Likya arkeolojik peyzajı: Korumaya bölge ölçeğinde yaklaşmak

thumbnail.default.alt
Tarih
2022-02-07
Yazarlar
Tekin Bellibaş, Nevin Esin
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Koruma yaklaşımları, her zaman bütünü ve bağlamı gözeterek biçimlenmelidir. Arkeolojik varlıkların karmaşık ve bazı yönleriyle bilinmeyene dayalı doğaları, onları koruma bakımından anlaşılması, bütünlük ve bağlamlarının çözümlenmesi zor nesneler haline getirmektedir. Çalışma, 21. yüzyılda gelişen güncel koruma söylemlerinin ve peyzaj kavramının geliştirdiği deneyimlerden faydalanarak, öncelikle literatür araştırmaları ile sınırları yaklaşık olarak belirginleştirilen bu kültürel coğrafya tanımlanmış, ardından arkeoloji literatürünün ortaya koyduğu, Paleolitik dönemden Bizans devrine kadar tarihsel derinlik taşıyan Likya Bölgesi'nin arkeolojik varlıklarını bir bütünlük içinde envanterlemiş, arkeolojik peyzaj analizi yöntemi üretmiş ve analizlerle tespit edilen değer ve önemlilikleri plan yapıcılara tercüme edecek bir ifade önerisi geliştirmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünü oluşturan 'Kuramsal Arka Plan', geliştirilen arkeolojik peyzaj yönteminin temel aldığı kavram ve yaklaşımları literatür taramasına dayalı olarak incelemekte ve çalışmanın teorik dayanaklarını netleştirmektedir. Öncelikle 21. yüzyılda gelişen çağdaş koruma anlayışını, bu anlayışın temellendiği kökenleri de irdeleyerek değerler, faydalar, ifadeler bağlamında miras kavramının toplumsal yaşantıdaki yerini araştırarak, çalışmanın neyi, neden, hangi yaklaşımla korumayı hedeflediğinin çerçevesi çizilmiştir. Bu çerçeve, korumanın ilk adımı olarak derinlikli ve bütüncül bir anlama yöntemi ihtiyacı olduğunu göstermiş, kültürel peyzaj teori ve deneyimlerine dayanan bir arkeolojik peyzaj analiz yöntemi geliştirilmesi gerektiğine işaret etmiştir. Ardından, arkeolojik unsurların değerleri, arkeolojik peyzajlar ve arkeolojik varlıkların bilinmezleri üzerine gelişen fikirler de tartışılarak, bir kültürel peyzaj yaklaşımının arkeolojik varlıkları ele alması halinde nasıl farklılaşması gerektiğinin üzerinde durulmuştur. Sonrasında ise çalışma kapsam, ölçek ve bağlamına uygun olarak kültürel peyzaj kavramının çevresinde gelişen yaklaşımlar, bakış açıları, bazı ulusal yasal çerçeveler, teorik analiz yaklaşımları, farklı hedefler üzerine kurgulanmış geniş alanları konu alan araştırmalar değerlendirilerek, geliştirilen arkeolojik peyzaj yönteminin ölçütlerini belirlemekte yol gösterici, deneyimlere dayalı dersler çıkarılmıştır. Yöntemin uygulanabilirlik sınırları ve koruma alanı ile kurması gereken ilişkinin kriterlerini belirlemek için de, çalışma alanının ve unsurlarının tâbi olduğu ulusal yasal çerçeve irdelenmiş, geliştirilen yöntemin mevcut durum ile nasıl mesnetlenmesi gerektiği tartışılmıştır. Bölüm sonunda, belirlenen kriterlere, coğrafyanın ve arkeolojik malzemenin doğasına göre biçimlenen bir yöntem önerisi geliştirilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümü, yine literatür tabanlı olarak Likya Bölgesi'nin kültürel-tarihsel bağlamını ve temel değerlerini anlamak üzeredir. Likya Bölgesi'nin kültür tarihi ve coğrafyası, arkeolojik devirlerin aktivitelerinin ürettiği bölgeye has tipoloji ve örgütlenmelerinin tanımlanması, geliştirilen olan analiz yönteminin arkeolojik varlıklara dayalı veritabanını kurgulamak konusunda yol gösterici olmuştur. Bölgenin 19. yüzyıldan itibaren gelişen araştırma tarihi, sürmekte olan güncel araştırmalar ve kapsamları incelenerek çalışmanın konusu olan Likya Bölgesi'nin fiziksel, tarihsel ve bilimsel altyapısı tanımlanmıştır. Çalışmanın temel veri kaynağı olarak kullanılmak üzere bölge ile ilgili üretilmiş, 19. yüzyıl başından itibaren kayda girmeye başlamış yüklü miktarda arkeolojik araştırma verisinin mevcut olduğu görülmüştür. Bölümün son kısmında ise, çağdaş deneyimlerin yarattığı değerlere dikkat çekmek, arkeolojik varlıklar ile bölgede süregelen yaşam arasındaki etkileşim arayüzlerini belirlemek ve böylece Teke Yarımadası'nın farklı kültürel miras katmanlarına ilişkin gelecekte ele alınabilecek diğer tamamlayıcı araştırma alanlarına işaret etmek hedeflenmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümü, çalışmanın temel hedefi olan tespit, envanterleme, analiz ve ifade yöntemi olarak belirlenen Likya Arkeolojik Peyzajı'nın bölge varlıklarını ele aldığı bölümdür. Özetle, arkeolojik araştırma literatürü, güncel CBS ve ortofoto verileri, görsel