İnşaat ortak girişimleri

dc.contributor.advisor Sorguç, V. Doğan
dc.contributor.author Gürcanlı, Gürkan Emre
dc.contributor.authorID 101243
dc.contributor.department Yapı İşletmesi
dc.date.accessioned 2023-02-23T08:03:33Z
dc.date.available 2023-02-23T08:03:33Z
dc.date.issued 2000
dc.description Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000 tr_TR
dc.description.abstract Kapitalist ekonominin özellikle 70'li yıllardan itibaren içinde bulunduğu kriz, makro ölçekte büyüme oranlarındaki düşme, pazarların daralması ve bunun firmaların kar oranlarına olumsuz etkisi sonucunda şirketler farklı arayışlara girmeye başlamışlardı. Bu arayışların dışında kalan küçük ölçekli şirketler genellikle büyük ölçekli şirketler tarafından "yutulmuş" ve ekonomide bir tekelleşme süreci hızlanmıştır. Yoğun rekabet ortamına ve krizden krize yuvarlanan ekonomiye direnemeyen unsurların, ekonomik yaşamın dışına düşmesi kaçınılmaz bir hal almıştır. 90'lı yıllarla birlikte, reel sosyalizmin çözülüşü, kapitalist ekonomik sisteme yeni coğrafyaların eklenmesi sonucunu doğurmuştur. Bunun doğrudan etkisi ise pazarların genişlemesi ve teknoloji transferinin büyük bir önem kazanmasıdır. Yeni ve geniş pazarlar, 70'li yıllarda başlayan büyük resesyon (durgunluk ve daralma) döneminde kısmi bir düzelme sağlamış, ancak sonrasında finans piyasalarındaki aşırı büyümenin yarattığı spekülatif sermaye ekonomiyi verimsiz hale getirmiş ve 90'h yıllar krizle birlikte anılır olmuştur. Bu krizlerden "yara almadan" çıkabilen şirketler ise teknolojik yatırımlarında sıçrama yapan ve yeni pazarlama teknikleriyle kendine pazar yaratan firmalar olmuştur. Ancak bu çaba büyük bir sermaye gerektirmektedir. Finans piyasalarından alınacak kredilerin faiz oranlarının, belirsizlik ortamı nedeniyle yüksek olması şirketleri finansman arayışlarına itmiştir. Arayış yalnızca finansman alanında değil, fazla bir çaba sarfetmeden yeni pazarlara girme, yeni teknolojilerle tanışma şeklinde kendini dayatmıştır. Bu arayışın sonucu şirketlerarası birleşmeler ve bu birleşmelerin özel şekilleridir. Ortak Girişim'ler Stratejik İşbirliği kapsamında değerlendirilen bir birleşme şeklidir. İnşaat Ortak Girişim'leri ise tek bir proje üzerinde yoğunlaşan, geçici ama her iki tarafın da çıkarlarını maksimize etmeye çalıştığı yoğun bir süreç olarak düşünülmelidir. Bu süreç iki yabancı firma arasında yaşandığı zaman ise ortak seçimindeki dikkat kendisini daha zorunlu bir şekilde dayatmaktadır. Türk şirketleri genelde sorunları olan düzensiz piyasalarda, enflasyon baskısı altında çalışmaya, iş yaparken bürokratik engellerle ve alt yapı sorunlarıyla karşılaşmaya alışkındır. Batılı şirketler ise, düzensiz atmosferlerde çalışmadıklarından çeşitli aksaklıkların yaşandığı piyasalarda iş yapma konusunda Türk şirketleri kadar tecrübeli değildirler. Bu yüzden Türk şirketleri Batılı şirketlere hem Türkiye'de hem de yurt dışında Joint Venture'lar kuralım demekte ve bu çağrıya olumlu cevaplar alabilmektedirler. İki Türk İnşaat şirketi sözkonusu olduğunda ise, daha çok finansman gereksinimi, deneyim ve en büyük işverenin hala devlet olduğu Türkiye'de idareyle olan ilişkiler göze çarpmaktadır. Büyük ölçekli projelerde finansman açığı çeken Türk şirketleri için, tek bir projede sözleşme bazında sağlanan bu ortaklık oldukça işlevsel olabilmektedir. Türk şirketleri kendi aralarında olumlu bir ilişki tesis etmekte, kendi elemanlarını ortağının şirketine göndermekte ve burada eğitim almasını da sağlamaktadır. Bu söylenenler ışığında sunulan tezin, Türkiye'de inşaat sektörünün vazgeçilmez bir unsuru haline gelen Ortak Girişimler üzerine kapsamlı bir inceleme olması bir gerekliliğin sonucu olarak algılanmalıdır. Sektörümüzde pek çok kişi tarafından tanımı net olarak yapılamayan İnşaat Ortak Girişimi tanımını yapılan görüşmeler, incelenen projeler ve danışılan hukukçular sonucunda şöyle yapmak mümkündür: "İnşaat Sektöründe Ortak Girişimler; iki veya daha çok hukuken ve iktisaden bağımsız ve tüzel kişiliği haiz şirketlerin, özellikle büyük çaplı ve belli bir işi ortaklaşa gerçekleştirmek ve kar elde etmek