Kapitalist mekân üretimi olarak toplu konut ve mimar aktörün değişen rolü

thumbnail.default.alt
Tarih
2024-02-01
Yazarlar
Duran Çetken, Pelin
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Kapitalizm, kullanım değeri yanı sıra bireyler ve toplumlar için anlamsal değeri de olan nesneleri, daha çok değişim değeri ile tanımlayarak birer metaya dönüştüren bir sistemdir. Yaklaşık iki yüzyıldır diğer tüm meslek alanlarında olduğu gibi mimarlık da kapitalizmin etkileri ile dönüşmektedir. Mimarlığın mekânsal ve mesleki örgütlenme biçimleri kapitalist üretim tarzının örgütlenme biçimleri bağlamında değişmektedir. Bu tez neoliberal ekonomi politikalar çerçevesinde kentlerin birer işletme gibi yönetildiği, buna bağlı olarak çok uluslu sermaye akışlarının, kitlesel üretim ve tüketimin, küreselleşmiş emek ve piyasaların kentler ve dolayısıyla mimarlık nesneleri üzerinden daha çok varlık gösterdiği geç kapitalizm döneminde mimarlığın mesleki olarak nasıl örgütlendiğini ele almaktadır. Bu bağlamda küresel boyutta markalaşmış yıldız mimarlar ve üretimlerine değil; kitlesel üretim olgusu çerçevesinde büyük sermayelerle, büyük ölçeklerde, çok sayıda, hız ve tekrar esaslı olarak üretilen mimarlık nesnelerinin mimarlıklarını ve mimarlarını araştırmaktadır. Bugün kentsel mekân üretiminin çoğunluğunu oluşturan bu mimarlıklar gündelik hayat ekonomisi içinde öncelikle meta değerleri ile var olmaktadırlar. Mimarlık tarih yazımına, mimarlık kurumlarına (mimarlık okulları, yarışmaları vb.) ve mimarlık medyasına bakıldığında mimarın kahraman, dâhi bir yaratıcı; özel bir sanatçı olma imgesiyle temsil edildiği görülmektedir. Günümüz yıldız mimarları gerek kendilerinin ve markalarının gerekse de tasarımlarının sunuş biçimleri ile bu imgenin karşılığını küresel boyutta çok daha güçlü hale getirmektedirler. Öyle ki yıldız mimar imgesi, küreselleşmenin bir sonucu olarak mimarın tek tipleşen imgesi hâline gelmekte ve diğer tüm mimarlık yapma biçimlerinin üstünü örtmektedir. Bu mimarlık yapma biçimleri içerisinde özellikle de kentlerdeki mekânsal üretimin çoğunluğunu oluşturan, piyasa ekonomisinin arz talep dengesine göre kitlesel olarak üretilen mimarlıklar ve mimarları görünmezliği en çok olanlardır. Büyük ölçekli, büyük sermayeli, tekrar esaslı, çok sayıda, hızlı ve kâr odaklı olarak gerçekleşen bu mimarlıklar çoğunlukla ekonomi ve gayrimenkul piyasası kapsamında yer almaktadır. Kitlesel üretimin bir parçası olan bu mekânların tasarım ve üretim süreçlerinde nasıl bir karar mekanizması olduğu; karar vericilerin nasıl örgütlendiği, mimarın bu kararlar ve karar vericileri örgütlenmesi sürecinde nasıl bir karar verici olduğu konuları ise mimarlığın tartışılan konuları arasında değildir. Bu çalışmanın amacı kapitalist üretim tarzı bağlamında mimarlık pratiğinin mesleki örgütlenme biçimlerine odaklanarak, mimar aktörün bu örgütlenme yapısında hangi karar aşamalarına, nasıl dahil olduğunu sorgulamak ve buradan hareketle kapitalist üretim tarzının dönüştürdüğü mimar tanımını ortaya koymaktır. Bu hedef doğrultusunda tezin alan çalışması, 2000 sonrası dönemde, son on yıl içerisinde İstanbul'da devlet