FBE- Endüstri Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Son Başvurular
1 - 5 / 468
-
ÖgeAcil durumlarda yaya tahliyesi için grup davranışı içeren sosyal kuvvet modeli önerisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2017-12-18)Güvenlik insanların temel ihtiyaçlarından birisidir. Öte yandan yangın, terör saldırısı ve doğal felaket gibi durumlar insanların ve diğer canlıların can ve mal güvenliği için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu tür felaketlerle yaşamımız boyunca çok sık karşılaşmamıza rağmen, karşılaşmamız durumunda hazırlıksız yakalanmamıza bağlı olarak çok dramatik sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bu felaketlerden çoğu zaman kaçınmak mümkün olmadığından dolayı, karşılaşmamız anında olabileceklere karşı alınabilecek önlemler kayıpları en aza indirmek açısından faydalı olacaktır. Acil durumlardaki kayıpları en aza indirebilmek için etkili tahliye planlarına ihtiyaç vardır. Deneysel çalışmalar ve bilgisayar destekli analizler bu planların oluşturulmasında uygun yöntemler olarak görülmektedir. Matematiksel denklemler, bazı fizik teorileri ve simülasyon modelleri tahliye planlamasında bilgisayar destekli analizin temelini oluşturmaktadır. Acil durumdaki yaya davranışlarının modellenmesi yeni bina tasarımından robot planlama ve kontrolü gibi birçok farklı alanda önemli bir yere sahiptir. Trafik ve yapı mühendisleri, yaya trafiği planlamacıları ve tahliye planlamacıları en etkili tahliye ve yaya akışını sağlamak amacıyla bu modelleri yaptıkları yapıların tasarımı aşamasında bir girdi olarak kullanabilir. Yaya dinamiklerinin modellemesinde kullanılan modellere son yıllarda olan ilgi artmaktadır. Çünkü bu modeller yaya davranışlarının tahmin edilmesinde ve tahliye bölgelerinin tasarımında kritik bir role sahiptir. Bu modeller literatürde farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır. En yaygın olarak kullanılan sınıflandırmalar Mikroskopik-Makroskopik, Sürekli-Kesikli, Deterministik-Stokastik şeklindedir. Bu çalışma içerisinde ise modeller Mikroskopik-Mezoskopik-Makroskopik şeklinde sınıflandırılmıştır. Çalışma içerisinde bu üç temel başlık altında toplanan modelleri incelediğimiz zaman, hesaplama zamanı ve sağlanan detay seviyesi noktalarında farklılıklar olduğu görülmektedir. Mikroskopik modeller daha fazla hesaplama zamanına ihtiyaç duyarken, daha detaylı ve daha gerçekçi yaya davranışları ortaya çıkardığı görülmektedir. Makroskopik modeller ise mikroskopik modellerin tam tersi daha az hesaplama zamanı ve daha az detaya sahip modeller ortaya koymaktadır. Mezoskopik modeller ise iki yaklaşımın hibrid hali olarak göze çarpmaktadır. Literatürde kullanılan modellere baktığımız zaman Mikroskopik modeller içerisinde yer alan Ajan Temelli modelleme yaklaşımının daha yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Ajan temelli benzetim bireylerin otonom ve birbirleriyle etkileşim kurabilen ajanlar olarak tanımlandığı modellerdir. Ajanlar sahip oldukları kurallar doğrultusunda bilgi alma, alınan bilgiyi işleme, değişen ortama uyum sağlama ve karar verme yeteneğine sahip otonom bireylerdir Ajan temelli modelleme ve simülasyon kesikli olay simülasyonu ve nesneye yönelik programlama yönteminden faydalanarak kompleks uyarlanabilir sistemleri yönetir. Yaya davranışlarının modellenmesinde kullanılan mikroskopik modellerden biri Sosyal Kuvvet Modelidir. SKM yayaların hareketlerinin belirli kuvvetlerin etkisi altında ortaya çıktığını ileri süren, Newton'un ikinci hareket yasasına dayanan matematiksel bir modeldir. Modelin bu ismin almasının sebebi yayaların hareketlerinin ortaya çıkmasında etkili olan içsel motivasyonları birer kuvvet olarak düşünmesidir. Modelin bazı eksik yanları olmasına rağmen, yaya davranışlarının modellenmesinde literatürde çok önemli bir yere sahiptir. %Acil durumdaki yaya hareketlerinin yalnızca birer robot, ya da fiziksel paçacık şeklinde modellendiği modeller her zaman için eksik kalacaktır. Çünkü psikolojik, sosyolojik, eğitim vb., faktörler yayaların sergilediği davranışları etkilemektedir. Ayrıca yayalar çevresiyle etkileşim kuran sosyal varlıklardır. Bu tez çalışmasında acil durumda kaçan yaya gruplarını modellemek amacıyla matematiksel bir model oluşturulmuş ve AnyLogic yazılımı kullanılarak modelin implementasyonu sağlanmıştır. Önerilen model Helbing'in temel SKM dayanmakta olup, model üzerinde grup davranışı doğrultusunda bazı değişiklikler