Türkiye popüler müziğinin yeni alanı: Dijital kültür endüstrisi
Türkiye popüler müziğinin yeni alanı: Dijital kültür endüstrisi
Dosyalar
Tarih
2023-09-26
Yazarlar
Karabiber, Onur
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Graduate School
Özet
Endüstri bir ürünün kolay ve hızlı bir biçimde üretilmesi ve bu işlemin benzer şekilde tekrar etmesi üzerine dayalı bir işleyiştir. Yeniden-üretim nu işleyiş içinde endüstrilerin çarkını çeviren temel çalışma ilkesini ifade eder. Ürün için gerekli olan hammaddeyi yeniden bulamayan, onu daha önce yaptığı şekliyle tasarlayıp aynı tezgâhtan aynı şekilde çıkaramayan endüstriler yaşayamazlar. Kültür söz konusu olduğunda ise bu işleyiş daha farklı gelişir. Kültürel üretim henüz yaratı aşamasında değişime uğramaya başlar. Endüstrilerde insan, üretme hatta yaratma yeteneğini makinelere devretmiştir. Gündelik yaşamın temel ihtiyaçları bakımından oldukça faydalı işleyen bu sistem, kültür ve sanat söz konusu olduğunda beraberinde daha birçok tartışma konusunu tetikleyecek şekilde gelişir. 20. yüzyılın ilk yarısında Frankfurt Okulu temsilcileri tarafından ortaya atılan Kültür Endüstrisi kavramının kısa öyküsü de bu senaryo üzerine kuruludur. Kültür ögesi hem kendisi hem onu içeren parçalarıyla endüstriyel alanda bir tahakküm aracına dönüşür. Aynı tiple, aynı özelliklerle yeniden-üretilmeye uygun olmayan kültür, endüstrinin çarkları arasına sıkışan, sonu gelmez arz-talep ilişkileri altında ezilen insanoğlunun kendisidir. Artık eski biricik yapısından çıkmış ve bir hükmetme biçimine dönüşmüştür. Daha eski çağlarda olduğu gibi, kültür artık kendiliğinden olagelen, onu biçimlendiren raslamsal şartlar altında kendi yolunu kendi bulan özelliğini yitirmiş ve tasarlanan, yapılandırılan, planlanan bir endüstriyel alana dönüştürülmüştür. Oysa kültürün de kendi ideası vardır. Bu idea, daha en başta kültürün özerk bir alan olması üzerine kuruludur. Özerkliğini yitiren kültür, insan özünün yansımalarını göstermekte zorlanır; sayısız çeşitlilikteki insan yaratıları biricik olma özelliklerini kaybederek endüstriyel birimlere indirgenir. Dahası, sermaye sisteminin kâr odaklı stratejilerinde kültür ögesi, sadece sıradan bir ürüne dönüşmekle de kalmaz, aynı zamanda salt pozitivist tanımlamalar üzerinden insanla ve toplumla arasındaki öznel bağı da sınırlı bir estetik tartışmanın içine rehin bırakır. Tüm endüstrilerde olduğu gibi müzik alanında da dijitalleşme olgusunu bir dönemden ziyade bir süreç olarak ele almak, içerdiği gelişme kesitini doğru ortaya koymak gerekir. Müziğin bir tüketim birimi olarak dijital ortamlarda üretilmeye başlanması ya da dijital bir dosya biçimine dönüşmesi tek başına yeterli olmayacaktır. Sürecin başlangıç kesiti bu çalışmada erken dijital dönem olarak tanımlanmış, gelişme kesitiyse endüstrinin sunum ve tüketim araçlarının gelişen iletişim teknolojileriyle olan koşut ilişkisi üzerinden ele alınmıştır. Zira, dijitalleşme kitle iletişimi merkezli ilerlemediği sürece sadece teknik bir avantaj olarak endüstriye hizmet eder; maliyetleri düşürür, üretimi ve buna bağlı olarak da tüketimi artırır. Ancak, kültürel alanlarda dijitalleşme dendiğinde, alanı belirleyen, sınırlarını çizen ve o alanda oynanacak olan oyunun kurallarını belirleyen başlıca etken kitle iletişimi olacaktır. Başka bir deyişle, dijitalleşme, ancak iletişim araçları üzerinden düşünüldüğünde bugünkü formunu ve önemini kazanabilir. Geniş bant internet kullanımının yaygınlaşmaya başladığı 2000'li yıllarla beraber, dijital olan şey aynı zamanda çevrim içi olandır. Başta da belirtildiği üzere, çevrim dışı bir dijitallik salt endüstriyel alanın bir ögesi olarak kalır. Çevrim içilik günümüz piyasalarının hemen