İstanbul su topolojisi: Kent ve su ilişkisinde makro, mikro ve yönetimsel ölçekler arası topolojik okuma yöntemi önerisi

thumbnail.default.alt
Tarih
2023-06-05
Yazarlar
Aluçlu, Gizem
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Suyun doğası akışkandır. Öyle ki, su akar, birikir, sızar. Doğası gereği varolan eylemlerinin sonucunda, organizma ölçeğinden gezegen ölçeğine kadar farklı canlılar, farklı ekosistemler arasında bağlar kurmaktadır. Hayati öneme sahip olan suyun, akarak ve süzülerek oluşturduğu bu dallanmalar, peyzajın her noktasına dokunan bir kohezyon bütünlüğü oluşturmaktadır. Bu bağlayıcı temel, bazen besleyici bazen de yok edici akışkanlıklar gösterebilmektedir. Doğada su, akışta kalarak topografyadaki suyun hikayesini oluşturmaktadır. Yeryüzü şekillerini oluşturan bu hikâye, karşılıklı olarak topografyanın yönlendirmelerinden etkilenmektedir. Bu çift yönlü ilişkide, antopojenik müdahale, tarihten günümüze kentleri yaratmış ve insana bu ilişkiyi kontrol edebilme fikrini kazandırmıştır. İlk yerleşimlerden günümüze kadar kent ile birlikte gelişen ve değişen suyun hikayesine olan müdahaleler, bazen bir paleolitik çağ yerleşiminde su kanunları ile sonuçlanırken, bazen de 20. yüzyıl su yönetimi stratejilerine dönüşmüştür. Çok yönlü perspektif okumaları gerektiren suyun kent ile hikayesi, günümüze kadar pek çok katmanlı okumanın konusu olmuşsa da, çok katmanlı okumalardaki boyutsal ilişkiler göz ardı edilmiştir. Suyun, yerleşim ve insan ile kurduğu ilişkiye dair bir söylem, bir planlama stratejisi ya da bir tasarım yaklaşımı üretebilmek için suyun kent ile kurduğu çok ölçekli ve çok boyutlu ilişkiyi analiz edebilme yöntemine ihtiyaç duyulmaktadır. Çok ölçekli ve çok boyutlu ağların çözümlenebilmesi, ayrışarak parçalar haline getirildikten sonra, bu parçalar arasındaki bağlamsal ilişkiyi kurabilmeyi gerektirmektedir. Çözünen tüm bu özgün parçacıklar, kendi söylemini oluşturmakta ve bir algoritmayı takip ederek bir araya geldiklerinde bir bütünü tanımlamaktadır. Bir bütünü oluşturan tüm ağlar ise topolojik ilişkiler ile tanımlanmaktadır. Bu nedenle, tez kapsamında su topolojisi, kent ve su arasındaki makro, mikro ve yönetimsel ölçekteki çeşitli olguları çok boyutlu döngülerde sentezleyerek ortaya çıkararak suyun hikayesini okuyan bir yöntem olarak tanımlanmıştır. Topolojik ağları çözümlemeyi hedefleyen su topolojisi, bu tez kapsamında üç aşamalı olarak geliştirilmiştir. Öncelikle, tarihsel sürecin getirdiği kent ve su arasındaki ilişkinin tanımlanması gerekmektedir. Bu ilişki derinlemesine bir literatür taraması ile ortaya çıkarılmış ve bu inceleme sonucunda kentsel su ve su yönetimi kavramlarının kent ve su ilişkisinde önemli roller üstlendiği sonucuna ulaşılmıştır. Peyzaj mimarlığı disiplinin çok katmanlı okuma yöntemleri temel alınarak oluşturulan su topolojisi, kentsel su kavramının peyzaj mimarlığı disiplinindeki tarihsel gelişimini incelemeyi gerektirmiş ve bu inceleme bir içerik analizi yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Böylece ilk aşamada, kentin su ile olan ilişkisi yerleşimlerin kurulmasından, disiplin ile ilişkili olarak kentsel suyun dönüşümüne kadar her ölçekte irdelenmiştir. İkincil olarak, topoloji kavramı literatür taraması yöntemi ile derinlemesine araştırılmış ve kavramsal olarak haritalanmıştır. Bu haritalamanın bir sonucu olarak, topoloji felsefesi peyzaj tabanlı olarak yeniden kurgulanmıştır. Elde edilen tüm literatür araştırmalarının ve kavramsal haritalamaların bir sonucu olarak, kent ve su arasındaki ilişkiyi tarihsel süreçte betimlemeye yönelik bir söylem analizi gerçekleştirilerek, su topolojisi kavramı tanımlanmıştır. Su topolojisi, peyzaj tabanlı bir okuma yöntemi olarak geliştirilirken, çok boyutlu ve çok ölçekli okumayı sağlayan bir sistem olarak