Endüstri mirası yapıların özgün ve yeniden işlevlendirme sonrası yapısal tasarımlarının ulusal ve uluslararası yönetmelik ve standartlara göre incelenmesi

thumbnail.default.alt
Tarih
2025
Yazarlar
Avcıl, Esma
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
İTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
18. yüzyılda İngiltere'de başlayarak kısa sürede Dünya genelinde üretim biçimlerini, yapılı çevreyi ve toplumsal konuları dönüştüren Endüstri Devrimi, dünya tarihindeki en önemli kırılma noktalarından biri olmuştur. Tarihsel süreçte de sanayileşmenin devam etmesi ve sanayi yapılarının yalnızca bireysel üretim birimleri olmaktan çıkıp bütünleşik endüstri bölgeleri oluşturması, bu yapıların kent içerisindeki yerini ve işlevini daha da önemli hâle getirmiştir. Endüstri yapıları yapıldıkları dönemde kentlerin merkezinin dışında planlanmış olsalar da zaman içerisinde gelişen ve dönüşen kentlerin merkezi haline gelen bölgelerde kalmışlardır. 20. yüzyılda da üretim tekniklerinin değişmesiyle birlikte pek çok endüstri bölgesi ve yapısı işlevsiz hale gelerek terk edilmiş ya da yıkım tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Endüstri mirası ve koruma gibi kavramların ortaya çıkışı ile beraber zamanla işlevlerini yitiren bu yapılar, bulundukları dönemin mimarlık, mühendislik ve üretim teknolojileri açısından önemli izler taşımakta olduklarından ve kültürel miras değerine sahip olmaları nedeniyle korunması gereken yapılar arasında yer almışlardır. Tarihi ve mimari değere sahip olan bu yapıların korunarak yeniden işlevlendirilmesi, günümüz kentlerinin sürdürülebilir gelişimi açısından son yıllarda küresel çapta önemli bir çalışma alanı haline gelmiştir. Yapıların yeniden işlevlendirilerek günümüz kent yaşantısına kazandırılması sürecinde yapıların özgün taşıyıcı sistem özelliklerinin koruması ve yeni işlevin entegrasyonu sürecinde taşıyıcı sisteme gerçekleştirilen müdahalelerde güncel mühendislik yöntemleri ve yapı yönetmelikleri belirleyici özellik kazanmıştır. Bu bağlamda tez çalışmasının amaçlarından biri Türkiye'de TBDY2019, Avrupa'da Eurocode 8 ve Amerika'da ASCE/SEI 7-22 gibi yönetmelik ve standartların yapısal sistem tasarımına ilişkin yaklaşımlarının irdelenerek yeniden işlevlendirilmiş endüstri yapılarının güncel mühendislik yaklaşımları çerçevesinde değerlendirmektir. Bu tez kapsamında; çalışmanın ikinci bölümünde Endüstri Devrimi'nin Dünya'ya ve Türkiye'ye etkileri ele alınmış olup Endüstri Devrimi'nin tarihsel süreçteki önemi, Osmanlı Dönemi'nde inşa edilen önemli endüstri yapıları ile Cumhuriyet Dönemi'nde başlayan kalkınma hareketleri çerçevesinde gelişen sanayileşme süreci incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde koruma, endüstri mirası ve yeniden işlevlendirme kavramları ele alınmıştır. Bu kapsamda koruma nedenleri ve süreci, endüstri mirası yapıların değerleri, Türkiye'de endüstri mirası ve yeniden işlevlendirme sürecine ilişkin ilkeler ve müdahale biçimleri irdelenmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde, yapısal sistem tasarımı her yapı tipine göre kapsamlı bir şekilde ele alınmış ve Türkiye, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri yönetmelik ve standartlarının taşıyıcı sistem tasarımına ilişkin temel kriterleri araştırılmıştır. Bu bağlamda, günümüz mühendislik uygulamalarında geçerli olan modern prensipler de incelenmiştir. Bununla beraber tarihi yapılarda uygulanan onarım, iyileştirme ve güçlendirme yöntemleri ile bu uygulamalarda kullanılan malzemeler irdelenmiştir. Çalışmanın beşinci bölümünde ise yeniden işlevlendirme uygulamalarının farklı bağlamlardaki örneklerini kapsamlı şekilde inceleyebilmek adına coğrafi konum, inşa yılı ve taşıyıcı sistem tasarımları gibi özellikler bakımından çeşitlilik gösterecek uluslararası beş adet ve ulusal on adet yeniden işlevlendirilmiş endüstri yapısı incelenmiştir. Uluslararası yapılarda yöntem, yapıya gerçekleştirilen müdahalelerin literatür araştırması yapılarak raporlanması şeklinde yapılmış iken ulusal örneklerde mimari çizimlerden, raporlardan ve çeşitli arşiv materyallerinden yararlanılarak yapıların yapısal sistem özellikleri ulusal ve uluslararası standartlar bağlamında karşılaştırmalı tablolar aracılığıyla analiz edilmiştir. Bu analizler ile yapıların mevcut taşıyıcı sistem durumu, uygulanan müdahale biçimleri ve standartlara uygunluk durumları ortaya konmuştur. Çalışmanın sonuç bölümünde ise, literatür çalışması ve seçilen örnek projelerin analizinden elde edilen bulgular doğrultusunda yeniden işlevlendirme sürecine yönelik çıkarımlar belirlenmiş, ulusal ve uluslararası standart ve yönetmeliklerin taşıyıcı sistem tasarımına yönelik genel yaklaşımı değerlendirilmiş ve bu doğrultuda seçilen yapıların taşıyıcı sistemine gerçekleştirilen müdahaleler analiz edilmiştir.
