Dairesel sezgisel bulanık CODAS (D-SB CODAS) yöntemi ile yeşil lojistik merkezi yeri seçimi: İstanbul ili örneği

thumbnail.default.alt
Tarih
2023-12-15
Yazarlar
Kamber, Eren
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Lojistik faaliyetlerinin önemi günümüzde çevresel etmenler doğrultusunda giderek artmaktadır. Hammadde tedâriğinden başlayarak nihaî ürünün müşteriye teslim edilmesine kadar olan süreçlerde, malların, insanların, bilgilerin ve diğer kaynakların taşınması, lojistik faaliyetleri olarak tanıtılmaktadır. Lojistik faaliyetleri arasında depolama yönetimi, stok yönetimi, nakliye ve bilgi işleme ile tedârikçiden son tüketiciye dağıtım yer almaktadır. Tanımından da anlaşıldığı üzere, tedârik zinciri yönetiminin her bir adımında yer alan ve önemli roller üstlenen lojistik faaliyetleri, teknolojik ve toplumsal gelişmelerin paralelinde tüm dünya ülkeleri için büyük sorun oluşturan çevre kirliliği sorunlarından etkilenmektedir. Çevresel sorunları dikkate alan çevreci lojistik faaliyetler, yeşil lojistik olarak adlandırılmaktadır. Yeşil lojistik kısaca ürünlerin, insanların ve bilgilerin taşınması faaliyetleri sırasında çevre kirliliği konusunda duyarlı, doğal kaynakları koruyan, karbon emisyon oranlarını en aza indirgemeyi hedefleyen süreçler olarak tanıtılmaktadır. 1970'li yıllardan itibaren yeşil kavramı literatürde ve çeşitli çevre konularını içeren dünya çapında yapılmış konferanslarda, önem arz ederek yer almaktadır. Yeşil lojistik kavramı ise 1990'lı yıllardan itibaren literatürde yer almış bir kavramdır. Çevre kirliliğine dikkat çeken, dünya çapında gerçekleştirilen, 1997 yılı Kyoto Protokolü ve ardından Kopenhag Protokolü, 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması vb. toplantı ve sözleşmelerle yeşil lojistiğin önemi vurgulanmıştır. Çevre raporları incelendiğinde, taşımacılık faaliyetli karbon emisyon oranlarının çevre kirliliği etmenleri arasında oldukça etkili olması, yeşil lojistik kavramını ön plâna çıkaran gelişmelerin özetidir. Çevre kirliliğini önlemek, bu hususta çeşitli önlemler almak adına, son olarak Avrupa Birliği (AB) ülkeleri 2019 yılında Yeşil Mutabakat'ı imzalamıştır. Yeşil Mutabakatın hedefi, özet olarak 2030 yılına kadar sera gazını, 1990 düzeylerine göre en az %50, olanaklı ise %55 azaltmak, 2050 yılında ise sıfırlamaktır. Bu doğrultuda, lojistik, inşaat, enerji, üretim ve birçok sektörde köklü değişiklikler yapılması plânlanmaktadır. Yeşil Mutabakat ile gerçekleştirilmesi plânlanan sektörel değişimler düşünüldüğünde, çalışma kapsamında lojistik sektörünü kapsayan değişimler önem arz etmektedir. Belirlenen hedeflere ulaşabilmek için, Yeşil Mutabakat ana eylem plânında 8 ana başlık oluşturulmuştur. Lojistik konusu bağlamında önemli olan başlık ise, sürdürülebilir ve akıllı hareketliliğe geçişi hızlandırmak ana başlığıdır. AB'de sera gazı salınım oranlarının yaklaşık %25'ine neden olan taşımacılık faaliyetleri bu kapsam altındadır. İlgili başlıkta hedeflenen, taşımacılıkta, çevreci teknolojilere geçişin sağlanması ve çok modlu taşımacılık uygulamalarına geçişlerin teşvik edilmesidir. Lojistik sektörü bağlamında düşünüldüğünde, Yeşil Mutabakatın Türkiye lojistik sektörüne etkileri büyük olacaktır. Çünkü, Yeşil Mutabakat ile Avrupa Birliği ülkeleri salt kendileri için belirli hedefler koymamıştır. Aynı zamanda, Türkiye'nin de içinde olduğu Avrupa Birliği ile ekonomik ve sosyal ilişki içinde bulunan paydaş ülkelerin de belirli yeşil hedeflere ulaşması beklenmektedir. Türkiye bu