için kurdukları, başta risk, sermaye, teknoloji olmak üzere pek çok hususu paylaştıkları, ortaklaşa yönettikleri tüzel kişiliği bulunan veya bulunmayan bir ortaklıktır." İnşaat Ortak Girişimleri sözleşmeye dayalı birleşmelerdir. Dolayısıyla tek iş unsuru ve bu işin gerçekleştirilmesini sağlamak üzere imzalanan Ortak Girişim Sözleşmesi üzerinde ayrıntılı bir şekilde durmak gerekmektedir. İnşaat sektörünün kendine özgü yapısı gereğince, "Sermayeye Dayalı Ortak Girişim" e (equity joint venture) hemen xıı hemen hiç rastlanmamaktadır. İş gerçekleştirildikten sonra eğer firmalar arzu ederlerse, bir başka projede daha yeniden Ortak Girişim yapılanmasına gidebilirler, ancak iş bittikten sonra Ortak Girişim de mutlaka sona ermekte, imalat sektöründe olduğu gibi uzun süreli "evlilik"ler gerçekleşmemektedir. İnşaat firmalarının neden Ortak Girişimi tercih ettikleri de tablo ve şekillerle ayrıntılı bir şekilde tez kapsamında sunulmuştur. İnşaat Ortak Girişimlerinin tanımı ile birlikte, onun üç temel yapısını da vurgulamak gerekmektedir. Bunlar: a- Temel mutabakat [ortak girişim sözleşmesi, müşterek işbirliği anlaşması] b- Ortaklık Sözleşmesi, c- Tabi mutabakatlar -satelit-uydu-sözleşmeleri Tez boyunca İnşaat Ortak Girişimlerinin hukuksal yönleri ayrıntılı bir biçimde tartışıldığı gibi, çeşitli maliyet unsurlarının da nasıl paylaşıldığı üzerinde durulmuş ve çeşitli tablo ve grafiklerle bu husus aktarılmaya çalışılmıştır. Özet olarak şunlar söylenebilir: Genel uygulama, tüm masrafların firmaların sözleşmede belirtiler katılım payları oranında bir Ortak Girişim fonu oluşturmaları ve tüm masrafların o fondan, bir başka deyişle Ortak Girişim tarafından ödenmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Ancak bazı durumlarda elinde yeterli ekipman, tesis ve personel olan firma veya bunların masraflarını ilk etapta ödeme gücüne sahip firma masrafları karşılamakta ve bu masrafları belgeleyerek Ortak Girişim'den talep etmektedir. Yalnızca yaptığımız saha çalışmasında değil, diğer ülkelerde olan uygulamalar da benzer şekillerdedir. Uygulamada hakedişlerin alınması ise Ortak Girişim tarafından gerçekleştirilmekte ve bir fonda biriktirilmekte ve bu fondan Ortak Girişim'in masrafları karşılanmaktadır. İncelediğimiz örneklerin hemen hemen tümünde, organizasyonda yönetim kurulundan sonra en üst kademede, ortak girişimde yer alan tarafların her birinin birer temsilci vermesiyle oluşan icra komitesi yer almaktadır. Bazı ortak girişimlerde yer alan idari müdür ise icra komitesi ile eşdeğer yetki ve sorumluluğa sahiptir. İcra Komitesi veya İcra Kurulu incelenen örneklerde çoğu durumda sözleşmede yer almamaktadır. Denilebilir ki, İcra Komitesi fiili durum sonucunda, projenin ilerideki aşamalarında inşaat hızının ve etkin yönetimin ve karar alma süreçlerinin kendisini dayatması ile X111 ortaya çıkan bir organdır. Yönetim Kurulu karar organı olarak faaliyet gösterirken İcra Komitesi yürütme organı olarak inşaat ortak işletmelerinde mutlaka bulunması gereken bir merci olarak öne çıkmaktadır. Teknik ve Mali yönetimde ise genel bir uygulama olarak tüm yönetimin Pilot firmaya verilmesi yoluna gidilmekte ve Pilot firma tüm ortaklar tarafından denetlenmektedir. Burada yeri gelmişken Pilot Firma kavramını da açıklamak anlamlı olacaktır: Pilot Firma, Ortak Girişim'lerde ortak firmalar arasından üçüncü şahıslara ve varsa işverene karşı ortaklığı temsil etmek, sözleşmede belirlenmiş konularda diğer ortaklara gerek olmadıkça karar alma konusunda çıkabilecek sorunlu durumlarda; yüklenilmiş işe zarar getirmemek için gerekli kararlar almak ve uygulamak için seçilen firmadır. Bazı durumlarda pilot firma görevini ortaklık içinde çoğunluk payına sahip olan firma yüklenmektedir. Büyük öneme sahip pilot firmanın nasıl seçildiği hususu da tez kapsamında ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Bir başka önemli husus ise ortak seçimidir. İnşaat sektöründe Ortak Girişim kurmak isteyen firmalara bir rehber olma amacıyla, tez kapsamında, ortak seçiminde gözönünde bulundurulan kriterler çıkarılmış ve ayrıntılı bir şekilde şekil ve tablolarla