hepsinin merkezinde yer almaktadır. Sermaye sistemin ortaya çıktığı çok daha eski dönemlerden günümüze gelen üretim-tüketim ilişkileri bugün de farklı bir işleyişle devam etmez. Kâr odaklı rekabetçi piyasalar, kendi ekonomi-politiklerini geliştirirken aynı zamanda tahakküm stratejilerini de pekiştirirler. Bugün, bu stratejilerinin belirlenmesinde ve uygulanmasında kullanılan araçların başında dijitalleşme denen olgu bulunduğuna ve iletişim, üretim ve tüketim alanlarının tamamına rakipsiz bir biçimde hâkim olduğuna göre geçmişin kültür endüstrisi artık yerini dijital kültür endüstrisine bırakmıştır. Bu çalışma kültür endüstrisinin dijitalleşme sürecini müzik endüstrisi üzerinden ele alarak Türkiye'deki popüler müzik alanını, alanın oyuncularını, oyun stratejilerini ve sermayelerini yeniden tanımlamayı amaçlar. Bunu yaparken yaklaşık yüz yıldır tartışılan kültür endüstrisi kavramının olduğu gibi yerinde kalmayacağı, dijital çağa geçişte onun da değişimlere uğrayacağı gerçeğini göz ardı etmez. Dijital endüstrilerin oluşturduğu alanlar, dijital iletişim çağında yeni kurallarıyla, oyuncularıyla, sermayeleriyle, çıkarlarıyla ve stratejileriyle beraber biçimlenirler. Bu sebeple, sanatın yeniden-üretimle tanıştığı eski dönemlere ait tanımlar, kavramlar, yaklaşımlar da biçim değiştirir. Dijital çağda, endüstriyel işleyişin hemen her alanından elde edilen verinin toplanması, işlenmesi ve çözümlenmesi ihtiyacı bu değişimin ilk etkenlerindendir. Veriyi doğru işleyip yorumlayamayan oyuncuların dijital endüstrilerde oyunda kalması zordur. Bu durum sadece endüstriyel bir strateji unsuru olmaktan ziyade kişisel mahremiyet ve kişisel haklarla ilgili yeni sorunları da ortaya çıkarmıştır. Dijitalleşme hızla genişleyen, endüstrileri yan alanlarla daha da yakınlaştıran, yer yer bu alanları işgal eden ya da yeni alanlar açan bir özellik gösterir. Keşfedilen her yeni alan hukuksal boşluklarıyla beraber gelir. Bu durum kaçınılmaz olarak hak ve hukuk gibi temel konularda da birtakım sorunlar doğurmuştur. Erken dijital dönemin belli başlı hukuksal sorunları da bu çalışmada ele alınmış, hak ihlalleri, sahtecilik gibi konulara değinilmiştir. Sahtecilik, kişisel veri ihlalleri ve hak ihlalleri gibi sorunlar alanın büyük oyuncularından başlayıp, endüstrinin en küçük paydaşlarına kadar yayılan bir ilişkiler ağı içinde biçimlenmiştir. Bu durum dijital çağın kriminallerini kültür endüstrisi tezleri üzerinden yeniden ele almayı zorunlu kılar. Diğer yandan, market/pazarlama araçları ve ilişkileri de kültür endüstrilerinin erken dönemlerine nazaran bambaşka bir şekle bürünmüştür. Plak, kayıt şirketleri ve belli başlı yapımcı/yayımcı sermayelere ek olarak günümüzde iletişim alanına hâkim servisler müzik endüstrisinin de büyük oyuncuları konumuna gelmişlerdir. Söz konusu servislerin işleyişi ve geliştirdikleri yöntemler de konuya yine kültür endüstrisi yaklaşımlarıyla yeniden bakmayı gerektirmektedir. Bu servisler reklam ve sponsorluk üzerinden kültür-dışı oyuncuları da alana dâhil etmekte gecikmemişlerdir. Dolayısıyla, çalışmada servislerin gelişme süreçleri, reklam, pazarlama ve abonelik sistemlerine de göz atılmıştır. Ayrıca, üretim alanı da bahsi geçen değişim sürecine dâhildir; dijital çağda stüdyo tanımı değişmiş, üretim araçları, üretim için gerekli teknik bilgi de bu değişimi takip etmiştir. 