Mimarinin kullanıcıya yaklaşımının izinden katılımcı tasarım üzerine bir okuma
Mimarinin kullanıcıya yaklaşımının izinden katılımcı tasarım üzerine bir okuma
dc.contributor.advisor | Kahvecioğlu Paker, Nurbin | |
dc.contributor.author | Saraçgil, Melike Ekin | |
dc.contributor.authorID | 717953 | |
dc.contributor.department | Mimari Tasarım Bilim Dalı | |
dc.date.accessioned | 2025-04-16T07:03:57Z | |
dc.date.available | 2025-04-16T07:03:57Z | |
dc.date.issued | 2022 | |
dc.description | Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022 | |
dc.description.abstract | Bu tez çalışması, mimarinin kullanıcı ile ilişkisi üzerinden, katılımcı tasarıma odaklanmaktadır. Kullanıcı kavramının, mimarinin ortaya çıktığı koşulların ve iş yapma şeklinin; mimarın kullanıcıya yaklaşımı üzerindeki etkileri irdelenmektedir. Bu irdelemede mimarinin kullanıcıya mesafelenmesinin sebepleri ile beraber tasarım süreçlerinde kullanıcıya en çok yaklaştığı, kullanıcısına gerçekten ait olduğu noktanın keşfedilmesi hedeflenmektedir. Mimarlık, insanlık tarihinin en eski mesleklerinden biridir. Ortaya çıkışından yakın bir zamana kadar, mimarinin müşterisi hep politik ve dini gücü elinde tutanlar olmuştur. Saray ve tapınak gibi yönetim ve dini kurumsal yapılarda doğan mimarın üretimleri, uzun yıllar boyunca, saray, kale, bahçe, kilise, askeri düzenek gibi üretimlerle sınırlı kalmış ve halk ile yani potansiyel kullanıcısı ile doğrudan bir ilişkisi olmadan çalışmalarını sürdürmüştür. Ancak Endüstri Devrimi'nde gelişen inşaat teknolojisi ile mimarın üretimi çeşitlenmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan yeni toplumsal sınıflar sonucu mimarın, aslında hem üretimi hem de müşterisi çeşitlenmiştir. Saraya bağımlılığından sıyrılan mimar, toplumla ilişki kuran işler yapmaya başlamıştır. Fakat eylemleri için, para, malzeme ve araziye ihtiyaç duyan meslek insanının, o çağlarda gündeminde, potansiyel kullanıcısının ihtiyaçlarından çok müşterisinin ihtiyaçları yer almaktaydı. Bu durum, mimarinin, kullanıcıya mesafelenmesinin de beraberinde getirmiştir. Bütün bu süreçlerden sonra modern hareket, mimaride, kültürel bir yenilenme olsa da dönemin konut yerleşimi ve kentsel planlama kararlarına, fotoğraflarına ve terimin kullanımına bakıldığında, modern hareketin mimari yaklaşımlarının, kamuya ait olduğunu söylemek pek de mümkün olmayacaktır. Ancak mesleğin ortaya çıktığı dönem ve Sanayi Devrimi süreci ile karşılaştırıldığında, kullanıcının bir şekilde tartışmalara dahil olması üzerinden, mimari, önceki zamanlarına kıyasla, kullanıcısına yaklaşmıştır. Özetle mimarlığın, doğuşundan günümüze kadar geçirdiği süreçlerde kullanıcısı ile ilişkisi, inişli çıkışlı olmuştur. Mimarinin kullanıcısına mesafesi, kimi zaman azalmış, kimi zamansa artmıştır. Bu sebeple, çalışmanın ilk bölümünün odaklandığı konu, "kullanıcı" kavramıyla beraber tarih boyunca mimarinin kullanıcıya yaklaşımıdır. Bölüm içerisinde ikilinin ilişkisinin, bir zaman dizinine oturtularak anlatılması, hedeflenmektedir. Mimaride kullanıcının, kullanıcı için tartışılmaya başlaması, modernist düşüncenin sarsılması ve 1968 demokrasi hareketleri sonucu ortaya çıkan katılımcı yaklaşım ile 1960'lı yılların sonlarında olmuştur. Katılımcılık ile mimarlık, kullanıcısı ile gerçek anlamda, somut bir ilişki kurmaya başlamıştır. Bu bilgiler ışığında bölüm içerisinde oluşturulan zaman dizininde katılımcılık, ana kırılma noktası olarak kabul edilmekte ve bölüm, katılımcı tasarımın ortaya çıkışından önce ve sonra olmak üzere iki başlık altında şekillenmektedir. Mimarinin kullanıcıyla ilişkisinde, katılımcılığın bir başlangıç olmasından dolayı, üçüncü bölümün ana konusu, katılımcı