Bulanıklaşan Sınırları Yeniden Ele Almak: Güncel Kent-kır İlişkilerinin Tanımlanması

thumbnail.default.alt
Tarih
2014-06-30
Yazarlar
Doğançayır, Caner Murat
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Institute of Science And Technology
Özet
Kentsel ve kırsal alanlar, insan yerleşmeleri içerisinde uzun süredir ayırılmış birimler olarak ele alınmaktadır. Söylemler ve kuramlar, siyasalar ve uygulamalar bu iki yerleşme türünü ayrı ayrı, kısmen temas içinde, kısmen kentsel olanın yararına varolan iki mekan olarak kabul etmiştir. Her ne kadar mekan temelli ilişkilere olan anlayış bu geçersiz görüşleri kısmen arkada bırakmış olsa da, uzam boyunca güçlenen mekansal etkileşimleri kuram haline getirecek ve tetkik edecek aletler sınırlı ve birbirleri ile bağlantısızdırlar. Amaç, hedef, araştırmanın verileri ele alış şekli ve yönteminin sunulmasından sonra bu çalışma 4 bölüm ve sonuç bölümü içerisinde kentsel ve kırsal alanların dinamikleri ve aralarındaki karşılıklı etkileşimleri üzerine güncel anlayışların kopuklukları ve katkıları ile ilgilenmektedir. Kent-kır ilişkilerinin vurgularını ortaya çıkarmak doğrultusunda, ikinci bölümde mekansal etkileşimlerin evrim ve çeşitlenmelerinde ve bu dinamiklerin özellikle kırsal alanlar üzerindeki yansımalarında açığa çıkarılan veya eksik bırakılanları sunmak için söylemler sorgulanmıştır. Kuramsal çerçevelerin ve ampirik çalışmaların sınırları, kent-kır etkileşimleri ile ilintili farklı alanların arasındaki kopukluklar ele alınmıştır. Açıklığa kavuşturulmuş ve vurgulanmış örtüşmeler, gereken önem verilmemiş boşluklar sorunsallaştırılmıştr. Kent-kır ilişkilerini kapsayan sekiz farklı tanımlama ve koşul, literatür araştırması ve taksonomi metodları kullanılarak ele alınmıştır. Kent- kır ilişkilerindeki tanımlarla ilgili farklılıklar ve bunların güncel mekansal etkileşimlerinin temsiliyetleri, belirleyici etkenleri içindeki ortaklaşma ve farklılaşmaları, sosyal ve economic değerlere erişimin izlerini ortaya çıkarmaktadır. Kent- kır bağlantıları her ne kadar mekansal karşılaşmaları iyi derecede tanımlasa ve yansıtsa da, coğrafi çeşitlenmeleri bu kapsamda belirsiz kalmaktadır. Kent-kır ilişkilerine yönelik üçüncü bölümdeki bir diğer literatür araştırması, saha temelli literatürün, mekansal etkileşimlerin daha geniş çerçevesini yansıtmaktaki yetersizliği olarak adlandırılabilecek eksik kısmının üstesinden gelmeyi amaçlamaktadır. Zaman dilimlerinin, bağlantılar ve akışların, yerel, ulusal ve küresel ölçeklerin farklı boyutları değişkenler olarak kullanılmıştır. Yedi küresel bölgenin altındaki saha temelli çalışmaların, etkileşimlerin boyutlarına yaptıkları vurgularn kıyaslanması, küresel, ulusal ve yerel bölgelerin içindeki bağlantı ve akışların çeşitlenen dağılımını yansıtmaktadır. Araştırmanın yorumlanması ve görselleştirilmesinin sonuçları bölgeler içerisindeki coğrafi referanslı mekansal etkileşimlerin düzeyini vermektedir fakat karşılıklı ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda sadece varsayımlarda bulunacak bulgular sağlamaktadır. Bu bağlamda, yerleşmeler boyunca işleyen mekansal bağlantıların ve akışların coğrafi rotaları belirsiz kalmaktadır. Kırsal alanların kent- kır ilişkilerinin farklılaşmış içsel ve dışsal güçler üzerindeki yansımaları, kent- kır ilişkileri yaklaşımları ve kırsal tipoloji konseptlerinin ilişkisel savları üzerinden yapılan bir söylem analizi ile dördüncü bölümde ele alınmıştır. İki farklı literaturün araştırmasını, iki akımın söylemlerinin yeniden kavramsallaştırılması takip etmektedir. Bu iki kavramsal temelin karşılaştırılması, kent-kır ilişkilerinin genellenmiş ve kırsal tipolojilerinin özelleşmiş özlerini ortaya çıkarmaktadır. Kent- kır ilişkilerinde ampirik çalışmaların etkinliğinin beşinci bölümdeki incelemesi örnek olay temelli kırsal tipoloji uygulmalarına dayandırılmıştır. Onaltı  uygulamadaki vurgulanan mekansal etkileşimlere yönelik söylem analizi ve bu araştırmaların yöntemsel içeriklerindeki değerlendirme şekilleri üzerinden, üçüncü bir yeniden kavramsallaştırmaya oluşturulmuştur. Kırsal tipoloji uygulamalarının sağladığı materyaller, bağlantı ve akışlar doğrultusundaki mekansal etkileşimlerin gözlenmesi, ölçülmesi ve yorumlanması için sınırlıdır. Üç kavramsal temelin çapraz kesiti yaklaşımların, kavramların ve uygulamaların ölçek, dönem, konum ve konuları doğrultusunda özelleşmiş amaçları içerisindeki zengin içerikleri yansıtmaktadır. Buna ek olarak kent-kır ilişkilerinin karşılaşmalarının gidişatının anlaşılmasını güçlendirmek için kavramsal temeller hakkında örtüşen söylemler bulunmaktadır. Diğer yandan mekan temelli bağlantı ve akışların rotalarını ve değişkenliklerini ölçülmesi önündeki engeller, kavramsal çerçevelerin söylemler arasındaki kopukluklar, daha geniş boyutta kent-kır ilişkilerinin derinlemesine ele alınmasını sınırlamaktadır. Çeşitli ilgili araştırma sahalarının çarpışırılması ve kaynaştırılması, insan yerleşmeleri sistemlerinin keşfedilmesi yolunda yardımcı olabilir.
