Exploring the concept of product attachment: The case of precious objects

Abstract

While most products lose their appeal with time some remain meaningful and precious for users that experience a form of attachment towards them. This thesis focuses on the concept of product attachment which is found to be a factor that leads users to keep their existing products for more prolonged periods instead of replacing them. This behavioral change results in lowering the high rate of consumption. The thesis consists of six chapters. The first chapter is an introduction covering the background information about the subject and presenting the aim and scope of the study along with the research questions. The second chapter includes a literature review covering topics of product attachment, meaningful products, and emotional durability. Product attachment is explored by examining product-user relationships. In the third chapter, the methodology is explained. The research has a qualitative and exploratory quality and has an interpretive approach. Two research methods have been implemented to gather data, these were cultural probes and semi-structured interviews. Literature concerning the implemented methods was provided. In the fourth chapter, all stages of fieldwork are covered. The primary research was conducted using the method of cultural probes. This method involves a period that provokes a reflection process and was selected to gather insightful material regarding participants' experiences. Following a one-week cultural probes process, a series of semi-structured interviews have been conducted to gain a deeper understanding of the data gathered from the primary research. The fifth chapter consists of the analysis and interpretation of the findings. The method of qualitative content analysis was implemented, and the according literature is presented. The cultural probes material was analyzed under sixteen main categories which corresponded to tasks that were taken as units during the coding process. The findings were interpreted and presented under main categories and subcategories. A data-driven and concept-driven strategy were pursued. As interviews were audio recorded all were transcribed. The sixth chapter is the last chapter that consists of the conclusion where it has been stated that the findings and categories derived from the research analysis corresponded with the categories of the product attachment literature.