durumda büyük hacimli ticarî ilişkiler içerisinde bulunduğu AB ülkelerinde yaşanan yeşil dönüşüme kayıtsız kalamayacaktır. Bu bağlamda, tez çalışması kapsamında Türkiye lojistik sektörünün Yeşil Mutabakata uyum sırasında gerçekleştireceği dönüşüm düşünülerek çalışma konusu olgunlaştırılmıştır. Sıfır karbon salınımı için taşımacılık araçlarında revizyon, çok modlu taşımacılık gibi uygulamalar Yeşil Mutabakatın sürdürülebilirlik ve akıllı ulaşım maddesi kapsamında önem arzetmektedir. Yeşil Mutabakat kapsamında taşımacılık sektöründe yaşanacak dönüşüm, çevreci teknolojilere sahip araçların trafikte sıklıkla kullanılmasını sağlayacaktır. Bu bağlamda, Türkiye sınırları içerisinde henüz kurulmamış, Yeşil Mutabakat ve yeşil lojistik ile uyumlu yeşil lojistik merkezlerin plânlanması çalışma kapsamında hedeflenmektedir. Böylelikle, lojistik sektöründe yaşanacak hızlı bir yeşil dönüşüm hareketi içinde yeşil lojistik merkezlerin yer alması önem arzedecektir. Tez kapsamında, yeşil lojistik merkezlerin altyapı ve kapsam olarak plânlanması, konumlarının belirlenmesi öncelikli hedefler olarak oluşturulmuştur. Çalışmada, yeşil lojistik merkezi (park) yer seçimi problemine odaklanılarak problemin çözüm aşamalarında Çok Ölçütlü Karar Verme (ÇÖKV) melez (hibrit) yöntemleri kullanılmıştır. Problemin uygulama kısmında, tez kapsamında geliştirilen dairesel sezgisel bulanık CODAS (D-SB CODAS) yöntemi yeşil lojistik merkezi yer seçimi probleminde kullanılmıştır. D-SB CODAS yönteminin, yeşil lojistik merkezi yer seçimi probleminde uygulanması kararı sonrasında, yöntemin çözüm aşamalarında kullanmak üzere ölçütler, seçenekler ve karar vericiler belirlenmiştir. Bu kapsamda, yeşil lojistik merkezi yer seçimi problemi İstanbul ile sınırlandırılmıştır. Çalışmanın Bunun birçok nedeni bulunmaktadır. Pazara yakınlık, çok modlu taşımacılığa yakınlık, tedârikçilere yakınlık, ekonomik potansiyel vb. etmenler gözönünde bulundurulduğunda, AB Yeşil Mutabakatına uyum sürecinde İstanbul ili özelinde bir çalışma hazırlamanın, lojistik sektörü için önemli olduğu görülmektedir. Uygulama aşamasında, yeşil lojistik merkezi yer seçimi problemi tez kapsamında sunulan D-SB CODAS yöntemi ile çözülerek, yeşil lojistik merkezi için uygun seçenek belirlenmiştir. Sonrasında, karşılaştırmalı analizler gerçekleştirmek adına aynı problem sezgisel bulanık TOPSIS (SB TOPSIS) ve sezgisel bulanık CODAS (SB CODAS) yöntemleri ile yeniden çözülmüştür. Böylelikle, tez kapsamında geliştirilmiş olan D-SB CODAS yönteminin tutarlılığı ve geçerliliği, karşılaştırmalı analizler ile gösterilmeye çalışılmıştır. Bulanık karar verme modeli D-SB CODAS yöntemi kullanılarak çözüldüğünde, karar vericilerin tercihlerine göre yeşil lojistik merkezi için İstanbul ili sınırları içerisinde en uygun ilçenin Tuzla olduğu söylenebilmektedir. Tuzla ilçesi en iyi seçenek olarak seçilirken, diğer seçeneklerin, uygulama sonuçlarına göre, Arnavutköy, Çatalca, Beykoz ve Eyüp ilçeleri şeklinde sıralandığı görülmektedir. Son olarak, çalışma kapsamında elde edilen sonuçlar lojistik sektörü kapsamında değerlendirilmiştir. Değerlendirme aşamasında, Yeşil Mutabakat ile uyum süreci ve yeşil lojistik merkezi kapsamına değinilmiştir. Yeşil lojistik merkezi yer seçimi çalışması sonrasında, kurulması plânlanan yeşil lojistik merkez için bir kapsam önerilmiştir.
Açıklama
Tez(Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2023
Anahtar kelimeler
sezgisel bulanık mantık, intuitive fuzzy logic, yeşil lojistik, green logistic
Alıntı