Organonscape, atmospheric relations and sound ethnobiology of kemence in and around Trabzon

thumbnail.default.alt
Tarih
2021-12-17
Yazarlar
Aslan, Uğur
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Graduate School
Özet
Kemençe is a three-string fiddle played especially in the East part of the Black Sea Region in Turkey. It is also called as Karadeniz Kemençe (Black Sea Kemençe) in order to distinguish this instrument from another kinds of Kemençes such as Klasik Kemençe or İstanbul Kemençesi, performed mostly in Turkish Classical Music. Kemençe is also a crucial part of the social life of the Black Sea people. In many cases, people express their cultural identity with this instrument and it represents their place, region, and even environment that they live in. This study aims to reveal the complex relations from the making of the kemençe to the musical performance and from its place in the soundscapes of the Eastern Black Sea region to the problem of the representation of the kemençe in the region. In this direction, I evaluate the kemençe instrument from three different perspectives and reveal the relationships of the kemençe with a different dimension in line with each point of view. These dimensions are space, nature and sound. I collected the data about the kemençe by the fieldwork method. I used participant observation and interview techniques in the study. In this direction, I started taking lessons from İlyas Parlak, one of the well-known kemençe players in the region, since 2018. The fact that Parlak knows the region very well and is aware of the musical differences in the region has enabled me to distinguish more clearly the musical identities in the region. In addition, I obtained the data on the role of kemençe making in creating sound communities and its relationship with nature by conducting interviews with well-known kemençe makers in the region. In order to interpret the kemençe from three different perspectives (space, nature, and sound), I held three different literature reviews and conceptual frameworks for this study. These three different perspectives are included in three different chapters in the thesis. In the first perspective, I discussed the aural spaces of the kemençe by making use of the literature of cultural geography and organology. As a result, I determined the aural spaces of the kemençe in and around Trabzon through different types of kemençes. I propose the concept of organonscape in order to explain the spatial analysis of the kemençe in this study. Through this concept, I show that kemençe takes place in a non-representational aural space in and around Trabzon, because five different types of kemençe(high-pitched, middle sized, low-pitched, four-stringed, and electronic) are performed in every part of the region and they are interacted with each other. In the second perspective, I focus on how the kemençe creates certain feelings among people (bodies) through specific performances. In this context, the term I put in the center is sound. While discussing the sound of the kemençe in the context of performance, I examined the concept of atmosphere in this section in order to answer my research question. In this section, while referring to the kemençe performance, which I consider as atmospheric practices, I have discussed the components related to creating a certain atmospheric situation with the concept of atmospheric relations. In this context, I aimed to present a broad structure that starts with the sound focus and also deals with the relationships between bodies in specific kemençe performances such as plateau festivals or muhabbet gatherings. In the third perspective, I deal with the relationship between the musical instrument and nature while assessing the instrument making process. In this context, in this section, I have discussed how natural resources that are used in kemençe making form the sound and timbre of the kemençe. In this context, while making use of the ecomusicology literature, I also examined the term sound ethnobiology in detail. As a result, I propose the concept of the sound ethnobiology of musical instruments in this section. I took this concept as revealing how the luthiers' relationship with nature affects the instrument during the instrument making process. When it comes to the sound ethnobiology of the kemençe, luthiers can classify tree species in terms of suitability for making kemençe, taking into account the place where the trees are grown. Luthiers also know what kind of timbre can be created through what kind of tree. This knowledge of knowing the natural sources of kemençe constitutes the traditional ecological knowledge of sound production in the region. In connection with the various uses of natural resources, different types of kemençes can be made and each type of kemençe creates its own aural space in the region. Consequently, local people reinterpret the kemençe instrument in a fluid aural space and create a space that is represented through the sound and timbre of the instrument. I considered this space as the organonscape of kemençe in this study. In addition, how the kemençe performance creates a common feeling and belonging on people is revealed with the concept of atmosphere. Thus, atmospheric relationships, practice, and certain atmospheric arrangements are required for these specific situations to occur. Finally, the relationship of the kemençe instrument with nature has been evaluated within the framework of sound ethnobiology from the manufacturing process to finding the appropriate timbre, and in this sense, it has contributed to future ecomusicology and sound ecology studies in terms of instrument-based studies.