Starting in the 18th century in England, the Industrial Revolution, which transformed techniques of production, the built environment, and social issues worldwide in a short time, has been one of the most significant milestones in world history. As industrialization has progressed over time, industrial buildings have evolved from mere individual production units into integrated industrial zones. Consequently, the location and function of these buildings within urban areas have gained increased significance. Although industrial buildings were planned to be located on the periphery of cities at the time they were built, they remained in areas that became the center of cities that developed and transformed over time. In the 20th century, with the change in production techniques and rapid globalization, many industrial zones and buildings became dysfunctional, abandoned, or threatened with demolition. With the emergence of phenomena such as industrial heritage and conservation, these buildings, which have lost their functions over time, are among the buildings that need to be preserved because they bear important significance in terms of architecture, engineering, and production technology of their period and have cultural heritage value. The preservation and adaptive reuse of these buildings, which have historical and architectural value, have become a globally important field of study in recent years in terms of the sustainable development of today's cities. In the process of adaptive reuse of the buildings and bringing them into modern-day urban life, current engineering methods and building regulations have become decisive in the interventions made to the structural system in the process of preserving the original structural system features of the buildings and integrating the new function. In this context, one of the objectives of this thesis is to evaluate the approaches of regulations and standards such as TBDY2019 in Turkey, Eurocode8 in Europe, and ASCE/SEI 7-22 in the United States regarding the structural system design of adaptive reuse of industrial buildings within the framework of current engineering approaches. Within the scope of this research, in the second part of the study, the effects of the Industrial Revolution on the world and Turkey are discussed, and the importance of the Industrial Revolution in the historical process, the important industrial buildings built in the Ottoman Period, and the industrialization process that developed within the scope of the development movements that started in the Turkish Republic Period are examined. In the third part of the study, the concepts of conservation, industrial heritage, and adaptive reuse are discussed. In this context, the reasons and process of conservation, the values of industrial heritage buildings, the industrial heritage buildings in Turkey, and the forms of intervention are examined. In the fourth part of the study, structural system design is discussed in detail for each type of structural system, and the fundamental criteria for structural system design of Turkish, European, and United States regulations and standards are researched. In this context, modern principles that are currently used in engineering practice are also presented. In addition, repair, rehabilitation, and retrofitting methods applied to historic buildings and the materials used in these applications are also examined. In the fifth part of the study, to comprehensively examine examples of adaptive reuse practices in different contexts, five international and ten national reused industrial buildings that vary in terms of characteristics such as geographical location, construction year, and structural system designs are examined. In international buildings, the methodology is based on literature research and reporting of the interventions to the structure, while in the national examples, architectural drawings, reports, and various archival materials are used to analyze the structural system characteristics of the buildings through comparative tables in the context of national and international standards. With these analyses, the current structural system status of the buildings, the types of interventions applied, and their compliance with the standards were revealed. In the concluding part of the study, in line with the findings obtained from the literature study and the analysis of the selected sample projects, implications for the reuse process have been determined, the general approach of national and international standards and regulations towards structural system design has been evaluated, and the interventions carried out in the structural system of the selected buildings have been analyzed in this direction.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans)-- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025
Anahtar kelimeler
mimarlık, architecture, deprem yönetmelikleri, earthquake regulations, taşıyıcı sistemler, supporting systems, yapı yönetmelikleri, building regulations
Alıntı