Yeni ürünlere olan ilgi ve hayranlık zamanla azalmaktadır, bu da onları daha az arzu edilir ve daha elden çıkarılabilir hale getirmektedir. Bununla birlikte, zamanla bazı ürünler daha değerli veya daha anlamlı hale gelebilmektedir ve kullanıcıların onlarla olan ilişkisi zayıflamaz. Bu tez, kullanıcıları mevcut ürünlerini değiştirmek yerine daha uzun süre elinde tutmaya yönlendiren bir faktör olarak görülen ürün bağlılığı kavramına odaklanmaktadır. Bu davranış değişikliği, yüksek tüketim oranının düşmesine bir katkı sağlayabilmektedir. Bu tezde amaçlanan uzun süreli kullanıcı-ürün ilişkileri yaratan özelliklere ve nesnelere anlam verme sürecine daha yakından bakmaktır. Elde edilen sonuçlar, nesneleri daha sürdürülebilir kılmak için bu tür özelliklerin ve süreçlerin uygulanmasının mümkün olup olmadığını tartışmaya izin verecektir. Tez altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm giriş bölümünü oluşturmaktadır, bu bölüm konuyla ilgili arka plan bilgilerini içerir. Araştırmanın amaç ve kapsamını, araştırma soruları ile birlikte sunulmuştur. Bu araştırmada, kullanıcılar ve sahip oldukları nesneler arasındaki ilişkileri keşfedilmektedir. "Kullanıcılar sahip oldukları şeylerle olan ilişkilerini nasıl algılıyor?" temel araştırma sorusudur. İkinci bölüm, ürün bağlılığı, anlamlı ürünler ve duygusal dayanıklılık konularını kapsayan bir literatür taramasını içermektedir. Bu çalışmada ürün bağlılığı, ürün-kullanıcı ilişkileri üzerinden incelenmiştir. Bu bölümde yer alan başlıklar sırasıyla şöyledir: "Duygusal Bağlamda Dayanıklılık ve Sürdürülebilirlik", "Gerçek Ürün Ömürleri", "Ürünlerin Anlamı ve Ürüne Bağlılığı", "Ürün Örnekleri ile Ürün Kategorisinin Karşılaştırılması" ve "Duygusal Dayanıklılık". Uzun süreli ürün-kullanıcı ilişkileri konusunu ele alırken, kullanıcının ürün ömrü beklentilerine bakış açısını anlamak önemlidir. Çünkü değiştirilen her ürün onarılamayacak kadar bozuk değildir ve çalışan ürünlerin atılmasına yol açan çok sayıda faktör vardır. Her gün satın alınan çoğu ürün, zaten sahip olunanların yerine geçer. Her ürünün gerektiği gibi çalışması beklenir, ancak kullanıcının ürüne bağlanması için ürünün özel bir anlama sahip olması gerekmektedir. Bağlanma hissi, kullanıcıları ürünle ilgilenmeye, onları korumaya ve belki de ürünün yerine başka bir ürün alma kararını ertelemeye teşvik eder. Üçüncü bölümde çalışmanın metodolojisi açıklanmıştır. Araştırma nitel ve keşif odaklı nitelikte olup yorumlayıcı bir yaklaşıma sahiptir. Veri toplamak için iki araştırma yöntemi uygulanmıştır. Cultural probes yöntemi ve yarı yapılandırılmış görüşmeler uygulanmış ve bu yöntemlerle ilgili literatür sağlanmıştır. Birincil araştırma, cultural probes yöntemini kullanılarak yapılmıştır. Cultural probes yöntemi, hayal gücünü harekete geçirerek ilham verici çıktılar elde etmeyi amaçlayan nitel bir araştırma yöntemidir. Cultural probes yöntemi katılımcıların, kendi kendini belgeleyerek deneyimlerine dair veri toplamayı olanaklı kılar ve kullanıcıların da eylemleri ve deneyimleri üzerinde düşünmesini sağlar. Bu çalışmada cultural probes yöntemi derinlemesine bilgi edinmek için seçilmiştir ve yöntemin içerdiği süreç katılımcılarda bir düşünce sürecini tetiklemesi amaçlanmıştır. Katılımcıların seçilen nesnelere karşı hissettikleri bağların dinamiklerini anlamak için ikincil bir veri toplama yöntemine ihtiyaç duyulmuştur. Bu ikincil yöntemin uygulanmasıyla, daha derinlemesine bilgi edinmek ve katılımcıların değerli öğeleriyle ilgili deneyimlerine ve ilişkilerine daha yakından bakmak amaçlanmıştır. Dördüncü bölümde saha çalışmasının tüm aşamaları ele alınmıştır. Cultural probes yöntemi doğası gereği ilham verici bir niteliğe sahip olduğundan, onu katılımcıların metaforlar üreteceği şekilde kurgulamak tutarlı bir araştırma tasarımı seçimi olarak değerlendirilebilir. Yöntem, katılımcıları, onları yansıtıcı bir sürece yönlendirerek değerli nesnelerini yeni bir ışık altında görmeye davet etmiştir. COVİD-19 şartları göz önünde bulundurularak ve aynı zamanda daha çok katılımcıya ulaşabilmek için çalışma çevrimiçi olarak Instagram sosyal medya platformu üzerinde gerçekleştirildi. Yedi günlük bir cultural probes çalışmasına ek olarak platformun test edilmesi ve katılımın ölçülmesi için bir test gününün yapılması planlandı. Bir hafta boyunca öğleden sonra aynı saatte yayınlanmak üzere sorular ve görevler içeren hikayeler tasarlandı. Hikayeler 24 saat boyunca yayınlandıktan sonra ertesi gün kaçıran katılımcılar için gönderi olarak yayınlandı. Bir haftalık cultural probes sürecinin ardından, birincil araştırmadan toplanan verileri daha iyi anlamak adına bir dizi yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Tüm katılımcılar uzaktan yapılan görüşmelere evlerinden katıldı. Görüşmelerin önceden kayıt altına alınabilmesi için katılımcılardan izinleri alınmıştır. Zoom platformu üzerinden yapılan görüşmeler platform üzerinden kayıt altına alındı ve birçoğunda video kaydı da yer aldı. Telefonla ve yüz yüze yapılan görüşmeler mobil uygulamalar kullanılarak kayıt altına alındı. Görüşmelerin kaydedilmesi, sırasında not alma ihtiyacını en aza indirdiği için görüşmelersırasında bölünmeler en aza indirilmiş oldu. Planlanan tüm görüşmeler tamamlandığında ses kayıtları yazıya dökülmüştür. Beşinci bölüm, bulguların analizi ve yorumlanmasından oluşmaktadır. Nitel içerik analizi yöntemi uygulanmış ve ilgili literatür sunulmuştur. Bu analiz yöntemi ister sözlü ister görsel olsun, nitel verilerin sistematik bir şekilde yorumlanmasında kullanılabilmektedir. Cultural probes yönteminden elde edilen veri, kodlama sürecinde birim olarak alınan görevlere karşılık gelen on altı ana kategori altında incelenmiştir. Kategoriler öncelikle analiz boyunca yapılandırılmış ve süreçle birlikte düzenlenmiştir, bazı kategoriler ise ürün bağı literatürüne dayandırılarak önceden oluşturulmuştur; bu bağlamda strateji hem veriye dayalı hem de konsepte dayalı özelliktedir. Oluşturulan kategoriler içinde kodlanan veri segmentleri, bir kodlama çerçevesini oluşturmaktadır. Elde edilen bulgular ana kategoriler ve onların alt kategoriler altında yorumlanarak sunulmuştur. Yorumlanan bulgular kategorilerin ait olduğu günlere göre düzenlenmiştir. Tüm ses kaydına alınan görüşmeler yazıya dökülmüştür. Altıncı bölüm tezin son bölümüdür. Bu bölümde araştırma analizinden elde edilen bulguların ve kategorilerin, ürün bağı literatüründeki kategoriler ile örtüştüğünün belirtildiği sonuç bölümü yer almaktadır. Buna ek olarak analiz kısmında öne çıkan bulgu ve yorumlar ifade edilmiştir.