Halit Femir'in (1910-1954) hayatı ve mimarlığı

thumbnail.default.alt
Tarih
2020-05-07
Yazarlar
İnan, Bilge Ekin
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Institute of Science and Technology
Özet
Türkiye'nin Erken Cumhuriyet Dönemi mimarlığı hakkındaki yayınlar belli aktörler ve öne çıkan işlerine odaklanmıştır. Araştırmadaki bu eksiklik, belli mimarlar ve eserleri hakkındaki belleğin yitimiyle sonuçlanmıştır, bu sebeple 20. yy'ın ilk yarısında etkinlik gösteren ünlü olmayan Türk mimarların eserleri koruma altına alınmamıştır. Bu tezin çıkış noktası, 1940'lara ait, İstanbul'un yaşlı kuşağı tarafından Lido Yüzme Havuzu olarak bilinen ünlü kulüp yapısının yıkımı ve içler acısı bir durumda bırakılışıdır. 1990'larda el değiştiren yapı, Reina isimli gece kulübüne dönüştürülürken yapısal değişikliklerle zarar görmüştür. 2016'yı 2017'ye bağlayan yılbaşı gecesinde birçok kişinin öldürüldüğü bir terörist saldırı sonrasında, bazı bahanelerle yapı kısmen yıkılmış ve tamamen ortadan kaldırılacağı günü beklemektedir. Halbuki Lido olimpik boyutlarda ve dönemin teknolojik imkanlarından yararlanan ilk modern yüzme havuzlarından biriydi, yanındaki otel ve restoranla birlikte 1941 yılında Mimar Halit Femir tarafından, iş adamı olan dayısı Emin Vafi için tasarlanmıştır. Yapı, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun ilk duvar resimlerini içermekteydi. Halit Femir'in ismi sadece çok az sayıda ilgili kişi tarafından bilinmekte ve mimar hakkında bir yayına ulaşılamamaktadır. Bu tez mimarın eserleri ve hayatı hakkındaki bilgileri bir araya getirerek analiz etmeyi, eserlerinden günümüze ulaşanları belirlemeyi ve döneminin eserleri ile karşılaştırma yapmak yoluyla üretken mimarı saygıyla anarken onun kendi dönemi içindeki yerini belirleme amacını taşımaktadır. Femir'in eserleri hakkında ana ve temel kaynak, mimarlık dergisi Arkitekt'tir; Femir'in Akozan'la ve tek başına tasarladığı ve çoğu inşa edilen çalışmaların önemli bir kısmı bu dergide yayınlanmıştır. Mimarın tasarladığı eserlerinden mevcut olanlar, kaybolanlar ve gerçekleşmeyen yarışma projeleri analiz edilerek kapsamlı bir katalogda bir araya getirilmiştir. Bir trafik kazası sonucu zamansız vefat eden Femir'i anmak üzere, iş arkadaşları Şevki Vanlı ve Feridun Akozan, Arkitekt Dergisi'nde bilgi verici makaleler kaleme almışlardır. Femir'in Arkitekt Dergisi'nde yazdığı tek yazı, 1939'da İzmir Uluslararası Fuarı'nda yapılan yapılarla ilgilidir. Yapıların sahipleriyle ve Femir ve Vafi ailesi fertleriyle yapılan görüşmelerle dergilerdeki bilgiler bir araya getirilmiştir. Tez çalışması boyunca, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Personel Dairesi ve Öğrenci İşleri Arşivleri, Paris'teki Le Corbusier Vakfı Arşivi ve diğer arşivlere başvurulmuştur. Girit Resmo'da doğan Halit Femir, ailesiyle Cumhuriyet'in ilan edildiği 1923 senesinden önce İstanbul'a gelmişlerdir. Galatasaray Lisesi'nde iyi bir eğitim gördükten sonra 1932 yılında G.S.A.'nde mimarlık eğitimine başlamış ve 1937 yılında okuldan mezun olmuştur. Ernst Egli ve ardından Bruno Taut'un derslerini takip ederek modernist ilkelerden hareketle kendi mimari