Atik Valide Sultan Külliyesi'nin tarihsel gelişimi ve koruma sorunları

thumbnail.default.placeholder
Tarih
2025-04-14
Yazarlar
Güngör, Zeynep Ayşe
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
İstanbul'un Anadolu yakasında ve Kocaeli Yarımadası'nın batı kesiminde yer alan Üsküdar ilçesi, güneyde Kadıköy, kuzeyde Beykoz, doğuda Ümraniye ilçeleriyle çevrili olup batı ve kuzeybatıda da İstanbul Boğazı'na açılır. Osmanlı öncesinde küçük bir kasaba olan Üsküdar'ın Osmanlı dönemindeki kentleşme çizgisi, coğrafyasının doğru değerlendirildiğinin de önemli bir göstergesidir. Bu gelişmede Mekke ve Medine'ye gidecek hacı adaylarının buradan yolcu edilmesi ve Surre-i Hümayun'un buradan yola çıkması da önemli bir role sahiptir. Yıllar önce buraya yerleşen ve ticaret serbestisi kazanan Osmanlılar, fetih sonrasında yalnız nüfus açısından değil idari olarak da bölgeyi yenilemişlerdir. Bu doğrultuda ilk anıtsal yapılar da inşa edilmeye başlanmıştır. Vezir Rum Mehmed Paşa'nın yaptırdığı tabhaneli cami, türbe ve ortadan kalkmış olan hamam ve medreseden oluşan külliye, Üsküdar'ın peyzajında öne çıkan bir erken Osmanlı Dönemi yapıtıdır. Bu mimari birikim arasında öne çıkan bir 'Sinan' yapıtı da tez konusu olan 'Atik Valide Sultan Külliyesi'dir. Sultan III. Murad'ın annesi Nurbanu Valide Sultan tarafından 1570–1579 yıllarında yaptırılmış olan Valide Sultan Külliyesi, görkemli bir yapılar topluluğudur. Tasarımı Mimar Sinan'a ait olan bu anıtsal kompleks, döneminin önemli sultan külliyelerinde, örneğin Süleymaniye Külliyesi'nde kullanılmış olan kapsamlı bir programa sahiptir. Atik Valide Külliyesi, cami ve medresenin merkezi oluşturduğu ve bu merkez çevresine yerleştirilmiş tek yapılar -tekke, darülkurra ve hamam- ile birleşik bir yapılar topluluğu olan 'kervansaray, imaret, tabhane, darüşşifa, darülhadis ve sıbyan mektebi'nin yer aldığı büyük bir komplekstir. Sinan'ın diğer yapıtlarından farklı olarak birleşik yapılar grubu, işlevleri bağlamında özerk ve kendi içinde bütünleşik birimlerden oluşan ama tümü birden tek bir yapının bağladığı bütünlüğe de sahip olan özgün bir modeldir. Kompleksin özgünlüğü, çok sayıda ve farklı işlevi bir araya getirmesi ve bunları tek yapı ve grup olarak yerleşimin mevcut dokusu içinde çözümlemesindedir. Mevcut dokuya uyum konusunda diğer selâtin külliyelerden farklılaşmış bir model sunar. Tezin ana teması, kompleksin bu ünik formatının tarihsel/coğrafi bağlamını açıklama yorumlama ve belgelemenin yanı sıra tarihi boyunca yapılan müdahaleleri belgelemek ve yapısal tarihinin dökümüne ulaşarak günümüzdeki yenilenme koşullarının verilerini elde etmek ve öneriler geliştirmektir. Tezin '1.Giriş' ve '2. Üsküdar' bölümlerinde, Külliye'nin içinde yer aldığı coğrafya ile tarihsel/sosyal bağıntıları üzerinde durulmuş ve bir yer/dönem çerçevesi çizilmeye çalışılmıştır. 3. Bölüm'de, genellikle üzerinde çok çalışılmış bir konu olduğundan 16.Yüzyıl'da Osmanlı Devleti'nin sosyal ve ekonomik örgütlenmesine kısaca değinen bir derleme yapılmıştır. Amaç, Atik Valide Külliyesi'nin inşa edildiği dönemin ruhunu kavramaktır. 4. Bölüm, 'Külliye' kavramının ve tarihi gelişmesinin, örgütlenme modelleri ve erken örneklerinden başlayarak derlenmesine ayrılmıştır. Sonraki bölümlerde, yapıtın doğrudan mimari/işlevsel/teknik özellikleri ve tarihsel gelişimi irdelenmeye çalışılmıştır. Yapıldığı tarihten bugüne kadar çeşitli işlev değişikliklerine ve sayısız fiziki müdahaleye maruz kalmış, eklemelerle değiştirilmiş yapıların gördüğü müdahalelerinin belgelerine ulaşabilmek amacıyla Osmanlı Dönemi kaynakları detaylı olarak incelenmiş ve ilgili BOA belgeleri tablolar halinde ekte sunulmuştur. Ayrıca kapsamlı bir literatür çalışması yapılmıştır. Çalışmanın ana hedeflerinden olan yapılara ait özgün restitüsyon önerileri, dönem yapılarıyla karşılaştırmalı olarak her yapı için münhasıran çalışılmış ve 'I. Dönem/16.Yüzyıl (Sinan Dönemi) ve II.Dönem/ 19.Yüzyıl Sonu' şeklinde iki aşamalı olarak hazırlanmıştır. Tezin 5. ve 6. bölümlerinde sunulan bu çalışmalar yoluyla 16.Yüzyıl'dan 21.Yüzyıl'a uzanan sürede, mimari mirasın kullanım ve değerlendirme kıstasları konusunda olduğu kadar yapım tekniklerinin dönemsel ayrımları konusunda da önemli bir bilgi birikimi sağlanmıştır. Çalışmanın 7. ve son bölümünde Atik Valide Sultan Külliyesi yapılarının koruma sorunları ele alınmıştır. Hazırlanan restorasyon ve yeniden işlevlendirme projesi ise, bilimsel koruma kriterlerinin yanı sıra onarımda yeni malzeme ve tekniklerin kullanımını da öngörmektedir. Özgün şemaların, plan öğelerinin ve mekân birimlerinin ve özgün malzeme ve tekniklerin ortaya çıkarılmasını ve korumaya alınmasını amaçlamaktadır. FSM Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin kullanımı için önerilen yeniden işlevlendirme projesi, çalışmanın deneysel aşamasını oluşturmaktadır. Güzel Sanatlar Fakültesi'nin gereksinimlerinin en az müdahale ile elde edilmesi, kuşkusuz projenin birincil ilkesidir. Proje ile bu eşsiz kompleksin özgünlüğünü zedelemeden, bu özgünlüğü çağdaş sanatlar düzleminde yeniden işler kılmayı amaçlayan bir öneri geliştirmeye çalışılmıştır. Tez, bu anıtsal ve ünik yapıtın korunmasına katkı sağlamak ve bugünden yarına 'Sinan Mimarlığını Aktarma'yı hedeflemektedir.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025
Anahtar kelimeler
Atik Valide Sultan Külliyesi, Atik Valide Complex, koruma, conservation
Alıntı