aktarılmıştır. Ortak seçiminde öne çıkan başlıca kriterler ise şunlardır:. Firmanın Deneyimi. Finansman Gücü. Risk Paylaşımı. İşgücü Ortak seçimi hususu, sonraki bölümlerde incelenmiş bulunan ortaklar arası uyuşmazlıklar ile birebir ilişkilidir. Zira iyi bir ortak seçilmediği takdirde, proje maliyetinin katlanmasına yol açacak olan ortaklar arası sorunlar su yüzüne, çıkacaktır. İnşaat Ortak Girişimlerinde ortaklar arasında çıkan sorunların çözümünde izlenen yollar iki başlıkta incelenebilir. Bunlardan birincisi uyuzmazlığın ortaklar arasında barışarak çözülmesi ("Swing Man" tayin edilmesi), ikincisi ise uyuşmazlığın ortaklardan başka bir şahsın müdahalesi veya yardımı ile çözülmesidir. İkinci başlık XIV altında Uzlaşma, Keşif ve Tahkimden söz edilebilir. Tüm bu hususlar tez kapsamında salt kuramsal boyutlarıyla değil, sektördeki uygulamaları ile de incelenmiştir. Yukarıda anılan hususların ayrıntılarıyla incelendiği tez çalışması, İTÜ İnşaat Fakültesi son sınıf öğrencisi olan 12 kişilik bitirme grubunun gayretleriyle gerçekleştirilen saha çalışmalarıyla desteklenmiştir. Öğrenciler anılan çalışma kapsamında kendi bitirme ödevlerini de hazırlamışlardır. Çalışmayı gerçekleştiren bitirme grubu öğrencilerine çalışmaya başlamadan önce toplam 8 saatlik ders/seminer verilmiştir. Ayrıca her hafta kendileriyle özel görüşmeler yapılmış, sorular üzerinde tartışılmış, tez yazarı tarafından yanıtı verilemeyen hukuki konularda konusunda uzman kişilere yönlendirilmişlerdir. Çalışmanın başlamasıyla birlikte her hafta yapılan toplantılarla çalışma grubu arasındaki etkileşim sağlanmaya çalışılmış, çalışma grubu bileşenleri arasında bir deneyim aktarımı gerçekleştirilmiştir. Tez kapsamında İnşaat firmalarından toplanan verilerin değerlendirilmesi bulunmaktadır. Genel itibariyle tez çalışması, teorik alt yapının kurulmaya çalışıldığı literatür araştırması, sektördeki uygulamaları yansıtmayı hedefleyen saha çalışması sonuçlarının aktarılması ve tez yazarının kişisel değerlendirmeleri şeklinde üçlü bir yapıya sahiptir. tr_TR
dc.description.abstract Because of the crisis of the capitalist economy since the 70's, falling of the macro scaled growth rates, shrinking markets and the negative effects of all these factors to the profit rates of the firms, firms all around the world have begun to seek different ways to overcome the crisis. Middle or small-scaled firms, which could not adapt themselves to the new trend, were "swallowed" by the bigger ones and monopolization process had accelerated. Therefore, exclusion of some firms that cannot resist the hard, competitive atmosphere and unstable economical conditions is inevitable. By the 90's, socialist economies have collapsed and new regions have been included into the capitalist economical system. The direct effect of these developments is growing markets world wide and increasing importance of the technology transfer. New and emerging markets resulted in the partial improvement of the world capitalist economy's recession era. But later on, speculative capital caused by the excessive growth of the financial markets has created non-profitable investments in many sectors of the economy, especially in the industrial investments. Many firms have been injured by the mentioned economical conditions, except the firms, which are able to success technological transformation and create new market possibilities, by innovative marketing techniques. But to overcome the current economical difficulties, greater capital is necessary. Greater interest rates because of the unstable economical conditions push firms forward to seek new, different financial resources. In this new economical era firms that want to survive also have to introduce new markets easily and adapt themselves into the new technologies. Consequently new mergings and new forms of mergers are introduced into the economical life of the modern age of capitalism. Joint Ventures are strategic alliances. Moreover, Construction Joint Ventures should be regarded as a temporary process of maximising the each side's interests by focusing