dilini oluşturmuştur. Mezuniyetinden sonra, İzmir Belediyesi'nde işe başlayan Femir, 1937 ve 1939'da İzmir Uluslararası Fuarı için projeler tasarlamıştır. Bu çalışmalar, Çimento Pavyonu, Atlı Spor Binası ve İzmir Kent Müzesi için iç mekan tasarımıdır. Ayrıca İzmir Şehir Oteli için proje tasarlamış, fakat gerçekleşmemiştir. Belediye için çalıştığı üç yılın neredeyse iki yılını İsveç, İsviçre ve Paris'te stajlarda geçirmiştir. Sven Markelius ve Le Corbusier'nin ofislerinde gerçekleştirdiği gönüllü stajyerliklerin tasarımda yeni bakış açısı kazanmasına katkıda bulunduğu tahmin edilebilir. Mimari stajları şehir planlama odaklıdır ve stajlar boyunca modern mimari, konut, şehir planlama hakkında yeni perspektifler edinmiştir. Bu fikirlerden bazılarını 1940-1954 arasında yaptığı projelerine aktarmıştır. Mimarın kendi anıları olmasa da, Markelius ve Le Corbusier'nin ofislerinde çalışan çağdaşlarının tasvirleri, mimar sanatçı iletişimlerinin kurulduğu ve ofislerin bütün dünyadan gelen genç mimarlardan oluşan uluslararası atmosferini yansıtmaktadır. Bu dönemde mimari pratiğini aktif olarak sürdüren kişiler aynı zamanda Güzel Sanatlar Akademisi'nde tam zamanlı veya yarı zamanlı eğitimci olarak çalışmaktaydı. Femir de benzer şekilde, yaklaşık 1940- 1941 yılında eğitimci olarak çalışmaya başlamıştır; akademideki özlük dosyası, verdiği dersler, proje dersleri, daha üst sınıflara ders vermek isteğini yansıtmaktadır; fakat Femir'in daha yaşlı olan eğitimciler tarafından geriye itildiği açıkça görülmektedir. Kurumda çalışan çoğu eğitimci gibi projelerini Akademi'de gerçekleştirmiştir; diğer hocalar ortaklarını değiştirerek kariyerlerini sürdürürken, Femir ve Akozan uzun yıllar ortaklıklarını devam ettirmişlerdir. Femir, tasarladığı 37 projesinden 29'unda Feridun Akozan ile birlikte çalışmıştır. 1950'lere kadar büyük ölçekli projelerin büyük kısmı, yabancı mimarlar veya belediyede çalışan mimarlar tarafından gerçekleştirilmiş olsa da Femir'in büyükleri olan Sedad Hakkı Eldem ve Arif Hikmet Holtay bu dönemde de önemli projeler gerçekleştirmişlerdir. Tez çalışması, Femir'in mimari üretiminin özel hayatıyla bağlantılı olduğunu göstermiştir. Halit Femir 1937'den önce, daha mezun olmadan mimarlık kariyerine başlamıştır. İlk işvereni olan dayısı Emin Vafi'nin verdiği villa işini 1937 yılında tamamlamıştır. Taut Evi'nin de bulunduğu Emin Vafi Korusu'nda yer alan bu konutta, bir süre hocası Bruno Taut ikamet etmiştir. Femir, 1947 yılında, aynı koruda Giuloi Mongeri'nin kızının ailesi için bir villa tasarlamıştır. Yapı, Boğaziçi Köprüsü'nün inşası sırasında yıkılmıştır. Emin Vafi, daha önce bahsi geçen Lido Yüzme Havuzu Gazino ve Oteli'nin de işverenidir. Femir ve Akozan'ın yapıları konut, banka şubeleri ve turizm acentaları, fabrika ve Bursa'daki hal olarak sınıflandırılabilir. Mimar, Bursa ile olan bağlantısını büyük bir olasılıkla Bursa'dan varlıklı ve önemli bir ailenin kızıyla evlenerek kurmuş olmalıdır. Femir ve Akozan bu kentte pek çok önemli proje üstlenmiştir. İpek üretimi ile uğraşan bir aile, ipek üretim tesisi ve özel villa projelerini bu ikiliye sipariş etmiştir. Ne yazık ki yapıların