Kemençe, Türkiye'nin Doğu Karadeniz bölgesinde yaşayan insanların sosyal yaşamlarının önemli bir göstergesi olmasının yanı sıra, bölge insansının doğa ve ses manzaraları (soundscape) ile de ilişkişkisini gösteren bir unsurdur. Bu bağlamda, kemençe çalgısına bölgede birden çok anlamlar atfedilmiştir. Bu anlamlar aynı zamanda bize bölgenin insanlar tarafından nasıl temsil edildiğini gösterir. Bunun yanı sıra, kemençe sadece bölgedeki müzikal performanslar açısından kendine özgü bir yapıda değildir. Bölge içerisinde değerlendirilebilecek alt-bölgeleri temsil etme açısından çeşitli sembol ve metafor kullanımları ile kemençe yapımının da bu süreç içerisinde etkin olduğu görülmektedir. Kemençe yapımcıları bu bağlamda her bir bölgeye has ve o bölgenin repertuvarına uygun kemençeleri üretmektedirler. Elbette bu süreç içerisinde kemençe yapımı için seçilen materyal de bir o kadar önem arz etmektedir. Bu bağlamda, hangi tür ağacın kullanıldığı, ağacın hangi yüzeyinden ne tür parçanın seçildiği kemençenin tınısını ve aynı zamanda hangi tür kemençe olduğunu etkilemektedir. Dolaylı olarak ise farklı tür kemençelerin bölge içerisinde farklı aidiyetlikler oluşturduğu görülmektedir. Bu çalışma, kemençenin yapım aşamasından müzikal performansa ve Doğu Karadeniz bölgesi ses manzaraları (soundscape) içerisindeki yerinden kemençenin bölge içerisindeki temsil sorununa kadar kompleks ilişkiler bütününü ortaya çıkarmayı amaçlar. Bu doğrultuda, çalışmanın örnek olayı (kemençe çalgısı) üç farklı perspektifle ele alınmış ve her bir bakış açısı doğrultusunda kemençenin farklı bir boyut ile olan ilişkisi ortaya koyulmuştur. Bu boyutlar en geniş anlamda uzam (space), doğa ve ses (sound) şeklinde değerlendirilebilir. Çalışmanın konusunu oluşturan kemençe ile ilgili veriler alan çalışması yöntemi ile toplanmıştır. Çalışmada öncelikli olarak ise katılımcı gözlem ve görüşme tekniklerine başvurulmuştur. Bu doğrultuda 2018 yılından itibaren bölgede oldukça tanınan kemençe icracılarından olan İlyas Parlak'tan dersler almaya başladım. Parlak'ın hem bölgeyi oldukça iyi tanıması hem de bölgedeki müzikal farklılıkların bilincinde olması benim bölgedeki müzikal kimliklerin ayırdına daha net varmamı sağladı. Bunun yanı sıra bölgede tanınmış kemençe yapımcıları ile görüşmeler gerçekleştirerek kemençe yapımının ses topluluklarını oluşturmadaki rolü ve doğa ile ilişkisi üzerine veriler elde edilmiş oldu. Kemençe çalgısını değerlendirdiğim ilk perspektif organoloji ve kültürel coğrafya literatürü ile sıkı sıkıya ilişkilidir. Bu doğrultuda kemençe çalgısının Doğu Karadeniz bölgesinde sabit bir temsil olanağına sabit olmadığını, bunun akışkan bir yapıda olduğu ve müzikal performans ile her seferinde yeniden inşa edildiğini bu perspektif ile ortaya koyulmuştur. Bu bağlamda genel olarak müzikal enstrümanların benzer bir yapıya sahip olduğunu göstermek açısından organonscape kavramını önerdim. Organonscape, peyzajlarda (landscape) icra edilen müzik aletlerine odaklanır ve maddi kültür aracılığıyla müzik uzamına (space) nasıl anlam yüklendiğine, mekanın müzik aletleri aracılığıyla nasıl ideolojik olarak temsil edildiğine ve müzik aletlerinin icrasının bir yerin kimliğini nasıl oluşturduğunu ele alır. Kemençenin organonscape'si ise Doğu Karadeniz bölgesinin landscape'sinin müzikal performansı nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalışır. Bu etkileşimi ortaya koymaya çalışırken, bölgede icra edilen farklı tür kemençeleri de değerlendirmeye alır. Bu kemençeler tiz kemençe (zil kemençe), bölgede herkes tarafından Rum kemençe olarak ifade edilen ve Yunanistan'daki Rum'lar tarafından bu tavrın daha iyi icrası için geliştirilen kemençe yapısı ile ilişkili olan ve orada geliştirilen sonrasında Karadeniz bölgesine etkisini