önerilmiştir. Yöntem, kentin suya yaklaşımını tarihsel süreçte anlayabilmek için, ölçekler arasında yakınlaşıp uzaklaşmayı gerektirirken makro ve mikro ölçekleri arası okuma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Tarihte yüzyıllar boyunca kentlinin ve yöneticilerin de suya yaklaşımının değişmesi ise, yönetimsel ölçekte bir okumayı gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, su topolojisi makro, mikro ve yönetimsel ölçek olmak üzere üç farklı ölçekte analiz edilmek üzere kurgulanmıştır. Üç farklı ölçekte analiz edilen kentsel ögeler, tarihsel sürecin lineer bir okumadansa bir su belleği okumasını gerektiren süreç tabanlı boyutsal bir sentez ile bir araya getirilerek anlamsal bir bütün sağlanmıştır. Sonuçta, üç farklı ölçek ve dönemler arası tarihsel okumanın arasında oluşan çok boyutlu matris ile su topolojisi tariflenmiş olmaktadır. Tez çalışması kapsamında yöntemin uygulama alanı olarak yerleşim açısından su ile kurduğu ilişki kapsamında önem taşıyan ve dramatik topografik kesitlere sahip olan İstanbul megakenti seçilmiştir. Su topolojisi yöntemi kapsamında kent tarihinde Bizantion, Konstantinopolis ve İstanbul dönemleri ayrı ayrı, makro, mikro ve yönetimsel ölçeklerde ele alınmış ve elde edilen bulgular çok boyutlu sentezde biraraya getirilmiştir. Elde edilen bulgularda, İstanbul kenti makro ölçekte pek çok yangın ve deprem gibi afetler ile yüzleşirken, taşkın gibi kentin yayılması ile karşılaşılmaya başlanan unsurlar kentin topografya formları ile olan ilişkisini doğrudan etkilemiştir. Kentin makroformu ise, makro ölçekte kentin su ile ilişkisini etkileyen bir başka unsur olarak ortaya çıkmıştır. Kentte suya erişim sorununu çözmek için su yolları sistemleri oluşturulmuş ve bu oluşturulan makro su sistemlerinin bir parçası haline gelen su teknolojileri kentin su ile olan mikro ilişkisini belirlemiştir. Yönetimsel ölçekte ise, farklı kültürler ve farklı yönetim yaklaşımları etkisinde kalınması kentin su ile olan ilişkisine doğrudan yansımaktadır. Makro, mikro ve yönetimsel ölçek bağlamlarında bulunan tüm bulgular arasındaki ilişkiler su belleği ile süreçsel bir boyut okumasında birleştirilmiştir. Tezin, alan çalışmasının sentez bölümünde İstanbul'un bir mega kent olarak çözümlenen makro, mikro ve yönetimsel katmanlarının ne tür ilişkiler kurduğu belirlenmiştir. Kentin, tarih boyunca zamansal ve mekânsal, ölçekler arası ve zamansal-ölçekler arası olmak üzere üç ayrı şekilde topolojik bağlar içerdiği sonucuna ulaşılmıştır. Zamansal-mekânsal topolojik ilişkiler, belirli bir ölçekte farklı dönemler arasında kurulan bağları tanımlarken, ölçekler arası topolojik bağlar, aynı dönemde makro, mikro ve yönetimsel ölçekler arasındaki ilişkileri tarif etmektedir. Zamansal-ölçekler arası boyutu tarif eden topolojik bağlar ise hem farklı dönemlerde hem de farklı ölçeklerde ortaya çıkan unsurların birbirleri ile etkileşimi sonucu ortaya çıkmaktadır. Tüm bu bağlar ortak bir altlıkta hem kavramsal hem de mekânsal olarak haritalanarak, İstanbul su topolojisi ortaya çıkarılmıştır. Bu tez kapsamında, kentin su ile kurduğu tarih öncesi dönemlere dayanan derin ilişkinin ölçekler arası çok boyutlu olarak tariflenmesi gerekliliği ile birlikte bir topolojik okuma yöntemi geliştirmek amacı ile su topolojisi yöntemi önerilmiş ve bu kavram kent-su ilişkisini makro-mikro ve yönetimsel ölçeklerde ele alan kavramsal bir okuma yöntemi olarak geliştirilmiştir. Bu tez çalışması ortaya koyduğu su topolojisine yönelik kavramsal çerçeveyi tanımlayan bir okuma önerisini sunmakla birlikte gelecek araştırmalar kapsamında kavramın kent-su ilişkisini çok boyutlu olarak ele alan bir model olarak geliştirilmesi planlanmaktadır.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023
Anahtar kelimeler
su topolojisi, water topology
Alıntı