ikisi de günümüze ulaşmamıştır. Bursa'da ayrıca bir süt ürünleri şirketi sahibi olan Süter ailesi için de büyük bir villa projesini Femir ve Akozan gerçekleşmiştir. Muhtemelen Bursa'daki sıradışı hal binası projesi de yine bu bağlantıların sonucunda bu mimarlara verilmiştir. Türkiye'deki erken betonarme kabuk örneklerinden biri olan ve günümüzde hala ayakta olan hal binası, benzer strüktürel çözümü içeren Nevzat Erol'un Belediye Binası ve Eldem'in proje çalışmasında bulunduğu Hilton Oteli'nden önce yapılmıştır. Pier Luigi Nervi'nin yaklaşımları ile yakın olan bu yapı Nervi'nin çok bilinen çalışmalarının birçoğundan da daha erken yapılmıştır. Akademi'deki mimarlık eğitiminde iç mekan tasarımı da önemli bir yer tutmuştur. Bu dönemde mimarlar, iç mekan detaylarını çözerken mobilya tasarlamak ve ayrıca imalatlarında da etkin olmak durumunda kalmışlardır. Femir'in mimari üretiminin büyük kısmını iç mekan tasarımları oluşturmuştur. Femir ve Akozan modern tasarımlı villalar, banka yapıları, seyahat acentaları ve Lido'nun iç mekanını tasarlarken malzeme, yapı teknolojisi ve teknik ekipmanların da modern olmasına özen göstermişlerdir. Örneğin, 1937 tarihli villa gömme bir akvaryuma, Lido'nun havuzu özel teknik bir sisteme ve bazı banka yapıları küçük servis asansörlerine sahiptir. Şevki Vanlı, bankonun mekan organizasyonunda önemli rol üstlendiği banka yapılarının mantıklı şekilde tasarlanmış iç mekanlarını anımsamaktadır. Çoğu banka yapısı strüktürel eklemenin gerekli olduğu mevcut yapılara müdahale biçimindedir. Diğer önemli proje, Taut'un döneminde ve daha sonrasında "Siedlung" ve konut tartışmalarının yapıldığı Akademi'deki mimarlık eğitimi ile bağlantıları olduğu düşünülen Şenesenevler Yapı Kooperatifi'dir. 1947 tarihinde tasarlanıp 1950'de inşa edilen, Ahsen Yapanar'ın üçüncü ortak olarak çalıştığı konut yerleşimi projesi, mimarın tasarladığı tek geniş çaplı konut projesidir. Sakinlerinin hayat kalitesini arttırmaya ve sosyalleşmelerine öncelik verirken, parsellere daha çok ev sıkıştırmak yerine geniş bahçeli, iyi ışık alan konutlar tasarlanmış ve aynı zamanda yerleşimde ortak alanlara yer verilmiştir. Proje, sosyal konut olmadığı, banka çalışanlarının girişimi olduğu için yerleşimde açık ve ortak alanlara daha çok yer verilmesi mümkün olmuştur. Modern tasarımlar gerçekleştiren Halit Femir, hiçbir zaman kendisini dönemin milli mimari akımlarına adamıştır. Aynı zamanda erken dönem çalışmaları bile dönemin yaygın akımı olan "Kübik" olarak da tariflenemez. Projelerinde belli bir standardı korumaya ve modern teknoloji ile birleştirmeye önem vermesi, büyük ihtimalle kendisi gibi toplumun varlıklı kesiminden olan işveren taleplerinin yönlendirmesinin sonucudur. Femir çalışmalarının çoğunda tarihi referans kullanmamasına rağmen, Bursa Hal yapısı tasarımı, tarihi bağlamlarda çalışmayı reddetmediğini kanıtlamaktadır. Femir, 44 yaşında Bursa'da şantiye dönüşü geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir. Ardında bıraktığı uzun süre unutulmuş çalışmalar bu tezle yeniden gün yüzüne çıkarılırken konu hakkında yapılacak başka çalışmalara zemin oluşturması umut edilmektedir.