gördüğümüz bir kategori olarak ele alabileceğimiz kalın kemençe ve orta boy kemençe olmak üzere kategorilendirilir. Elbette bu kemençelerin yanı sıra dört telli kemençe ve yeni icat edilen elektro kemençe de eklenebilir. Bölgede icracı ve çalgı yapımcıları bu kemençelerin temsili için belirli alanlar belirlese de bu alanlar homojen bir yapıda değildir. Nitekim bütün kemençe türleri birbirleri ile etkileşim içerisindedir. Organonscape kavramı, bu doğrultuda, farklı tür kemençelerin akışkanlık ve iletişim aracılığıyla sabit bölgeler içerisinde sınırlı olmadığını ve bu doğrultuda akışkan bir müzikal uzam içerisinde yer aldığını bize gösterir. Bunun bir sonucu olarak, kemençenin içerisinde bulunduğu müzikal uzamların ideolojik olarak temsil edildiği ve bu temsilin her defasında yeniden değişime uğradığı, inşa edildiği ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple, organonscape kavramı "temsil"den ziyade müzikal uzamların "sunumuna" odaklanır. İkinci perspektif ise kemençe çalgısının müzikal performans aracılığıyla insanlar arasında nasıl ortak bir duygulanım yarattığına odaklanır. Bu bağlamda, Almanca literatürde oldukça yeni dolaşıma sokulan atmosfer kavramı iredelenmiş ve kemençe performansı bu kavram doğrultusunda değerlendirilmiştir. Atmosfer kavramının temelinde felt-body (Leib) kavramı yer almaktadır. Felt-body, fiziksel olarak çevreyi algıyan bireyin bedeninin ötesinde, etrafındaki çevreyi beş duyu organıyla hissetmenin yanı sıra diğer bedenler ile ilişkisini ve ortak bir duygulanım alanı yaratılmasını ifade eder. Bu kavram, atmosfer kavramının anlaşılmasında temel rolü oynar. Çünkü atmosfer kavramı genel bir ifade ile felt-body'nin uzamı anlamına gelir. Nitekim bu çalışmada, atmosfer kavramı ile ilişkili olarak geliştirilen atmosferik ilişkiler ve atmosferik pratikler kavramlarına başvurulmuştur. Kemençenin atmosferik ilişkilerini ortaya koymak ve felt-body'nin yer ettiği sonik uzamlarını değerlendirmek için bir spider-web model oluşturdum. Bu model içerisinde ele alınan bütün maddeler birbiri ile ilişkili olarak değerlendirilmiş ve belirli bir atmosferik ayarlamanın (atmospheric arrangement) nasıl yapıldığını ortaya konulmuştur. Kemençenin atmosferik ilişkilerini ele alan spider-web model içerisindeki ana hatlar şu şekildedir: şehirler/merkezler/bölgeler, peyzaj (landscape), ses manzarası (soundscape), ekolojik durumlar, morfoloji, çalgı yapımcıları, üstadlar/icracılar, tarihler, danslar, ritimler, melodiler ve repertuar şeklindedir. Nitekim, bu atmosferik ilişkiler bütünü içerisinde danslar, ritimler, melodiler ve icracılar atmosferik pratikler içerisinde kendisine yer bulmaktadır. Diğer unsurlar ise belirli bir atmosferik durumun oluşturulmasında etken olan ve bölgedeki insan aktörler tarafından ayarlanan/kurgulanan elementler olarak kemençenin atmosferik ilişkileri içerisinde yer alır. Kemençenin belirli atmosferik durumlarını çeşitli performanslar aracılığı ile gözlemlemek mümkündür. Kemençe performanslarında yukarıda bahsi geçen bütün atmosferik unsurların birbiri ile ilişkisini göze çarpar. Nitekim, bu unsurların bütünlüklü bir aradalığı belirli bir atmosferin yaratılmasını sağlar. Örneğin, yayla şenliklerinde her bir köyün kendi horon halkasını kurması, köy halkının yayladüzü denilen alana uzun horon kuyrukları oluşturarak girmesi ve çimenler üzerine senkronize şekilde her bir ayak basışının çıkardığı ses insanlar üzerinde ortak bir duygulanım yaratır. Elbette bunu sağlayan unsurlar, kemençe icracısı, horonbaşı, icra edilen repertuvar ve kemençe türü ve hatta kimi zaman yaylanın serin ve sisli havasıdır. Yaratılan bu atmosferi kendi memleketlerinde yeniden deneyimlemek için yurtdışında yaşayan Karadeniz insanı sadece yayla şenlikleri için kendi memleketlerine