Urban and rural areas have been dealt as segregated units within human settlements for a long time. Scripts and theories, policies and their implications have considered these two types of settlements as separately existing spaces that indirectly keep in touch, slightly to the benefit of urban. Although understanding on spatial relations partly left these invalid points of view behind, there are limited and disconnected tools to theorize and examine tightening spatial interactions across the space. Whereafter presenting the aims, objectives, general treatment on data of the research and the methodology, this study deals with the disconnections and contributions of contemporary understanding on urban and rural areas dynamics and their interactions in 4 chapters and concluding chapters interpretations. In order to find out the emphasis given on urban-rural relationships, second chapter taken discourses into query to present revealed or underspecified evolution and diversification of spatial interactions and reflections of these dynamics especially from rural perspective. Limits of theoretical frameworks, empirical researches and disconnections between different fields related with urban-rural interactions are explored. Overlaps as clarified and highlighted facts and gaps as underrated facts are problematized. Eight different definitions and conditions of urban-rural relationships are taken into consideration by literature survey and taxonomy visualization methods. Urban-rural relationships definitional diversity and their representations of contemporary spatial interactions reveal the differences and commonalities among determinants and pathways of access to social and economic values. Although urban-rural linkages particularly define and reflect nested spatial interactions comparatively in best way, geographical variations in this extent remain untold. Another literature survey for urban-rural relationship in third chapter approaches aims to overcome the missing part of case based literature's inefficiency to capture broader picture of spatial interactions. Different aspects of periods, linkages and flows and local, national and global scales used as variables. Comparison of emphases given on these aspects of interactions for selected case based studies that are collected under seven global territories reflect a diverse distribution of linkages and flows within global, national and local territories. Interpretation and illustration of survey results give the degree of geo-referenced spatial interactions within territories but just provide findings for assumptions, considering interrelations. Geographical routes of spatial linkages and flows across settlements in this sense remain vague. Rural areas reflections on diverse external and internal forces of urban-rural relationships dealt in fourth chapter by discourse analysis of urban-rural relationship approaches and rural typology concepts relational arguments. Reconceptualization of two streams of discourses follows the analysis of two different literature surveys. Comparison between these two conceptual grounds reveals generalizing notions of urban-rural relationships and specifying notions of rural typology concepts.Examining efficiency of empirical research in urban-rural relations in fifth chapter depend on case based rural typology applications. Through the discourse analysis on emphasized spatial interactions of applications and evaluation of methodological contents of 16 researches, a third reconceptualization is drawn. Materials supplied by rural typology applications are limited to observe, measure and interpret spatial interactions through linkages and flows. Cross-section of three conceptual grounds in concluding chapter reflects approaches, concepts and applications rich context within their specific purposes according to scale, period, location and topic. In addition, there are overlapping discourses between conceptual grounds to strengthen the understanding on urban-rural interactions trajectories. On the other hand, limits to measure variances and routes of space based linkages and flows, disconnected discourses between theoretical frameworks constrain in-depth understanding for broader urban-rural relationships. Collide and merge of diverse related research fields might help to explore human settlement systems.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014
Thesis (M.Sc.) -- İstanbul Technical University, Institute of Science and Technology, 2014
Anahtar kelimeler
Kent-Kır İlişkileri, Kırsal Alan Dinamikleri, Kırsal Tipolojiler, Urban-Rural Relationships, Dynamics of Rural Areas, Rural Typologies
Alıntı