The publications on Turkey's Early Republican architecture have mainly focused on certain actors and prominent works. This lack of research resulted in the loss of memory of certain architects and their buildings, thus no protection was put on works of the not so famous Turkish architects of the first half of the 20th century. The starting point of this thesis was the destruction and the deplorable ruinous condition of a once famous club building from the 1940's. In the memory of the elder generation of Istanbul it was known as Lido Swimming pool. It changed hand in the 1990's and became a night club called Reina and suffered many constructional changes. In the end on new years' eve 2016/7 many persons were killed in a terrorist attack and under some pretexts the building has been partly torn down and is waiting for the final deathblow. In fact, the Lido was of the very first swimming pools in Olympic size with a technology; an adjacent restaurant, a hotel designed by architect Halit Femir for his uncle a rich entrepreneur Emin Vafi in 1941. It housed the first wall paintings of Bedri Rahmi Eyüboğlu. Halit Femir is a name known only to a handful of savants, but not accessible in publications on this architect. This thesis wishes to pay a tribute to this productive architect by collecting and analyzing his life and works, and what is left of them in comparison to the architectural production of his time. The primary source and basis for the oeuvre of Femir is the architectural periodical "Arkitekt", which published most of the projects that Femir alone and together with his colleague Feridun Akozan had designed and mostly built. Site visits and the documentation of the still existing as well as the vanished buildings, or competition projects were put together into a comprehensive catalogue. Informative articles again in "Arkitekt", written by his friends and colleagues like Feridun Akozan and Şevki Vanlı commemorated Femir, who died prematurely in a car crash in 1954. Femir himself wrote only one article in "Arkitekt" about the buildings in the Izmir International Fair of 1939. Interviews with the owners of the houses as well as interviews with family members of the Femir and Vafi families brought bits and pieces together into a picture of this interesting forgotten architect. Several archives like the one of the Academy of Fine Arts in Istanbul or the Archives of the Le Corbusier Workshop in Paris and many more were consulted. Halit Femir was born in Resmo, Crete in 1910, the family moved to Istanbul before the establishment of the Republic in 1923. He pursued a good education at the Galatasaray High School and started his architectural education at the Academy of Fine Arts in 1932 from which he graduated in 1937. He followed the project classes of Ernst Egli and Bruno Taut and developed his architectural genre out of the modernist ideas of that time. After his graduation, Femir was employed by the municipality of Izmir, where he built quite some buildings for the International Fair of 1937 and 1939. These include a Cement Pavillion, the Izmir Riding Center Building and interior for Izmir City Museum. He also designed a City Hotel for Izmir Municipality, which was not realized. He spent almost two out of his three years in Markelius and the atelier of Le Corbusier where he did voluntary internships probably opened up his architectural vision after his graduation from the Academy. His internships focused mainly on city planning and he gained new perspectives in modern architecture, housing and city planning. He probably transformed some of the ideas from this period into the projects of the years 1940-1954. Even though we do not have accounts by himself, descriptions by contemporaries who worked in the offices of Markelius and Le Corbusier remember the interaction of artists and architects and the international atmosphere of young architects from all over the world. Some of the active architects of that period were also partly or fully educating at the Academy of Fine Arts. Femir as well started to teach at the academy in about 1940- 1941; His personal file at the academy displays the courses he had given, the project classes as well as his wish to teach more advanced semesters, but he was clearly pushed back by the elder generation of teachers here. Like most of the professors he also developed his projects at the academy and though many professors changed their project partners Femir and Feridun Akozan stayed as a team together. 