Kamu özel iş birliği projelerinde etkin risk yönetimi için nitel risk değerlendirme modeli

thumbnail.default.alt
Tarih
2024-06-05
Yazarlar
Kuru, Kadir
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Özet
Kamu Özel İş Birliği (KÖİ); Kamu (public party) ve Özel sektör (private party) arasında bir tesisin inşası veya bir hizmetin sağlanması için kurulan, genellikle uzun dönemli olan, risk paylaşımı esasına dayalı, özel sektörün tasarım/yapım/finansman/işletme gibi sorumlulukları üstlendiği ve kamu tarafından yapılan ödemelerle veya tesisin kullanıcılarının yaptığı ödemelerle gelir elde ettiği bir iş birliği modelidir. Bu iş birliği modeli hem bir proje teslim yöntemi hem de bir proje finansmanı modelidir. KÖİ projelerinin riskleri iyi yönetilmediği takdirde ortaya çıkabilecek yıkıcı sonuçlar, akademik literatürde bu modelin çok fazla ilgi görmesine neden olmaktadır. Risklerin belirlenmesi, risklerin paydaşlar arasında tahsisi, risklerin analizi ve değerlendirilmesi sık çalışılan konulardır. Sık çalışılan bir konu olmasın karşın, KÖİ literatüründe hala çok sayıda boşluk tespit etmek mümkündür. Bu tez çalışması kapsamında da KÖİ risk literatürüne ilişkin üç boşluk belirlenmiş ve bu boşlukların doldurulması neticesinde geliştirilen KÖİ kalitatif (nitel) risk değerlendirme modeli ortaya koyulmuştur. Tespit edilen üç boşluktan ilki; KÖİ projelerinde kamu tarafından değerlendirilmesi/analiz edilmesi gereken risklerin literatürde saptanmamış ve bir arada sunulmamış olmasıdır. Kamu tarafına tahsis edilecek risklere ilişkin çok sayıda çalışma olsa da kamunun analiz etmesi/değerlendirmesi gereken risklerin neler olduğuna dair sorunun daha önce yanıtlanmadığı görülmüştür. Bu sorunun, risk tahsisine ilişkin araştırma sorusundan farklılaşmasının sebebi; KÖİ'lerde bazı riskler kamuya tahsis edilmemiş olsa dahi kamunun bu riskleri yine de kendi risk değerlendirme süreçlerinde de gözden geçirmesinin gerekli olmasıdır. Bu doğrultuda, bu risklerin belirlenmesinin literatürdeki bu boşluğu kapatacağı düşünülmüştür. Literatür taraması sonucu tespit edilen ikinci boşluk, KÖİ projelerinde risk yönetimi ve sözleşme süreçlerinde kamu tarafınca gereksinim duyulabilecek bilgi öğelerinin saptanmamış olmasıdır. Bilgi gereksinimleri; projeyle, sözleşmeyle, risklerle ilgili kayıt altına alınabilecek ve süreçlerde kullanılabilecek bilgi öğeleri olarak ifade edilebilir. Literatürde, gereksinimleri belirleme amacıyla yola çıkan ve kapsamlı bir liste halinde bu gereksinimleri sunan çalışmalarla karşılaşılmadığı için bu tez kapsamında bu boşluğun da kapatılması hedeflenmiştir. Gerekli bilgi öğelerinin belirli olmaması KÖİ'lerde proje risklerine ilişkin bilgi yönetimi modelleri ve sistemlerinin geliştirilmesinin önündeki engellerden birisi olduğu için önemli bir literatür boşluğudur. Literatürde tespit edilen üçüncü boşluk ise; KÖİ'lere özgü olarak geliştirilmiş, özelleştirilebilir yapısıyla tüm KÖİ projelerini hedefleyen ve projelerin nitel risk değerlendirme sürecine odaklanan bir aracın olmamasıdır. Akademik çalışmalar incelendiğinde KÖİ risklerinin değerlendirilmesi için kalitatif (nitel), kantitatif (nicel) ve yarı kantitatif (yarı nicel) yöntemler olmak üzere çeşitli teknikler kullanılsa da nitel çalışmaların genellikle çok az olduğu ve mevcut nitel çalışmaların çok büyük çoğunluğunun da, linguistik ifadelerle belirlenen olasılık ve etki değerlendirmelerine göre yalnızca risk önceliği sıralaması yapan çalışmalar olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, akademik literatürde, risklerin o risklere atanan nitel bilgiler ile değerlendirildiği çalışmalarla sık karşılaşılmamaktadır. Diğer taraftan, KÖİ sektöründeki öncü kuruluş ve organizasyonların yayınları incelendiğinde; risk kayıtları, risk matrisleri gibi araçlar kullanılarak risklerin nitel değerlendirme süreçlerinin yürütüldüğü ve sektörde bu adımın çok önemsendiği görülmektedir. Akademik çalışmaların daha çok kantitatif ve yarı kantitatif araştırmalara odaklanması ve sektörün önemsediği nitel risk değerlendirmenin akademide çok çalışılmaması akademi ve sektör arasında bir kopukluk oluşturmaktadır. Her ne kadar sektörün nitel risk değerlendirme süreçlerinde kullanmak için tercih ettiği risk matrisleri ve risk kayıtları gibi kendi araçları olsa da, bu risk matrislerinin ve risk kayıtlarının da sınırlı düzeyde bilgi tuttuğu görülmektedir. Riskler hakkında sadece temel bazı bilgileri baz alarak risklerin değerlendirilmesi, eksik ve yanlış yorumlamalar, hatalı risk tahsisi gibi sorunları ortaya çıkarabilir. Sektörel anlamda tercih edilen risk matrisleri ve risk kayıtlarının bir diğer problemi ise standart yapılara sahip olmaları, yani projeye göre özelleştirilememeleridir. Neticede hem akademik hem de sektörel literatür bir arada incelendiğinde bahsedilen üçüncü boşluk, yani KÖİ'lerin nitel risk değerlendirme süreçlerine yönelik bilgi tabanlı özelleştirilebilir model eksikliği net şekilde görülmektedir.
Açıklama
Tez (Doktora) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2024
Anahtar kelimeler
Risk yönetimi, Risk management, Özel sektörler, Private sectors
Alıntı