on a single project. Additionally, if this process is between the firms from different countries and cultures, the partner selection requires paying attention. Turkish construction firms are generally accustomed to work in unstable markets, under the pressure of inflation, by facing bureaucratic obstacles. On the other hand, stern entrepreneurs do not have experiences like their Turkish counterparts in fluctuating markets. Therefore, Turkish construction firms have opportunities to form Joint Ventures with western firms in Turkey or abroad. In the case of Joint Ventures formed between Turkish firms, financial requirements, experience and relations with the government are the primary factors when selecting the partner. For Turkish construction firms, which need financial aid, Joint Venture as a strategic alliance on contractual basis is very convenient. The theme of the submitted thesis emanates from the needs of the Turkish construction industry. Considering the comments of managers and lawyers in the industry, it is possible to define Construction Joint Ventures as a little understood term in construction industry as: "Joint Ventures in construction industry (or Construction Joint Ventures) are partnerships, whether they have a legal personality or not, in which two or more economically independent legal persons (juristic persons), i.e. construction companies, merge to accomplish a certain large scaled project together and to get profit from it and share especially risk, capital and technology, and manage it together." Construction Joint Ventures are contractual mergers. Therefore, it is important to focus on the "certain single work" concept and agreement signed to accomplish it. Because of the peculiar characteristics of the construction industry, "Equity Joint Ventures" almost do not exist in the industry. In the other industries after the accomplishment of the project (or certain single work), companies may desire to proceed the partnership. But the "marriages" in construction industry do not prolong. The reasons for the construction companies preferring Joint Ventures are shown in the tables and figures presented in the thesis. XVII After the definition of Construction Joint Ventures, three elements that form the structure of Joint Ventures should be underlined. They are: a. Main Agreement (Joint Venture Contract) b. Partnership Agreement (only in the equity joint ventures) c. Satellite Agreements In the thesis, not only the legal aspects of the Joint Ventures are discussed but also the sharing of responsibilities and costs are presented with the tables and figures in detail. The derivations from the studies are briefly stated below: As a common practice all the payments are paid from a fund to which all parent companies contribute according to the percentages stated in Joint Venture Contract (Main Agreement). In other words, payments are made by the Joint Venture. But in some cases, it is observed that the company (or companies), which have sufficient equipment, machinery, installation or personnel, reimburses the costs itself and receives from the fund later. This practice is common not only in Turkey but also in western countries. In the examples studied, it is observed that there exists an organ formed by the representatives of all parent companies, i.e. executive committee, below the board of directors in the management hierarchy. In addition, administrative principal in some Joint Ventures has same authority and responsibility as the executive committee. In many cases, there are no statements in agreements, referring to the executive committee. It is obviously said that the need to deal with de facto situations during the project and immediate interference into them and the need for quick, efficient decision making processes require an organ like executive committee. The board of directors is the decision making organ; but on the other hand, the executive committee is responsible for the execution of those decisions. Again as a common practice technical and financial management is performed