Orijinalkopya bir mimarlığa doğru: Mimarlıkta bir yüzer gösteren

thumbnail.default.alt
Tarih
2022-09-23
Yazarlar
Söhmen Tunay, Zeynep Gül
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Başta sanat ve mimarlık olmak üzere tüm yaratıcı pratikler için "orijinallik" merkez bir kavramdır. Bilginin çoğalması ve yaygınlaşması ile üretimin zaman içinde dönüşen, bazen özelleşmiş, bazen anonimleşmiş interdisipliner kurgusu, orijinallik tartışmalarının ivmesini değiştirmiştir. Bu tartışmalar, edebiyat, çağdaş sanat, tasarım, müzik, yazılım vb. birçok yaratıcı pratikte yapıların/yapıtların belirli hiyerarşik algılara yerleştirilmesine aracılık etmişlerdir. Mimarlık, özellikle orijinal ya da kopya olma tanımlamaları ile sınırları sürekli yeniden çizilerek bu tartışmaların merkezinde yer almıştır. Bugün mimarlıkta şu sorularla karşı karşıyayızdır; orijinallik mevhumunu, günümüzün değişen koşulları ışığında, bundan yüz yıl önce olduğu gibi "orijinal" ve "kopyanın" katı semantik sınırlarına inanarak yapmak ne derece geçerlidir? Dilsel sınırların etkisi altında var olan mimarlık kültürümüzde, orijinal ve kopyayı, dilimize geçtikleri dillerdeki semantik sınırlarıyla tartışmak hiç mümkün olmuş mudur? Bu tez çalışmasında, bir ikili karşıtlıktan doğmuş karar-verilemez bir öğe olan "orijinalkopyayı" oluşturan kavramların metafizik karşıtlıklarını ortaya çıkararak mimarlık düşüncesine içkin değerini sorgulamak ve iki anlamlılığa indirgenemeyecek bir saçılma ile semantik ufku hakkında fikir edinmek amaçlanmaktadır. Bu semantik kapsamından yola çıkılarak mimarlıkta değişken anlamlara sahip orijinalkopyanın bir "yüzer gösteren/imleyen"(floating signifier) olarak mimarlığın anlamına nasıl dahil olduğunun açıklanması amaçlanmaktadır. Yüzer gösterenler, hiçbir gerçek nesneye işaret etmeyen ve üzerinde anlaşmaya varılmış bir anlamı olmayan bir sözcük, göstergebilim ve söylem analizinde üzerinde ortak bir kanıya varılmış göndergesi olmayan gösterenlerdir. Orijinalkopyayı bir yüzer gösteren olarak ele alabilmek öncelikli olarak Derrida'nın yapısöküm felsefesi ve orijinalkopya kavramı arasında kurulmuş bağlantıların mevcudiyetinin göstergesidir. Mimarlıkta orijinalkopya gibi bir terimin doğuşunun, mimarlıkta yapısökümün tezahürüyle doğrudan ilişkili olduğu düşünülmektedir. Yapısöküm bir olgunun içine dışarıdan eklemlenebilecek herhangi bir teori değildir. Metnin içinde var olur. Orijinalkopyanın mimarlıkta yapısöküm ile olan bağını keşfetmek, araştırma kurgusunu şekillendiği süreçte önemli bir rol oynamıştır. Araştırma kurgusunun ilk aşaması orijinal ve kopya arasındaki ilklik ikincillik hiyerarşilerinin tarihsel bir boyutta inşasında rol oynayan sözlüklerde verili anlamlarının karşılaştırmalı bir okumasını kapsamaktadır. Ancak, metinlerde anlam bağlam ile ilişkili olarak kurulurken anlam bağlamın içinde inşa edilmektedir. Derrida'ya göre hiçbir anlam tanımlanabilir değildir. Her gösteren diğer bir gösterene işaret eder, metin her tekrarında başka metinlere açılırken, anlam da bir metinden diğerine, bir bağlamdan diğerine ertelenecektir. Bu nedenle orijinalkopya gibi bir kavramın semantik katmanları üzerine yapılacak bir çalışmanın, yalnızca, anlamı bir gösterenden diğerine sabitleyen temel kaynaklar olan sözlüklere dayalı bir araştırma sonucunda ortaya koyulması imkânsızdır. Bu nedenle ikinci bir aşama olarak, tez çalışmasında orijinalkopyanın ve onu önceleyen neolojizmlerin izlerini sürmek, anlamsal saçılmalarını ortaya