bilgiler, alan araştırmaları, tescil ve plan bilgileri gibi, bölgeye dair bilgi üretmiş tüm kaynakların tanımlanması ile sürece başlanmıştır. Bu süreçteki araştırmanın yöntemi, elde edilen bulgu ve verilerin içerik ve tipolojilerine göre çalışma süreci boyunca revize edilerek yerleştirilmiştir. Envanter yapısı, veri kaynaklarından sistematik olarak üretilebilen niteliksel veya niceliksel bilgi türlerinin tanımlanması üzerine kurulmuş, CBS altyapısı ile alanlara ilişkin niteliksel arkeolojik bilgiler ve niceliksel bilgi sınıflarının coğrafyayla ilişkilerini bir araya getiren bir arkeolojik alan envanteri geliştirilmiştir. Bölgenin arkeolojik araştırma seviyesinin derinliği de göz önünde bulundurularak, envanter belirli bir veri doygunluğuna ulaşılana kadar genişletilmiştir. Arkeolojik anlatılardan edinilen bilgilerin geliştirilen yöntem üzerinden değerlendirilmesi, bölgede yer almış tarihsel-kültürel aktivitelere dayalı olarak, dönem karakteristikleri, doku alanları ve döneme dair özelleşmiş yer, anıt ve sitleri tespit etmeyi mümkün kılmıştır, arkeolojik varlıkların taşıdığı kültürel-tarihsel önemlilikler belirlenmiştir.. Önemliliklerin bir kompozit harita formunda görselleştirilmesi ve veritabanı üzerinden yansıtılması ise peyzaj analizlerinin bulgularının idari süreçlere yansıtılmasının yöntemi olarak önerilmiştir. Bölüm içerisinde bu yöntem önerisinin uygulama adımları gerekçelendirilerek tanımlanmaktadır. Beşinci bölüm, öncelikle çalışmaya konu olan coğrafyadaki planlama süreçlerini ele alarak, coğrafyanın kalkınması için belirlenen senaryoları araştırmıştır. Ulusal ölçekten bölge ölçeğine kadar üretilen çeşitli stratejik ve mekansal planlar, plan hedefleri, gelişme eksenleri ve bu eksenlerin Teke Yarımadası'na hangi aktivitelerle yansıyacağını anlamak üzere karşılaştırmalı olarak araştırılmıştır. Envanter araştırması sürecinde araştırmacılar ya da tescilden sorumlu birimler tarafından ifade edilen insan kaynaklı sorunlar da kategorize edilerek bu sorunların çalışma alanına dağılımı irdelenmiştir. Böylece dördüncü bölüm kapsamında ortaya konan envanter bilgileri ve önemlilikler, coğrafyanın gelişim süreçleri ve güncel yaşantısının ürettiği bozulmalarla karşılaştırılabilmiştir. Bölgesel değerlendirmenin bir sonraki adımı olarak da, kültürel-tarihsel katmanlaşmaların ürettiği değerlerlerin oluşturduğu kompozisyonlara bağlı olarak alt peyzaj idari bölgeleri önerileri geliştirilmiş, bu alt peyzaj idari bölgelerinin farklı niteliklere sahip üç tanesi incelenerek analiz ve envanter verilerinin planlama süreçleri ile bir araya getirilerek değerlendirmesinin örnekleri çalışılmıştır. Alt peyzaj idari bölgelerine yönelik olarak tarihsel değerler, güncel anlam ve etkileşim alanları, araştırma durumu ve potansiyeli, korunma potansiyeli ve koruma sorunları araştırılmış, ardından bu bulguların Çevre Düzeni Planları kararları ile etkileşimleri üzerinden planlama önerileri ve alt peyzaj alanının ortaya koyduğu niteliklere uygun ilkesel öneriler belirlenmiştir. Çalışmanın altıncı ve son bölümü, araştırmanın yöntem ve bulgularının tartışıldığı bölümdür. Çalışmanın hemen her bölümün kendi iç değerlendirmesi olmakla birlikte, bu bölümde genel anlamda çalışmanın hedefleri ile tutarlı olarak elde edilen sonuçlar değerlendirilmiş, böylece çalışmada önerilen yöntemin geçerliliği ve işlerliği, çalışma bulgularının kullanım alanları üzerine çıkarımlarda bulunulmuştur. Bölgesel bir yaklaşımın faydalarını ve kullanım alanlarını değerlendirmek üzere, Likya Arkeolojik Peyzajı bir yöntem önerisi, bir bölgesel bilgi katmanı, bir koruma ve yönetim aracı, ve uyarlanabilir bir model olarak farklı yönleri ile tartışılmıştır. Çalışmanın diğer çıktıları olarak, arkeolojik mirasın korunması ile ilgili değerlendirme ve öneriler, bu alanlarda ihtiyaç duyulan diğer çalışmalar ve araştırma alanları gibi konuların da üzerinde durulmuştur.