by the Leading Company and that company is controlled by the other partners. Here the Leading Company term should also be defined. Leading Company in Joint Ventures is a company which is responsible for representing the Joint Venture to the third persons win or to the owner. It is also authorised to make decisions without the aid of other partners when sonic problems on the issues staled in the contract occur. In some cases the company that has majority share in the Joint Venture is selected as the Leading Company. Selection of the Leading Company is discussed in the thesis in detail. Another important issue is the partner selection. With the aim of guiding the construction companies that want to form a Joint Venture in the construction industry, the criteria for selecting a partner are derived from the study and presented with tables and figures. The most important criteria when selecting a partner are:. Company Experience. Financial Strength. Willing to Share Risks. Labour Force Partner selection issue is directly related to the controversies between partners, which is also discussed along the thesis. Because if the partner is not convenient and is not selected carefully, all the partners will encounter many problems and difficulties that multiply the cost of the project. The ways to find solutions to the controversies between the partners in a Joint Venture may be divided into two main methods. The first one is solving the disaggreement among partners by reconciliation (appointing a Swing Man); the second one is solving the disaggreement with the intervention or help of a third person. Under the second title, Conciliation, Expertising and Arbitration can be mentioned. The thesis, in which all the issues mentioned above were covered in detail, was supported by field work made by a 1 2-person graduation study group at the Faculty of Civil Engineering in the Technical University of Istanbul. Meanwhile, these students prepared their graduation theses during this work. Seminars/courses were given to these graduation students for a total of 8 hours before the study began. Moreover, special consultation hours were arranged with them every week, discussions were XIX made on questions and they were directed to an expert on legal issues which could not be clarified by the author of the thesis. As soon as the study commenced, interaction was tried to be established among the members of the group by certain meetings; thus, experinces could be shared among them. Evaluations of data collected from construction firms are included in the thesis. Globally it can be stated that the thesis has a form consisting of three components. These are, literature research, in which the theorietical background is established; secondly, presentation of the results that reflect the practices in the industry; and finally the personal evaluations of the author of the thesis. en_US
dc.description.degree Yüksek Lisans
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11527/21517
dc.language.iso tr
dc.publisher Fen Bilimleri Enstitüsü
dc.rights Kurumsal arşive yüklenen tüm eserler telif hakkı ile korunmaktadır. Bunlar, bu kaynak üzerinden herhangi bir amaçla görüntülenebilir, ancak yazılı izin alınmadan herhangi bir biçimde yeniden oluşturulması veya dağıtılması yasaklanmıştır. tr_TR
dc.rights All works uploaded to the institutional repository are protected by copyright. They may be viewed from this source for any purpose, but reproduction or distribution in any format is prohibited without written permission. en_US
dc.subject Ortak girişimler tr_TR
dc.subject İnşaat sektörü tr_TR
dc.subject Joint ventures en_US
dc.subject Construction sector en_US
dc.title İnşaat ortak girişimleri
dc.title.alternative Construction joint ventures
dc.type masterThesis
Dosyalar
Orijinal seri
Şimdi gösteriliyor 1 - 1 / 1
thumbnail.default.alt
Ad:
101243.pdf
Boyut:
10.74 MB
Format:
Adobe Portable Document Format
Açıklama
Lisanslı seri
Şimdi gösteriliyor 1 - 1 / 1
thumbnail.default.placeholder
Ad:
license.txt
Boyut:
3.16 KB
Format:
Plain Text
Açıklama