ve özel sektör tarafından gerçekleştirilen büyük ölçekli toplu konut projelerinin tasarım ve üretim süreçlerinde yer alan inşaat şirketi yöneticileri ve mimarları ile süreçteki karar mekanizmalarına dair yapılan görüşmelerin analizine dayanmaktadır. Tez, ortaya koyduğu karar ve karar verici örgütlenme şemaları üzerinden kitlesel olarak üretilen bir metanın tasarım süreci sırasında mimar aktörün bir karar verici olarak rol tanımını yapmaktadır. Alan çalışmasının sonuçları göstermektedir ki inşaat şirketlerinin şirket kurumsal kimlikleri, marka değerleri ve sermaye büyüklükleri doğrultusunda aldıkları arsa seçim ve hedef kitle kararları mimari müellif seçimini ve mimari müellif ile kurulan ilişkiyi belirleyen, mimarın nasıl bir karar verici olacağının sınırını çizen temel iki karar olmaktadır. Tezde bu durum "arsa ekonomisi" ve "marka değeri ekonomisi" kavramlarıyla ele alınmıştır. Büyük ölçekli, büyük sermayeli, çok sayıda, tekrar esaslı, hızlı, kâr odaklı ve ekonomik üretilen bir meta olan toplu konut nesnesinin tasarım ve üretim sürecinin örgütlenmesi, diğer metalar gibi satış aşamasının planlanması üzerinden gelişmektedir. Dolayısıyla kentin hangi bölgesinde, nasıl bir maliyetle çalışılacağı ve hangi gelir grubu kitlesi için üretim yapılacağı soruları üretilen nesnenin nasıl bir mimarlık ürünü olacağını da belirleyen olmaktadır. İnşaat şirketleri kendi şirket kimlikleri, sermaye ölçekleri, arsa değeri ve hedef kitle seçimi üzerinden tanımladıkları ekonomiler (arsa ekonomisi ve marka değeri ekonomisi) çerçevesinde mimari müellif seçimlerinde üç farklı yöntem uygulamaktadırlar. Bunlardan ilki davetli yarışma açma; ikincisi daha önceden çalışılmış, tanıdıklık ilişkisi bulunan bir mimarlık ofisiyle çalışma; üçüncüsü ise kurum içi mimari departman aracılığıyla şirket dışına çıkmadan proje üretiminin tüm aşamalarını sağlama yönündedir. Kitlesel üretim söz konusu olduğunda inşaat şirketleri toplu konut tasarım ve üretim süreçlerini şirketin kârını arttıracak şekilde esnek birikim üretim tarzı bağlamında örgütlemektedirler. Bu noktada şirket üst düzey yöneticilerinin bunu yapabilmek adına tasarım ve üretim süreci kararlarını parçalara böldüğü, her parçadan farklı bir mimarlık ofisini sorumlu kıldığı bir örgütlenme yapısı ortaya çıkmaktadır. Mimar aktör, kapitalist mekân üretiminin çok aktörlü ve çok kararlı mekanizması içerisinde tanımlı olan uzmanlıklarının da ötesinde "esnek bir işlevsellikle" ayrışmaktadır. Alan çalışması kapsamında oluşturulan kararlar ve karar vericiler ile ilgili şemalar doğrultusunda bulgulanan mimarlık yapma modelleri şu şekildedir: Konsept Geliştirici Mimar, İş İnsanı Mimar, Kurum İçi Mimar, Bütünsel Tasarımcı Mimar ve Bürokrat Mimar. • Konsept geliştirici mimar modeli, işveren şirket ya da devlet kuruluşu için projenin kentin birim metrekare olarak değerli bir bölgesinde, özel bir hedef kitle için düşünülen projelerde mimari müellifin genellikle davetli yarışma yöntemi ile belirlenmesi ile oluşan mimarlık yapma modeli olmaktadır. Mimari müellif burada projenin ve şirketin marka değerinin prestijini arttıran bir unsur olarak görülmektedir. Mimari