koymak amacıyla mimarlıkta çok özel bir metin türü olan manifestolarda yer alan "orijinal" ve "kopya" üzerine söylemlerin eleştirel bir çözümlemesine gidilmiştir. Türkçede kullandığımız terimler yabancı dillerden dilimize geçmiş olsalar da kaynak dildeki anlamlarıyla aynıymış gibi ele alınırlar. Bu çevirinin sonucunda bir farklılaşma beklenmez. Bu durum belirli bir mimarlık terimine dilimizde icat edilmiş yerli sözcükler için de aynı şekilde gerçekleşir. Original ve özgün, imitation ve taklit aynı kabul edilir. Tezin sorunsalı iki önemli soruyu önümüze sermektedir. İlk olarak, mimarlıkta orijinalin ve kopyanın semantik sınırları ve birini diğerine üstün kılan karşıtlık ilişkisi her daim var olmuş mudur? Yoksa orijinal ve kopya hep karşıtına dönüşmeye açık bir antagonizmanın mı ürünü olmuşlardır? İkinci soru ise, dilimizde orijinalkopyanın mimarlık ve sanat alanında kapsadığı semantik alan İngilizcedeki ile aynı mıdır? Bu aradaki çeviride neler kaybedilmekte ve kazanılmaktadır? Bu noktadan sonra tez çalışmasının araştırma kurgusunun şekillenmesinde önemli rol oynayan orijinalkopya sözcüğünün dil bilgisel özellikleri tezin ikinci bölümünde incelenmiştir. Orijinalkopya'nın bir neolojizm ve bir oksimoron olmasından ileri gelen karakteri yapısökümcü felsefe ışığında bir neografizm ve bir "yüzer gösteren" olarak yorumlanmıştır. Bu kavramlar bu bölümde açıklanmıştır. Orijinalkopyanın temelde bir yapısöküm olarak okunması tez sürecinde araştıma kurgusunda önemli dönüşüm yaratmıştır. Araştırma kurgusu kapsamında Derrida'nın ilklik ikincillik, karar verilemezlik, saçılma, köken ve différance kavramları üzerinden değerlendirildiğinden yapısöküm düşüncesine ait kavramsal altyapıya yer verilmiştir. Bu bölüm içerisinde söylem analizine felsefi yaklaşım ve Derrida'nın söylem araştırmalarını bıraktığı noktadan itibaren tezde nasıl ele alınacağı üzerinde durulmuştur. Tezin üçüncü bölümünde orijinal ve kopya sözcüklerinin tarihe dayalı sözlük araştırmasına yer verilmiştir. Sözlük birimler, madde karşılıklarında çoklukla ötekini de dâhil etmişlerdir. Orijinal sözcüğü günümüzde on sekizinci yüzyılda geldiği anlamları taşımamaktadır. Benzer bir şekilde kopya da İngilizce de bolluk anlamından daha güncel "türev olma" anlamında doğru geçiş yaşamıştır. Zaman içinde yaşanan bu değişiklik sözcüğün anlamını bir çeşit çokluktan "orijinalliğin kıt ve nadir olması" anlamına doğru ilerletmiştir. Sözcüğün pozitif bir anlam barındıran ilk halinden, tüm değerini orijinalinden türemiş olmasından alan ikinci anlamına doğru geçtiği görülür. Günümüzde kopya sözcüğü anlamını orijinal bir kopyayı da kapsayacak şekilde genişletmiş görünmektedir. Sözlük araştırmalarıyla bağlantılı olarak yalnızca orijinal sözcüğü değil "origin"(köken) ve "originality"(orijinallik) sözcükleri de sözlük araştırması kapsamında incelenmiştir. Aynı şekilde kopya sözcüğünün "imitation" ve "mimesis" kavramlarıyla olan bağı göz önünde bulundurularak, araştırmada yalnızca "copy" değil "imitation" ve "mimesis" kavramları da dikkate alınmıştır. Orijinal ve kopya arasında bulunduğu var sayılan ilklik ikincillik hiyerarşisi, iki sözcüğün sözde karşıt anlamlardan ibaret olmadığı, birbirlerinin anlamlarını tarih boyunca içerdikleri gözlemlenerek açık edilmiştir. Tezin beşinci bölümünde mimarlık manifestosuna ve onun yapısöküme dayalı karakterine yer verilmiştir. Hem bir yıkım hem bir yeniden doğuş niteliğinde olan manifestolar yapısı gereği önce yıktığı hâkim düşünceye bir