37 out of the 29 buildings we could list as Halit Femir's, were done in cooperation with Feridun Akozan. Until the 1950's a great part of the larger architectural production of Turkey, mainly public buildings were done by foreign architects or by the architects at the municipality. Despite this fact architects, who were the professors of Femir and his colleagues, like Sedad Hakkı Eldem or Arif Hikmet Holtay could not complain, as they were commissioned quite a number of larger public projects. It became clear during the investigations of the thesis, that the private life of Halit Femir and his architectural production were quite interwoven. Halit Femir started his career as an architect already before graduation in 1937. His first client was his uncle Emin Vafi, who commissioned a house, that Femir finished in 1937. His teacher Bruno Taut lived here for a while. The house is standing in a large park, today known as Emin Vafi Korusu, where also the famous Taut-House, designed by Taut himself, is located. Femir designed another house in that park in 1947 for the family of the daughter of Giulio Mongeri. This was demolished during the construction of the first Bosporus Bridge. Emin Vafi was also his client in the aforementioned Lido Swimming Pool, Club-Hotel project from 1943. The amount of buildings Femir and Akozan produced can be subsumed under different topics as private houses, quite a number of branches of banks and travel agencies in Istanbul, a factory, and a trade building in Bursa. The ties to Bursa were probably established through his marriage into a wealthy and well-known Bursa family. Through this connection Femir and Akozan were commissioned some interesting projects here. One family engaged in silk production commissioned a private mansion and a weaving factory, unfortunately both of them have disappeared. Another family from Bursa, involved in dairy products, asked for a large mansion as well and maybe through these contacts the project of the large market building came to Femir and Akozan. The market hall still exists and is one of the early examples of concrete shells in Turkey, it was built before Nevzat Erol's Istanbul municipality building and Eldem's construction contribution to Hilton Hotel. This early example from the 1940's is comparable to the well-known examples from Pier Luigi Nervi even though it is even earlier than most of them. Through the education at the academy the students learned much about interior design. In those days, most of the architects had to design the furniture and interior details themselves and they were also involved in the production. One important aspect of the production of Femir cover the interior designs where Femir and Akozan were keen to develop modern designs with modern materials, building techniques and modern technical equipment. The villa from 1937 had an inbuilt aquarium, the pool of the Lido had a special technical equipment, some banks had little service elevators etc. Şevki Vanlı remembers the cleverly designed small interior designs of the banks, where the counter played a vital design role. Most of the bank projects were interventions into existing buildings, where structural additions were necessary. Şenesenevler Housing project seems to have connotations to the education at the academy where the discussions on "Siedlung" and housing had been a topic in the time of Bruno Taut and later as well. This housing project in Bostancı /Istanbul which was designed in 1947 and finished in 1950 is the only larger housing project of the architect; Ahsen Yapanar was a third partner here. The living quality of the inhabitants, or social aspects were put on the primary agenda. Instead of squeezing as much houses as possible into the plots, the houses have large gardens, good light and at the same time social facilities. As the project was not a social housing project but an initiative of bank employees a design with more open and common spaces was possible. Halit Femir was a modern architect, he never committed himself to the national styles in architecture popular in those days. At the same time, even the works of his early years cannot be attributed to the so called Cubic style modernism prevalent in those days. He was keen to keep up a certain standard and integrate modern technology. This was probably also the wish of his clients who were always part of the upper classes of the society like Femir himself. Even though in most of his works, Femir didn't commit to any historical style he was also not against tasks in historical contexts as clearly shows the interesting market building in Bursa. Femir died in a car crash coming from a construction site in Bursa at the age of 44. His legacy was long forgotten and came to light again with this thesis, which will hopefully be the basis for future studies.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans)-- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020
Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2020
Anahtar kelimeler
Halit Femir, Mimarlık, Halit Femir, Architecture
Alıntı