müellifin verdiği kararlar projenin konseptini geliştirme odaklı olmakta; projenin uygulama sürecindeki kararlarda söz hakkı olmamaktadır. • İş insanı mimar modeli ise şirketlerin "tanıdıklık ilişkisi" esaslı mimari müellif seçme yöntemlerinin bir parçası olarak ortaya çıkmakta; tasarım ve uygulama süreci kararlarında inşaat şirketinin bir parçası gibi hareket eden bir mimarlık yapma modelidir. Bu mimarlık modelinde mimari müellif ile ilgili inşaat şirketi arasında ortak iş yapma geçmişi bulunmaktadır. Buradan kaynaklı olarak mimar şirketin kurumsal diline hakimdir. Tüm bu sebeplerle şirketlerin risk almak istemedikleri projelerde, özellikle de şirketin yatırım ve pazarlama stratejileri doğrultusunda birim metrekare olarak kentin değerli bölgelerinde, özel hedef kitleleri için planlanan projelerde bu mimarlık yapma modeli karşımıza çıkmaktadır. "İş insanı mimar" modeli büyük ölçekli, farklı uzmanlık alanlarından mimarları bünyesinde barındıran ofisler çerçevesinde ortaya konan bir mimarlık yapma modelidir. • Bütünsel tasarımcı mimar modeli tasarım ve uygulama süreçlerinin işveren şirket tarafından bölünmesine, parçalanmasına karşı çözümler üreten mimarlık yapma modelidir. Sözleşme dışı biçimde projelerin uygulama aşamasındaki kararlara dahildir. Bu mimarlık modeli ofisinin yapısı küçük ölçekli olsa dahi projenin büyüklüğüne göre çalışan sayısını arttırmakta ya da bilgisayar teknolojilerini daha etkin kullanma yönünde kendisini geliştirmektedir. • Bürokrat mimar modeli, devlet kuruluşları çerçevesinde gerçekleşen toplu konut tasarım ve üretim süreçlerinde mevcut bürokrasinin işleyişini sağlama adına, projeleri kontrol eden, denetleyen mimarlara dair bir rol tanımı olmakla beraber aynı zamanda o sürecin parçası olan tüm diğer karar vericilerin de bürokrat mimar olma durumlarını yansıtan mimarlık yapma modelidir. Zaman, maliyet ve kâr hedefi doğrultusunda parçalara bölünen tasarım ve üretim sürecinin bürokrasi ile ilgili parçalarından sorumludurlar. Kapitalist üretim tarzı bağlamında mimarın esnek bir işlevsellikle ayrışması farklı projelerde bu mimarlık yapma modellerinin aynı anda bir arada bulunmasını, zaman zaman bu modellerin birbirine dönüşebilmesini de tarif etmektedir. Tezin sonuç bölümünde bu mimarlık yapma modellerinin işaret ettiği geç kapitalist dönemde mimarın giderek daha çok bütünün tasarım ve üretim bilgisinden uzaklaştığı parça-başı iş üretimi ile varlık gösterdiği, "mimarın işçileşmesi" durumu ele alınmaktadır. Bugün mimar kapitalist mekân üretiminin giderek daha çok anonimleşen bir parçasıdır. Mimar, tasarım ve üretim süreçlerindeki karar verici bir aktör olma yetisini yitirmekte; onun bu rolünü üstelenen şirketlerin üst düzey yöneticileri olmaktadır. Bu durum modernite öncesinin "mimar olmayanların mimarlığı"nı, "anonim mimarlıkları" hatırlatmaktadır. Bu bağlamda kapitalist üretim tarzı bağlamında "anonim mimarlıklar" yeniden tanımlanarak "yeni anonim mimarlıklar" olarak karşımıza çıkmaktadır.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024
Anahtar kelimeler
Kapitalizm, Capitalism, Toplu konut, Mass housing, Mimar, Architect
Alıntı