Girişimcilik Aktiviteleri Ve Bölgesel Ekonomik Büyüme Arasındaki Nedensellik: Türkiye Örneği

thumbnail.default.placeholder
Tarih
2015-02-13
Yazarlar
Turgut, Semiha Fatma
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Institute of Science And Technology
Özet
Ekonomi biliminin ilk dönemlerinden itibaren tartışma konusu olan rekabet, ekonomide itici güç olması nedeniyle, bölgesel ekonominin de ana konularından biri olmuştur. Ayni zamanda Schumpeter’in görüşlerinden bu yana girişimcilik ve rekabet, ekonomik büyümenin en önemli iki etkeni olarak kabul edilmiştir.  Yaklaşık 150 yıllık geçmişe sahip olan girişimcilik konusu, sürekli evrim geçirmiştir. Bu durum girişimcilik konusunun incelendiği ölçek, bilim dalı ve kapsam gibi birçok etkenden kaynaklanmaktadır. Girişimciliğin ilk tanımları değişimin ya da dönüşümün oncusu, kaynakları ürüne ya da hizmete dönüştürebilen kişi iken, son dönem tanımlar girişimcinin yenilikçi, risk alan, istihdam yaratan ve/veya ekonomik büyümeye katkısı olan yönünü on plana çıkarmaktadır. Girişimciliğe (ve ayni zamanda ekonomik büyümeye) yönelik en temel teorik yaklaşım Joseph Schumpeter’in ortaya koyduğu ‘Yaratıcı Yıkım’ kavramıdır. Bu yaklaşıma göre girişimci pazara girerek, pazara yeni teknolojiler ya da kurumsal değişiklikler sunar. Pazardaki mevcut firmalar, girişimcinin pazara sunduğu bu değişikliklere ayak uyduramazlarsa kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Bu değişikliklere ayak uyduran firmaların üretkenlikleri artar ve bu sayede ekonomik büyümeye katkıda bulunurlar.  Ekonomik büyümenin temel teorilerinden biri olan İçsel Büyüme Teorisi, ekonomik gelişmenin, yerelin ya da bölgenin kendi iç faktörleri sayesinde dışsal değil içsel olarak gerçekleştiğini savunur. Bu faktörlerden en önemli iki tanesi beşeri sermaye ve bilgidir. Bu bağlamda girişimci, içsel büyüme teorisinde, yaratıcı yıkım kavramında olduğu gibi temel öznedir. Girişimci yenilikçilik adına yaptığı yatırımlar, teknoloji transferi ya da bilgi yayılımları (spillovers) sayesinde ekonomik büyüme sağlar. Yeni Ekonomik Coğrafya akımı genel olarak ekonomik aktivitelerin belirli bir alanda yoğunlaşmasını açıklar. Bu yaklaşıma göre ekonomik aktivitelerin belirli bir alanda yoğunlaşması; azalan maliyetler, büyük pazarlara ve işgücüne kolay erişim, dışsal ekonomiler, bilgi yayılımları gibi avantajlar sağlamaktadır. Bununla birlikte bu ekonomik yoğunlaşmalar pazarın doygunluğa ulaşması nedeniyle engelleyici faktör haline de gelebilir. Bu bağlamda girişimci, diğer teorilerde olduğu gibi ana aktör ya da ana aktörlerden biri değil fakat sürükleyici kuvvettir. Daha net açıklamak gerekirse, ekonomik yoğunlaşmanın sağladığı avantajlar yeni girişimciler için çekim nedeni olabilir, bu şekilde girişimci, surecin devam etmesini sağlayarak ekonomiye katkıda bulunabilir ya da pazar doygunluğu sebebiyle daha ileri yoğunlaşmaların engellenmesine sebep olabilir. Girişimcilik, gerek istihdam yaratarak, gerek rekabeti artırarak, gerekse üretkenliği artırarak bir şekilde ekonomik büyümeye katkıda bulunmaktadır. Bu düşüncenin temelleri Schumpeter’in ‘Yaratıcı Yıkım’ teorisinde net bir şekilde açıklanmakla birlikte, yeni ekonomik coğrafya ya da içsel büyüme teorisinde girişimcinin (ya da firma oluşumunun) ekonomik büyümeye etkisi direkt olarak açıklanmamıştır.  Birçok ampirik çalışma bu konunun üzerinde çok durmazken, literatürde bölgesel gelişme ya da büyüme teorileri ile girişimcilik ilişkisini açıklamaya çalışan az sayıda kaynak bulunmaktadır. Ampirik çalışmalar genel olarak girişimciliğin bölgesel ekonomik büyümeye hangi koşullarda ya da zaman aralığında etki ettiğini bulmaya çalışırken, girişimcilik, ölçülebilir olması için firma oluşumu ya da kurulusu ile ölçümlenmektedir. Buna karşılık ekonomik büyümenin ölçümlenebilir elementleri ise gayrisafi milli hâsıla, gayrisafi katma değer, istihdam ve işsizlik rakamlarıdır.  