tasarımdır. Katılımla ilişkisi olan her disiplin, bütünün bir parçasıdır ve katılımın ana yapısından farklı değildir. Dolayısıyla, çalışmada, katılımcı fenomenlerden biri olan katılımcı tasarımı anlamak ve sorgulamak için, öncelikle, katılımın ana yapısının incelenmesi uygun görülmektedir. Metinin bu bölümü, katılım kavramının etimolojik kökeni ile başlayıp, katılımın demokrasi ile bağı ve yapısıyla devam etmektedir. Bölüm içerisinde katılımcı tasarım yaklaşımı, katılım olgusundan elde edilen bilgilerle irdelenmektedir. Katılım, katılma işidir. Herhangi bir süreç ya da durumu tanıyıp, ona dahil olma halidir. Kavram heterojendir. Oy kullanmaktan vegan beslenmeye, sosyal toplum örgütüne üye olmaktan, geri dönüşüm çöplerini ayırmaya kadar çeşitli ve çok sayıda eylem katılımdır. Bunun yanında katılım, bir konuda bilgi alınmasından, son kararı vermeye kadarki tüm aşamaları, bünyesinde barındırmaktadır. Katılımın bu özelliği, onu derecelendirmektedir. Literatürde katılmamaktan, toplum kontrolüne doğru derecelenen katılma halini gösteren, çeşitli katılım spektrumları geliştirilmiştir. Araştırmada, katılımcı tasarım üzerine yapılan değerlendirmeler, bu bilgiler ışığında şekillenmektedir. Tez çalışmasında, katılımcı tasarımın da düzeyleri olması fikri üzerinden, maksimum noktadaki katılımcı tasarım süreçleri tarif edilmekte ve bu süreçler "tepkisel katılımlı tasarım" olarak tanımlanmaktadır. Dördüncü bölüm, tepkisel katılımlı tasarım örneklerinden oluşmaktadır. Bu örnekler, 1986 yılından beri verilen Dünya Habitat Ödülleri arasından seçilmiştir. Dünya Habitat Ödülleri, dünya çapında konut ihtiyacını çözmek amacıyla üretilen projelere verilmektedir. Bölüm, Dünya Habitat Ödülleri ile başlayıp yedi adet tepkisel katılımlı tasarım projesinin anlatımı ile devam etmektedir. Bu yedi proje, 1989 ve 2020 yılları arasında yayınlanan ödül gruplarından, oluşturulan "tepkisel katılımlı tasarım okuma gözlüğü" ile belirlenmiştir. Çalışmanın sonuç bölümünde, mimarinin kullanıcıya mesafelenmesinin, geçirdiği tarihsel süreçlerin ve kullanıcı kavramının sahip olduğu kısıtlamaların dünyadaki konut krizine etkisi tartışılmaktadır. Dünya genelinde uzun yıllardır bitmeyen bir konut krizi vardır. Genel olarak sağlıklı konut hizmetinin, orta-üst sınıfa sunulması sonucu, işsiz, göçmen, bağımlı ve evsiz gibi marjinalleştirilmiş grupların ve üçüncü dünya ülkelerindeki insanların büyük bir çoğunluğu, konuta ve sağlıklı yaşam koşullarına ulaşmakta zorlanmakta ve kent hayatından dışlanmaktadırlar. Bunun mimarlık dışında kapitalist dünya sistemi ve ekonomisi ile bağlantılı çok sayıda sebebi elbette vardır. Fakat bu duruma, mimarlık ve kullanıcı ilişkisi üzerinden yaklaşıldığında, problem üzerinde, mimarinin kullanıcısına mesafelenmesinin de etkisi bulunmaktadır. Katılımcı tasarım mesafeleri yıkıyor gibi görünse de kullanıcı teriminin soyutlamasından ve katılımın heterojen yapısından faydalanarak katılımcı tasarımın çarpıtılması, mesafeleri yine arttırmaktadır. Mimaride "kullanıcı" algısı yerine "kamuoyu tercihi" geçerli olsaydı, dünyadaki konut ihtiyacı belki de bu seviyelerde olmazdı. | |
dc.description.degree | Yüksek Lisans | |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11527/26762 | |
dc.language.iso | tr | |
dc.publisher | Lisansüstü Eğitim Enstitüsü | |
dc.sdg.type | Goal 3: Good Health and Well-being | |
dc.subject | Katılım | |
dc.subject | Kullanıcı etkileşimi | |
dc.subject | Katılımlı tasarım | |
dc.title | Mimarinin kullanıcıya yaklaşımının izinden katılımcı tasarım üzerine bir okuma | |
dc.title.alternative | A read on participatory design from the architectures approach to the user | |
dc.type | Master Thesis |