Bilginin üretimine tersinir bir bakış: Arşivle(N)me olarak spekülatif mekân-yazımı

thumbnail.default.alt
Tarih
2025-07-02
Yazarlar
Rusçuklu, Seray
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Bu tez, konumlu bilgi kavramından yola çıkarak, bilginin üretildiği araştırma mekânı ile korunduğu arşivleme pratikleri arasında tek yönlü olmayan, tersinir bir bakış öneriyor ve konuya mimarlık tarihi ve kuramı pratiği bağlamında eleştirel bir yaklaşım geliştirmeyi amaçlıyor. Mimarlıkta bilginin genellikle göz ardı edilen üretim süreci ve üretildiği mekân birbirinden bağımsız iki duruma işaret etmez. Yani, bilgi yalnızca araştırma mekânında üretilip saklanmak üzere arşive kaldırılmaz. Arşivdeki malzemelerin belirli bir bağlamda bir araya getirilip yeni anlatılar kurulması, aynı zamanda bu üretim süreçlerinin öznesini ve araştırma mekânını da yeniden üretir, dönüştürür ve çoğaltır. Söz konusu tersinir bakış, araştırma mekânının ve üretim pratiğinin birbiri ile sürekli bir diyalog kurup yeniden ürettiği bir yaklaşımı da ifade eder. Bahsedilen ilişkiyi tez boyunca feminist ve yeni materyalist kuramın; özne, bilgi ve bilginin üretim mekânı arasındaki ilişkileri hiyerarşik olmayan, karşılıklı etkileşimler üzerinden yeniden tanımlayarak oluşturmaya çalıştım. Bu yaklaşım, bilgi üretimini geleneksel anlamda lineer, durağan, tarafsız ve öznesinden bağımsız bir süreç olarak görmekten çıkarıp; bedensel, parçalı, çok katmanlı, konumlu ilişkisel bir araştırma pratiği olarak ele almayı sağlıyor. Tezin İnsanın Kendi-ne Ait Bir Odası Olmalı! başlıklı giriş bölümü, kendi kişisel çalışma alanım olan odamı bir merak nesnesi ve araştırma mekânı olarak yeniden keşfetmemle beraber ortaya çıktı. Bu ilk bölüm, tezin düşünsel aşaması olgunlaşana dek odamda yürüttüğüm çeşitli üretim pratiklerinin, araştıran bedenimle birlikte mekânı nasıl çoğaltarak yeniden üreten bir sürece evrildiğinin göstergesi olarak okunabilir. İlk bölümle eş-zamanlı bir okumayla gelişen Feminist-Nesnel Bilginin Üretim Mekânı ve Kaydının Tutulması: Arşivle(n)me Pratikleri, yalnızca dışarıdan gözlem yapan bir araştırmacının mekândaki konumlanışının ötesine geçerek, eylemler ve üretim araçlarıyla beraber öznenin ve pratiğinin mekâna doğrudan dahil olduğu bir üretim pratiğine dönüştü. Bu bağlamda, Doina Petrescu'nun "başka türlü pratik yapma"ya dair yaklaşımı, tezde benimsediğim ilişkisel ve spekülatif üretim biçimlerine teorik bir altlık oluşturarak mimarlık kuramına eleştirel bir okumayla yeniden bakmama yardımcı oldu. Bu yaklaşım araştırma sürecini yalnızca nesnel bilgiye erişmekten öte; bilginin özneyle ve mekânla birlikte, karşılıklı etkileşimler yoluyla inşa edildiği (dolayısıyla araştırma mekânını da tekrar yaratıcı pratiklerle kurduğu) ve dönüşüme açık bir alan olarak ele alıyor. Tez boyunca çeşitli mekânsal ve arşivsel karşılaşmalarla şekillenen üretimler (çizimler, haritalamalar, maketler, kodlamalar, yeniden kurmalar) bu süreci hem belgeleyen hem de dönüştürerek tekrar üreten araçlar haline geldi. Jane Rendell, Emma Cheatle, Hélène Frichot ve Naomi Stead'in okumalarıyla "spekülatif mekân-yazımı" kavramını tez boyunca mimarlık kuramında hem bir yöntem hem de bir araştırma biçimi olarak yeniden ele alıyorum. Spekülatif Mekân Yazımında (Labor)atuvarın Dönüşen Halleri bölümünde Bruno Latour, Steve Woolgar, Karen Barad ve Mary Shelley'nin Frankenstein romanı ile bu yöntemi genişletiyorum. Mimarlıkta spekülatif kurguyu, mekânı sabit ve tamamlanmış bir yapı olarak görmekten başka, sürecin belirsizliklerine alan açarak arşiv malzemelerini üretim mekânının mekânsal referanslarıyla yeniden kurgulayan; bilgiyi bilgiyle arasına belirli bir