Girişimciliğin, ya da ampirik çalışmalarda genel olarak ele alındığı üzere, firma oluşumunun, ekonomik büyüme üzerindeki etkisi genel olarak kısa ve uzun dönem etkiler olarak tartışılmaktadır. Kimi çalışmalar, bu iki etkiyi aynı örnek üzerinde gözlemlerken (Ashcroft ve Love, 1996; Foelster, 2000; Audretsch ve Fritsch, 2002), kimi çalışmalar belirli bir zaman aralığı ortaya koymuştur (Fritsch ve Mueller, 2006; Van Stel ve Suddle, 2007). Girişimciliğin ekonomik büyüme üzerine olan etkisi kısa dönemde istihdam artışı olarak tanımlanırken, uzun dönemde dışarı itilme (crowd-out) ya da yerini kaybetme (displacements) nedenleriyle gerçekleşen firma kapanışlarının yarattığı işsizlik, ya da istikrarlı büyüme gerçekleştiren firmaların yarattığı istihdam ya da üretkenlik artışı olarak belirtilmektedir. Bu çalışmanın amacı, girişimciliğin Türkiye İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) Düzey 1 ölçeğinde bölgesel ekonomik büyümeye katkısını gözlemlemektir. Bu bağlamda çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm olan giriş bölümü, çalışmanın arka planı ve çalışma konusunun seçimine yönelik bilgiler, çalışmanın detaylı amacı, hedefleri ile çalışmanın yapısına ilişkin bilgiler sunmaktadır.  Çalışmanın ikinci bölümünde 2 kısım halinde kavramsal ve teorik çerçeve ele alınmıştır. Bu bölümün ilk bölümünde girişimcilik ve bölgesel ekonomik büyüme kavramları, ikinci bölümünde girişimcilik ve bölgesel ekonomik büyüme teorileri detaylı olarak anlatılmış, bölüm sonunda ise kavramsal ve teorik çerçeveyi bağlayan, ampirik çalışmalardan örnekler içeren sonuç bölümüne yer verilmiştir.  Türkiye örneğinin yer aldığı üçüncü bölüm 5 kısımdan oluşmaktadır.  İlk kısımda araştırma tasarımına yer verilirken, ikinci kısımda veri ve yöntem anlatılmıştır. Türkiye’deki veri kısıtlamaları, veri ölçeği, illerin kuruluş tarihleri nedeni ile çalışma konusu geniş bir zaman diliminde incelenememiş, çalışma 1987-2001 arası ve 2004-2011 arası olmak üzere 2 dönem halinde ve İBBS Düzey 1 ölçeğinde incelenmiştir. Türkiye’de firma ve girişimciliğe yönelik politikaların, kalkınma planları çerçevesinde incelenmesine yer verilen 3. bölümde, politikalar 3 dönem (1965-1980, 1980, 1980-1995, 1995-2011) halinde incelenmiş, her dönem sonunda, o döneme ilişkin büyüme rakamlarına yer verilmiştir.  Çalışmanın çekirdeğini oluşturan ampirik çalışmaya 3.4 başlığında, 3 kısım halinde yer verilmiştir. Az önce bahsedilen veri kısıtlamaları nedeniyle ilk kısım 1987-2001 döneminde, ikinci kısım 2004-2011 döneminde, üçüncü kısım ise bölgesel ölçekte girişimciliğin ekonomik büyümeye katkısını incelmektedir. İlk dönem olan 1987-2001 dönemi için firma açılış, net giriş (açılan firma-kapanan firma) ve gayrisafi milli hâsıla değişkenleri kullanılırken, ikinci dönem olan 2004-2011 arası yıllar için firma açılış, kapanış, net giriş, gayrisafi katma değer, istihdam ve işsizlik rakamları kullanılmıştır.  Bu bağlamda firma açılış, kapanış ve net giriş rakamları bağımsız değişkenler, gayrisafi milli hâsıla, gayrisafi katma değer, istihdam ve işsizlik rakamları bağımlı değişkenler (ekonomik büyümeyi ölçümleyen değişkenler) olarak kullanılmıştır. Yöntem olarak ampirik çalışmalarda değişkenler arasındaki nedensellik ya da etkiyi ölçmek için kullanılan Pearson Korelasyon yöntemi kullanılmıştır ve her dönem için bir bağımlı ve bir bağımsız değişken olmak üzere ikili kombinasyonlar test edilmiştir. Girişimciliğin ekonomik büyümeye katkısının hangi yıl aralığında oluştuğunu anlamak üzere, yıl aralıkları hesaba katılmıştır. Bu aşamada analiz hem reel rakamlar hem de büyüme oranları üzerinden testi içermektedir.  Üçüncü bölüm sonunda elde edilen ampirik bulgular ve muhtemel sebepleri tartışılmıştır.  Dördüncü bölüm olan sonuç bölümünde ise, çalışmanın bulguları, özgün değeri ve bulguların literatürdeki bulgularla karşılaştırmalarına yer verilmiştir. Bu bolum ayni zamanda gelecek dönem çalışmalar için önemli olabilecek noktaları da vurgulamaktadır.