Conservation approaches should always be developed with regard to the context of a place and the whole it belongs to. The complex and sometimes unknowable nature of archeological assets places them among a more challenging vein of heritage and conservation, due to the fact that their context and the wholeness of the cultural systems they belong to are not easily identifiable. This study essentially focuses on the identification of more than 570 sites or monuments within the Lycian Region, mostly referenced in archeological research literature and institutional resources, with the collective historical depth ranging from the Paleolithic period up until the end of the Byzantine Period, their inventorization, and a method of archaeological landscape analysis and extraction of values arising from their collective existence and translating these values to plan makers in charge of planning a future for the current living landscape of Teke Peninsula. In order to do this, this research bases its theoretical grounds in the conservation theories of the 21st century, especially taking reference from cultural landscape theories and experiences. The second chapter of the study examines and identifies the theoretical background and grounding for the choice of the archaeological landscape approach. Starting with an examination of the cultural heritage and conservation discourse of the 21st century and the roots of some modern approaches, especially focusing on the concepts such as values, be they instrumental or essential, their impacts on ongoing social life, including a brief look at where heritage lies within sustainable development concerns, the chapter aims firstly at outlining the answers to the question of 'why and how we preserve, what we preserve?'; evidently finding that heritage and its values are exhaustive, and relevant to a wide public, presenting an ever expanding concept, and the preservation and propagation of physically and intangibly wide ranging values is dependent on an in depth understanding and research method even on the more static places like archaeological sites. The chapter grounds the reasoning that an archaeological landscape approach based on the experiences and theories of cultural landscapes is valid, and much needed. The chapter then goes on to discuss the values of archaeological material, the relationship of methods of research with the known and unknown aspects of these places, and discussions on how archaeological heritage presents at landscape scale, in order to determine how a cultural landscape approach should readjust to the different nature of archaeological heritage. Following these discussions, with regard to the scope, scale and context of the study, different approaches developed around the concept of cultural landscapes are studied. Ranging from sources such as international doctrines, some nationally developed frameworks, theoretical approaches to identifiying values grounded in landscapes, researches performed on large scale geographies, guidance and lessons learned from these experiences, and an examination of the legal frameworks of Turkey regarding archaeological heritage in order to identify the legal heritage management frame of the study area and to examine the compatibility and the limitations imposed on the proposed approach, the chapter identifies the criteria to formulate an archaeological landscape approach and puts forward a methodology. The third chapter of the study focuses on setting the geographical and cultural-historical background of the Lycian Region, the subject matter of this research. A literature based study on the geography, history, and historical settlement and construction activity of the region, an examination of the culturally unique Lycian forms, and identification of post Lycian periods' urban and rural settlement organization and networks provided the material base for the structuring of the database for the method proposed. The examination of the research history of the region, which goes back to early 19th century, the identification of performed and/or ongoing archaeology researches into the various aspects of the region provided a bulky base of archaeological information on which to build a reliable research based inventory and database. Last portion of the chapter focuses on identifying interfaces between archaeological assets and ongoing life in the peninsula, in order to point out the archaeology related values created by contemporary experiences and point to other venues of supplementary research for the future regarding the many layers of heritage of the peninsula. Following two background sections on the theory and material aspects of the research subject, the fourth section implements the proposed method for the identification, inventorization, analysis and expression of archaeological landscape values of the Lycian Region. Archaeological research literature being the main foundation, data obtained from current GIS based applications, ortophoto