İstanbul konut alanlarındaki değişimin yapılı çevre bileşenleri yönünden çözümlenmesi

thumbnail.default.alt
Tarih
2023-01-24
Yazarlar
Yetiş Çakmak, Ebru
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Yapılı çevre kavramı, kentte parçalar halinde tasarlanmış bileşenlerin entegrasyonundan oluşan bütüncül bir kavramdır. Yapılı çevrenin anlaşılabilmesi için onu oluşturan bileşenlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin anlaşılması gerekmektedir. Evimizin penceresinden dışarıya baktığımızda gözlemleyebildiğimiz insan yapımı olan tüm nesne ve ortamlar (binalar, yollar, köprüler, açık alanlar, parklar, otomobiller vb.) kentsel yapılı çevrenin bir parçasını oluşturmaktadır. Kentsel yapılı çevreyi oluşturan bileşenleri araştırmacılar tarafından şehir, mahalle, yapı adası, parsel gibi çok çeşitli ölçeklerde ele alınmakta, kentsel örüntü, ulaşım, altyapı, açık ve yeşil alanlar, yoğunluk ve arazi kullanımı gibi bir dizi bileşenle ifade edilmektedir. Kentin yapılı çevresini oluşturan yapılar, yapı grupları ve bunların bir araya geliş biçimleri, yapılar arasındaki boşluklar, yapıların büyüklükleri, yapı sayısı ve yoğunluğuna ek olarak kentte var olan arazi kullanımı kentteki ilişkileri etkilemesi nedeniyle oldukça önemlidir. Kentin biçimlenmesine yön veren bu bileşenler bir araya gelerek kentsel yapılı çevreyi oluştururken, aynı zamanda kentsel açık alanların oluşumunu da yönlendirmektedir. Kentlerde yaşanan hızlı nüfus artışı ve düzensiz yapılaşma yapılı çevre üzerindeki baskıların artmasına ve yapılı çevrenin karakteristiğinin değişmesine neden olmaktadır. Yapılı çevrede meydana gelen bu değişiklikler, kimi zaman yapılı çevrede var olan karakter ve niteliklerin güçlenmesini sağlamakta kimi zaman ise, yapılı çevrede nitelik kaybına ve yapılı çevre kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır. 1950'li yıllardan itibaren hız kazanan sanayileşmeye birlikte yoğun bir göç hareketine sahne olan İstanbul'da, göçle gelen nüfusun ihtiyacının karşılanması amacıyla her geçen gün yeni konut alanları açılmış, yeni ulaşım arterleri inşa edilmiş, mevcut arterler genişletilmiş ve kent hızlı bir değişim, dönüşüm ve yoğunlaşma süreci içerisine girmiştir. Bu yılları izleyen süreçte, gecekondulaşma ve kaçak yapılaşmayla birlikte, İstanbul'un makroformu önemli ölçüde değişmeye başlamış, kente yeni göç eden nüfus kentin çeper bölgelerine yerleşerek bu alanlarda düzensiz, her türlü altyapıdan ve yaşam koşullarından uzak kent parçalarının oluşmasına neden olmuşlardır. Hızla gerçekleşen yayılma süreci, kentin doğal yapısında da bozulmaları berberinde getirmiştir. Bu durum, İstanbul'un mekânsal yayılmasının fiziksel çevre ve sürdürülebilirlik konuları bağlamında yeniden sorgulanmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla, İstanbul bugün kapasitesinin çok üstüne nüfus ve yapı yoğunluğunu barındırmakta, sürdürülebilir gelişimden uzak bir yapılaşma süreci yaşamaktadır. Bu çalışma, 1950'li yıllardan itibaren değişim, dönüşüm ve yoğunlaşma süreci içerisinde giren İstanbul'da farklı niteliğe sahip konut alanlarında (düzenli, düzensiz, tarihi konut, toplu konut ve düzenli, düzensiz ve toplu konut gibi birden fazla gelişme türünü bir arada barındıran karma konut dokularında) 2005 yılından günümüze kadar olan yaklaşık son 15 yıllık süreçte, meydana gelen değişimin, yapılı çevre unsurları bakımından çözümlenmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, 2005 yılında yapılan İstanbul'da Konut ve Yaşam Kalitesi Araştırması kapsamında tasarlanan ve İstanbul Metropoliten Alanı sınırları içindeki konut alanlarından seçilen doku örnekleri kullanılmıştır. 2005 yılına ait araştırma projesine ait örneklem alanlarda (100 ve 200 m. yarıçaplı daire içerisinde kalan 900 adet konut dokusunda) yapılaşma katsayıları, toplam açık alan oranı, toplam yaşanabilir alan oranı gibi yapılı çevreye ilişkin özellikler ölçülerek İstanbul'un farklı niteliğe sahip konut dokularında (düzenli yapılaşan konut dokuları, düzensiz yapılaşan konut dokuları, çoklu gelişme türüne sahip dokular, tarihi konut dokuları, toplu konut dokuları) yapılı çevre karakteristiği çözümlenmiştir. Böylelikle, gerek İstanbul'un her iki yakasında gerekse farklı ilçe ve mahallelerinde yapılaşma yoğunlukları, açık alan oranları ve yaşanabilir alan oranları kapsamında yapılı çevre kalitesi araştırılmıştır. Dolayısıyla, bu tez çalışmasında, 2005 yılına ait araştırma projesi kapsamında tasarlanan örneklem alanlarında, 2021 yılı verileri kullanılarak güncel bir çözümleme yapılmış ve İstanbul konut alanlarında yaklaşık son 15 yılda meydana gelen ortaya koyulmuştur. Çalışma sonucunda, İstanbul'da 2005 yılından bu yana inşaat yoğunluğunun ilçelerin büyük çoğunluğunda (özellikle kentin çeperinde yer alan ilçelerde) artış gösterdiği ve buna paralel olarak kentin açık alanlarında ciddi azalmaların gerçekleştiği tespit edilmiştir. Konut alanlarında meydana gelen değişikliklerin, çoğunlukla düzensiz (plansız) ve karma (düzenli, düzensiz ve toplu konut alanlarının bir arada bulunduğu konut alanları) gelişim gösteren konut alanlarında gerçekleştiği görülmüştür. Yaklaşık son 15 yıllık süreçte, İstanbul'da inşaat yoğunluğunun artmasına paralel olarak; konut alanlarında açık alanlar ile inşaat yoğunluğunu ilişkilendiren açık alan indeksi ve yaşanabilir alan indeksi değerlerinde ciddi bir azalmanın yaşandığı ve dolayısıyla açık alan-yoğunluk dengesinin giderek bozulduğu, konut alanlarının sağlıksız yaşam çevrelerine dönüştüğü ve İstanbul il genelinde mevcutta yetersiz olan açık alanların daha da yetersiz hale geldiği görülmüştür.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023
Anahtar kelimeler
konut, dwelling house, konut alanları, housing lands, çevre, environment, İstanbul, Istanbul
Alıntı