekleşirken 19. yüzyılın son çeyreğinde askerî coğrafya alanında eserler yazan Yenişehirli Ahmed Cemal Efendi de, Avrupa'daki yayınları takip eden bir coğrafya öğretmeni olarak yıllarca görev yapmıştır. Askerî sahada görev alan harbiyeli öğrencilerin teorik bilgi sahibi olmaları ve Osmanlı sınırları içerisinde kalan toprakları iyi tanıyarak düşmana karşı başarılı stratejiler geliştirebilmeleri amacıyla Memâlik-i Osmaniye-ye Mahsus Coğrafya-yı Askerî adlı eseri kaleme almıştır. Askerî coğrafya alanında oldukça önemli bir yere sahip olan eser, coğrafya literatüründe ismi zikredilmesi gereken kaynaklardan biridir. Söz konusu eserin, Osmanlı Devleti'nde yazılan eserler içerisinde "askerî coğrafya" isminin ilk kez kullanıldığı eser olması bakımında özel bir öneme sahiptir. Ayrıca, Ahmed Cemal Efendi'nin eserini yazarken kullanmış olduğu kaynaklar da Batı'da yapılan çalışmaları ve eserleri ortaya koymaktadır. Bu durum, Batılı kaynaklarda Osmanlı Devleti'ne sık sık yer verildiğini, Osmanlı sınırları içerisinde kalan toprakların coğrafî yapısının eserlerde anlatıldığını ve bu toprakların ayrıntılı bir şekilde haritalandırıldığını da gözler önüne sermektedir. Bu tez kapsamında, Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-i Şâhâne'de coğrafya öğretmeni ve başarılı bir asker olan Yenişehirli Ahmed Cemal Efendi'nin yapmış olduğu çalışmalar ve yazmış olduğu Memâlik-i Osmaniye-ye Mahsus Coğrafya-yı Askerî (1894, 1898, 1906) adlı eseri incelenerek hayatına ışık tutulacaktır. Ayrıca, bizzat padişah tarafından nişanlarla onurlandırılan Ahmed Cemal Efendi'nin, yıllar içinde rütbelerinin yükselmesi de onun gayretli ve başarılı bir asker olduğu göstermektedir. Ahmed Cemal Efendi'nin hayatı ve eseriyle birlikte Osmanlı coğrafya çalışmalarındaki yeri ve bıraktığı izler bakımından değerlendirilecektir.