yapılmıştır. Temel modele, modelin eksikleri ve grup davranışı doğrultusunda bazı yeni kuvvetler eklenmiştir. Ajan temelli modelleme yaklaşımı kullanılmış ve yayalar belirli kuvvetlerin etkisi altında hareket eden ajanlar olarak modellenmiştir. Yayaların belirli bir t anındaki yeni konumlarının ve hızlarının elde edilmesinde Euler nümerik yönteminden faydalanılmıştır. Önerilen model iki boyutlu düzlemde sürekli iken, adi diferansiyel denklemin çözümünde kullanılan Eüler nümerik yaklaşımdan dolayı zaman kesiklidir. Yayalar gruplara bölünmüş ve gruplar halinde hareket etmeleri sağlanmıştır. Yaya grupları oluşturulurken Sosyal uzaklık teorisi ve K-Means kümeleme algoritmasından faydalanılmıştır. Yaya yoğunluğunun 0.125 den küçük olduğu durumlarda yayalar sosyal uzaklık teorisine göre gruplandırılırken yaya yoğunluğunun daha büyük olduğu durumlarda K-means kümeleme algoritmasından faydalanılmıştır. Yayaların birarada hareket etmelerini sağlamak amacıyla Boids algoritmasından esinlenilmiş ve grup içerisinde yer alan yayaların algılanan kütle merkezleri hesaplanarak ve bu kütle merkezinden grup üyelerine hayali bir grup kuvveti uygulanarak grup üyelerinin birbirlerine yakın hareket etmeleri sağlanmıştır. Ayrıca grup davranışının bir alt türü olan lideri takip etme davranışını da incelemek amacıyla her bir grup içerisinde bir lider olma durumunu incelenmiş, lider çekici kuvveti sosyal kuvvet modeline eklenmiştir. Ayrıca liderin hedefe doğru gidişinin engellenmemesi amacıyla lider itici kuvveti de eklenmiştir. Önerilen modelin etkinliğini ortaya koymak amacıyla simülasyon deneyleri yapılmıştır. Yaya sayısı, çıkış sayısı, çıkışın genişliği, engellerin varlığı, konumu, grup sayısı ve lider sayısı gibi farklı senaryolar test edilmiş ve tüm senaryolar için tahliye süreleri elde edilmiştir. Her bir deney için 100 koşum yapılmış ve yapılan koşumların ortalaması alınarak tahliye süreleri elde edilmiştir. Modelin doğrulanmasını sağlamak amacıyla önerilen model literatürde yer alan çalışmalar ile karşılaştırılmış ve çalışmalara benzer sonuçlar verdiği görülmüştür. Daha sonra ise modelin acil durumlarda meydana gelen yaya olgularını meydana getirme durumu incelenmiş ve bu durumların birçoğunu ortaya koyduğu gözlemlenmiştir.
-
ÖgeÇağrı merkezi süreçlerinin süreç madenciliği ile incelenmesi ve maliyet analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020)Günümüzde kullanılan yazılım ürünleri kendi görevlerini yerine getirirken bir yandan yüksek boyutta veri oluşturmaktadır. Üretilen veriler yeni uygulamalara kapı açmaktadır. Süreç Madenciliği bu veriler ile ortaya çıkmış bir alandır. Olay kayıtlarından ilgili sürecin modeli çıkarılabilmekte, çıkarılan modellerin üzerinde tekrar olay kayıtları incelenerek doğruluğu kontrol edilmekte ve problem noktaları tespit edilerek iyileştirmelerin yapılması sağlanmaktadır. Çağrı merkezleri, firmaların müşterileri ile iletişim konusunda kullandıkları öncelikli noktalardan biridir. Müşterilerin problemlerini ve isteklerini ilettikleri çağrı merkezleri, müşteri açısından önemli bir nokta olmasının yanında firmalar için de üzerinde çalışılması gereken bir alan olmuştur. Çözülmesi gereken konular ve organize edilmesi gereken büyük bir organizasyon olması nedeniyle birçok çalışma bu alanda yapılmıştır. Sesli yanıt sistemleri ise otomasyon veya yönlendirme sağlanarak kolayca çözülebilecek problemlerin çağrı merkezindeki yoğun kullanıma dahil olmadan çözülebilmesi için kullanılan teknolojidir.
-
ÖgeBir firmada stok kontrol sistemine öneriler ve kanban uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993)Mevcut bir firmadaki Envanter Sisteminin ele alındığı bu tezde ilgili konunun dört ana kısımda incelenmesi uygun gö rülmüştür. ilk kısım Envanter Planlama Sisteminin ait konularından biri olan Stok Kontrol Sisteminin tanıtımına ve sistemi oluş turan önemli unsurların gözden geçirilmesine ayrılmıştır. ikinci kısımda ise ele alınan firmanın mevcut stok kont rol sistemi gözden geçirilmekte ve potansiyel sorunlar ele alınıp çözüm önerileri getirilmektedir. Üçüncü kısımda üretim hattı için uygulanması düşünülen (JIT) Kanban Sistemi hakkında açıklayıcı bilgiler verilmekte dir. Dördüncü kısımda ise kariban sisteminin mevcut bir üretim hattına uygulanma aşamalarını, sistemin uygulanmasını ve si- mülasyon yaklaşımı ile sistemin çalışması için optimum değer lerin analiz edilmesini içermektedir. Analiz sonuçları bölüm sonunda verilmektedir.
