İklim değişikliği sonucu yükselen deniz seviyelerine çözümler: Yüzen yapılar ve yerleşimler için konsept bir model önerisi
İklim değişikliği sonucu yükselen deniz seviyelerine çözümler: Yüzen yapılar ve yerleşimler için konsept bir model önerisi
Dosyalar
Tarih
2023-01-26
Yazarlar
İnce, Işıl
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Küresel iklim değişikliği olayları dünyayı etkisi altında bulunduran, doğal ve özellikle insan aktiviteleri kaynaklı değişimlerin tümünü yansıtan oldukça önemli bir konudur. Günümüz kentlerinde dolaylı veya dolaysız küresel ısınmanın neden olduğu çevresel felaketlerin artışı, bu değişime yol açan etkenlerle birlikte çevrede çeşitli potansiyel etkiler oluşturmuş ve yakın geçmişte etkileri arttırıcı rol üstlenmiştir. Uluslararası İklim Değişikliği Paneli'ne göre iklim değişimine yol açan etkenler arasında dünya popülasyonunun çok hızlı artması neticesinde insan faaliyetleri sonucu makine kullanımının getirdiği çevreye verilen yüksek salınımlar rol oynamaktadır. Meydana gelen değişimlerin doğal çevre, insan sağlığı ve özellikle deniz seviyeleri üzerine ciddi potansiyel etkileri olduğu bilinmektedir. Yükselen deniz seviyeleri kavramı iklim değişikliklerinin potansiyel etkisi olarak bir çevresel felakete dönüşmeye başlarken, küresel ısınmanın yükselişi ile etkisi giderek artarak okyanus, deniz, nehir gibi yaşam ve ticaretin canlı olduğu kıyı alanlarında yaşamı olumsuz kılmayı sürdürmektedir. Global Riskler Raporu'nda belirtildiği üzere okyanusların 2100 yılı itibari ile 2,5 metre, 2100'den sonra 6 metreye kadar yükseleceğini ve kıyı alanlarının yüzde doksanının ortalamanın üzerinde bir su seviyesi artışı yaşayacağını belirtmiştir. Risk altındaki ülkelerin büyük şehirlerini, sahil bölgelerini ve kıyılarını tehdit eden yükselen deniz seviyeleri hususu, ek olarak batan şehirler kavramını tetikleyerek konunun önemini açıkça göstermektedir. Dünya Ekonomik Forumu'na göre Hollanda, Hindistan ve Asya ülkeleri batan şehir olabilecek lokasyonlarda yer almakta olan ülkelerdendir. Bu kapsamda ülkelerin batarak yok olmaması için alınması gereken önlemlerden ve gerekliliklerden söz edilmiştir. Kentsel ölçekte ve yapı düzeyinde yüzen yapıların iklim değişikliğine bağlı yükselen deniz seviyeleri ve diğer afet durumlarına kapsamlı şekilde yanıt verebilmesi; tarihsel gelişim, kavram ve özellikler detaylıca araştırılarak tespit edilmiştir. Yüzen yapıların tarihsel gelişiminde yer alan palafitler, amfibik ve hareketli yüzen yapılar kullanım türleri bakımından literatürde incelenmiş; yapıların tasarım yaklaşımı, malzeme seçimleri ve çevreyle ilişkileri değerlendirilmiştir. Her üç yapı tipinin de birbirine benzer özellikleri taşıdığı ve bir bakıma zamanla gelişerek mevcut birimleri oluşturduğu söylenebilmektedir. Kullanım türleri bakımından incelenen örnekler sonucunda araştırma kapsamında yüzen yapıların çoğunlukla konut fonksiyonu olarak kullanıldığı görülmüş ve bölüm özel ile kamusal yüzen yapılar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Yapıların iki fonksiyonla kullanılıyor oluşunun yapının özelliklerine etki ettiği gözlemlenmiştir. Bu kapsamda araştırmanın devamında verilmesi istenen konsept bir