Competition, one of the main subjects of regional economy, had always been a driving force of the economy as discussed since the earliest stages of economic science. At the same time, since Schumpeter, entrepreneurship and the competitiveness of entrepreneurs have been accepted as the most important agents for economic growth.  With a history of over 150 years, the definition of ‘entrepreneur’ or ‘entrepreneurship’ is constantly evolved. One of the first definitions of entrepreneur was ‘an agent of change’, who transforms resources into useful products and services, while latest definitions are ‘innovator’, ‘who takes risks’ ‘who creates employment’ or ‘who contributes to economic growth’. Entrepreneurship is mostly defined or measured as numbers of self-employed, firm formation, business formation, new firm start-ups, firm births or net entry rates in the empirical studies which measure particularly the effect of entrepreneurial activities on regional economic development as, the growth of gross domestic product (GDP), gross value added (GVA) and the change of employment/unemployment rate or productivity.    Entrepreneurship, by creating employment or fostering competitiveness or affecting employment, somehow contributes to economic development. While theoretically, this issue is defined directly in the theory of creative destruction, other regional development theories such as new economic geography or endogenous growth theory, do not explain directly the effect of entrepreneurship on regional economic development.  The effect of entrepreneurship on economic growth is mainly seen in two time periods: long term and short term. Most of the empirical studies on this particular subject find evidence about the effects on regional employment at both short and long terms (Ashcroft and Love, 1996; Foelster, 2000; Braunerhjelm and Borgman, 2004; Audretsch and Fritsch, 2002). The literature generally groups the effect of employment growth in short term effect and the effects like crowd-out, displacement, the employment decreases because of the firm closures or employment and productivity growth caused by the new firm formations in long term effects.  The purpose of this study is to find the causality between entrepreneurship and regional economic development in Turkey at the NUTS1 regional level. In order to reach this aim, entrepreneurship is measured as firm formation and net entry, while regional economic development is measured by GVA, GDP and employment. One of the well-known techniques to identify the causal relations among the variables, correlation is used to measure the length, direction and the weight of the causal affects/relations between regional economic development and entrepreneurship.  The data gathering problems, the legal regulations of administrative borders and the changes in provinces and the final statistical regulation in 2002 (as 3 digits NUTS) has limited this studies’ data gathering. The problem was that the data were in provincial level before 2002 and after 2002 it was in NUTS2 levels. These issues led this study to empirically test the effect of entrepreneurship on regional economic development in NUTS1 levels, since NUTS1 levels are covering a wide range of provinces, without leading the study to statistical misunderstandings or confusions.  In the first chapter, the background, aim, objectives and detailed framework of this study is given. In the second chapter, with two sections, the conceptual and theoretical framework of entrepreneurship and regional economic development is discussed. The case study is given in the third chapter, with the sections of data and methodology, firms and entrepreneurship in Turkey (given in 3 periods) and the effect of entrepreneurship on regional economic development in Turkey.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015
Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2015
Anahtar kelimeler
girişimcilik, firma kuruluşu, bölgesel ekonomik büyüme, entrepreneurship, firm formation, regional economic growth
Alıntı