1990'lardan itibaren, kişisel bilgisayarların teknik yeterliklerinin hızlı gelişimi ve kişisel bilgisayar kullanımının yaygınlaşması bunun en önemli nedenlerindendir. Eski dönemlerde nispeten çok daha pahalı olan analog donanımlar yerlerini görece daha kolay elde edilen yazılımlara bırakmıştır. Dahası, bu teknik donanımların kullanım bilgisi iletişim teknolojisinin olanakları sayesinde yaygınlaşmış ve bir zamanlar belirli çevrelerin tekelinde olan teknik bilgi ve deneyim üretim alanındaki oyuncuların paylaşımına açılmıştır. Bu durum kaçınılmaz olarak arzın artmasına yol açarken rekabeti de tetiklemiştir. Oyuncular üretim ve sunum alanındaki yeni rekabet stratejilerini hızla öğrenmek ve uyum sağlamak durumundadır. Üretim biçimlerinin değişimi ürünün kendisini de dijital çağın gereksinimlerine göre şekillendirmiş, rekabet stratejileri salt müziksel ögeleri de değişmeye, yer yer endüstriyel standartlara uymaya zorlamıştır. Arzdaki artış ve kızışan rekabet, dijital çağın müzik endüstrisinde anlatıyı yeniden biçimlendirir. Şarkı süreleri kısalma eğilimi gösterirken, duyulabilirlik, fark edilebilirlik hayati önem taşır. Kısa anlatı, müzikteki durma, yürüme, gerilme ve boşalma gibi enerji yönetimlerinde çok daha hesaplı ve standart biçimlerin ortaya çıkmasına ön ayak olur. Dijital müzik endüstrisinde rekabetçi bir ürünün eteğindeki taşları dökmesi için çok fazla vakti yoktur; müziksel ögeler, enerji yönetimi ve biçim bu eksen üzerinde tasarlanmak zorundadır. Duyulabilirlik de bu rekabete dâhildir. Ses şiddeti, sınırsız şarkının olduğu listelerde çabuk fark edilmenin bir aracıdır. Bu sebeple şarkıların ses şiddeti oranları gün geçtikçe artmaya başlamış ve endüstri buna bir standart geliştirmek durumunda kalmıştır. Diğer yandan, dijital müzik endüstrisinde birim değişmiştir. Bahsi geçen rekabet unsurları albüm denen şeyi parçalamış ve şarkıyı endüstriyel bir birime dönüştürmüştür. Ürün değişirken üretici de değişir. Alanın oyuncuları sadece ürünün kendisi üzerinden değil, dijital iletişim çağının yeni endüstriyel stratejileri ve davranış biçimleri yoluyla da farklılaşırlar. Dijital çağdaki pop yıldızının kitleyle olan iletişimi buna en güzel örnektir. Yıldız ve hayran arasındaki mesafe farklı bir boyut kazanır. Yakınlık algısı değişir ve yıldız tanımının kendisini de değiştirir. Alan, eski dönemlerde ulaşılması zor olan yıldızı bir oyuncu olmaya zorlar. Kitle iletişim araçları ve yeni medya bu işleyişe tuz biber eker. Yıldız, sosyal, kültürel ya da ekonomik hemen her konudaki anafora hızla çekilebilir. Bunlar güncel politik gelişmelerden, çelişmelerden başlayıp özel alana, günlük yaşantıya dair etkileşimlere kadar gidebilir. Yıldız-hayran ya da daha genel anlamda yıldız-kitle şeklinde ortaya çıkan uyum grupları güncel olayların hemen her konusu üzerinden tetiklenebilir. Siyasi olaylar, seçimler, çevre kirliliği, kadın hakları, sokak hayvanları vd. etkileşim unsurları üzerinden tetiklenen bu uyum grupları çoğunlukla sistemi toptan tanımlayan bir yaklaşımdan ziyade tıpkı kültür endüstrisi tezlerinde bahsedildiği gibi alt çelişmeler üzerinde yoğunlaşan konular içerir. Bu gibi belli başlı konu ve örnek olaylar yoluyla çalışma boyunca kültür endüstrisi ve kültür merkezli çalışmalarla ilgili ortaya atılan başlıca kavramlar dijitalleşme süreci üzerinden yeniden düşünülmüştür. Türkiye popüler müziğinin yeni alanı bu kavramsal çerçeve üzerinden yeniden ele alınmış, dijitalleşmenin müziksel ögelere, üretim araçlarına ve üretim ilişkilerine etkisi incelenmiştir. Dijitalleşen kültür endüstrisinin rekabet stratejilerinin eski dönemlere kıyasla sanatçı ve ürün üzerinde çok daha fazla etkili olduğu görülmüştür. Bununla beraber alandaki oyuncuların kendi geliştirdikleri stratejiler de çeşitlenmiştir. Bu bağlamda, alanı ve oyuncuları tanımlamak, kültür ve yönetim arasındaki ilişkiyi anlayabilmek açısından kültür endüstrisi tezleri halen güncelliğini korumaktadır.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023
Anahtar kelimeler
popüler müzk,
popular music,
müzik endüstrisi,
music industry