ağıtı sonra da bir devrimi haber veren tezatı ve coşkuyu aynı anda barındıran metinlerdir. Manifestolar, "orijinal" ve "kopya" sözcükleriyle, geçmişte üretilmiş olan ile bir hesaplaşma içerisindeyken, bir "yeni"yi ortaya koyan araçlar olmaları yönünden yakın ilişkiler içerisindedirler. Tezin bu kısmında "orijinal" ve "kopya" sözcüklerinin, mimarlığın geleneğine karşı duran, onu yeniden inşa eden metinler olarak kabul edilen mimarlık manifestolarındaki anlamları incelenmektedir. Mimarlık manifestolarında belirli bir fikri daha az sözle ortaya koymak amaçlı sık sık karşıt sözcüklerin bir arada kullanımlarına veya yeni birleşik neolojizmlerin icat edilmesine başvurulur. Manifestonun biçimselliği, üslubu ve başvurduğu kelimeler, o dönemin medya araçlarının kültürel bir temsili ve sonucudur. Eğer postmodern dönem Modernizmin despotik dilinin bir tezahürü olan mimarlık manifestosunun sonunu, mecaz, kinaye ve taklit ile hazırlamışsa, dijital dönem de her türlü imi "kopyalayıp-yapıştırdığı" paylaşımlar, anonim üretimler ve serbest dolaşan imgelerle getirmiş, eylem ve manifesto arasındaki her türlü hiyerarşinin ortadan kalkmasının bir sonucu olarak bildiğimiz anlamda manifestonun sonunu getirmiştir. "Yeni" olmayan bir manifesto nasıl oksimoronsa "çokluk" içinde bir manifesto oksimoron bir algı yaratır. Bu nedenle mimarlık manifestoları bu çalışma kapsamında söylem analizi için yalnızca bir kaynak değil aynı zamanda mimarlık üretiminde günümüzde orijinalkopyanın sanat ve mimarlıkta tezahürüne yönelik bir örnek olarak ele alınmaktadır. Söylem analizi sonucunda, bu iki kilit kavramın anlamlarının geçtiğimiz yüzyıldan bu yana nasıl tersyüz olduğu görülmüş, bu değişim bir grafik olarak görselleştirilmiştir. "Yapısökümcü mimarlık" (deconstructivist architecture) mimarlığa yeni bir bakış açısı getiren, klasik düzenin ya da modernizmin anlamsal kurallarını yerle bir eden örnekleriyle mimarlık tarihinin belirli bir dönemiyle kısıtlı kalmıştır. Ancak "yapısökümcü mimarlık" başlığının dışına çıkıldığında, mimarlıkta yapısökümcü bir mantığa sahip yaklaşımların hiç sonlanmamış olduğu görülür. Mimarlık kendi kökenlerini ve orijinallik mevhumunu sorguladığı örnekler vermeye artarak devam etmiştir. Yapısökümcü özelliklerinden ötürü söylemek mümkündür ki, günümüzde üretilen kopya manifestolar dekonstrüktivist mimarlığın kendisinden çok daha yapısökümcü söylem ve eylemlerdir. Mimarlıkta yapısöküm düşüncesi, mimarlığın diline "nakil"(graft), "arada kalmışlık" (in-betweenness), "orijinal-olmayan göstergeler"(unoriginal signs) gibi kökenin yerine boşluğu koyan, kökenden sapmaya, herhangi bir noktanın bir orijin noktası olabileceğine, temsilin başlatıcı gücüne dayanan yaratıcı neolojizmlere ihtiyaç duymuş ve dilde günümüzde yer alan bir yüzer gösteren, "orijinalkopya" gibi bir kavramın doğuşunun yolunu açmıştır. Tezin altıncı bölümünde "orijinalkopya bir mimarlığa doğru: mimarlıkta bir yüzer gösteren" manifestosuna yer verilmektedir. Tez sonucunda mimarlıkta orijinal ve kopyanın varsayılan anlamlarının metafizik varlığı gözler önüne serilmiş, yirminci yüzyılın başından bu yana mimarlıkta orijinal ve kopyaya dair anlamların nasıl tepetaklak olduğu, iç içe geçmiş olduğuna ilşkin yorumlara yer verilmiştir.
Açıklama
Thesis(Ph.D.) -- Istanbul Technical University, Graduate School, 2022
Anahtar kelimeler
orijinallik, originality, eleştirel söylem çözümlemesi, critical discourse analysis, mimari söylemler, architectural discourses
Alıntı