Geleceğin kentlerinde kamusal açık alan tasarım niteliklerinin değerlendirilmesi

thumbnail.default.alt
Tarih
2023-07-19
Yazarlar
Kılıçdağ, Büşra
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
İnsanların, toplum ve çevre ile iletişim ve etkileşim kurduğu, yeni deneyimler kazandığı, toplum duygusunu hissettiği mekân olarak kamusal açık alanlar; sosyal, kültürel, politik, psikolojik ve mimari açılımları barındıran çok bileşenli bir olgudur. Kentsel yaşam içerisinde birey-toplum arasındaki ilişkinin fiziksel çevre tarafından desteklendiği bu alanlar dinamik bir sosyo-mekânsal yapıya sahiptir. Temelde bireyler gereksinim ve beklentileri doğrultusunda kamusal açık alanlar ile etkileşim kurmakta ve mekânın biçimlenmesini de bu doğrultuda etkilemektedirler. Kamusal açık alanlarda kullanıcıların bu iletişim ve etkileşimi kurması, kentsel mekânın örüntülerini algılayabilmeleri, benimseyebilmeleri ve kullanabilmeleri ise mekânın nitelikleri ile doğrudan ilişkilidir. Literatürde kamusal açık alanların tasarımlarının sosyo-mekânsal yapısında etkili olarak kullanıcıların bu mekanlara ilgi duymasını sağlayan, yönlendiren ve kullanımını teşvik eden birçok tasarım niteliği bulunmaktadır. Tasarım çalışmalarında etkili olan bu nitelikler birbirini tamamlamakta ve hatta bazı niteliklerin yarattığı etki başka bir niteliği şekillendirerek bir ilişki ağı sistemi kurmaktadır. Bu alanlar, tasarım niteliklerinin bir arada ve doğru ilişkiler çerçevesinde değerlendirilmesiyle anlamlı hale gelmekte ve başarılı olmaktadır. Kamusal açık alanlar, tarihsel süreçte teknolojik gelişmelerin etkisiyle sosyo-mekânsal yapılarında önemli dönüşümler geçirmiş ve bunun sonucunda mekân tasarımına ait kavramlar da gelişmiş ve değişmiştir. Özellikle Endüstri Devrimi sonrasında gelişen teknolojilerin yarattığı katalizör etkisi, kamusal açık alanların dönüşüm sürecine hızlanan bir ivme kazandırmıştır. Bu süreçte, teknolojinin etkisi ile toplum yapısında gerçekleşen her değişim kamusal açık alanları değiştirmiş, bu alanlar değişirken de toplumu dönüştürmüştür. Bu bağlamda teknoloji-toplumsal yaşam-kamusal açık alanlar arasında simbiyotik bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Kamusal açık alan ve teknoloji ilişkisi, toplumun iletişim, etkileşim ve deneyim süreçlerini etkilemekte ve bu ilişkinin doğru bir şekilde ele alınmaması bu alanların kullanıcılar tarafından tercih edilmemesine sebep olabilmektedir. Bunun sonucunda ise kamusal açık alanlardaki toplumsal yaşam olumsuz etkilenebilmektedir. Ancak kamusal açık alanlar, kent içerisinde toplumsal yaşam kalitesinin sağlanmasında kritik bir rol oynamaktadır. Özellikle son dönemde yaşanan pandemi süreci, bu alanların toplumsal yaşamdaki önemini bir kez daha vurgulamış ve insanların fiziksel çevre ve sosyal etkileşime olan gereksinimlerini hatırlatmıştır. Günümüzde kamusal açık alanlarda toplumsal etkileşimin desteklenmesi, teknoloji etkisiyle farklılaşan kullanıcı gereksinimlerinin başarılı bir şekilde karşılayabilmesine bağlıdır. Bu da ancak teknolojik gelişmeler doğrultusunda oluşan yöntemleri, teknikleri anlamak, değerlendirmek ve mekânın tasarım