Uzlaşı sürecinin bellek, mekân ve aktör ilişkileri üzerinden incelenmesi: Galata surları ve çevresi

thumbnail.default.alt
Tarih
2022
Yazarlar
Sabaner, Cemil
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
ezdeki uzlaşı kavramı, Umberto Eco'nun Açık Yapıt kitabında belirttiği ''uzlaşma'' eylemini örnek almaktadır. Sanat yapıtı için kullanılan kavram, mekân kapsamında incelemenin yapılması için yorumlanıp ''mekândaki uzlaşı'' olarak değerlendirilmektedir. Uzlaşma, yaygın bilinen anlamının aksine, sadece planlı, fiziksel ve yüz yüze olarak gerçekleşmemektedir. Çalışmanın değindiği uzlaşı, uyaran ve algılayan arasında, zihinsel süreçlerde ortaya çıkmaktadır. Var olan ve yeni üretilen anlamların karşılaşmasını sağlayan muğlak bir ilişkiye sahiptir. Karşılaşmalar sonucunda taraflar ilk anlamlarından ödün vererek yeni bir anlam üretmektedir. Mimarlık sanatının ürünü olan mekân, hem bir sanat yapıtına ait aurayı taşır, hem de bir kullanım özelliğine sahiptir. Bu sebeple karmaşık uzlaşı süreçlerini barındırmaktadır. Tezin ele aldığı mekân, uzlaşı eyleminin etkenlerini ortaya koymaktadır. Uzlaşının varlığından bahsetmek için taraflar mekânın aktörleri olarak belirlenmiştir. Mimar ve kullanıcı sahip oldukları roller üzerinden algılanır olmakta, karşılaşmaları gerçekleştirmektedir. Araştırma sorusu, karşılaşmaların gerçekleşme biçimi üzerinden oluşturulmaktadır: Mimar belki de hiçbir zaman yüz yüze gelemeyeceği mekân kullanıcısı ile nasıl iletişim kurar? Uzlaşının mekândaki iletişim için üstlendiği rol, soruya verilecek yanıtlar için ilham kaynağı oluşturmaktadır. Aktörlerin karşılaşması bellek-mekân arasındaki ilişkiye dayanmaktadır, çünkü mekân, bellekler arasındaki iletişimi başlatan bir araçtır. Çalışma, aktörlere ait bireysel, kolektif ve yaratıcı bellek süreçlerinin iç içe geçerek belirsizleştiği bir bellek modelini önermektedir. Bu bellek modeli ''muğlak birikimler'' adıyla belirtilmektedir. Muğlak birikimler uzlaşı için anlık olarak tetiklenerek, mekânı fiziksel ve anlamsal olarak dönüştürme potansiyellerine sahiptir. Dönüşüm, uzlaşma eyleminin gerekliliği olan, varlığından ödün vererek yeni olanı üretme eğilimi ile ilişkilidir. Mekândaki dönüşümlerin anlamı, uzlaşı dilinin faktörlerinin yaratılmasında etkili olmaktadır. Uzlaşının dili, konuşma eyleminden farklı olarak mekânsal faktörlerin anlamlandırılmasına dayalıdır. Faktörlerin yarattığı farklı anlamlar, gerilimlere, çatışmalara sebebiyet vermektedir. Ancak süreç sonunda yaratılan ortak anlam, uzlaşıyı sağlamaktadır. Uzlaşı bu doğrultuda, gündelik hayattaki deneyimlere etki etmektedir. Aktör-faktör ilişkisi bağlamında incelenen örnekler, baskın bir otoritenin varlığı yerine, katılımcı yaklaşımları kabul eder. Bu yüzden mimarlar tepeden inme yaklaşımlardan kaçınmaktadır. İnsan merkezci bir tasarım yaklaşımı benimseyip, gelecekte gerçekleşmesi muhtemel mekân senaryoları ve kullanıcı kararları için açıklık yaratmaktadırlar. Bu sayede uzlaşı amacıyla üretilen veya süreç içerisinde uzlaşıyı mümkün kılan mekânlar ortaya çıkmaktadır. Son örnek olarak belirlenmiş, İstanbul'un Galata bölgesinde yer alan Galata Suru, çalışma alanını oluşturmaktadır. 13.yy'dan itibaren varlığını sürdüren sur, Ceneviz halkı tarafından inşaa edilmeye başlanmıştır. Duvar, mekân ölçeğinden kent sistemine uzanan sınırları ayakta tutup, gündelik hayata ait ilişkilerin düzenlenmesinde görev alarak, yeni roller ve anlamlar kazanmıştır. Bu bölümde, surun hikâyesi, yapılış amacı; gündelik hayatın pratikleri ve mekânsal deneyimler aracılığıyla anlatılmaktadır. Bu doğrultuda surun günümüze ulaşan dört kalıntısı ve geçmişe ait sur rotası incelenmektedir. Flanörlük deneyimi üzerinden gelen güncel ve öznel bilgi ile literatür taramasından elde edilen nesnel bilgi, uzlaşının mekânsal faktörlerini yorumlamak için çakıştırılır. Bu sayede yapıdaki ve çevredeki değişim uzlaşı ile ilişkilendirilmektedir. Süreç sonunda, uzlaşının hikâyesinin anlatıldığı bir dizi seri çizim seti okuyucu ile paylaşılmaktadır. Çalışma, örneklere ait analizleri ve sentezleri kullanarak mekânda gerçekleşen uzlaşı eylemini algılanır hale getirmeye odaklanmaktadır. Bu sayede uzlaşının, yaratıcılığa, aidiyet duygusuna ve kolektif belleğin üretilmesindeki etkisi ön plana çıkarılmak istenmekte, mekân aktörlerinin rolleri için öneriler sunulmaktadır. Mimarın kullanıcı ile kuracağı iletişimi bir tasarım parametresi olarak belirlemesi bellekte yer edinen, dönüşüme açık mekânların üretilmesinde etkili olacaktır. Mekân kullanıcısı ise deneyimlerini bir diyalog ortamında gerçekleştirirken, yaratıcılığı için gerekli cesareti ve ilham kaynağını elde etmekte, sıradanlığını kırmak ve tüketici rolünden sıyrılmak için bir fırsat yakalamaktadır.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022
Anahtar kelimeler
İlişkisellik, Çevre faktörleri, Zamansallık, Sanatsal yaratıcılık, Mekansal bellek, Bilişsel uzlaşma, Bellek mekanları
Alıntı