model önerisi hedefiyle yüzen şehir araştırmaları yürütülmüş; bu kavramın günümüzde gerçekleşmesi planlanan yeni bir konsept olduğu, ancak kentsel ve şehir ölçeğinde karşılığının bulunabilmesi potansiyeline sahip olup olunmadığı sonucuna olan yakınlık, tasarlanan projeler üzerinden irdelenmiştir. Bilgiler çerçevesine çalışmada öncelikle küresel iklim değişimi ve yüzen yapı ile şehirler kavramlarının literatür taraması yapılmış, güncel kuramlarda ve raporlarda iklimin yeri, önemi, güncel durumu ve yüzen yapıların oluşumları incelenmiştir. Ardından iklim değişikliği ve yüzen mimari yapılar bağlamında bir aksiyon planı ve konsept bir model önerisi üretebilmek için bazı parametreler oluşturulmuştur. Parametreler sayesinde bir kentsel ölçekte aksiyon planı etaplarına başlangıç tarif edilmiş, etaplama gelişimi ortaya konmuştur. Yönetsel düzeyde ele alınmasının ve taşkın riski altında bulunan bölgelere uygulanmasının önerildiği bir faz diyagramı oluşturularak, farklı senaryolar açıklanmıştır. Genel kapsamda deniz seviyelerinin 5 metre ve 10 metre artacağı planlanarak oluşturulan bir felaket senaryosu sisteminde önerilecek konsept modelin nasıl çalışacağı gösterilmiştir. Araştırmanın son bölümünde deniz seviyelerinin yükselmesi durumuna mimari çözümler getirebilmek amacıyla konsept bir model önerisi geliştirilmiştir. Oluşturulan konsept model önerisinin önemi, özellikleri, birleştirilme organizasyonu iki ve üç boyutlu mekânsal diyagramlar ile aktarılmış; farklı iki tip model önerilmiştir. Konut ve ticari olarak ayrı fonksiyonlara sahip iki modül, yapısal bakımdan değerlendirilerek sahip olması gereken mimari ihtiyaçlara göre düzenlenmiştir. Üretilen modellerin bir çevrede entegre olabilme becerileri sunulmuş ve süreç katmanlaması gerçekleştirilerek bir mekâna yerleşme ilkeleri tariflenmiştir. Varsayımsal bir kentsel çerçevede suların yükseldiği ve çekildiği bir senaryoda mevcut sabit konutlar ile öneri modüllerin mekânda meydana gelen farklılara verdiği tepkilerin tespiti görsellerle kademeli olarak aktarılmıştır. Tüm teorik çerçeve ve önerilen aksiyon planı ile konsept modüllerin sonucunda, aksiyon planın konsept modülleri kapsadığı ve birlikte uygunluk kriterlerini büyük ölçüde arttırdıkları sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmalar sonucunda özellikle son on yılda tariflenen afet senaryoları için su seviyelerini yönetebilmek, su ile ilişkili olan veya olmayan farklı afet olaylarına uyum göstermek ve insan ile doğayı birbiri üzerinde tutmadan kucaklayıcı ve koruyucu yöntemlerle daha güvenli kentler yaratabilmenin olası bir ifadesi olarak; araştırmada önerilen adapte edilebilir yüzen yapı ve yerleşkeler içindeki planlanmalar, hedeflenen gelişimi destekleyici pozitif niteliklere sahiptir. Bu çıkarımla araştırmanın sonuç ve değerlendirme bölümünde, gelecek çalışmalar için potansiyel senaryoların kısıt ve fırsatları ayrıca ortaya konarak bir planlama stratejisi vurgulanmıştır.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022
Anahtar kelimeler
Doğal afetler,
Natural disasters,
Ekolojik yapı,
Ecological structure,
Kıyı mimarisi,
Seaside architecture,
Kıyı yapıları,
Coastal structures,
Su mimarisi,
Aqua architecture