aşamasından uygulama aşamasına kadar kullanmakla sağlanabilir. Tasarım sürecinde mekân tasarım niteliklerinin temel alınmasının ise inovatif ve çağdaş bir yaklaşımı beraberinde getireceği öngörülmektedir. Bu yaklaşım gelecek tasarımlarında kullanıcı gereksinimlerini karşılamayı hedefleyen, teknolojiyle entegre edilmiş, işlevsel ve estetik açıdan zengin mekanların ortaya çıkmasında önemli bir katkı sağlayabilir. Aynı zamanda bu yaklaşım çerçevesinde gerçekleştirilen tasarım uygulamaları ve mekânsal düzenlemelerde mekân tasarım niteliklerine farklı boyutlar kazanmasında da etkili olabilir. Bu doğrultuda, son dönemde gelişen teknolojilerin doğru bir şekilde ele alınması ve kamusal açık alan tasarımlarında yaratacağı etkinin analiz edilmesi gereklidir. Bu kapsamda tez çalışmasının amacı; yeni gelişen teknolojiler ve kullanıcı gereksinimleri doğrultusunda geleceğin kamusal açık alanlarında etkili mekân tasarım niteliklerini belirlemek ve bu niteliklerin önem/öncelik değerlerini saptayarak, gelecekteki tasarım çalışmaları için kavramsal bir çerçeve oluşturmaktır. Çalışmanın amacı doğrultusunda hipotez olarak; teknolojik gelişmelerle geleceğin kamusal açık alan tasarımlarında etkili mekân tasarım niteliklerinin anlamlarının farklı boyutlar kazanacağı ve bu doğrultuda önem/öncelik değerleri değişeceği savunulmaktadır. Bu hipotezin test edilmesi için öncelikle gelecek tasarım çalışmalarında kamusal açık alanların sosyo-mekânsal yapısında etkili tasarım niteliklerinin belirlenmesine yönelik literatür araştırmasında toplam 56 nitelik saptanmıştır. Bu nitelikler anlamsal açıdan benzerlik gösterenler dışarda bırakılacak şekilde bir kısmı alt nitelik olarak gruplanmış ve bu işlemin sonucunda birçok tasarım niteliğini kapsayan 6 temel nitelik ve 40 alt parametre belirlenerek çalışmanın modeli oluşturulmuştur. Belirlenen temel niteliklerden ikisi teknolojinin etkisiyle kamusal açık alanlarda oluşan sorunlardan yola çıkılarak tasarım niteliği olarak çalışmaya dahil edilmesi uygun bulunan kapsayıcılık ve ekolojik yaklaşım kavramları olup diğer nitelikler ise; imaj/imge oluşturma, çeşitlilik, okunabilirlik ve konfordur. Bu nitelikler son dönemde gelişen ve geleceği şekillendireceği öngörülen teknoloji başlıklarıyla ilişkili olarak ele alınmış niteliklerin anlamları farklı boyutlarda değerlendirilmiştir. Araştırmanın son aşamasında geleceğin kamusal açık alanlarında etkili olacağı belirlenen bu altı mekân tasarım niteliğinin hangilerinin ön planda değerlendirileceğini saptama amacıyla ANP (Analytic Network Process) metodu kullanılmıştır. Bu kapsamda mimar, peyzaj mimarı ve şehir planlama meslek gruplarından 44 uzmana ulaşılarak yöntem çerçevesinde hazırlanan değerlendirme çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda uzmanlardan elde edilen sonuç verileri ayrı ayrı Super Decisions yazılımına işlenerek çıkan sonuçların tutarlılık analizi gerçekleştirildikten sonra niteliklerin önem ağırlık değerleri belirlenmiştir. Bu değerler uzman katılımcılar arasında meslek ve unvanlarına göre kurulan çapraz ilişkiler bağlamında gruplanmış ve her grup için niteliklerin önem ağırlıkları ve oransal