gelmekte ve bu atmosferin deneyimlenmesi ile birlikte kendi kültürel kimliklerini ve aidiyetlerini güçlendirmektedirler. Tez çalışmasının üçüncü bölümü ise çalgı yapım odağında, kemençe çalgısının ekolojik perspektiften ele alınmasını içerir. Kemençe çalgısının yapım aşamasından belirli bir bağlamda icra edilmesine kadar doğa ile sıkı sıkıya ilişkisi vardır. Bu ilişki genellikle Doğu Karadeniz bölgesinin florası içerisinde şekillenirken insanlar tarafından kemençe icrasının doğal kaynaklar ve doğa ile ilişkisi sözel olarak ifade edilmektedir. Bu ilişkinin en temel ve açık örneğini kemençenin yapım aşamasında görmek mümkündür. Bu doğrultuda, kemençe yapım aşamasını doğa-kültür ilişkisi bağlamında ele alırken temel olarak ekomüzikolojik literatürden faydalanıldı. Ayrıca "çalgıların etnobiyolojisi" düşüncesi bu bölüm içerisinde belirli bir teorik çerçeveye oturtularak "çalgıların ses etnobiyolojisi" bağlamında yeniden değerlendirildi. Böylelikle yeni bir teorik çerçeve çizilmiş ve çalgı odaklı çalışmalara "sound ecology" ve ekomüzikoloji çerçevesinde yeni bir bakış açısı getirilmiş oldu. Kemençenin ses etnobiyolojisi, ses üretimi odaklı çeşitli uygulamaları gerektirmektedir. Bunlardan birincisi ses üretiminin ekolojik bilgisidir (ecological knowledge of sound production). Bu durum çalgı yapımcıların hangi tür materyalin ne tür ses ve tını üretebileceğini bilmesi anlamına gelir. İkincisi ise uygun ses üretmenin tını düzenlenmesi (timbre arrangement of producing proper sound). Bu durum çalgı yapımının belirli oranlar ve formlar doğrultusunda materyali dikkate alarak spesifik bir tını üretmeyi ima eder. Üçüncüsü ise ses üretiminin eko-biyolojik kaynaklarıdır (eco-biological sources of sound production). Ekolojik bilginin daha ötesinde, bu durum çalgı yapımcısının kullanacak olduğu ağaç türünün, dokusunun ve yetiştiği yerin ses ve tını üzerindeki etkisini bilmeyi içerir. Trabzon ve çevresinde çalgı yapımcılar ile yaptığım görüşmeler sonucunda, her bir çalgı yapımcısının yukarıda bahsi geçen süreçleri çalışmalarında işlediklerini gözlemledim. Nitekim, bunu kemençe yapımında da net bir şekilde gözlemlemek mümkündür. Kemençe yapımcıları hangi tür ağacın kemençe yapımına uygun olduğunu ayırt edebilmekte ve hangi tür materyalin nasıl işlenerek ne tür bir tını yaratacağını tahmin edebilmektedirler. Bunun sonucunda spesifik tonlarda kemençeler üretilmenin yanı sıra farklı repertuvarları icra edebilmek adına farklı tür kemençeler de üretebilmektedirler. Elbette, bütün bu hikayenin başlangıcı ağacın hangi tür olduğu, nerede yetiştiği ve ağacın hangi yüzeyinden parçanın kullanılacağıdır. Bütün bu unsurlar kemençenin tınısını etkilemekte ve hangi tür kemençenin yapılabileceğini belirlemektedir. Sonuç olarak, kemençe çalgısı akışkan bir işitsel uzam (aural space) içerisinde insanlar tarafından yeniden yorumlanmakta ve çalgının ses ve tınısı aracılığıyla yeniden bir temsil alanı oluşturulmaktadır. Bu alanı çalışma içerisinde kemençenin organonscape'si olarak ele aldım. Bunun yanı sıra kemençe performansının insanlar üzerinde nasıl bir ortak duygulanım ve aidiyet yarattığı atmosfer kavramı ile ortaya koyulmuştur. Bu spesifik durumların oluşması için atmosferik ilişkilerin, pratiğin ve belirli atmosferik düzenlemelerin olması gerekmektedir. Son olarak ise, kemençe çalgısının doğa ile ilişkisi, yapım aşamasından uygun tınının bulunmasına kadar ses etnobiyolojisi çerçevesinde değerlendirilmiş ve bu anlamda gelecekteki ekomüzikoloji ve ses ekolojisi çalışmalarına çalgı temelli çalışmalar açısından katkı sağlamıştır.
Açıklama
Thesis (Ph.D.) -- Istanbul Technical University, Graduate School, 2021
Anahtar kelimeler
music, müzik, kemancha, kemençe, sound ethnobiology, ses etnobiyolojisi
Alıntı
Koleksiyonlar