basemaps and altitude information, visuals, field studies, registry information and development plans are identified as data sources. An inventory containing qualitative and quantitative data fields, such as geographical location, archaeological narrative sensitive to emphasizing site connections and resources, historical period information, site or monument typology, physical integrity, accessibility, research status and institutional awareness is eventually finalized, up to a level of data saturation in order to establish a reliable base for any analysis to be performed. The information obtained from archaeological narrative, especially regarding the nature of the development of the cultural aspects of the area, allowed for the implementation of the analysis methodology based on the creation processes of values for the region as proposed in the second chapter. This analysis methodology based on period characteristics, texture and density zones, and particularities stemming from uniqueness and/or attached meanings to a place during its existence allowed for understanding the extents and ranges of cultural-historical values of the region. These facets of significances were then classified and additionally expressed in an information map form. Additional meanings, such as modern day relationships between site and ongoing life, possible reiteration of ancient forms in traditional rural structures were accepted as interfaces of contemporary value production, and were appended to the study as a map layer. The resulting composite map, including all layers of significances discovered during the analysis phase had the intention of translating cultural heritage value information into guidance for development and land use plans. The fifth chapter firstly focuses on identifying the different levels of planning that manage the future and development activities of the geography. Different strategic and spatial development and/or land use plans, ranging from national scale to regional scale, plan aims, identified development axes, and how and through what activities these would reflect on the Teke Peninsula were considered as the main point of discussion. Also, the human based damages and threats identified by researchers and/or protection councils, observed through site visits and ortophoto imagery were categorized and their geographical distribution was examined to determine possible relationships. This allowed for a comparative study of the values identified in the fourth chapter, the expectations of development in the geography, and human based damages which have occurred as a result of ongoing life. The next step on the evaluation of and addressing to the regional conservation problems was the identification of possible sub-regional management zones. After the identification of 14 possible management zones, a study of three of these zones chosen according to their various differences in scale, historical layering and geomorphological aspects was undertaken. This allowed for an assessment under the sub headings of historical-cultural significances, modern day values and interaction zones, research state and potential, conservation potential and problems, finally comparing them against land use plans and formulating zone specific conservation principles and suggestions for conservation directions. The last and final chapter of the study is a discussion on the methods and findings of the research. Although almost each chapter contains discussion on the findings relevant to the chapter, this section assessed the findings relevant to the aims of the study and examined the applicability of this proposed approach and the uses of the research to further preservation of the assets at hand. The different aspects of the Lycian Archaeological Landscape approach as a methodology, a regional information source, a conservation tool for the region and as an adjustable model were discussed, in order to evaluate the uses and benefits of a regional approach. Other outcomes of the research such as suggestions and considerations on the conservation of archaeological heritage and its inherent information were also discussed, also pointing in the direction of other possible research areas concerning the protection of archaeological material.
Açıklama
Tez(Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022
Anahtar kelimeler
arkeolojik miras, archaeological heritage, Likya, Lycia
Alıntı