-
ÖgeÇok amaçlı karar verme metodları ve bir bilgisayar programı(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992)Bu çalışma ana olarak üç bölümde toplanabilir. îlk bölümde temel olarak karar verme olayı incelenmiş, karar verme süreci içinde bir problemin gözlenmesi ve saptanması daha sonrada amaçların saptanması ve uygulanması anlatılmıştır. Verilen kararın uygulanmasından sonra da çalışmaların devam ettiği vurgulanmış ve geri beslemelerle birlikte model kurmanın önemi üstünde durulmuştur. İkinci bölümde ise çok amaçlı karar verme metodları anlatılmıştır. İlk olarak temel kabuller içersinde tanımladığımız, bileşenler, amaçlar, hedefler ve ölçütler açıklanmış sonrada optimal çözüm, baskın çözüm, tercih edilen çözüm ve tatmin edici çözüm gibi ifadelere yer verilmiştir. Bundan sonra mevcut metodların sınıflandırılmasına geçilmiş ve tercihsel bilginin verilmesine bağlı olarak mevcut metodlar sınıflandırılmıştır. Buna göre ilk olarak hiç bir tercih bilgisinin verilmediği metodlardan toplu kriter metodu incelenmiş, daha sonra tercihsel bilginin başlangıçta verildiği metodlara geçilmiştir.; Tercihsel bilginin ilerleyen safhalarda verildiği etkileşimli metodları ele almadan evvel etkileşimli yaklaşımın avantaj ve dezavantajları üstünde durulmuş, bu tip metodların yapısı incelenmiş ve kendi aralarında sınıflandırılmıştır. Buna göre ilk olarak 1. grup etkileşimli metodlardan Geoffrion (GDF) metodu ele alınmış, bu metodda kullanılan Frank-Wolfe algoritması üzerinde durulmuş ve bir eleştiri getirilmiştir. 2. grup etkileşimli metodlardan ise Zionts-Wallenius ve Steuer metodları incelenmiştir. 3. grup metodlar ise kendi aralarında da üçe ayrılmıştır ve 3A grubu adı altında STEM metodu, 3B grubunda Delft ve Ni jkamp' in zincirleme optimizasyon modeli incelenmiş ve zincirleme olarak çok amaçlı problem çözme tekniğinin avantaj ve dezavantajları üstünde durulmuştur. 3C grubundan uzlaşık programlama (Compromise programming) ve etkileşimli uzlaşık programları ayrıntılarıyla incelenmiştir. Oçüncü bölümde ise tercih bilgisinin ilerleyen safhalarda verildiği 2. grup etkileşimli metodlardan Zionts- Wallenius metodunun bir bilgisayar programı yazılmış, bu yöntemle bir vaka problemi çözülmüş ve diğer yöntemlere göre karşılaştırması yapılmıştır.
-
ÖgeYönetim bilişim sistemlerinde etkinlik(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992)Veri (Data), bir veya daha fazla işleyici'den (Processor) geçirilerek o iş ile ilgili kişiye bir anlam ve değer ifade edecek gerçeklerdir, bilgiye dönüştürülürler. Bir organizasyonda her an binlerce veri ortaya çıkar, fakat bunlardan anlamlı ola bilecek bir kısmı seçilerek işlenir. Karar verici durumundaki kişiler veriyi değil, bilgi'yi (Information) kullanırlar. Bir Yönetim Bilişim Sistemi-YBS (Management Information Systems-MIS), yetkili kişilere o organizasyonla ilgili veri ve ya bilgiyi zamanında sağlayan bir sistemdir. Bir YBS çalışma sı k bileşenden meydana gelir: (1) Transaction İşleme Sistemle- ri-TÎS (Transaction Processiag Systems-TPS), (2) Bilgi Raporlama Sistemleri-BRS (Information Reporting Systems-IRS), (3) Karar Destek Sistemleri-KDS (Decision Support Syatems-DSS) ve (4) Ofis Otomasyonu-00 (Office Aut ornat ion-OA). Günümüz organizasyonlarında bilgi, günlük ve rutin iş lerin yerine getirilmesinde değil stratejik bir silah olarak kullanılmaktadır. Bilgi Kaynağı Yönetimi (Information Resource Management), bilginin stratejik bir kaynak olarak ele alındığı yönetim şeklidir. Küçük ölçekli organizasyonlar dahi günümüzde bilgisayar tetralli bilişim sistemleri kurma ve yararlanma çabasındadırlar. Bu çabaların büyük kısmı başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bunun sebebi bu sistemlerin 'Etkinlik' bakımından zayıf olmaları dır. Etkinlik(Effectiveness), organizasyonun ihtiyaç ve şartlarına uygun olan bilişim sisteminin seçimi ve uygulamasıdır.