mesafe koyarak temsil eden değil, sürekli dönüştüren ve yeni karşılaşmalarla yeniden üreten ilişkisel bir mimari pratik olarak açıklıyorum. Tez çalışmasının odağını oluşturan Arşiv Olan ve Arşivi Kuran bölümünde ise, feminist arşivleme pratiğini araştırma fırsatı bulabildiğim güncel bir örnek olan Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı'nı ele alıyorum. Barındırdığı çeşitli kişisel arşivleriyle KEK'i, feminist-nesnel bilginin üretildiği bir (labor)atuvar olarak okuyorum. Böylelikle, Fener'deki tarihi bir taş evin bünyesinde kendine yer bulan bu arşive dalarak arşiv nesnelerinin zamansal ve mekânsal katmanlarını açığa çıkarmaya çabalıyorum. Donna Haraway'in "konumlu bilgi" kavramından yola çıkarak, arşivdeki gezici bilgi nesnelerinin, zamansal ve mekânsal ilişkilerin taşıyıcıları olduğunu ve böylelikle de özneyi mekânla birlikte tekrar kurduğunu açıklıyorum. Ayrıca bu nesnelerin, Jean Piaget'nin öğrenmeyi bedensel hareketle açıklayan yaklaşımına paralel bir şekilde, araştırma mekânını aktif olarak yeniden ürettiğini savunuyorum. Bölümün ilerleyen kısımlarında, KEK'in arşivlerinde karşılaştığım heykeltıraş Zerrin Bölükbaşı'nın pratiğini ve üretim mekânlarını araştırıyorum. Bu araştırma ve bilgi üretme süreciyle beraber gelişen kendi pratiğimi ifade etmek üzere ortaya serdiğim "Yaratıcı Mekânsal Diyaloglar", KEK ve Bölükbaşı'nın farklı zamanlara ait stüdyoları arasında on üç adet diyalog öneriyor. Diyaloglar, arşiv-kütüphane'nin ve içindeki arşiv malzemesinin kahraman odaklı, tekil ve kronolojik bir anlatısını üretmek yerine, araştırmacının bedeniyle ve mekânla kurduğu ilişkiler üzerinden yeniden anlam kazanıyorlar. Bu bağlamda geliştirilen Yaratıcı Mekânsal Diyaloglar, parçalı anlatılar ve mekânsal-bedensel çeviriler üzerinden spekülatif bir arşiv inşasını maket- çizim setlerinin üretilmesiyle deniyor. Tüm bunlarla birlikte, Leyla Erbil'in "Kalan" adlı romanı hem isminin KEK'in tarihsel arka planı ile kurduğu benzerlik ile hem de sunduğu mekânsal tahayyüller ve kurgusal feminist anlatı diliyle on üç yaratıcı mekânsal diyaloğa eklemlendi. Bu bağlamda, Kalan'ın arşiv-kütüphane ile kurduğu ortaklıklardan yola çıkarak ürettiğim mekânsal parçaların ve kesit-planların, yalnızca arşiv malzemesinden elde edebildiğim geçmişin izlerini taşıyan sabit temsiller olmadığını düşünüyorum. Aksine, Bölükbaşı'nın üretim pratiği ve benim araştırma sürecimdeki beden(ler)imle birlikte çalışan, arşivle(n)me pratiğini fiziksel olarak da olarak yeniden kurgulayan, zamanlar ve mekânlar arasında gidip gelen mekânsal bir arşiv denemesine dönüştüklerine inanıyorum. Tezde önerilen kurgu, ne yalnızca bilginin üretildiği statik mekân ne de yalnızca onun kaydının tutulduğu bir pratiğin araştırmasıdır. Bu iki alan (üretim ve kayıt ya da yazım ve spekülatif kurgu) birbirini sürekli olarak dönüştüren ve yeniden üreten yapılar olarak iç içe geçiyorlar. Araştırma süreci ve mekânı; özneyle birlikte hareket eden, bedenin eylemleriyle yeniden yeniden yazılan ve mekânda karşılaşmalarla sürekli biçimlenen üretken bir alan haine geliyor. Böylece araştırma, teorik arka planını da aşarak, görünmeyenin ya da görünmez kılınanın bilgisini spekülatif-mekânsal bir yazım ve üretimine dönüştürüyor. Bunu yaparken sürecin bilinmezliklerine ve tesadüfi durumlara da izin vererek aynı anda hem konumlu, bedenli, çoklu ve parçalı bir üretim pratiği hem de alternatif bir arşiv kurma (ya da başka türlü bir yazma) denemesi olarak işliyor.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans)-- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025
Anahtar kelimeler
bilgi, knowledge, feminizm, feminism, arşivler, archives
Alıntı