değerleri hesaplanmıştır. Çalışmanın sonucunda mekân tasarım nitelik anlamlarının gelişen teknolojilerin etkisiyle farklı boyutlar kazanabileceğinin yanı sıra yeni niteliklerin oluşabileceği ve bu niteliklerin önem ağırlıklarının ANP metodu kapsamında değerlendirilerek gelecek tasarım çalışmaları için kavramsal bir çerçeve oluşturabileceği görülmüştür. Bu kapsamda elde edilen sonuç bulgularına göre uzmanların dahil edildiği değerlendirme aşamasında kurulan iki çapraz ilişkide de benzer veri sonuçları ortaya çıkmış ve beklenildiği gibi gelecek tasarım çalışmaları için niteliklerin önem/öncelik değerlendirmesinde farklılaşmalar gözlemlenmiş ve çalışmanın hipotezi ispatlanmıştır. Buna göre kurulan iki çapraz ilişkiye ait bulgular incelendiğinde, teknolojin etkisi çerçevesinde çalışma kapsamına tasarım niteliği olarak dahil edilen ekolojik yaklaşım ve kapsayıcılık kavramlarının diğer niteliklerinden çok daha yüksek bir önem ağırlığında değerlendirildiği saptanmıştır. Bu bağlamda, çapraz ilişkilerde oransal değerler farklı olmasına rağmen, ilk üç sırada önceliklendirilen nitelikler aynıdır ve bu sıralama ekolojik yaklaşım, kapsayıcılık ve konfor şeklindedir. Öte yandan, imaj/imge niteliği ise önem/öncelikte en son sırada yer almanın yanı sıra oransal açıdan diğer niteliklere kıyasla oldukça düşük önem ağırlığında değerlendirildiği görülmüştür. Okunabilirlik ve çeşitlilik nitelikleri, iki çapraz ilişkide de dördüncü veya beşinci sıralarda yer almış ve oransal değerlere bakıldığında ise çeşitlilik niteliği biraz daha yüksek bir ağırlık değeri verilmiştir. Tez çalışmasında aynı zamanda teknolojinin etkisiyle tasarım niteliklerinin anlamlarının kazandığı farklı boyutlar ve önem/öncelik sıralaması bağlamında gelecek tasarımlarının kullanıcı gereksinimlerini ne ölçüde karşılanabileceği de incelenmiştir. Elde edilen sonuç bulguları, teknolojik gelişmelerin mekân tasarım nitelikleri kapsamında tasarım çalışmalarına ve mekânsal düzenlemelere entegre edilmesi ile kamusal açık alanlarda işlevsellik, estetik, kullanılabilirlik ve toplumsal gereksinimlere yönelik etkili çözümlerin geliştirilmesine olanak sağlayacağı yönündedir. Bunun yanı sıra teknolojinin kamusal açık alanlara entegrasyonu, sadece mekânın fiziksel özelliklerini değil, aynı zamanda toplumsal etkileşimi ve deneyimini de büyük oranda etkileyecektir. Bu bağlamda, geleceğin kamusal açık alanlarında teknolojinin etkisiyle ekolojik dengeyi koruyan, kullanıcıların gereksinimlerine daha iyi yanıt veren ve inovasyonun ön planda olduğu tasarımların gerçekleştirilebileceği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda tüm teorik çerçeve ve değerlendirme çalışmasının, teknolojinin mekân tasarım niteliklerine olan etkisinin değerlendirilmesinde ve teknolojinin bu nitelikler çerçevesinde tasarım çalışmalarında ele alınmasıyla gelecek kamusal açık alan tasarımlarının nasıl şekillenebileceğine dair ilgili meslek gruplarına yararlı bir perspektif sunarak katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023
Anahtar kelimeler
kamusal mekanlar, public places, kentsel mekan, urban place, kentsel tasarım, urban design
Alıntı